![]() |
|
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
|
Şair Baba ve Ressam
O günlerde “Şair Baba” ile genç ressam, dekoratör, sanatcı arasında sıkı bir dostluk doğdu ve sonuna kadar kesintisiz sürdü. Nâzım’ın özgürlük günlerinde ve hapislik karanlığında. Hiç aksamadan. Abidin Usta’yı hapishanede ziyaret etti. Usta Abidin’e mektuplar yazdı. Hatta bu mektuplarında Abidin’in kendisine resim dersi vermesini bile rica etti. Nâzım çünkü Bursa’da “yatarken” resim de yapıyordu... Yanında genç Orhan Kemal. Nâzım bir gün tek başına ayrıldı aramızdan. Biliyorsunuz. Abidin bizimle bir süre daha kaldı. Ve o süre içinde de Nâzım’a yakın dostluğunu vurgulamak olanaklarını buldu. Bu olanakları kimi kez bizzat yarattı. Nâzım’ın anılması için burada ve orada ve her yerde elinden gelen her şeyi yaptı. İşte bugün onlardan birini anımsatmak istiyorum : 1964’ÜN 8 ARALIK GÜNÜ. PARİS’İN SOĞUK VE YAĞMURLU BİR AKŞAMINDA. O GÜZEL İNSANLAR O AKŞAM, O SAATTE Salle Pleyel’de Nâzım Hikmet’i anma gecesi İÇİN BİRARAYA GELDİLER. Salon tıklım tıklım : Bütün ülkelerin bütün Nâzım hayranları orada. Hoş geldiniz yoldaşlar. Yol arkadaşları. O gece sahnede dört kişi var: Abidin Dino, CNE (Comité National des Ecrivains. Yazarlar Ulusal Komitesi) başkanı Jacques Manoul, Charles Dobzynski ve Aragon. O gece, piyanoda kompozitör ve müzisyen Philippe-Gérard vardı. Bu sanatcının ismi zaman zaman ünlü aktör Gérard Philipe’in ismiyle karıştırılıyor. Oysa ünlü aktörün soyadında sadece tek P bulunuyor. Hınzırlık olsun diye yapmıştır bunu. Hayır şaka yapıyorum : Gerçek ismi Gérard Philip olduğundan ve sondaki p’nin de okunmasını arzuladığı için Philip’i Philipe biçiminde yazmıştır. Kimi çok bilmişin fransızcadaki “son harf okunmaz” kuralına kayıtsız şartsız uyup soyadını “Fili” diye telafuz etmesini önlemek umuduyla. Abidin’in Fransızca belge ve metinlerde ismini çocukluğundan beri Abidine yazması gibi. O gece Nâzım Hikmet’in şiirlerini Alain Cuny, Monique Morelli, Hélène Martin, Sylvia Montfort ve Michel Piccoli gibi Fransa’nın o günlerdeki en ünlü sinema ve tiyatro oyuncuları seslendirdiler. Elbettte Anadolu bütün renkleri ve şirinlikleriyle ve tüm dertleriyle kalkıp Paris’e kadar geliverdi. Nâzım bu : Ülkesinden ve ülkesinin insanlarından bahsetmeyecek te ne yapacak ? Şairdir, “Şair Baba”dır ve aynı zamanda tam anlamıyla da öykücüdür. Her şiirinde bir, bazen birkaç hikaye bulunur. Siirsel. O gece Sartre’ın ve Konstantin Simonov’un mesajları okundu. Sartre “tanıdığı Nâzım’ı” anlattı. Simonov ise yıllarca dostluğunu ve yaratıcılığını yakından görmek olanağını bulduğu yoldaşını. Sonra Aragon ve diğerleri sıkı birer konuşma yaptılar. Bunların tümü veya tümüne yakını 10 Aralık1964 tarihli Les Lettres Françaises’de yayınlandı. Aragon’un genel yayın yönetmenliğini üstlendiği haftalık dergi bir önceki sayısında Nâzım Hikmet’i anma gecesi öncesi şairimizi tanıtıcı bilgiler ve şiirler yayınlamıştı. O gece, Abidin Dino bildiği, arkadaşlık ve yoldaşlık etttiği Nâzım Hikmet’i anlattı. Abidin’in Nâzım Üstüne isimli kitabında sanatcımızın usta şairimize ilişkin anılarını ve yorumlarını bulmak mümkün. (İlk kez 2002’de yayınlanan kitabın daha sonra birkaç baskısı yapıldı.) O gece tıklım tıklım salonda bizden de birçok insan vardı : Hemen aklıma gelen birkaç ismi sıralamak mümkün : Güzin Dino elbettte, kıpır kıpır bir yürekle. Fahri Petek ve eşi Neriman Petek ve belki kızları Gaye Petek te... Herkesin o gece yaşadıklarına ve hemen sonrasındakilere ilişkin anıları da bulunuyor. Bunlardan o geceye ilişkin kısa ve sevimli anılarını yazanlar da oldu. İşte Zeynep Oral onlardan biridir, onsekiz belki ondokuz yaşında şevimli şirin öğrenci : O Güzel İnsanlar (Cumhuriyet Kitapları, İstanbul, 2007) isimli ve tanıdığı ünlü yazar, şair ve sanatcılara ilişkin anı ve yorumlarını aktardığı kitabında o geceye götürüyor bizi ve şunları yazıyor : “(Yıl 1964’tü. Paris’in dev bir salonunda, Salle Pleyel’de Nâzım Hikmet’i anma gecesi vardı. O gecenin sonunda kendimi Abidin Dino ve Louis Aragon’la aynı masada bulduğumda bulutlar üzerinde uçabilirdim. Kendimi dünyanın en aptal öğrencisi gibi hissettiğim bir anda Abidin Bey benimle dünyanın en akılllı, en yetenekli, en güzel insanıymışım gibi konuşuyordu. Nasıl unutabilirim !)” Anılarını parantez içinde sunan bizzat yazardır. Kitapta sayfa 16’da. Doğal olarak yazarın o geceye ilişkin anılarını biraz daha ayrıntılı anlatmasını, örneğin anma gecesi sonrasında lokantaya veya “café”ye gittiklerinde yanında Aragon ve Abidin’den başka kimlerin olduğunu ve neler konuşulduğunu, konuşulanlardan anımsadıklarını aktarmasını çok isterdim. Evet doğru haklısınız aradan onca zaman geçti ama kimbilir belki kimi şeyler zamana meydan okumuştur. Ve yazar hafızası da öyle yabana atılır bir nesne değildir hani. Kimbilir bakarsınız bir gün Zeynep Oral Abidin’i anmak için belki Cumhuriyet’teki sütununda, belki Cumhuriyet Kitap’ta, belki başka bir yerde bunları aktarır. Böylece bütün okuyucuları da yararlanmış olur. Çok ta şirin bir şey olur. NOT : M. Şehmus Güzel Abidin Dino’ya ilişkin dört kitabın ve iki ekitabın yazarıdır :
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
![]() ![]()
| Tüm Yazarlar |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|
![]() |