ÖZGÜRLÜK – HAK - TÖREL YAŞAM | 3 (*)
Kategori: PLATON incelemeleri |
0 Yorum |
528 Okunma
Yazan: Metin Bobaroğlu | 25 Mayıs 2023 10:17:47

Toplumun iradesi toplumun ruhu oluyor. Neyi istiyor hep birlikte, eğer bunu yitirirlerse o zaman o toplum dağılır ve başka toplumlara yem olur. Peki ama o gereksinimden doğan, yaşam gereksinimlerinden doğan bir şeyi ortak olarak istemek birbirine bağlıyor ise ne olur? Hegel diyor ki; o gerçekleşir ise artık çözülür ya da daha üst bir ideye, istenci taşımak gerekir. O dönemdeki toplumun var olabilme, kaynaşabilme, bir arada yaşayabilme özelliği, niteliği, ortak bir istençtir. Bir şeyi istiyorlar hep beraber ve o coğrafyasına bağlıdır, tarih koşullarına, üretim biçimlerine, ilişkilere bağlıdır.
...Devamı.»Ana gibi yar, Anadolu gibi diyar olmaz
Kategori: Felsefe |
0 Yorum |
2880 Okunma
Yazan: Berna K. Mutlu | 18 Mayıs 2023 06:20:39

İnsan yaşadıklarından ders çıkarıp, şu ana kadar yaptıklarıyla iyi bir şey, faydalı bir şey olmadığını ya da hiçbir şeyin iyiye faydalıya doğru değişmediğini fark ettiğinde, kendinde bir şeyi değiştirmeyi düşünse nasıl olurdu?
...Devamı.»ÖZGÜRLÜK – HAK - TÖREL YAŞAM | 2 (*)
Kategori: PLATON incelemeleri |
0 Yorum |
792 Okunma
Yazan: Metin Bobaroğlu | 16 Mayıs 2023 10:43:05

Hegel fizik doğa, şimik doğa, organik doğa üçlüsü içinde doğayı bilim kavramlarıyla inceliyor sonra oradan tine geçiyor. Tine geçmek bilince, ama somut olumlu içerikli bilince geçmek mantık başlangıçta soyuttu ve sadece ilkesel bir bilinçti, bir şeyin bilinci değildi. Doğaya geçti. Doğanın temel yasası olarak bulduğu etkileşim yasası kuvvetlerin etkileşimi yani yasa doğada olmaz, doğada kuvvetler olur, kuvvetlerin çekişmesini bilinçteki karşılığı yasasıdır. Yasa bilinçte olur. Dolayısıyla doğanın yasalarını ve doğayı düzenleyen, değişmesine hareketine neden olan kuvvetlerin işlerini ve ilişkilerini bilince taşıdığımız zaman doğayı yasası ile bilmiş oluyoruz. Ve doğayı istediğimiz bir biçimde yönlendirebiliyoruz.
...Devamı.»ÖZGÜRLÜK – HAK - TÖREL YAŞAM | 1 (*)
Kategori: PLATON incelemeleri |
0 Yorum |
2568 Okunma
Yazan: Metin Bobaroğlu | 16 Mayıs 2023 07:35:48

Hegel'in felsefe dizgesi üç bölümden oluşuyor: mantık, doğa, tin. Mantık Felsefesi, Doğa Felsefesi ve Tin Felsefesi. Tin, ruh anlamında da kullanıldığı için çoğu zaman karıştırıyoruz. Öznel tin olarak ruhtur evet. Öznel tin. Çünkü Hegel'de her şey üçlemeli: tin dediği zaman öznel tin var birey; Nesnel tin var toplum. Saltık tin var Tanrı. Üçlü: öznel, nesnel, saltık. Nesne ayrı nesnel ayrı, nesnel burada toplum. Nesne bilince konu olan herhangi bir şey. Şimdi yeniden anımsayalım. Mantık bilimi aslında idenin bilimidir diyor. İdenin bilimi. Bu idenin bilimini öne alıyor. Aslında başlangıç olarak. Sonra Doğa Felsefesi, sonra da Tin Felsefesine geçiş yapıyor. Bu mantıksal bir diziliştir. Dolayısıyla metafiziktir.
...Devamı.»HÜMANİZMANIN KANITLANMASI
Kategori: Felsefe |
0 Yorum |
2136 Okunma
Yazan: Çoşkun Özdemir | 16 Nisan 2023 21:31:10

Aklın içinde nefes alabileceği ve yaşayabileceği dünya, insan usunun kendisi tarafından inşa edilir. Diyebiliriz ki, insan aklı içinde yaşayacağı evi kendi yapar. Yazdıklarımızı kanıtlayarak, kanıtladıklarımızı yazmış olacağız.
...Devamı.»YABANCILAŞMA
Kategori: Felsefe |
0 Yorum |
2352 Okunma
Yazan: Çoşkun Özdemir | 12 Nisan 2023 20:19:39

