|
İşçiler, Tarih, Edebiyat Kategori: Makale | 0 Yorum | 207024 Okunma Gerçeğin veya gerçeklerin ortaya çıkması, bilinmesi, okunması ve anlaşılması için genel olarak toplumsal tarihin, özel olarak ta işçi hareketi tarihinin resmi tarihle hesaplaşması zorunludur. Tarihi, RESMİ TARİHİ, “yapan”ın Devlet - Ulus olduğunu unutmamalıyız.(1) Bu tarihi aşmak, hakiki tarihi onu yaratanlarla birlikte yansıtabilmek için yeni bir tarih yazılmalı: Her açıdan gerçek, bütün yönleriyle anlatılan, merkezden kopuk, başkentlerden uzak, yerel, bölgesel, “patlamış” bir tarih. ...Devamı.» Koronalı Günlerimizde Tasarruf Kategori: Korona Günlüğü | 0 Yorum | 102030 Okunma “Burada da korona günleri doludizgin, herkes çıldırmış.” Evet aynen öyle. Hasta olmak korkusundan değil, hayattan, kalan zamandan ne kadar mutluluk tadabilirim derdiyle. Zamanla, sanki Azrail’le yarışılıyor. Evet Fransa’da virüs yine yaygın, yoğun, etkileyici bir biçimde dolaşıyor. Doğrusu dolaştırılıyor olmalı. Bilhassa “yaşamdan, dinlenceden, aşktan, meşkten, sevmekten ve sevilmekten ne kadar alabilirsem o kadarı kâr” yaklaşımındaki gençler tarafından. Gençler geleceklerinden kuşkulu. ...Devamı.» Barışmak / Barış-bak Kategori: Makale | 0 Yorum | 169443 Okunma Ortadoğu'da ve Türkiye’de siyasetin kuralları başka türlü çalışıyor. Başka biçimlerde işliyor. Avrupalarda öğrenilen ve/veya öğretilen siyasetbilimine ve onun ileri sürdüğü ilkelere bazen hiç uymuyor. Bu topraklarda avrupai ölçütlerle siyaseti açıklamak kimi zaman çok zor, kimi zaman ise mümkün değil. Çünkü bu topraklarda akrabalık, sınıfdaşlık, yol arkadaşlığı, tarikat kardeşliği, hemşerilik ve buna benzer bir dizi unsur da siyasette, siyasi gelişmelerde ve onların güdüm ve denetlenmesinde belirleyici roller oynayabiliyor. ...Devamı.» Barışı Kazanmak Mümkün Kategori: Makale | 0 Yorum | 164397 Okunma Önemli olan savaşı kazanmak değildir. Kimi durumlarda bu zaten mümkün de değildir. Mümkün olması da mümkün değildir. Savaş kazanılamaz. En iyi ihtimalle berabere bitebilir : Sayılamayacak kadar kıyım, ölüm, yara, dert ve yıkımla... Önemli olan barışı kazanmaktır. Barışı kazanmak ne demektir ? Barışı kazanmak, yaşanan coğrafyada istikrarın, huzurun kol ve kanat germesidir. ...Devamı.» Tarihten bir yaprak : SİVAS’TA KADINLAR Kategori: Makale | 0 Yorum | 143325 Okunma “23 Haziran (Salı) Sivas’ta bir ayaklanma oldu. Sabah onbir buçukta başlayan isyan öğleden sonra dört buçuğa kadar sürdü. Sabah onbirde yaklaşık 50 kadar Türk kadın (“femmes turques“), hasta olduğu için Amasya / Havza’da bulunan Vali yerine Vilayet işlerini yürüten Defterdar’ın evi önünde toplanıp, hayat pahalılığını, ekmeğin bozukluğunu ve tahıl kıtlığını protesto ettiler. ...Devamı.» “Yeni” hükümet Kategori: Korona Günlüğü | 0 Yorum | 123237 Okunma Fransa Cumhuriyeti cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, kendisinin