|
|
Uykularım Kaçmakta Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 1302 Okunma Büyüklerimiz hep “Gelecekten korkmayın, fakat attığınız adımları dikkatle atın” derlerdi. Çelişki tam da burada yatmakta. Gelecek her zaman geçmişle bağdaşır. Geçmişte ne olduysa, gelecekte ona yakın bir şeyler olabilir. Hani, teknolojiden uzak yaşamak mı daha keyifli, yoksa teknolojinin tekâmülü ile beraber mi yaşamak daha zevkli diye hep düşünürüm. ...Devamı.» AHMAK BİLİMİ Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 1113 Okunma Sizin de benim gibi, fizik kurallarına yapılan hataların sergilendiği bir programı keyifle izlediğinizi düşünüyorum. Bazen olayların sonuçlarına kahkahalarla güler, bazen de üzülürsünüz. Programın adı **AHMAK BİLİMİ**. Bu programda, fizik kurallarına ve matematiksel hesaplara dikkat edilmeden yapılan işlerin sonucunda meydana gelen kazalar ve sonuçları sergilenir. Hayranlıkla izlerim bu programı. ...Devamı.» Sen Ne İşe Yararsın? Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 1470 Okunma Bilmem siz de benim gibi zaman zaman bazı önemli simaları hatırlar mısınız? Bunlardan bir örnek vermek isterim: İstanbul’a aşık, çok değerli bir şarkıcı olan Dario Moreno’yu hatırlar mısınız? Seneler önce, bu İstanbul aşığı, İstanbul’u ve Türkiye’yi tanıtmak için ömrünü feda etmiş bu tatlı insan, 1 Aralık 1968’de Yeşilköy Havalimanı’nda 47 yaşında bir cinayete kurban gitmişti. Aslında Aydın Germencik doğumlu olan Dario Moreno, ömrünün büyük bölümünü Fransa’da geçirmiştir. Değerli bir müzisyen olarak Türkiye’nin tanıtımında büyük payı olduğuna inanırım. ...Devamı.» Ali Hoca’nın Ezanı Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 2184 Okunma Henüz çocukken, zaman zaman gittiğim ve oturduğumuz evin karşısında bulunan minaresi çift şerefeli bir cami vardı. Bu camiyi her zaman hatırlarım. İmam ‘Ali Hoca’, bu caminin minaresindeki ilk şerefeye her namaz vaktinden evvel aflaya puflaya çıkar, iyice soluklandıktan sonra bir eliyle şerefenin küpeştesini tutar, diğer elinin başparmağını kulağının memesine bastırarak ezan okumaya başlardı. O yükseklikte belki insanın başı döneceği için mi bilmem, şerefenin kenarına sıkı sıkıya tutunurdu. ...Devamı.» Anadolu Yangın Yeri Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 2079 Okunma Çocukluğumda ilk büyük yangını Ankara Ulus Meydanı’nda cadde boyunca olan Sümerbank’ın karşısındaki büyük hanın yanmasını hatırlarım. Çok etkilenmiştim. Ankara’da belediyenin büyük bir itfaiye teşkilatı vardı, Gençlik Parkı karşısında, ve o alana İtfaiye Meydanı denirdi. Şimdi Büyükşehir’den başka diğer belediyelerin de itfaiye teşkilatı olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Ulus Meydanı’ndaki bu yangın günlerce konuşuldu. Diğer birçok konu, o tarihte, ikinci plana düşmüştü. ...Devamı.» Sandık Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 1911 Okunma Anadolu’nun tarihinde sandık önemli bir yer işgal eder. Sandık yapılırken mutlaka özen gösterilmesi gerekir. Aslında Türk toplumunun geleneklerinde sandık vazgeçilmez bir eşyadır. Ben de, evlenmeye karar verdiğimizde eşimle bir ev kiralamıştık. Ankara’da, Tandoğan Meydanı’na yakın Kubilay Sokak’ta bir çatı katıydı. Eve ilk taşıdığımız eşya, eşimin çeyiz sandığı oldu. Sandığın içinde neler yoktu ki? Evin içinde kullanılan her eşyanın üzerine örtülecek bir örtü bulunmaktaydı. Sehpanın örtüsü, masanın örtüsü, mutfakta bulunan rafların