|
Sönmüş bir yıdız Elisabeth Kategori: Sinema | 0 Yorum | 2604 Okunma Filmin başında herkesin ezip geçtiği, çatlamış ve eskimiş yüzeyine yiyecek dökülen, temizlenmeye çalışıldıkça daha da kirlenen "Parlayan Elisabeth"in yerdeki yıldızına odaklanırız. Üzerine solmuş bir çınar yaprağı düşer. Bu sahne, kadının baharının geçtiğini, ömrünün sonbaharına girdiğini simgeler. Kısa bir süre sonra mevsim değişir ve yıldızın üzerine karlar yağar. Bu, kadının hayatındaki mevsimsel döngülerini, yaşam - ölüm döngüsünü ve olgunlaşmayı anımsatır. ...Devamı.» GRAFİK TASARIMCI ve İKLİM AKTİVİSTİ YASEMİN SAYIBAŞ AKYÜZ İLE SÖYLEŞİ Kategori: Söyleşi | 0 Yorum | 3486 Okunma Yasemin Sayıbaş Akyüz ile 2011 Temmuz’unda Domuzçukuru’nda bir kampta tanıştık. 2013 Baharında Bodrum’a taşındıktan sonra çok yakın arkadaş olduk. Onun yanında kendimi çok gerçek hissetmişimdir her zaman. Öyle “olduğu gibi”dir ki, yanında kendiniz olmak çok kolaydır. Yasemin kadar doğaya uyumlu, ruha dinginlik veren çok az insan tanıdığımı söylesem abartmış olmam. O, hem çok yaratıcı hem çok çalışkandır. Doğadaki renklerden boyalar üretip resim yapar, ahşap mühendisliği ile pop- up kitap yaratır, dikiş diker, bir şeyler mutlaka üretir. Eker, biçer, hayvanlarla arkadaşlık eder, doğanın dengesine saygıyla yaklaşır. ...Devamı.» Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara… Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 5040 Okunma Şehrin meydanındaki anıtın üzerine yazılmış sloganlar boya ile kapatılmış. Üçerli beşerli çocuklar çantaları ile okul yolunu tutan robotlar gibi ruhsuz yürüyorlar. Dağların çayırların önünde, insanoğlunun kurduğu dünyanın makineleşmiş yapma doğasında, ruhların içinden geçen trenler, gökyüzüne duman saçan fabrikalar var. İnsanı bir yerden bir yere ulaştıran yollar, bağlayan köprüler kimi zaman da ayırıyorlar. Sevdiklerimize ulaşırsak birlikte mutlu olacağımıza inanıyoruz. Ya da dünyada hiç çocuk ölmediğinde. Bir çocuğun ölümünün ardından beyazlarımızın yeterince beyaz olduğundaki mutluluğumuz anlatılıyor. ...Devamı.» Niyetime İlham Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 6762 Okunma Bir süredir (sanırım en çok annemin bu dünyadan göçüşünden beri) nazım da niyazım da, kendimizi sakladığımız elbiselerimizi bir bir çıkarma niyetimin samimiyetindendir. Bu sıralar yoldaşlık manasında arkadaşlığa ilişkin çok düşünüyorum. Aradığıma benzer niyeti göremediğimde iki seçeneğim kalıyor; ya oradan bir an evvel tüymek ya da açıkça “benim böylesine karnım tok” demek. İkisini de yapmanın zor olduğu tarzda düzenlemeleri ve durumları var bu dünyanın. Bunu uzun uzun anlatmaya gerek bile görmüyorum. ...Devamı.» Senede bir gün Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 10164 Okunma Kreşe, yuvaya, anaokuluna gitmedim. İlk öğretmenim eli sopalı bir kadındı. Suçlu da olsak, suçsuz da, (7 yaşında bir çocuğun ne suçu olabilirse) varlığımız kızgınlığını katlamaya yetiyordu. Hiçbir öğrenciyi gerçekten sevdiğini hissetmedim. Annesi babası Almanya’da işçi olan, al yanaklı çalışkan bir kızın dedesine şirin görünmeye çalıştığını anımsıyorum. Bir iki gözde öğrenciye daha. Sıra dayağına onları da katıyor muydu hatırlamıyorum. ...Devamı.» Kuru Otlar Üstüne Kategori: Sinema | 0 Yorum | 11895 Okunma Çocukluğumuzdaki yazlık sinemaları saymazsak sanırım annemle sinemada birlikte izlediğim ilk film “Kuru Otlar Üstüne” oldu. Benim için her zaman apayrı