ve partisinin belediye seçimlerindeki görülmemiş hezimetini unutturmak umuduyla, önümüzdeki zaman dilimi içinde, çevreci, yeşilimsi yeni politikalar uygulamaya koyuyormuş gibi yapabilir. Seçmen kitlesinin yeşil parti adaylarını tercih etmesi nedeniyle. (Önceki yazılarımda vurguladığım gibi.) Bu amaçla önce “yeni bir yola giriyorum” diyerek, başbakanını ve hükümetini kurban etti, ilk günden beri başbakanlığını üstlenen Edouard Philippe’den “dostça” ayrıldı. ...Devamı.» Yalnızlık meselesi üzerine Kategori: Ayorum Güncel | 0 Yorum | 225393 Okunma Yalnızlık meselesi üzerine iletilerimiz aracılığıyla sohbetimizde 7 Temmuz 2020’de MUSTAFA YAŞACAN’dan ilginç bir yanıt aldım. İlginç ve yalın. Yalın ama yalnız mı? Karar sizin. Yaşacan’ın iletisini aynen aktarıyorum: ...Devamı.» Fransa, 28 Haziran 2020 : Belediye seçimleri: Yeşilim Yeşil Yemyeşil Kategori: Dünya | 0 Yorum | 232311 Okunma Belediye seçimleri ikinci turu cumhurbaşkanının partisinin görülmemiş boyuttaki fiyaskosu ile sonuçlandı: Hiçbir büyük kentte belediye başanlığını alamadığı gibi orta boyuttaki kentlerde de hezimete ugradı. Sadece bir örnek: Paris’te 163 meclis üyesinin sadece atısı bu partiden! Böylesi Fransa yakın siyasi tarihinde görülmemişti. O kadar ki sanki böyle bir parti daha üç yıl önce cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini kazanmamış. Böyle bir parti sanki yok. ...Devamı.» İşçilerin Tarihi | Elli yıl önce elli yıl sonra 15-16 Haziran 1970 Kategori: Makale | 0 Yorum | 122220 Okunma 1970’e vardığımızda sendikal hareket ve iktidar arasındaki manzara şöyleydi: Birkaç yıldan beri Türk-İş (Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu) konfederal (üst) yönetimi, patronlar ve Süleyman Demirel’in yönetimindeki AP (Adalet Partisi) hükümeti, 1967’de kurulduğundan beri gittikçe güçlenen ve etkisi Marmara Denizi’nin eteklerinin çok ötesine yayılan DİSK (Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) ve bağımsız radikal sendikaları kapatmanın yollarını arıyorlardı. ...Devamı.» Görsel ve İşitselin Önemi | Sözlü Tarih Dersleri : Üç Kategori: Makale | 0 Yorum | 103617 Okunma Bir şeyi gördükten, gözlerimizle bizzat saptadıktan, tanık olduktan sonra, ona daha kolay inanırız. Ve bazen sadece o zaman inanırız. Bu yerinde bir davranıştır. Hele görsel ve işitsel malzemenin manipüle edilmediği, yapay bir biçimde yaratılmadığı, değitiştirilmediği zamanlarda. Halk arasında “Sadece gözümle gördüğüme inanırım!” denmesi, geçmiş deneyimlerin insanlara kazandırdığı bir yaklaşımdır. Bu deyiş bir yaşam dersinin özümsenmiş ve zengin özetidir. ...Devamı.» Söz-ün gösterilmesi | Sözlü tarih dersleri : iki Kategori: Makale | 0 Yorum | 78258 Okunma Şimdi tam sırasıdır gelin birlikte bakalım: Acaba sözü gösterme(k) olanağını bulabilecek miyiz? Türkiye’de, bildiğimiz gibi, neredeyse her şey sözlü olarak kuşaktan kuşağa aktarılıyor. Ama bununla birlikte, bir önceki yazımda değindiğim gibi, sözlü tarih çalışmalarımız maalesef gelişmemiştir. Hatta hemen hemen hiç yoktur. Veya epey sınırlı da olsa son on yıllarda bir kıpırdanma söz kosunudur diyelim. Evet son yıllarda sözlü tarih söz konusudur kimi üniversite çevrelerinde. ...Devamı.» Söz / Sözün Özü Kategori: Makale | 0 Yorum | 77292 Okunma Sözleşmek. Konuşmak. Söyleşmek. Yazmak. Yayınlamak : Tarihe, kendi tarihimize bir iz bırakmak. Bir katkıda bulunmak. Ana, baba, hala, teyze, amca, dayı, nene, dede ve benzeri büyüklerimizle söyleşiler yapmak : “Sözün gösterilmesi” için onları söyleşi yaparken kamerayla ölümsüzleştirmek. Evet Sözlü Tarihi canlandırmak. Sözlü Tarih’in olanaklarından en iyi biçimde yararlanmak mümkün. ...Devamı.» Koronametrik söyleşi Kategori: Korona Günlüğü | 0 Yorum | 19698 Okunma Mina Urgan, Bir Dinozorun Anıları’nda bir yerde aynen şunları yazıyor: “Belleksiz bir toplum olmamızı önlemek için, herkesin anılarını yazmasını yararlı buluyorum.” Bu son derece yerinde bir tavsiye. Bunu daha önce ve daha sonra ben de ve uzun yıllardan beri yorulmadan bütün eşe, dosta önerdim ve hala öneriyorum. ...Devamı.» İşçi Sınıfı Kategori: Ayorum Güncel | 1 Yorum | 176280 Okunma Var mı(ydı)? Yok mu(ydu)? Uzun çok uzun yıllar tartışması yapıldı: Osmanlı İmparatorluğu’nda ve hemen sonrasında Türkiye Cumhuriyeti’de işçi sınıfı var mıydı? Yok muydu? İşçi Hareketi Tarihi konusuna 1960’ların ortasından beri merak, hem de ne merak, sardığım için o tarihten beri bu konu beni de birinci derecede ilgilendirdi. Ve ilgilendiriyor günümüzde de. Merak edişim basit bir saptamadan kaynaklandı: Çorabın, kunduranın, çantanın, göz yaşının tarihi olduğuna göre işçilerin de bir TARİHİ OLMALI. ...Devamı.» Tansiyon Yükseliyor Kategori: Korona Günlüğü | 0 Yorum | 20505 Okunma Fransa’da son günlerde “Evde kal” operasyonunun sonuçlarından biri daha kendini gösterdi: Toplumsal şiddet bir kez daha patladı ve birçok kasaba ve kentte tedirgin edici bir biçim ve boyut kazandı: Paris’in doğusunda ve kuzeydoğusunda, orta kesimi oluşturan yurttaşların oturduğu, yoksulluk sınırındaki ailelerin adı “toplumsal”, kiraları göreceli olarak düşük, ama aynı zamanda dar, yetersiz, elverişsiz konutlarda yaşadığı mahallelerde, ve başkenti kuzeyden, kuzeybatıdan, doğudan ve güneydoğudan çevreleyen banliyölerinde toplumsal eşitsizliklerin itişiyle birikmiş, susturulmuş şiddet bir kez daha çatışmalı biçimiyle ortaya çıktı. ...Devamı.» Paris tekli-yor Kategori: Korona Günlüğü | 0 Yorum | 18588 Okunma “Sokağa çıkma kağıdımı” doldurdum, imzaladım, bilhassa tarihini ve çıkış saatini, dakikasıyla, açık ve okunaklı bir biçimde yazdıktan sonra. Maskemi geçirdim. Tamam çıkabilirim. Asansör. Asansörün elektoronik sesi, bana Christine’i anımsattığı için, bu sese Christine adını taktım ilk günden