örtüsü, hatta bir hamam tası ile sabunluk bile vardı bu sandığın içinde. Sandık, masif ceviz ağacından yapılmış olduğundan oldukça ağırdı. Köşelerinde sarı metalden koruma amaçlı madeni köşelikler çakılmıştı. ...Devamı.» ÖZERK Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 2016 Okunma Çocukken mahallede çeşitli oyunlar oynardık. İçlerinde neler yoktu ki! Sizler de mutlaka bu oyunlardan oynamışsınızdır. Misket dediğimiz cam bilyelerimiz vardı. Onlarla yere çizdiğimiz üçgen bir yere bir mesafeden bilyelerimizi atar, sonra da parmaklarımızla fırlattığımız bu bilyelerle rakip arkadaşımızın bilyesini vurarak bu üçgenin içine sokmaya çalışırdık. Biz bunun adına “müselles” derdik. Aslında eski Türkçede müselles, üçgen demekti. Üçgenin içine soktuğumuz bilyeye sahip olurduk. ...Devamı.» Satıcının Ölümü Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 3255 Okunma Hatırlar mısınız, seneler önce Amerika’da bir büyük sanayi dalı vardı: Sinema. Sinema denilince her şey dururdu. Büyük yatırımlar bu sanayiye yapılırdı. Her film için olmasa da önemli filmler için ayrı stüdyolar inşa edilirdi. Universal Stüdyoları’nı gezerken, “Zelzele” (orijinal adıyla *The Earthquake*) filminin bir sahnesi için özel bir metro istasyonu inşa edilmiş olduğunu görmüştüm. Zelzele sahnesi bu mekânda metroda fiilen yaşanmakta. Gezen her grup insana bu dehşeti göstermekteler. Vagonlar devrilmekte, helikopter düşmekte, üzerinde durduğunuz platform kaymakta, izlerken korkulu dakikalar içinde gerçek bir depremi, bir metro istasyonunda size yaşatmaktalar. ...Devamı.» Bahçeli Bahçeli Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 2520 Okunma 1960'lı yıllarda Ankara’da trafik ışıklarının olmadığı günlerde, Kızılay Meydanı'nın tam ortasında bir trafik kulübesi vardı. Bu kulübenin içinde bulunan trafik polisi Mustafa, bu kavşaktaki trafik düzenini sağlardı. Polis memuru Mustafa, bu kavşağı o kadar güzel idare ederdi ki; Dikimevi yönünden gelip Bakanlıklar yönüne gidecek araçları yönlendirir, Maltepe istikametinden gelip Ulus istikametine dönecek araçlara yol verirken her bir araca dönüşte nerede duracağını parmağıyla gösterirdi. Kendisini tanıyan şoförlerin verdiği selamı alır, bilhassa mesai saatleri başlangıç ve bitişinde meydana gelen yoğunluğu maharetle idare ederdi. Çok yorulduğunda yuvarlak kulübesinden çıkar, Ulus Sineması'nın yanında bulunan Cevat Restoran'ın önündeki sandalyesinde dinlenirdi. ...Devamı.» KÜFE... Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 2184 Okunma Ankara’da çocukluğumu yaşadığım tarihlerde, haftada dört defa, Kurtuluş semtine yakın sebze pazarı kurulurdu. Cumartesi ve Çarşamba günleri Sıhhiye semtinde kömür depolarının arkasında, derenin kenarında; Salı ve Perşembe günleri ise Cebeci çayırının bulunduğu yerde kurulurdu pazar. Bahçelievler ve Yenimahalle ise daha yeni kurulmaya başlanan semtlerdi. Pazara gitmek bir kültürdü o tarihlerde. Evde kaybolmayacak tek eşya PAZAR FİLESİ idi. Naylon torba çıkmadan evvel, her evde birden fazla file bulunurdu. Filenin içi dolduğu müddetçe genişlerdi. Geçenlerde Kadıköy’de çarşıda rengarenk file satıldığını gördüm. Kanımca Çin malıydı. Birkaç renk bu filelerden aldım. ...Devamı.» ŞAŞIRMADIM Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 2646 Okunma Çocukluğum ve üniversite yıllarım Ankara'da geçti. Ortaokul ve lise döneminde ise Ankara dışında yatılı okuduğum şehirlerde, günlük konulardan uzak yaşadığımı hatırlarım ama yine de 1950 ve 1960'lı yıllarda gelişen bazı siyasi olaylar, aklımda iz bırakmadı desem yalan olur. Sadece iktidarda kalabilmek adına çok oyunlar oynandı o tarihlerde. Sandık başında oy sayımında cinayet bile işlendiğini hatırlarım. Kimi kasabaların il haline dönüşmesi yanında, il olan şehirlerin ilçe haline geri dönmesini de bu tarihlerde gördük. 1954 seçimlerinin hemen ardından tenzili itibar adına Nevşehir’e bağlı bir ilçeye dönüştürülen Kırşehir, 19 Haziran 1957’de kabul edilen 9637 sayılı kanunla tekrar il statüsüne yükseltilerek iadeyi itibarı yaşadı. Osman Bölükbaşı’nın memleketi, Kırşehir. ...Devamı.» ADALET Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 2205 Okunma Adalet konusu çoğu zaman hukuk olarak algılanır. Adaletin, bir toplum için hava ve su gibi yaşamın ana kaynağı kadar önemli olduğuna inanmaktayım. Hava, canlılar için nasıl olmazsa olmazların en ön sırada geleniyse, yaşamın tek anahtarı da ADALET olmalıdır. Mevcut kitabelere baktığımızda, ilk kanunların MÖ 2100-2050 yılları arasında yine yaşadığımız bu coğrafyada yazıldığını söylemektedir tarihçiler. Ancak elimizde, MÖ 1760'lı yıllarda Mezopotamya’nın BABİL ülkesinde HAMMURABİ’nin koyduğu kanunların tabletleri günümüze kadar ulaşmıştır. ...Devamı.» DEVENİN BOYNU Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 2940 Okunma "Deveye sormuşlar boynun neden eğri” diye başlayan bir hikaye vardır, hatırlar mısınız? İşte tam burada düşünmekteyim: yanıtın ayrıntılarına bakarsanız, ayakları, hörgücü, tırnakları, kısacası her bir tarafı doğaya uyum sağlamak adına şekillenmiş bir hayvan: DEVE. Yazılı tarih kitaplarında, en eski kanunların Ur Kralı Ur-Nammu tarafından Sümer lisanı ile yazıldığı söylenir. Ur Krallığı’nda M.Ö. 2112 ile 2050 yılları arasında konulan bu kanunların uzun yıllar kullanıldığı, hatta Eşnunna kanun kitabının da M.Ö. 1930 yılında, İsin’li Lipit-İştar’ın kanun kitabının ise M.Ö. 1870 yıllarında Ur-Nammu’nun kanunlarına dayalı olarak yazıldığı söylenir. ...Devamı.» Çarpık Eğitim Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 3360 Okunma Sabahleyin erken saatlerde iş yerinize gitmeye hazırlanıyorsanız, Ankara'da saatler 06:30’u gösterir. Ancak İstanbul’daysanız, sabah 06:00’da kalkmak zorundasınız. Kış sezonunda yaz saati uygulamasını sürdüren tek ülkenin Türkiye olduğuna inanıyorum. Bu uygulamanın, elektrik tüketimini artırarak ‘Yap-İşlet-Devret’ santrallerine olan devlet borcunu karşılamak amacıyla yapıldığını düşünüyorum. Fakir halkın sırtına bir yük daha koyarak, onların buna alışkın oldukları düşüncesiyle bu yükü de ödeyeceklerini varsayıyorlar. ...Devamı.» Ziyafet Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 3885 Okunma Yerel seçim diye konuşulanları hafife almamak gerektiğine inanmaktayım. Hani derler ya ‘Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır’ diye. Şimdi düşünüyorum da neden yoğurt demişler de başka bir yiyecek telaffuz etmemişler. Yoğurdun toplumda mutlaka bir değeri olması gerek. Değişik yörelerde, değişik tarihlerde yemek ritüellerine katılmıştım. Bir tarihte Sivas'ta bir düğün yemeğine katılmış, sofradan kalkmak için çok gayret etmiştim. Ancak bu gayretlerimden hiç sonuç alamamıştım. Her seferinde ‘Daha ikramlarımız bitmedi, çabalamayın, bırakmayız’ diye beni oturmak zorunda bırakmışlardı. ...Devamı.» Kim Aptal, Kim Akıllı Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 4305 Okunma Ne ağırıma gidiyor biliyor musunuz? Aptal yerine konmak. Hiç kabul edemeyeceğim bir durum, aptal yerine konmak. Saygı duyduğunuz bir makamı işgal eden birisinin, doğrusunu bildiğiniz bir konuda size yanlışı doğru olarak kabul etmeniz için ısrarcı olduğunda, isyan etmek istiyorum. Tarihsel açıdan birçok iktidar gördüm. Çocukluğumda dinlediğim siyasal gerçek dışı konuları bir kenara bırakırsak, 27 Mayıs’tan önce halk arasında yayılmak istenen Harp Okulu talebelerinin mevcut iktidar tarafından katledilmesi konusundaki dedikodunun cahil halk tarafından kabul gördüğünü yaşadık. Kim tarafından çıkarıldığını bilmemekle beraber, yayılan bu asılsız haberin toplumda kabul görmesi üzücüydü. ...Devamı.» SİVAS Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 4305 Okunma İnsanın hatıralarını tekrar yaşaması kadar güzel ne olabilir ki? Hani bir sene ya da iki sene değil de, aradan 60 sene geçtikten sonra hatıralarını tekrar yaşamak nasıl bir duygudur bilir misiniz? Yıllar önce vatani vazifemi yapmak için Anadolu’nun göbeğine, hem de Selçuklu Devleti'nin kültür hazinesini inşa ettiği önemli bir merkezine gelmiştim. Aklımda kalan bu tarihi şehirde nelerin hala yaşadığını, nelerin yok olduğunu görmek kimi zaman cesaret ister diye düşünmekteyim. ...Devamı.» SAMSUN Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 3738 Okunma Kurtuluş Savaşı'nın ilk temelinin atıldığı bir şehirden bahsetmek isterim bugün. Cumhuriyet tarihimizde, demokrasi ve bağımsızlık konularının ilk kez ele alındığı şehirdir Samsun. Milattan önce 350 yıllarında burada kurulduğu tahmin edilen bir kent olan Amisos’un, tarihsel adının nereden geldiği pek bilinmemekle beraber, Pontus Krallığı'na kadar dayandığı muhakkak. Sisli bir bahar sabahında, 16 Mayıs 1919'da İstanbul'da Kız Kulesi açıklarında bekleyen bir vapurda hummalı bir telaş vardır. Çok kıymetli bir yolcusunu bekler bu vapur; Bandırma Vapuru. Vapura işgal kuvvetleri gece boyunca gelerek arama yaparlar, ama bir şey bulamazlar. ...Devamı.» DEVLETİN CİDDİYETİ Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 3864 Okunma Nerede o günler, o bayramlar denebilir, hatta o mutluluklar. Güzel bir şarkı bile olur HÜSEYNİ makamda. Bütün makamlarda mutlaka bir ahenk, anlam ve hissiyatın mevcut olmasını bekleriz. Hani olmasa ne olur? O zaman şarkı olmaz. Şarkı için bir hadise, bir ayrılık, bir hicran ve hüzün bulunması gerekir. Anlatımda yoksa kritik kelimeler, aşk hikayesi, acı ve elem, yahut hicranı ifade eden sözler, güfte oluşması imkansız gibi bir şey. Varsa cümlelerde bir özlem, bir hasret veya erişilmeyen bir hedef anlatımı, güfte hayat bulur. Bu anlatımlar, ne söyleyen insanı, ne de söyleten muhatabı zor duruma düşürür. Kimisi platonik aşkı sever, kimi ise karşısındakine sevdiğini söyleyemez, işte o zaman hikaye başlar. ...Devamı.» UCUZ ET Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 4515 Okunma Dikkat ettiniz mi? Günlerdir ekranlarda asgari ücretle çalışan emekliler ve dar gelirlilerin genelde bir iki gıda maddesinin ucuza satıldığı yerlerde sabah ezanı okunmadan sıraya girip, saatlerce bekleyip gıda maddelerini alıp evlerine gittiklerini izledik. Seneler önce ilk Moskova’ya gittiğim günleri hatırlarım. Komünist idarenin Gorbaçov ile yeni bir döneme değiştiği yıllardı bu seyahatlerim. Moskova’nın soğuk kış günlerinde kar günlerce yağar, soğuk insanın içine işlerdi. ...Devamı.»
|
| Tüm Yazarlar |
|