|
Türkiye - Turkey - HindiKategori: Kul / Özerk Benlik | 1 Yorum | Yazan: Prof. Dr. M. Orhan Öztürk | 20 Eylül 2009 07:48:42 Kimlik duygusu kişinin bir toplum içinde kim olduğunu belirleyen etnik-dinsel, cinsel, mesleksel öğelerin toplamından öte bir nitelik taşır. Ben erkeğim, Türküm, hekimim diyebilmek kimlik duygusunu tam anlamı ile yansıtmaz. Kimlik duygusunun içinde, bireyin geçmişinde, bugününde ve geleceğinde süreklilik, aynılık, biriciklik duygularının da algılanması, özümsenmesi zorunludur.
Bir başka deyişle kişi, dün de, bugün de ve gelecekte de aynı kişi olduğunun ve olacağının ayrımındadır. Sağlıklı bir kimlik duygusuna özerk benlik duygusu eklendiğinde kişi, düşünen, sorgulayan, araştıran özgür bir insan olur. Özerk ve özgür insan, kendi kimliğine yapıştırılmak istenen bir takım adları, nitelendirmeleri hemence benimsemez ya da yadsımaz. Bunların üzerinde eleştirel bir bakışla değerlendirme yapmaya çalışır. Kimlik duygusuna ilişkin iki örnek ile böyle eleştirel bir bakış çabası sunulmaktadır. Ülkemizin İngilizce'de “Turkey” diye bilinen adı, XV.yüzyıl sonunda Avrupa'dan Amerika'ya ilk gelenlerin bir yanılgısı yüzünden, beş yüz yıldan beri aynı zamanda hindi anlamına da gelmektedir. Özal döneminde, İngilizce'de artık Türkiye için “Turkey” sözcüğünün kullanılmaması, yerine “Türkiye” denmesi için garip bir eylem başlatılmıştı. Aklı başında kişilerin ve bazı devlet adamlarının da buna katıldıklarını gördük. Gerekçesi, öncelikle Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Türklerle, Türk çocukları ile “Turkey” diyerek ve hindi gibi sesler çıkararak alay edilmesini önlemekti. Uzun yıllar ortada böyle bir sorun yokken, neden sorun o dönemde ortaya atıldı? Doğru olduğunu kabul edemiyorum, ama diyelim ki sorun yıllardır vardı, fakat sesimiz çıkmıyordu. Şimdi Türkiye güçlendiği için, hem yurtiçinde hem yurtdışında sesimizi çıkarabiliyoruz. Amerika'daki Türkler de artık güçlendiler, örgütlendiler; seslerini çıkarabiliyorlar. Diyelim ki son yıllarda, bu ülkedeki Rum ve Ermenilerin propagandaları Türklere karşı böyle bir alay etme akımının yaygınlaşmasında etken oldu. Böyle bir durum karşısında, Amerika’da yaşayan ve Türkiye’yi, Türklüğü ne denli sevdiklerini çok iyi bildiğimiz soydaşlarımızın Türkleri küçük düşürmeye yönelik davranışlara karşı eyleme geçmeleri kadar doğal bir girişim olamaz. Bu eylemin özünde güçlü Türklük duyguları ve Türk kimliğini koruma çabası bulunsa bile, böyle bir savaşımın sakıncaları olabileceğini ve geri tepebileceğini düşünerek konuyu tartışmak istiyorum. Çocukluk çağında, çocuklar birbirlerini kızdırmak için birtakım adlar takarlar, fazla alınganlarda ve kızarak tepki gösterenlerde bu adlar yapışıp kalır; aldırmayanlarda ise genellikle silinir, unutulur. Burada benzer bir durum olabileceğini düşünüyorum. Önce birkaç yalın gerçeği vurgulamak isterim. Dünyaca yaygınlaşmış ve güçlü bir dil olan İngilizce'de yerleşmiş bir sözcüğü, biz, kendi çabalarımızla değiştirmek istiyoruz. Yani biz, İngilizce konuşulan ülkelerin insanlarından beş yüzyıldan beri Türkiye karşılığında kullanmakta oldukları “Turkey” sözcüğünü bırakmalarını, yerine İngilizce'de nasıl okunacağı bile bilinemez “Türkiye” sözcüğünü kullanmalarını istiyoruz. Bunu yapmaları için de bizim İngilizce yazışmalarımızda, konuşmalarımızda, Türkiye hakkındaki reklamlarımızda “Türkiye” sözcüğünü kullanarak, onları buna alıştırabileceğimizi düşünüyoruz. Ancak, bu savaşımda, şöyle bir anlamın da yatmakta olduğunu görebiliyor muyuz? “Siz bize hindi diyorsunuz, oysa ki biz hindi değiliz, Türküz.” Bu tür bir ifade ile ortaya çıkmak, hindi çağrışımlarını ve alayları daha da yaygınlaştırmaktan başka neye yarar? “Ben hindi değilim” diye propaganda yapmaya kalkan bir toplumun insanları, yalnız Amerika’da değil, bütün dünyada Türklerin hindi olmadığına herkesi inandırmaya çalışma gibi gülünç bir duruma düşer. Bizim de dilimizde örneğin bir ülke adı olan Mısır var, aynı