beri, evet o ses işte, “aşağıya iniyor” dedi. Son günlerde en çok muhabbet ettiğimiz asansörün sesi. Bir de fırındaki Sophie’ninki. Bugün fırına ugramayacağım. Giriş katına varınca asansördeki ses, “Dikkat et sokakta polisler devriye geziyor” dedi. ...Devamı.» Yarasa vardı başlangıçta Kategori: Korona Günlüğü | 0 Yorum | 24036 Okunma Bütün gün kapkaranlık, rutubetli, başabela magarasında uyur. Bütün cemeatiyle. Onlarcası birarada. Rahat. Gündüz, bütün gündüz, bütün gün uyur, gece uçar. Yarasadır bu. Uçan yaratıklardan insanoğluna en yakını. Dahası o da bizim gibi memelilerden. Hem insanoğluna benzer DNA’larını ölçüt alırsak, hem ona saldırmaz, mademki hayvanlar sınıflandırmasında aynı ailedeniz. Hakiki bir akrabalık. Onlar bize saldırmıyorlar, bizi yemeye kalkmıyorlar ama, söylenenlere ve yazılanlara göre, Asya ve Pasifik Okyanusu kıyılarında yarasa yiyenler var(mış). Vay anasını! İnsanoğlu, rivayetlere bakılırsa düşünen hayvan. Biraz da toplumsal. Bu sonuncu noktadan şüpheliyim yine de. Nasıl oluyor da yarasa yiyor? ...Devamı.» Okurlarımıza ve Yazarlarımıza borcumuz… Kategori: Ayorum Güncel | 1 Yorum | 22110 Okunma Okurlarımıza ve yazarlarımıza borcumuzu ödememiz imkansız. Hele arada bir veya iki yorum yazan, moralimizi yükselten, birkaç gün boyunca, ince uzun sokaklarda, kalabalık bulvarlarda, renkli ve ışıklara bürünmüş caddelerde, trafiği kedilere teslim edilmiş meydanlarda kabara kabara yürümemize vesile olanlarına. Deniz Günal’ın ve Ferruh Dinçkal’ın ve yakınlarının ortaklaşa yarattığı ve birlikte yürüttüğü ayorum.com sitemize emek verenlere ve yazarlarımıza ve bizi teşvik eden okurlarımıza teşekkür için, on yıllık emek, dirsek çürütme, alın teri ve göz nuru ürünü yazılarıma yapılan yorumları buraya aynen alıp sizlere sunmak istiyorum. ...Devamı.» Çocukların “Tatili” Kategori: Korona Günlüğü | 1 Yorum | 24069 Okunma Küçük büyük kentlerden uzaklardayız. Başabela başkentten ve elbette koronavirüs belasından da çok uzaklardayız. Küçük bir köydeyiz. İki katlı bir köyevindeyiz. Ev epey geniş. Pencereler kocaman: Işık, daha çok ışık için. 19. Yüzyılın sonunda inşa edilmiş, kalın taş duvarları kışın soğuğa yazın sıcağa karşı sur. Evin arka tarafında epey büyük, neredeyse bir futbol sahası kadar, bir bahçe: Birkaç meyve ağacı: Erikler çiçeklerini cömertçe sunuyor. ...Devamı.» Korona-lojik Kategori: Korona Günlüğü | 1 Yorum | 19608 Okunma “Evde kal”mak kolay, sabırlı olmak o kadar değil. Oysa bu meselede en tayin edici şey SABIR. Evet sabırlı olmak şart. Değişik ve meşru nedenlerle ille gideceğimiz yere zamanında ulaşmak için biraz erken yola çıkmak ve yürüyerek gitmek, toplu taşıma araçlarını korona belası geçene kadar unutmak yerinde olacak sanıyorum. Zaten haftalardır ne metro, ne RER (Bölgesel Hızlı Şebeke/Metro), ne otübüs, ne tramvay, ne tren. ...Devamı.»
|
| Tüm Yazarlar |
|