|
Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin (D. 1369/V. 1420)’in Fikir Yapısı Kategori: Makale | 0 Yorum | 96505 Okunma Tarihçi Hammer'in ifadesine bakılacak olursa. Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin Miladi 1369 yılında Kütahya’nın Simav ilçesinde doğmuştur. Devrin Osmanlı tarihçileri, bu zatın doğum yerinin Simav oldu¬ğu görüşüne ekseriyetle muvafakat etmişlerdir.(1) ...Devamı.» Türkçemize Bergüzar: BERGÜZAR NEFES Kategori: Makale | 0 Yorum | 69971 Okunma “Can Nefes”le başlıyor, “Dillence” ile sonlanıyor. 133 Nefes’i bir nefeslik letafet ve zerafette okuma ziyafetini yaşatıyor. (1) Her “Nefes”, insanın sayılı nefesleriyle kuşatıldığı duygu ve heyecan fırtınasında, hem bir dinginlik molası, hem de bir sonraki nefese kuvvet toplamak manasına geliyor. Durgunluktan savrulmaya, sükûnetten kıyamete, suskunluktan dilbazlığa, doğrusu, bir uçtan diğer bir uca rüzgârla tozup göğe ağan sözcüklere dönüşüyor nefesler. ...Devamı.» İslam Rönesans’ı ya da Farabicilik Çağı’nı Açan Türk Filozofu: Farabi Kategori: Makale | 0 Yorum | 144554 Okunma Ortaçağ Latince metinlerde ve eserlerde “Alfarabius” ya da “Avennasar” diye bilinen meşhur Türk filozofu Farabi’nin tam adı, Ebu Nasr Muhammed bin Muhammed bin Tarhan bin Uzluk’tur. Farabi, İslam felsefesinin en güçlü filozoflarındandır. “İlk Muallim” (öğretici) Aristo’dan sonra, “İkinci Muallim” unvanıyla tanınmış; felsefe ve düşünce tarihinde bu unvanla anılmıştır.(1) ...Devamı.» Ziya Gökalp’in Küçük Mecmua’daki Yazılarında Türk Felsefesinin izleri Kategori: Makale | 0 Yorum | 148353 Okunma Ziya Gökalp Küçük Mecmua’da sistematik bir Türk felsefesinden söz etmez. Çünkü Türk felsefesi tarihsel süreç içinde oluşmuş bir gerçeklik değildir. Birikim ve kültürel miras bakımından çok zengin bir maziye sahip olmak bakımından bir Türk felsefesinden söz edebilecek imkânlarımızın olduğunu Gökalp’ın yer verdiğimiz derinlikli yazılarından öğreniyoruz. Ancak bu yazılar, hâlihazırda bir Türk felsefesini kastetmez; aksine nasıl bir Türk felsefesi olması gerektiğine ilişkin öneriler tarzındadır. Gökalp’ın felsefi yazıları, bu hazırlık aşamasını işaret ettiği için, bazı çelişkileri de içinde barındırmaktadır. ...Devamı.» Kültürde Muhafazakârlaşma, Dilde Fukaralaşma Kategori: Makale | 1 Yorum | 79845 Okunma 12 Eylül 1980 ihtilali öncesinden beri var olan, sonradan da bu ihtilalle birlikte iyice keskinleşen ideolojik ayırımlar, Türk kültürü üzerinde onulması güç yıkımlar yaratmıştır. Toplumun en küçük birimi olan ailelerden başlayan parçalanma, toplumsal katmanların tümünü çepeçevre sarmakla kalmamış; Türk toplumunun kültürel dokusunu da gittikçe yoğunlaşarak bu günlere dek tarumar edegelmiştir. Sağ-sol ayırımın derinleşmesi, dilde kullanılan sözcüklere veya kelimelere kadar sirayet etmiş; insanlar gibi dilde de ideolojik kamplaşmalar belirginleşmiştir. ...Devamı.» Devrimci bir Türk Sufi: Hacı Bektaş Veli Kategori: Felsefe | 2 Yorum | 118018 Okunma 1270, Hacı Bektaş Veli’nin ölüm tarihini gösterir. Yüzyıl olarak