![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
|
|
Üç Değer Altı Sıfır
Bir ülkenin kalkınmasında bir çok konu etkendir. Ülkenin kalkınmasında rol oynayan bu konuların arasında ulaşım yatırımları, sağlık yatırımları, ithalat, ihracaat değerlerinde, enerji tüketimi ve bihassa semaye piyasasına kayıtlı şirketlerin hisse değerlerinde artış olursa, o ülkede olumlu hareket olduğuna inanırım. Bu değerlere ekonomi ile uğraşan insanlar kalkınmanın göstergelerinden biri derler. ...Devamı.»Çok kültürlü, çok dilli, çok uluslu
Almanya'da bir Anadolu olduğumuz gerçeğini Orhon Murat Arıburnu çok önceden yazmıştı Fatmaların, Ayşelerin , Ahmetlerin, Mehmetlerin... yığınsal gelişiyle. Brecht'in her zaman gittiği kahvenin pek uzağına düşmüyor döner, lahmacun kokuları. Dünya bir garip olmadı, olması gereken yere gelip yerleşti. ...Devamı.»EMEK...
Emmek sözcüğü Moğolca'daki "em"den (ilaç) geliyormuş. Biraz daha açalım bunu: Anadolu ya da Asya Türklerinde, Moğollar'da büyü yapmakta kullanılan kokulu ota "em" denirmiş. Bu ot emilerek alınırmış. Giderek anlam kayması yüzünden emilen, soğrulan, emilerek alınan içilen nesne anlamına gelen "em-ek" türetilmiş. "Em"in aldığı "m, ek" ekleriyle de "em-m-ek"e dönüşür. Daha sonra "emzirmek, emzik" türetilir. Utku bize emmek sözcüğünün etimolojisini kazandırdı. ...Devamı.»Aptallığıma verin : Balık hafızası mı alık hafızası mı...
Bu Allianoi'den Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'a, 105 yıllık Konyalı Lokantasından Topkapı Sarayı'na, Gaziantep Üniversitesi'nden YÖK Başkanı Özcan'a, Selçuk'dan Cumhuriyet'e, Mili Eğitim Bakanlığı'ndan Kutlu Doğum Haftası'na, Devlet Bakanı Egemen Bağış'dan Başbakan Erdoğan'a, Hedef 2023 Projesinden ÖSYM Başkanı Ali Demir'e aklıma takılanlar... ...Devamı.»UCUBE
"Kim ne derse desin/ ama kendi kendini doğurmuş bir mermer / insanlığın geleceğine gebe". Şiirin kalbine işlense de bu mermer metaforu, hayatın kalbine işlenmeyince bir işe yaramıyor. Ucube'yi savunurken "Uc Be" dedim, o namussuzlar çekilip gitsin başımızdan diye ama onların o talan, soygun ortamından çekilmeye hiç mi hiç niyetleri, istekleri yok. Bir heykel yıkılır ama başka heykeller yapılır, yapılacaktır elbette. ...Devamı.»Aptallığıma verin : CebeliTayyip...