Öncelikle, Türkçenin felsefe yapmayı ne kadar kolaylaştırdığını gösterecek bir kavramla karşı karşıya bulunmak güncel(!) bir fırsattır. Felsefe aynı zamanda olgudaki karşıtlıkları birlikleri içinde bulma, tanıma ve anlama ve kavrama olarak ta anlaşılmalıdır. Çünkü felsefe somut olguyu anlar ve olgu diyalektik kurguldur, ama sözcükler ve sıradan dil olgunun bütünlüğünü ayrıştırır ve parçalı görür ve gösterir. Bazı sözcükler, bazı dillerde bu parçalanmışlığın yerine bölünmemiş bütünün somut halini gösterir. Dilimiz bu sözcükler açısından çok zengindir.
...Devamı.»GERÇEK FELSEFE
Kategori: Felsefe |
0 Yorum |
2472 Okunma
Yazan: Çoşkun Özdemir | 09 Nisan 2023 19:38:09

Var olan vardır. Ne soyut düşüncedir, ne de düşünceden soyutlanmış maddedir. Var olan olgudur. Olgu, bir kavramı olgusudur, ya da kavramın oluşudur. Felsefenin görevi işlevidir. İşlev ise, aynı konumdaki öteki öğelerin kendi aralarında ilişkilerde bütün içindeki katkısı ve onun bilincidir. Hegel’in çalışmaları bütünüyle düalizmin yenilmesine odaklanmıştır. Olguda düalizm yenilmiştir. Olgu tektir, ikililik değil. Yine de neredeyse bütün modern felsefe Hegel’i düalist olarak görür, sanki bütünü parçalamışta, düşünce kısmını ilke edinmiş, madde kısmını. ise yok saymış gibi. Hegel felsefeyi düalizmden kurtarmak için çabasının odak noktasına olgusaldaki birliği, kurgul olanı yerleştirmiştir.
...Devamı.»MADDE VE DÜŞÜNCE
Kategori: Felsefe |
0 Yorum |
1968 Okunma
Yazan: Çoşkun Özdemir | 09 Nisan 2023 08:20:21

Madde ve düşünce kavramları karşı karşıya konduklarında daha açıkça bilinen ve sınırları daha somut çizilen kavram, sanılanın aksine madde değil, düşüncedir. Düşüncenin kendi başına soyut olması bir yana; düşünce deyince bu içerikte, insansı olan her şey bulunur. Her an düşünürüz, ya da içinde düşünce olan şeylerle meşgulüzdür. Tasarım, istenç, duygu, sezgi, ödev, hak amaçlar vb. kuşkusuz bunların tümünün içerikleri ve özleri kavramsal ilişkilerin birliği olarak pek açık ve anlaşılırdır.
...Devamı.»BİÇİM YANLIŞLIĞININ ÜRETTİĞİ İÇERİKSİZLİK
Kategori: Felsefe |
0 Yorum |
2064 Okunma
Yazan: Çoşkun Özdemir | 08 Nisan 2023 09:41:01

Marks’ın felsefi tutumunu oluşturma aşamasında felsefeye karşı baştan savma davranışı yalnızca doğrudan Hegel’i değil de, Hegel ardıllarını eleştiri nesnesi olarak almış olmasında görülmez, ayrıca bu biçimsel kopuşun içerikte yol açtığı felaket, doğrudan hegele yapılan göndermeyle bağlanan iki cümlelik ünlü aforizmasında da, “idea” sorunun çözümlenmemesinde görülür.
...Devamı.»KOPUŞUN BİÇİMİ
Kategori: Felsefe |
0 Yorum |
1800 Okunma
Yazan: Çoşkun Özdemir | 08 Nisan 2023 08:59:17

Üzerinde işlem yapacağımız, ince-eleyeceğimiz, eleştireceğimiz nesne Marks-Engels’in felsefi tutumlarıdır. işlenecek nesnenin bizzat odağına yönelmek, onu oluşunda izlemek, veya oluşuna eşlik ederek oluşla birlikte ilerlemek doğru yöntem olmalıdır. Yoksa o nesne yerine kendi yarattığımız eklentilerle ya da eksiltmelerle başkalaştırdığımız bir nesneyi koymamak için, nesnemizin sınırlarını bizzat o nesneyi yapanların çizimine, sınırlamasına bırakmalıyız. Bu tutumun, yani nesnemizin sınırlarını bizzat kendilerinin belirlemelerinden almak için, bu nesnenin biçimlenişini, yani oluşunu Marks ve engelsin anlatımlarından ortaya koymayalım.
...Devamı.»HEGEL’İN MARKS ELEŞTİRİSİ *
Kategori: Felsefe |
0 Yorum |
2304 Okunma
Yazan: Çoşkun Özdemir | 07 Nisan 2023 09:56:20