düşündüğümüzde 13. Yüzyıl, İslam ve Türk dünyasının tam bir dönüm noktasıdır. Tarih, Batı’nın lehine, İslam dünyasının aleyhine makas değiştirmiştir. Müslümanlar, felsefe ve eleştirel düşünce sayesinde başlatma onuruna sahip oldukları Rönesanslarını yitirirken, Avrupa ise devraldıkları “Küçük Rönesansı” büyütüp “büyük Rönesansı” yaratmışlardır. ...Devamı.» Anarşist Bir Sufi: Mevlana Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 113561 Okunma Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam başta olmak üzere tüm dinlerde kutsal metin-mistik yorum ikilemi vardır. Tanrı-insan, din-insan ve kural-yaşam ikiliklerinin, dinlerin en ilginç yönü olan mistisizmle aşılma çabaları, neredeyse söz konusu dinler kadar eski tarihlere dayanır. Mistisizm, dini metinlerin kuralcı teosentrisizmine karşı, insana dair hermeneutiğin ve yaşam pratiklerinin antroposentrik tepkisidir. ...Devamı.» Halk Masalları ve Hikâyelerinde İslam Öncesi ve Sonrası Türk Kültürünün Temel Unsurları Kategori: Makale | 0 Yorum | 153550 Okunma Ziya Gökalp'in Küçük Mecmuası Örneği… Ziya Gökalp'e ait Küçük Mecmua'yı Osmanlıca'dan günümüz Türkçesine çeviriyazı olarak aktardığımda (Yeniden Anadolu ve Müdafaa-i Hukuk Yayınları, Antalya 2009-2010) üç cilt olarak yayınlanan bu çalışmamda onun dikkat çekici 13 halk masal ve hikayesine yer verdiğini fark ettim. Bu masal ve hikâyeleri daha yakından incelediğimde İslam öncesi ve İslam sonrası Türk kültürüne ait temel kültür unsurları bakımından zengin bir kaynakla tanıştığımı gördüm. ...Devamı.» Işid’in Hilafet İlanı Bağlamında İslam ve Halifelik Kategori: Dünya | 0 Yorum | 67865 Okunma İslam kaynaklarında bu gün de yaygın kullanımda olan bir takım kavramlar vardır. Tarih içinde uğradığı anlam değişiklikleri üzerinde sistematik bir görüş ortaya koyabilmek için Batı’da olduğu gibi, bizde de filolojik araştırmalar yapılmalıdır. Bu durum, bazı kavramları yakından incelememize engel değildir. Kimi kavramlar, ad olarak ortadan kalkmış; kimileri de adını koruyup anlam kaymalarına uğramıştır. Her iki tür kavram incelenmeye değerdir. “Kendi gitmiş, adı kalmış yadigâr” olan pek çok kavram vardır. “Ülu’l-emr”, “imamet”, “ hilafet” ve “saltanat” bunlar arasında en dikkat çekici olanlardır. ...Devamı.» Türkiye’de düşünce ve inanç özgürlüğü sorunlar ve tartışmalar Kategori: Makale | 1 Yorum | 106582 Okunma Diyalog ve Çatışma… Dinler ve inançlar arası diyalog veya çatışmadan söz edebilir miyiz? Başka türlü sorayım. Farklı dinler ve dinlere bağlı insanlar bir arada yaşayabilirler mi? Yoksa bu mümkün değil, kesinlikle çatışırlar diyebilir miyiz? İnançlar çatışır ya da uzlaşırlar mı ? Bu sorularının hepsine hayır cevabı verebiliriz. Çünkü çatışan veya diyalog kuran, ne dinler, ne de inançlardır. Başka başka din ve inançlara sahip insanlar, ne çatışırlar, ne de aralarında pürüzsüz bir ittifak kurabilirler. ...Devamı.» Tarihin Dinselleşmesi Sorununa Tarih Felsefesi Açısından Bakış Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 141305 Okunma İslam Felsefesi, bir bilim