Son haftalarda Evlilik Programlarından TİB'e, Ekşi Sözlük'den Nü Sözlük'e, ÖSYM'den Karaelmas Üniversitesi'ne, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den Başkan Ali Demir'e, Obeziteden keneye, Zaman gazetesinden Kandilli Rasathanesi'ne, seçim kampanyalarından kampanya şarkılarına aklıma takılanlar... ...Devamı.»İyi Şair
Hem sonra iyi şiir yazmakla iyi şair olunmayacağını da biliyorum artık. İmgeden görünmez olan şiire iyi şiir demeyeceğimi de biliyorum artık. İyi bir şairin amacı egosunu doyurmak olmayacak, egosu şişkin olmayacak. İyi şair paylaşmasını bilecek, karşısındakini küçümsemeyecek. 'emek' için mücadele etmiş olup da karşısındakinin emeğine saygısızlık etmeyecek, iyi şair karşısındakine emek vermekten korkmayacak. ...Devamı.»Kaplan Tapınağı
Bangkok'da kaldığımız otelden ayrılalı nerdeyse iki saat oldu. Tayland'ın kuzeyi, Burma sınırına doğru yol alıyoruz. Yolda durup ziyaret ettiğimiz yerler hayli ilginçti ilginç olmasına ancak ben bu gezinin son durağı için heyecan duyuyorum. Bir önceki durağımız Kuwai köprüsü, müzesi, müzenin önünde durup insanlara bakan dev iguana, hatta kafesten çıkarılıp kucağımıza verilen iki leopar yavrusunu biberonla beslememiz dahi bu heyecanımı biran olsun hafifletmiyor. ...Devamı.»Kongul
Kongul'un sözcük anlamı tam bilinmemekle birlikte "Kon-gul", "Kon-kıl", kulun konduğu, kaldığı yer anlamında. Bir başka anlamı ise "gönül"dür Kongul'un. Bu anlamı beni daha çok etkiliyor. Eski Türkçede "könkül" zamanla "köngül"e dönüşmüş. Köye Yörük satıcılar, çirikçiler (eski yünleri alıp yerine sakız, balon, düdük verirlermiş), kalaycılar, tahtacılar , sele sepet satıcıları, dericiler, şalgam, lahana, pırasa ve ak sakız satıcıları da gelirmiş köye. ...Devamı.»Türkçeyi sevmek
Türkçeyi sevmek ne demektir? Özdemir Asaf, bunu şöyle dillendiriyor: "Türkçeyi sevmek demek, onun bir ses veren parçasından sesler veren cümlesine kadar nesi varsa onları yerlerce ve durumlarca hırsız veya yalancı yapmamaya çalışmak demektir. Geveze veya kaçak, küstah veya korkak yapmamak demektir. Atılgan veya sinsi, köle veya esir kılmamak, bol veya ucuz, kolay veya yanlış harcamamak lâzımdır. Bitişiklerini, yanaşıklarını, incelik, kalınlık düzenlerini keyfince bozmamak demektir." Şiirlere Sarın Beni ...Devamı.»Şiirlere Sarın Beni
İnsanın oğlunun büyüyüp kocaman adam olmasını, evlenme çağına gelmesini kabul etmemesi diye bir şey olabilir mi? Şaşırtıcı bir şey oğlum dediği kocaman adama sarılması; sevindirici de. Baba oğul ilişkimiz Kafka'nın babasına mektup yazdıracak düzeyinde olmadı hiç. Benden nasıl baba oldu onu da anlamıyorum ya! Ben nasıl baba oldum oğullarıma, bilmiyorum. Babalık notum nedir? ...Devamı.»Kültür
Yurtdışında dergi, gazete çıkarmak hem çok sıkıntılı, hem de zor. Ekonomik sıkıntıları bir yana dağıtım sorunu bel büküyor. Onun yanında aydınlarımız, öğrencilerimiz, okumayı sevenlerimiz ilgisiz bu tür yeni yayınlara. Görmezden geliyorlar, görmüyorlar, görmek istemiyorlar. Bu tür yayınlar cep yakmaz ama halkımıza ağır geliyor nedense bu tür şeyler. Bakalım kaç sayı daha çıkabilecek Kültür kültürü bol bir ortamdaki kısırlıkta. ...Devamı.»Huzuru yatak odası betimlemede bulan ressam
Arles'daki Yatak Odası, post empresyonist 19. Yüzyıl ressamı Vincent van Gogh'un peşpeşe ürettiği üç ayrı resmin ortak adıdır. Resimler birbirine çok benzemesine karşın, duvarı süsleyen tablolardaki farklılıklar ve zemin renginin değişik olması ile ayırt edilebilirler. Resim Van Gogh'un Arles'da, Lamartine meydanındaki evinin yatak odasını betimlemektedir. ...Devamı.»Her çocuk çocukluğuna emanet edilir
"Islık" gençliğimle özdeş, daha doğrusu kardeş. Mızıka çalmasını bilmediğimden, ıslık gençliğimin başı dumanlı hali, efkârı da. Günümüzde ise iktidara karşı kendiliğinden gelişen protesto. Beni üç buçuk yaşında babasız bırakıp öte dünyaya göçen babam, şiirlerimin baş konuğu. Babasızlık hayat boyu sobasız kışı yaşamak gibi. ...Devamı.»Babacığım Merhaba,
Sana yazmakta ne kadar geciktim bu kez değil mi? Lütfen bağışla. Hemen öyle gözlüğünün üzerinden ters ters de bakma bana. Şu sıralar senin öfkene değil anlayışına gereksinimim var babacığım. Senin de bildiğin gibi öylesine karışık ve abuk subuk bir yıl geçirdim ki, içinde ne ararsan vardı. Hastalıklar, hastalıklı ilişkiler, acayip ve akıl almaz bir karmaşaya doğru son sürat sürüklenen ana yurdum. Ve elbetteki yurdum insanları. "Balık baştan kokar" öz deyişini haklı çıkaran insanlar insancıklar. ...Devamı.»Aptallığıma verin : Türkiye'de 8 MART...