*Ön not: “Eleştiri” sözcüğü, Türkçenin, kavramının içeriğini, dolaysız olarak dışarıya salan sözcüklerinden biridir. Eleştiri ele alınan şeyin elenmesidir. Yok edilerek yerine yeni bir şey konması, parçalanıp atılması, ondan tamamen vazgeçilmesi, çürütülüp bir yana terk edilmesi değil. Eleştirilen şey elenen şeydir, elenen şey ele alınan şeydir, işe yaramaz diye gereksizler çöplüğüne fırlatılıp atılan değil. Eleştirilen şey bir yere gitmiyor, yerinde duruyor; işlenen yani üzerinde işlem yapılan eleştirilen şeydir. Eleme ayırmadır, öncelikle, özsel olanın alanına karışmış öznel uydurmaların özden ayrılması.
...Devamı.»TEKİL BİLİMLERİN FELSFESİ SORUNU
Kategori: Felsefe |
0 Yorum |
1680 Okunma
Yazan: Çoşkun Özdemir | 03 Nisan 2023 08:47:25

Bir başka dizge dışı kullanım tekil bilimlerin felsefesi kavramıdır. Dil felsefesi, hukuk felsefesi, matematik felsefesi, kavram felsefesi, insan felsefesi… Her ne kadar bu adlandırmalar bu kadarla sınırlı değilse de zaten mantıksal çıkarıma uygun olarak tekil bilimlerin felsefesi sonsuz olmalıdır, çünkü tekil bilimlerin nesnesi sonsuza doğru gider ve nesne kadar felsefe ortaya çıkacaktır. Ve böylece önümüze sonsuz çeşit felsefe çıkacaktır.
...Devamı.»TEKİLDEKİ LOGOSTAN KENDİNDE LOGOSA İLERLEME
Kategori: Felsefe |
0 Yorum |
2112 Okunma
Yazan: Çoşkun Özdemir | 03 Nisan 2023 08:28:04

Bilginin konusu olabilecek nesneler öncelikle zorunlu olarak tekil nesnelerdir. Çünkü nesnelerle ilk bağımız duyu organları ile kurduğumuz bağlardır ve duyu organlarımız zaman ve mekânsal koşulların eşliğinde işlerler. Koşul eşlik eden, eşlik ise koşul demektir. Bir şeyi bir yerde ve bir anda görür, duyar, dokunur, koklarız vb. Nesne ile kurduğumuz bu görgül bağlantı açık ve seçik ve kuşkuya yer bırakmaz gibidir. Bu bağlantı biçimi bir yandan bizi, tekil, geçici, görgül nesneye bağımlı kılıp, gerçekliğin onda olduğu saplantısına sokarak dondurur, öte yandan ise tekildeki gerçekliğin ötesine geçip evrenselin sezilmesine olanak sunarak bizi uyandırır ve tekildeki donmuşluğumuzu çözer, dinamik kılar. Bizim gerçekle bağ kurmamız açısından iki momentin oluşu böyle görünür.
...Devamı.»İLKELER İLKESİ ÖZGÜRLÜK
Kategori: Felsefe |
0 Yorum |
2232 Okunma
Yazan: Çoşkun Özdemir | 02 Nisan 2023 21:16:59

Bu üç büyük adamın söylemiş olduğu bu üç güzel sözdeki düşünsel öz aynıdır. Kant özgürlüğün önündeki engelin aklı kullanmaktan duyulan korku olduğunu anlamış, Hegel özgürlüğün evrensel biçimiyle insanlığın asıl hedefi olduğunu görmüş, Atatürk ise o evrensel amacı kendi karakteri olarak olgusallaştırmıştır.
...Devamı.»ÖZGÜRLÜĞÜN ZEMİNİ, OLANAGI VE TÖZ İLE BAĞLANMASI
Kategori: Felsefe |
0 Yorum |
2304 Okunma
Yazan: Çoşkun Özdemir | 02 Nisan 2023 08:50:00

Homo Sapiens'in dışsal olanı dönüştürmeye ve kendinin kılmaya dönük erekselliği temelde yalındır ve varoluşla bağlıdır, ya da varlığını sürdürmeye. Burada kullanılan yeti biçim olarak anlaktır. Bu moment, hayvanla Homologos arasında orta terimdir. Öznenin, bu orta terimi, yani anlağı, anlama kabiliyetini, logosun sezgisinin farkına vararak dönüştürmeye ve hayvandan öteki uca doğru, kurgul-diyalektik olana doğru edimselleştirmesidir ki, insanı Homologos ereğine ve umuduna ilerletir. Bu ilerleyiş içtedir, içten içedir, bir bilinç biçiminden bir bilinç biçimine, ya da daha doğrusu salt anlayış biçiminden kavrayış biçimine yükseliştir.
...Devamı.»Özeleştirinin Gücü (NEGASYON-AFİRMASYON) (*)
Kategori: PLATON incelemeleri |
0 Yorum |
1560 Okunma
Yazan: Metin Bobaroğlu | 02 Nisan 2023 08:12:33

Hegel’e göre bir önceki durumdan bir üst duruma dönüşme, evrilme için bir önceki durumu olumsuzlamak negasyondur. Bir üst duruma konumlanmak, buna da afirmasyon diyor. Negasyon afirmasyonun manivelası. Negasyon olmazsa afirmasyon olmaz. Yükselme olumsuzlama ile olur. Biz buna bireysel, öznel baktığımızda öz eleştiri diyoruz. Yani bir insan öz eleştiri yapmadan yükselemez ama dikkat edin insanlara dışarıdan bir eleştiri geldiğinde onu öz eleştiriye çevirmek yerine o eleştiriye karşı argüman toplayarak kendini korumaya kalkar.
...Devamı.»HOMO SAPIENSTEN HOMO LOGOS'A
Kategori: Felsefe |
0 Yorum |
2088 Okunma
Yazan: Çoşkun Özdemir | 01 Nisan 2023 16:15:53

İnsanın düşünsel ve sürekli göbek bağı logosladır, logosla beslendiği ölçüde ve kadar homo logostur. Logostan aldığı tinsel besin ne kadar az ise o kadar ve o ölçüde homosapienstir . Tinsel anamızda, babamızda, sevgilimizde logostur. İnsan bunu bilse idi her insan filoloji- logosa âşık olurdu- tıpkı Mevlâna gibi.
...Devamı.»Bilim ahlakı ve iki tanınan bilim adamının bu konudaki pratiğine dair
Kategori: Felsefe |
0 Yorum |
1776 Okunma
Yazan: Çoşkun Özdemir | 31 Mart 2023 19:09:51

30 Nisan 2016 günü, gazeteci Fatih Altaylı, İlber Ortaylı ve Celal Şengör ile Teke Tek adlı bir program yapmıştı. Youtube kanalında, bu sohbetin 4 dakikalık bir bölümü bulunmaktadır. İki profesörün televizyon sohbetlerini, daha önceleri de rastladıkça ilgiyle izlemiştim. Bu programda her iki akademisyenin de Hegel'e dair ne düşündüklerini öğrenme fırsatımız oldu.
...Devamı.»AD-SÖZCÜK NE ZAMAN KAVRAM OLUDU? (2)
Kategori: Felsefe |
0 Yorum |
2160 Okunma
Yazan: Çoşkun Özdemir | 30 Mart 2023 09:55:45

Logos ’un keşfinden önce, düşünce yetisine sahip insan için, ‘ad’ vardı ama ‘kavram’ yoktu. Her sözcüğün işaret ettiği varlığın özünü- bilgisini tanımlayan ve sözcüğe bağlayan ünlü ek, loji yoktu. Aslında bu lojik, ek değil esastır, ama biz nesne ile duyularımız yolu ile ilişki kurduğumuz için ve duyular ve duyuların algısı salt nesnenin görünüşünün aracısı olduğu için, sözcük, temsil ettiği varlığın görünüşü ile bağlı ama özü ile bağsızdı. Sözcükle temsil ettiği varlığın özü arasındaki bağın kurulabilmesi için her varlıkta bulunan ve onun o varlık olmasına sebep olan evrensel öz, -logos ki-varlıkta vardı ve varlıktaki bu varlığı temsil eden varlıktı- keşfedilmeliydi.
...Devamı.»“BİZİM HERAKLİTOS” DEĞERLENDİRMEMİZ (1)
Kategori: Felsefe |
0 Yorum |
3072 Okunma
Yazan: Çoşkun Özdemir | 27 Mart 2023 19:52:44

Öncelikle Herakleitos’un düşünce sistemi içine dışarıdan yüklenmiş bazı yanlış çıkarımları yeniden onun dışına atarak ve kalanın da kirini pasını silerek ‘som düşünceyi’ bulmaya çalışalım. Bunu yaparken Herakleitos’un Fragmanlarını bilen okuyucuda Herakleitos’a, onun söylememiş olduğunu söyletmek ve söylemiş olduklarını da söyletmemek gibi bir şey yaptığımız sanısı doğabilir. Yalnız Herakleitos’tan bize kalanların neredeyse tümü ikincil kişilerin aktardığıdır. İkincil kişilerin aktardıkları çoğu kez ikincil kişilerin düşünceleri ile karışmış Herakleitos düşünceleridir.
...Devamı.»
Felsefe kategorisinde 9 sayfada 163 haber kayıtlı.
1.2.3.4.5.6.7.8.9.