|
Bir Ekim 2020’deKategori: Korona Günlüğü | 0 Yorum | Yazan: M. Şehmus Güzel | 01 Ekim 2020 16:32:15 Fransa’dayız ve buradaki olayları izliyoruz, iktidarın ve insanlığın komik ve aynı zamanda dramatik müsameresi sürüyor, yöneticilerin acemiliği ve beceriksizliği alem. Cumhurbaşkanının birkaç gün önce Lübnan üzerine düzenlediği basın toplantısında söylediklerini dinleseydiniz küçük değil onunla birlikte büyük dilinizi bile yutabilirdiniz. Neyse bugünkü konumuz değil, geçelim.
Yine de Azerbeycan ile Ermenistan arasında patlak veren “küçük savaş” meselesi için mutlaka L’Express Dergisi sitesi ile Mediapart sitesine göz atmalısınız, ikisinde de: Türkiye’nin Suriye’den asker çekip Azerbeycan’a gönderdiği yazılıyor. “Küçük savaş” büyüyebilir... Korona belasına, asıl konumuza, gelince fransız iktidarı ne yapıp yapıp genel/ulusal boyutta evde kal borusu çalmak istemiyor. İlle ve son kırmızı çizgiye kadar “ekonomi yürümeli”de ısrar ediyor. Ama bütün sağlıksal göstergeler durumun son derece kiritik ve ciddi olduğunu ispatlıyor. 69 ilde “alerte” durumu hakim. Paris ve bölgesi “alerte renforcee”de, Marsilya-Aix-en-Provence ve bölgesi ile “deniz ötesi illerden” Guadelup (La Guadeloupe) “alerte maximale”da. Göz boyamak için, dertli/zorlu/çok riskli durumların nitelemesini “zone rouge”dan, “alerte”, “alerte renforcee, “alerte maximalee” üçlemesiyle değiştirdiler ama ölü sayısını, hasta sayısını, yoğun bakımdakilerin sayısını azaltamıyorlar. Önceki makalelerimde aktardığım gibi, alınan tedbirler komik ve son derece yetersiz. Mart başından beri Fransa’yı etkisi altına alan korona belasının GÖRÜNEN sonuçlarından biri de varlıklılar ile orta halliler arasındaki gelir farkının görülmemiş boyutlarda artması. Elbette ciddi bir fark vardı ama bu belayla birlikte bu fark daha da arttı. Bu konuda görevlendirilen resmi nitelikli araştırmalar bile bu uçurumu saklamıyor. Saklayamıyor. Daha önce bir yazımda vurguladığım gibi, tuzu kurular paralarını harcayamayınca marttan bugüne 100 MİLYAR ÖRO TASARRUF, zorunlu tasarruf yaptılar. Ama orta halliler biraz daha yoksullaştı. Yoksullar ise dilenmeye kadar “düştü”: Secours Catholique, Secours Populaire ve benzeri yardım derneklerinin gıda, yiyecek-içecek dağıtım merkezlerinin/noktalarının önündeki kuyruklar hiç bu kadar uzamamıştı: 1929 ekonomik krizini anımsatan görüntüler. Yaşlı, çok yaşlı kadın ve erkeklerin çıplak elleriyle çöp tenekelerini açıp, artıkları kurcalayıp, araştırıp, yiyecek birşeyler edinmek için çırpınmalarını görmek te mümkün. Paris, Lyon, Marsilya, Nice gibi büyük kentler utançtan yüzlerini kapıyor. Son altı ayda birçok küçük dükkan, bar, cafe, lokanta iflas etti. Birkaç galeri de. Maalesef dahası da gelecek. İşsiz sayısı artıyor. İşsizlerin isyan etmemeleri için işsiz kalanların ücretlerinin/maaşlarının yüzde yetmişini veya seksenini devlet ödüyor. Devlet feci biçimde borçlanıyor. Bu borçlanma ne kadar sürebilir? Devlet borcunu ödemek veya “sıcak para bulmak” umuduyla yeni özelleştirmeler için hukuki düzenlemelere bile gitti. Herkes ve hatta Paris güvercinleri bile tatildeyen, hükümet, olası protestoları önlemek üzere, ÇAKTIRMADAN, yani kamuoyuna açıklamadan, hükümette tartışılmadan, teknik bir konuda yayınlanan BİR KARARNAMEDE, “routes national” nam yolların ÖZELLEŞTİRİLMESİNİ yürürlüğe koydu. Geçen yıl BARAJLARI ÖZELLEŞTİRMEK ÜZERE AYNI YÖNTEMİ UYGULAYAN BU İKTİDAR ŞİMDİ otoyallar ile il yolları arasında kalan ULUSAL YOLLARIN özelleştirilmesine yeşil ışık yaktı. Herkes tatildeyken yürürlüğe konulan kararnameye itiraz eden de olmadı. İtiraz edecekler de çünkü tatildeydi... İşler sarpa sarıyor: Gösteriler, çatışmalar da eksik değil. Nihayet “fransız diplomasisinin” Lübnan’daki fiyaskosu da bu yönetimin ve belki anlı şanlı memleketin, Fransa’nın, gelecek, gelmek üzere olan zor günlerinin öncül işaretleri. Cumhurbaşkanın partisinin her seçimde oy yitirdiğini de eklemeli. Örneğin en son 27 Eylül 2020’deki, geçen Pazar günkü, senato kısmi seçiminde ancak mobilyaları kurtarabildi. Daha önce belediye seçimlerinde hezimete ugradığını da anımsayalım. Son günlerde koronanın azması üzerine Paris’te millet sanki bir parça kendine geldi: Maske taşıyanların oranı arttı. Ama “virüsünüzü de, maskenizi de dikeyim” diyenler de var ve bunlar radikalleşiyorlar. Korona belasında Paris’te ve belki birkaç büyük kentte daha, bir üst vitese geçilebilir. Bugün saat 18’de Sağlık Bakanı’nın basın toplantısını izleyeceğim. Ciddi bir şey söylerse ayrıca yazarım. Aylardan beri bu görevi yürüten Sağlık Bakanı epey zayıfladı. Maliye ve Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire birkaç gün önce korona belasına yakalandı. Bir önceki hükümette Kültür Bakanı güya “yeni” hükümette Dış Ticaret Bakanı Franck Riester birkaç ay önce az daha koronadan ölüyordu. İki bakan daha, Emmanuelle Wargon ve Brune Poirson da bu bulaşıcı hastalığa yakalandı. Birkaç hafta önce Başbakan da pozitif çıkınca sekiz-on gün kadar izolasyona çekildi. Gördüğünüz gibi hiçkimse DOKUNULMAZ DEĞİL. Ne olursa olsun moralimizi iyi tutmaya çalışalım. Zaten başka ne kaldı ki moralimizi iyi tutmaktan başka. Bugünlerde iklim de korona belasıyla işbirliği içinde: Birgünde aniden yazdan kışa geçtik. Havalar acaip soğudu. Kendinize iyi bakın. İyi beslenin. Çok su için. Ellerinizi SABUNLA yıkamayı sakın unutmayınız. Kapalı mekanlarda uzun süre kalmayınız. Açık havayı, temiz havayı, oksijeni asla ihmal etmeyiniz.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|