zamanda darı anlamına da gelen Mısır. Hint var, Hindu var, Hindistan var. Biz ülke Mısır’dan söz ederken darıyı düşünüyor muyuz? Hindulardan, Hindistan'dan söz ederken hindiyi aklımıza getiriyor muyuz? Ama şimdi, böyle bir işe kalkışırsak, Amerika’da İngiltere’de ülkemizin adı olarak “Turkey” dendiğinde, herkesin aklına hindinin gelmesini biz kendi eylemimizle desteklemiş, yaygınlaştırmış olmayacak mıyız? Amerika’da ya da başka ülkelerde yerleşmiş Türk soydaşlarımızın, Türkiye’den uzun süre ayrılmış olmanın verdiği özlem ve burukluk duyguları yanı sıra, bulundukları ülkelerde bir azınlık grubundan olmaları nedeniyle, etnik konularda daha büyük bir duyarlılık içinde olduklarını, Türk’e ve Türkiye’ye toz kondurmak istemediklerini biliyoruz. Üstelik, yurtdışında yerleşmiş bütün Türklerin önemli bir sorunu da Türklere karşı tarih boyu gelişmiş olumsuz duyguların, önyargıların çok olmasıdır. Amerika gibi önyargılarla, hatta kin ve nefret duyguları ile dolu birçok etnik grubun yaşadığı bir toplumda, Türklerin kendi kimliklerini koruma, Türklüğü yüceltme duygularına ve çabalarına büyük saygı duyuyoruz. Ancak, böyle fazla önyargılı toplumsal ortamlarda, zaman zaman belki tepkisel olarak aşırıya kaçabilen kırılma, öfke ve savunma duyguları nedeniyle etnik şovenizmin gelişebileceğini, bunun da bireyleri ve toplulukları yanlış eylemlere itebileceğini düşünmekte yarar görürüm. Biz, Amerikalı çocukların çocuklarımızla “hindi” diye alay etmelerini ciddi bir Türklük sorunu yaparak tepki gösterdiğimizde, okullarda, oyun alanlarında çocuklarımızın denetimsiz tepki göstermelerine, kızmalarına, hatta kabarmalarına engel olamayabiliriz. Bu da başka çocukları daha çok alay etme ve kızdırma eğilimlerine itebilir. Eğer, Turkey sözcüğü bazı çocuklarımızla alay edilmesine neden oluyorsa, çocuklarımızın çalışkanlıklarını, zekice davranışlarını, kızmamalarını, Türklükle onur duymalarını, fakat kabararak övünmemelerini sağlayabilirsek; bilime, spora, sanata meraklı olabildiklerini gösterebilirsek, bu alay eğilimleri silinecektir. Bunun gibi biz, yurtiçi ve yurtdışı ortamlarda, kimi politikacıların yaptığı gibi uluorta övünmeyi, hindi gibi kabarmayı, kabadayılığı bırakabilirsek; kendi ülkemizde insanlarımızın, bilime, sanata, spora meraklı, barışsever olduklarını kanıtlayabilirsek, hem “barbar Türk” imajı silinir, hem yurtdışındaki çocuklarımızla alay edilmesi sona erer. “Türk İnsanı” Ne Demektir? 1980’lerin başından beri, “Türk insanı” deyiminin, özellikle konuşma sırasında, politikacılar, yazarlar, bilim insanları arasında giderek çok sık kullanılmakta olduğunu görüyorum. “Türk insanı” ne demektir? Bir Türk hayvanına karşı bir Türk insanından mı söz ediliyor? Türk tütünü, Türk kilimi, Türk malı olur, ama Türk insanı nasıl olur? Bir Alman insanı, İngiliz insanı, Amerikan insanı, Rus insanı, Çin insanı deyimlerini hiç kullanıyor muyuz ya da onların böyle bir deyim kullandıklarını okuduk mu, duyduk mu? Neden Türk toplumu, Türkler, bu toplumun insanı, ulusumuz, Türk ulusu, Türk vatandaşı ya da eğer dünyadaki Türklerin de içerilmesi isteniyorsa, yalnızca Türkler, Dünya Türkleri denilmiyor da “Türk insanı” gibi bir deyim kullanılıyor? Saygın, bilgili, bilinçli yazarlar, toplum bilimciler, politikacılar da bu deyimi kullanır oldular. Bunun anlamı nedir? Hiç bir başka ulus için kullanmadığımız bu deyim nereden çıktı, neden böyle tutundu? Yanılmıyorsam, ilk yıllarda bu, daha çok sınırlı bir politikacı kesimince kullanılan ve belki siyasal yön belirleyen bir söylem gibiydi. Böylesine anlamsız, ne Türke ne Türkçe’ye yakışan bu deyimin kullanılmasını, yaygınlaşmasını anlayamıyorum. Olsa olsa, başlangıçta, kimi politikacıların, konuşmalarına gösterişli bir hava vermek için başvurdukları değişik bir anlatım özentisi olabilir diye düşünüyorum. Fakat gene de, saygın düşünürlerin, toplumbilimcilerin ve politikacıların konuşmalarında, yazılarında böylesine yaygınlaşmış olmasını yadırgıyorum.