Bu hafta 8 Mart'dan Başbakan Erdoğan'a, Eski Başbakan ve Saadet Partisi lideri Necmettin Erbakan'dan 28 Şubat'a, 2010 nüfus bilgilerinden 2011 TBMM Milletvekili sayılarına, PKK'dan Dünya Ekonomik Forumuna, fişden prize, Nurettin Özgenç'den Hüseyin Üzme'e, Mustafa Hamarat'dan Marmara depremi'ne aklıma takılanlar... ...Devamı.»Dünya'nın Anadil Günü
Pek çok dilin yok olmak üzere olduğu, pek çok dil üzerindeki yasağın sürdüğü bir zaman diliminde 21 Şubat Dünya Anadil Günü böyle önemli simgelerden birdir. Biz yazarlar; yasaklanan, "yok olma kaderinin" içine itilen her dilin, yeryüzünün kültürel varlığında korkunç büyüklükte bir yoksulaşma olduğu gibi, yazarken kullandığımız dili de eksilttiğinin, fakirleştirdiğinin bilincindeyiz. ...Devamı.»Aptallığıma verin : İmam cemaaat ilişkisi...
Bu hafta Aydınlık gazetesinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne; Kırıkkale'nin Delice ilçesi Büyükavşar beldesinden Aristoteles'e; ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Crowley'den Orhan Çeker'in avukatı Hüseyin Çelik'e; Sultan 4. Mehmed'den Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'ne; Libya'dan Almanya'nın Düsseldorf kentine; Bild'den New York Post'a aklıma takılanlar... ...Devamı.»Dünya Sevgililer Günü!
Delikanlıların ellerinde çiçek buketleri, ya da tek güller. Ele el tutuşmuş ortayaşlı ya da yaşlıların yüzlerinde huzur... Sevmenin verdiği mutluluk! Sait Faik'i gel de anma: "Her şey bir insan sevmekle başlar" Sevmeyi bilenler için ne çok şey ifade ediyor bu cümle. ...Devamı.»Savaşın Arka Yüzü
Boyalı Kuş'ta Kosinski 2. Dünya Savaşı yıllarının Polonya'sını, Polonya köylülerini on yaşındaki bir çocuğun dünyasıyla ele alıyor. Savaştan etkilenmemesi için yaşlı köylü bir kadına emanet edilen erkek çocuğun başına neler neler gelir bu kadının ölümünün ardından. Polonya köylüleri hep sarışın, bu çocuk ise siyah saçlı ve kara gözlü. Çocuğu çingene ve Yahudi sanırlar. Kendilerine uğursuzluk getireceklerine inanırlarken, bir yandan da Alman askerlerinin Yahudi ve çingeneleri saklayanları öldürmelerinden korkarlar. ...Devamı.»
|
| Tüm Yazarlar |
|
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |