A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

"Bir Aylık Müslüman" olunur mu?

Kategori Kategori: Ayorum Güncel | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Prof.Dr. Şahin Filiz | 28 Temmuz 2011 15:12:50

Samanyolu TV, yaklaşan Ramazan Ay'ı için "Barış Köprüsü" adlı bir program hazırlamış. Programın bir sayfalık tanıtımında başka din ve kültürlere mensup insanların Ramazan Ay'ı boyunca "Müslümanlığı yerinde görüp tecrübe ederek öğrenmesi ve aynı zamanda bir Müslüman gibi yaşama pratikleri geliştirmesi" amaçlanmakta; Türkçemizde "bir aylık Müslüman" deyimini uygulamaya geçirmeyi planlayan program dikkatimi çekti. Farklı din ve kültürlerden olan insanlar bu programa göre, birer ikişer Türk evlerine dağıtılacak; bir Türk Ramazan Ay'ında nasıl "bir aylık Müslüman" olarak yaşıyorsa, evine konuk ettiği gayri Müslim partner de aynen oruç tutacak, beş vakit namaz kılacak ve mukabelelere oturup Ramazan Hatmi bile yapabilecek.

Dinler arası diyalog ve barış, felsefi olarak dinlerin temelde aynı kaynaktan geldiği ve aralarında yalnızca yorum ve tarz farkı olduğu savına dayanır. Dinler Tarihi bilimi bu savı uzun uzadıya tartışır. Tartışmaya çok değer bir konu olmakla birlikte amacımız, dinlerin aynı kaynaklara dayandığı halde nasıl olup da yorum farkını bile geride bırakacak kadar ayrıksılaştığını irdelemek değildir. Ancak su bir gerçektir ki, Dinler Tarihi bilimsel bakımdan ne kadar haklı olursa olsun, kitlelerin din ve dinler algısı, “benzemezlik” “eşsizlik” ve başka dinleri “ötekileştirici” paradigmalara dayanmaktadır. Bitmek tükenmek bilmeyen din ve mezhep savaşları bu paradigmaların somut kanıtlarıdır.

Barış Köprüsü projesine gelelim. Bu programın “dinler arası diyalog” çerçevesinde gerçekleştirileceğini hemen belirtmekte yarar vardır. Dinler Tarihi, tüm dinleri aynı kaynak ve belki de çok benzer ilkelerde birleştiğini din ve tarih bilimleri acısından temellendirirken, kitle kültürüne dönüşmüş din algısının bu bilimsel vargıyı dikkate almadığını biz, “dinlerin ya da bir din içindeki yorumların örgütlenmeyi inanç ilkesi” olarak kabul ettikleri gerçeğinden anlıyoruz. Aynı din içinde aynı dine mensup insanların birbirilerini “ötekileştirerek” yine birbirilerine karşı örgütlendikleri dinin ya da dinlerin, kendi içinde diyalog kuramadığı halde başka din ve dinin mensuplarıyla diyaloga geçip barış köprüsü kurulabileceğini varsayması, mantık dışıdır. Bu nokta, işin ayrıca tartışılacak tarafıdır.

Ramazanda Türk evlerinde konuk edilecek gayri Müslimler, en azından Ramazan boyunca bir “Müslüman” gibi yaşayacak; bir Müslüman gibi hareket edeceklerdir. Başka bir deyişle, bizim gibi “bir aylık Müslüman olma” deneyiminde bulunacaklardır. İslam literatüründe bu insanlara “Müellefe-i Kulub” yani “kalbi İslam’a ısındırılacak olanlar" diye baktığımızda karşımıza başka bir sorun çıkacaktır: Eğer bu insanların kısa ya da uzun vadede Müslüman olmaları bekleniyorsa, bu bir dinler arası diyalog çerçevesinden çıkar; Müslümanlaştırma projesine dönüşür. Program tanıtımında ise, bunlar birer Müellefe-,i kulup değil, başka din ve kültürlerin barış elçileri olarak takdim edilmektedir. O zaman Müslüman edilmeleri gibi bir kaygı yoksa, “Müslüman taklidi yaptırılan” aktörler olmaktan öte geçemeyeceklerdir. Kaldı ki kalbi İslam’a ısındırmak için, karşılıklı diyalog değil, tek yönlü tebliğ olmalıdır. Bu organizasyonu İslam tarihinde devlet yapabildiğine göre, bir cemaatin yapması fikren, yani İslam hukukuna göre hükümsüzdür. Üstelik bu uygulama, gayri Müslimler tarafından sık sık istismar edildiği için Hz. Ömer tarafından kaldırılmıştır.

Dinler arası diyalogun mimarları tarafından gerçekleştirildiğine göre konu başka yönlüdür. O da, bir aylık Müslüman taklidi yaptırmaya yöneliktir. Buna göre, eğer Ramazan’da evlerimize konuk olan gayri Müslimlere, sadece bir aylık “Müslümanca yaşama pratiği ve deneyimi” yaşatmak istiyorsak; bu programdan kastımız, onlara, İslam kültür ve anlayışını birlikte yaşayarak göstermekse, bu durum karşılıklılık ilkesi çerçevesinde meydana gelecek demektir. İslami yaşayış ve dini tecrübe, o dinin yerinde yaşanmasıyla daha iyi öğrenilebilecekse, aynı tecrübenin, konuksever Müslümanlar tarafından da yaşanması gerekir. Dinler arası diyalog çerçevesinde bir Hristiyan, Yahudi ya da Budist bir ailenin yanında en az bir ay kalınarak biz Müslümanların da onların din ve kültürlerini yerinde görüp yaşayarak deneyimleme hakkına sahibiz demektir.

Peki, bir Müslüman, konuk ettiği başka dinden birinin evinde konuk olduğu zaman, farklı bir dinin ve kültürün tecrübesini hakkıyla yaşamak üzere diyalogun gereğini yerine getirmek sonucuyla karşı karşıya kalacaktır. O zaman evine konuk olduğu bir Hristiyanla birlikte domuz eti yiyecek, Hac çıkaracak, kiliseye gidip ibadet edecek, saçını açacak ve şarap içecektir. Yahudi ile birlikte Ağlama Duvarı’nda dua edecek; Filistinlilere lanet okuyacak, İslam topraklarında ölüm ve ateş kusan ABD’li askerlere dua edecektir.

Peki Dinler arası diyalog çerçevesinde bir din ve kültür karşılıklı olarak yerinde tecrübe edilip öğrenilecekse, bir Müslüman bunları yapabilecek midir? Yapmayacak ya da yapamayacaksa, programın amacı tartışılır demektir. Bu ise, İslam’ın ne geleneğine, ne mantığına ve ne de ruhuna uymayan bir uygulamadır.

Yok eğer sadece Müslüman taklidi yaptırmak amaçlanıyorsa, ülkemiz “Müslüman taklidi” yapanların cenneti sayılır.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Türkiye Cumhuriyeti mutlu, başarılı ve utkulu olacaktır
YILMAZ GÜNEY’E DAİR ekitab
Dünya Sağlık Örgütü: Yeni Kovid-19 varyantı ölümleri arttırabilir.
Yazarlarımızdan Sevgili Aykut Yazgan’ı kaybettik
Yurt dışına göç eden Türk vatandaşları: 2022'de son 7 yılın rekoru kırıldı

Hollanda'da aşırı sağcı Wilders'in seçim zaferi
Avustralya ulusal dijital kimlik sistemine geçiyor
İsrail - Hamas çatışmasında savaş suçu işleniyor mu?
Türkiye’de 21 yılda 15 bini aşkın arazi, 289 bini aşkın konut ve işyeri yabancılara satıldı
FRANSA İKTİDAR CEPHESİ DERSLERİ HAL VE GİDİŞ: SIFIR

Birleşmiş Milletler’den 48 ülke için korkutan rapor
Daron Acemoğlu: Türk halkını zor günler bekliyor
Türkiye’de yıllık et tüketimi 10 kg dan az
Çin Alman otomobillerini tahtından ediyor.
Acemoğlu: 15 yıl Türkiye için fırsat penceresi bunu harcarsa sonu trajik olur

İngiltere'de yeni bir domuz gribi varyantının insandaki ilk vakası tespit edildi.
Gerçek insan değil ama ayda binlerce dolar kazanıyor
ANA(KADIN)LARIN SESİ
Dünya genelinde kanser vakalarında büyük artış
İnsan vücudu ne kadar sıcağa dayanabilir?

"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL
REMZİ RAŞA’YI ANMAK İÇİN
GREV HAKKI TARTIŞILIYOR, TANINIYOR
“İŞÇİLER SAHAYA İNMELİ”, BÜLENT ECEVİT’LE SÖYLEŞİ

Senede bir gün
SABİTESİZ GÖRECELİ OLABİLİR Mİ?
Ana gibi yar, Anadolu gibi diyar olmaz
HÜMANİZMANIN KANITLANMASI
YABANCILAŞMA

Türkiye, Avrupa’nın atık deposu mu?
Kuzey Denizi'nde sızıntı korkusu
AKBELEN ORMANI DİRENİYOR
Akbelen Ormanı'ndaki çevre direnişi
WMO aşırı sıcaklarda kalp krizi ve ölüm uyarısında bulundu

Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar
Sanal Gerçeklik, Artırılmış Gerçeklik , Metaverse, Sanal Uzay Nedir?
Apple'dan iPhone Uygulamalarına Dev Zam: 1 Dolarlık Uygulama 17 TL Oldu

Şempanzeler rakiplerine karşı savaş stratejileri kullanıyor.
Kazakistan'da 3.400 yıllık erken dönem Türk piramidi bulundu
Avustralya’da Dingolar “Neredeyse İnsan” statüsündeydi.
'Kayıp sekizinci kıta' Zelandiya ilk kez nasıl haritalandırıldı, sonuçları ne olabilir?
İnsanların ataları 'yeryüzünden silinme noktasına gelmiş olabilir'

Dünya cinsiyet eşitliği konusunda ne durumda?
Türkiye Avrupa’da lider, dünyada 14. Sırada
Türkiye'de su krizi araştırması yayımlandı
Suudi Arabistan yüzlerce göçmeni öldürdü
Yalan haberlere neden inanıyoruz?

Göbeklitepe'deki son keşifler ne anlama geliyor?
AYKUT YAZGAN’I OKUMAK
Megapik “Yeniden” adlı kitabın yazarı Dr. Meltem Hınçal ile bir söyleşi....
Mektub var, Ragip Duran’dan
Türkiye’de farkında olmak ya da olabilmek...

QUO VADİS
Irkçılığın eli barut ve benzin kokuyor, yüzü ölüm
VAAT EDİLEN TOPRAKLAR
Kanunsuz Batı
100 Yaşında Cumhuriyet

Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi
Dünyanın İlk Destan Kahramanı: Gılgamış
Antik Çağlarda Kendi Memleketlerine Karşı Savaşan Paralı Askerler
Sümer Atasözleri ve Özdeyişler
Museviliği benimsemiş tek Türk devleti : Hazarlar


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git