YorumlarVolkan Cörüt
{ 20 Temmuz 2010 01:53:13 }
Bu ülkeye Mısır adını biz veriyoruz. Kendileri Mısır adını kullanıyorlar mı ? Uluslararası alanda adı Mısır olarak mı geçiyor. O ülkenin adı "Mısr Arap Cumhuriyetidir. " ikinci ı yoktur. Arapça yazılışı ile mim , sad ve r harflerinden oluşur ve "...şehir, ülke" anlamındadır. Bizim kullandığımız mısır ile ilgilisi yoktur. Benzerlik nedeniyle ve Türk dilinin fonetiği nedeniyle Mısr yerine kullanılıyor. Ama sadece biz kullanıyoruz. İngilizler Egypt diyor. Ülkelerden bir tanesi kendi dilinde bize hindi dese dikkate almayabiliriz.
Diğer Sayfalar: 1. Siz hiç bir uluslararası bir toplantıda Hindistan diye bir kelime gördünüz mü? Aynı hata. Hindistan bu ülkeye sadece Türklerin verdiği bir isimdir. Uluslararası isim değildir. Malezya mal mı oluyor diyenler de aynı şekilde. Bizim ismimiz Türkiye kelimesi bir ülkenin dilinde başka anlama gelebilir. Bu önemli değil. Bütün dillerde tek tek ülkemizin adının iyi anlama gelmesi gerekmez. Ancak bir de uluslararası ülke isimleri vardır. Uluslararası toplantılarda bu isim kullanılır. Türkiyenin uluslararası toplantılarda adı Ingilizlerin söylediği Turkey olarak geçiyor. Varsın ingilizler Turkey demeye devam etsin. Ancak bize Turcia, Turkia gibi değişik şekillerde söyleyenler de var. Onlar da devam etsinler. Ancak uluslararası bir toplantıda ülkemizin adı bizim söylediğimiz şekilde Türkiye olarak geçmelidir. Diyorlar ki Türkiye kelimesinde bulunan ü harfi Avrupa dilllerinde yokmuş. Bu nedenle sorun oluyormuş. Avrupa Birliği toplantısında Türkiye delegesinin önünde Turkey=Hindi Yazarken Yunanisten delegesinin önünde bırakın latin harflerini Yunan alfabesi ile ELLAS yazıyor. Yunanlıların hiç bir harfi batı alfabesinde yok. Ülkesini ve dilini seven Yunan delegesini kutluyorum. Türk delegesine söyleyecek söz bulamıyorum. İstanbul Valiliğinin yaptığı bir açıklamada anlatılmak isteneni dikkatle incelemenizi ve sonrasında yazdığınız yazı üzerinde düşünmenizi öneriyorum. " ASLINDA YAPILACAK ŞEY HÜKÜMETİN BİR AÇIKLAMA YAPARAK 1 YILLIK GEÇİŞ SÜRESİ SONUNDA TURKEY YAZILI HİÇ BİR POSTA'NIN KABUL EDİLMEYECEĞİNİ DÜNYAYA AÇIKLAMASIDIR. HABEŞİSTAN BÖYLE YAPTI, ETİYOPYA OLDU. BİZ BÜTÜN LOGOLARIMIZI TÜRKİYE OLARAK YAZSAK YİNE DE TURKEY DİYENLERE ENGEL OLAMAYABİLİRİZ. BU NEDENLE, ETİYOPYA'NIN YAPTIĞI GİBİ, YUKARIDA AÇIKLANAN YOL İZLEMELİYİZ."
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|