ve felsefe disiplini olarak bütün İslam düşüncesi tarihi ve biliminin özel bir adı sayılmalıdır. Bu tamlama, isim olarak her ne kadar Batı’da XIX. Yüzyılda ortaya çıkmışsa da, bilim ve felsefe geleneği olarak İslam medeniyetinin tümünü ifade etmektedir. Bir bilim dalıdır; çünkü tarihtir. Bir felsefedir; çünkü İslam düşüncesi bağlamında izlenen özgün bir felsefe yapma yöntemidir. ...Devamı.» Cemaatçi Paranoya Kategori: Makale | 0 Yorum | 64355 Okunma İslam dünyasının ve Müslümanların hemen her alanda geri kaldıklarını üzüntüyle izliyoruz. Bu dünyanın bir parçası olan ülkemiz de benzer geri kalmışlıkların pençesindedir. Tek farkla ki, Atatürk Cumhuriyeti olması ve Atatürk’ün muasır medeniyetler ötesini hedef olarak göstermesi sayesinde onlardan bir gömlek öndeyiz. Bu bile cemaatçi zihniyet tarafından sindirilememiştir. ...Devamı.» Hak ve Adaleti Tersinden Okumak: Zorbalığa Övgü, “Şüpheli”ye Linç Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 90021 Okunma Düşünceleri ve duruşları farklı olan gazeteci ve yazarlar geçtiğimiz hafta üst üste gözaltına alındılar. Suçlama, “Ergenekon”a üye olmak ve “halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek” gibi, biri olmazsa diğerinden bari işi garantileyelim kabilinden iki uçlu olarak gerçekleştirildi. Aynı “suçlama” ile binlerce insanın gözaltına alınması ve hatta tutuklanması hiç de uzak ihtimal değildir. “Tuz koktu”, “yargı bitti” demek çare değildir. ...Devamı.» Türk Ulusunda Ben Bilinci ve Devrimcilik Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 124192 Okunma Eric Hoffer, “Kesin İnançlılar” adlı kitabında milliyetçilik ile devrimcilik arasındaki sıkı ilişkiye vurgu yapmakta ve şöyle demektedir: “Gerek Fransız, gerekse Rus devrimlerinin birer milliyetçi hareket haline dönüşmüş olmaları göstermektedir ki, modern çağda milliyetçilik, kitle heyecanının en yoğun ve en sürekli kaynağıdır ve devrimci heyecanın başlatmış olduğu büyük değişiklikler zincirine son verilmek isteniyorsa, milliyetçi heyecanın önü alınmalıdır…” (1) ...Devamı.» Emperyalizmin Silahsız Kuvveti Siyasal İslamcılık Kategori: Dünya | 1 Yorum | 112166 Okunma Büyük dinlerin değişmez ilkelerinin sayısı, sonradan eklenip bitiştirilen yığınlarca dinsel literatürle kabartıldıkça, din ile siyaset arasındaki kalın çizgi gittikçe incelmiş, ufalmış ve son yüzyılda iyice yok olmaya yüz tutmuştur. Bu durum özellikle İslam dünyası için geçerlidir. Siyasal İslamcılık, en kestirme deyimle Tanrı’ya bir ahlak otoritesi payesini az görüp siyasal bir otorite bağışlamak kaygısını taşır. Bu kaygının başını çekenler, siyasal örgütlenmeye varan sözde “sivil toplum kuruluşları” aracılığıyla cemaatten tarikata, oradan da siyasete terfi ettirilen siyasallaşmış bir din yaratırlar. ...Devamı.» Türkiye-Suriye Gerginliği ve İslam Dünyasında Mezhep Çatışmalarının Arka Planı Üzerine Değerlendirmeler (3) Kategori: Makale | 0 Yorum | 91189 Okunma Türkiye’de İslamcılar aynı şeyi yapmaktadırlar. Atatürk ilke ve devrimlerinin en büyük eseri olan Cumhuriyet’e karşı olumsuz ve hatta saldırgan tutum takınmaları, onu “Batı yanlısı” diye suçlamalarından dolayıdır. Oysa Atatürk, bağımsızlığı Batı’ya karşı, akıl ve bilimi de doğuya karşı savunmuştur. Dini cemaat ve grupların son yüzyılda İslam dünyasının çıkarlarından çok batının çıkarlarına uyumlu dini söylem geliştirmiş olmaları bu nedene bağlı olarak açıklanabilir. İslam dünyasında egemenler bu uyumun siyasal yansımasını temsil ediyor görünmektedirler. ...Devamı.» Türkiye-Suriye Gerginliği ve İslam Dünyasında Mezhep Çatışmalarının Arka Planı Üzerine Değerlendirmeler (2) Kategori: Makale | 0 Yorum | 79353 Okunma Sünni-Şii kavgası, Halife Osman’ın öldürülmesiyle başlar. Ancak Müslümanlar arasındaki kavgaların tarihi Hz. Muhammed’e vahiy gelmesinden itibaren başlar; mezhep kavgalarına dönüşerek Şii-Sünni çatışmaları adını alır. Temelinde ekonomik paylaşım ve siyasi çıkarlar vardır. Kavgalar, inanç ve ibadet farklılıkları bahane edilerek hep yönetim erkini ele almak ya da elde tutmak amacıyla ortaya çıkmıştır. ...Devamı.» Türkiye-Suriye Gerginliği ve İslam Dünyasında Mezhep Çatışmalarının Arka Planı Üzerine Değerlendirmeler (1) Kategori: Makale | 0 Yorum | 98320 Okunma İslamiyet’in doğuşundan beri, en şiddetli ve yoğun çatışmalar genellikle Müslümanlar arasında olmuştur. Bu gerginlik ve çatışmalar, zaman zaman dış müdahale ve kışkırtmalarla patlak verdiyse de, özellikle İslamiyet’in kendi doğasından kaynaklanan siyasal edimlere bağlı iç dinamiklerine daha çok bağlı bir yapıya dayanmaktadır. Suriye’deki iç savaş ya da gerginlik, ülke nüfusunun çok farklı mezhep ve dini görüşlere sahip gruplarından dolayı giderek derinleşecek bir eğilim göstermektedir. ...Devamı.» "Bir Aylık Müslüman" olunur mu? Kategori: Ayorum Güncel | 0 Yorum | 73156 Okunma Samanyolu TV, yaklaşan Ramazan Ay'ı için "Barış Köprüsü" adlı bir program hazırlamış. Programın bir sayfalık tanıtımında başka din ve kültürlere mensup insanların Ramazan Ay'ı boyunca "Müslümanlığı yerinde görüp tecrübe ederek öğrenmesi ve aynı zamanda bir Müslüman gibi yaşama pratikleri geliştirmesi" amaçlanmakta; Türkçemizde "bir aylık Müslüman" deyimini uygulamaya geçirmeyi planlayan program dikkatimi çekti. Farklı din ve kültürlerden olan insanlar bu programa göre, birer ikişer Türk evlerine dağıtılacak; bir Türk Ramazan Ay'ında nasıl "bir aylık Müslüman" olarak yaşıyorsa, evine konuk ettiği gayri Müslim partner de aynen oruç tutacak, beş vakit namaz kılacak ve mukabelelere oturup Ramazan Hatmi bile yapabilecek. ...Devamı.» Din Nasıl Kullanılıyor? Kategori: Türkiye | 1 Yorum | 66737 Okunma Demokrasinin tüm kurum ve kuruluşlarıyla yerleşmesi beklenirken, Türkiye tarihinde çok partili döneme geçişimizin bir başka adı da ne yazık ki emperyalizmin kucağına oturmak anlamına geliyor. Yani Amerika'nın müttefik olarak kabul edilmesi gibi bir söylemin çok ötesinde, Amerika'nın istekleri doğrultusunda tasarımlanan bir toplum yapısına geçildiğini gösteriyor. Bu tasarımın temelinde de zaten dini söylemler yer alıyor. ...Devamı.»
|
| Tüm Yazarlar |
|