bir yeri olacak. Bir cep sinemasının iki kişilik koltuklarında oturup, insan yüzlerinde, yaşadığı coğrafyanın izlerini görerek büyülendiğim ilk karede, içimden “Ahh keşke annemle Süreyya Sineması’nda bir film izleseymişiz” diye geçirdim. ...Devamı.» AKBELEN ORMANI DİRENİYOR Kategori: Çevre | 0 Yorum | 15345 Okunma Hiçbir hareketi başlatmadım. İyi davetleri geri çevirmedim. Davetlerden biri Bodrum’a taşınma kararı ile ev aramaya başladığımızdan beri (on bir yıl önce taşındığım evi benden önce gidip görendir kendisi) şu hayatta en samimi, en gerçek bulduğum, arkadaşım olan Yasemin’den gelmişti. O, elini neye uzatsa harikalar yaratan tanıdığım ender insanlardan biridir. Sanatçı ruhlu diye tanımlanacak biri varsa, aynı zamanda tevazu örneği aranacaksa onu işaret ederim. ...Devamı.» Ana gibi yar, Anadolu gibi diyar olmaz Kategori: Felsefe | 1 Yorum | 19467 Okunma İnsan yaşadıklarından ders çıkarıp, şu ana kadar yaptıklarıyla iyi bir şey, faydalı bir şey olmadığını ya da hiçbir şeyin iyiye faydalıya doğru değişmediğini fark ettiğinde, kendinde bir şeyi değiştirmeyi düşünse nasıl olurdu? ...Devamı.» Çocuklar Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 7374 Okunma İnsanlık tarihinde çocuk; öyle şimdiki gibi göz hizasına inerek, eşit bir seviyeden konuşulması önerilen, can kulağı ile dinlenip, sözcüklerle ifade edemediklerine de açık olunan, tüm duyguları gözetilip, her duyguyu yaşamasına izin verilen bir varlık değildi. Hoş şimdilerde de pek öyle olduğu söylenemez. Çoğumuz kendi çocukluğumuzdan bahsederken ya “vur kafasına al ekmeğini” tarzında görülen bir tip olduğumuzdan ya da “dayakla, kötekle bile uslanmayıp, ele avuca sığdırılamadığımızdan” dem vururuz. Her türlü şiddeti terbiyenin ana unsuru olarak gören nice kültürler vardır. ...Devamı.» Rüya... Kategori: Yaşam | 0 Yorum | 14649 Okunma Yeni yıla girmeden önce bir rüya gördüm. Rüyadan aklımda kalan en çarpıcı şey, bir geyik sembolünü, bir yapboz parçası gibi sağ gözümden söküp kalbime yerleştirdiğimdi. İki gün sonra üst kattaki komşum, oğullarımın çatlak teyzesi, 30 yıllık dostum elinde iki minik yeni yıl hediyesi ile İstanbul’dan geldi. “Yarım elma gönül alma” diyerek uzattığı paketi açtığımda ilk gördüğüm şey, avuç içi kadar, ahşaptan bir Ren Geyiği oldu. Duvar süsü olarak yapılmış, ipinin ortasında kırmızı bir boncuk olan hediyemi görünce, gözümden yaşlar akmaya başladı, duvardaki boş kalan çivime astım. Rüyamı anlatırken birlikte ağladık. Bu zamana kadar anlamını hiç araştırmamıştım geyiğin. Gözümden kalbime koymaktaki nedenin ne olabileceğine odaklanmıştım. ...Devamı.» Kocaman bir aile gibi Kategori: Yaşam | 0 Yorum | 15456 Okunma Size Bulut’tan bahsetmek istiyorum. Dişil yanı nasıl harcadığımızdan. Bizi kabile ahlakının kurtaracağından. Bu üç konu üzerine gönlümde pencereler açılıyor. 19 Ocak’ta geçen seneki mezunlarımdan bir öğrencimin toprağa verilişine şahit oldum. Her ölüm gibi hayatın bir anda, onun da şu anda olduğunu hatırlattı. Bir canı dünyaya getirip, emek verip, üzerine titreyip, hayata güvenle bağlayamamanın hüzün, kaygı ve üzüntüsünü hissettirdi. Bir Bulut geçti dünyadan. Benim anılarımda kaybına şahit olduğum üç öğrencimden en yakını olarak yerini aldı. ...Devamı.» Yepyeni Kategori: Makale | 0 Yorum | 11403 Okunma İyi olmaya çalışmak bile değil; olmaya çalışmak mesele. Olduğunu izledikçe, izleyen olduğun, yüksüz, boş bir tamlık hissin açığa çıkacak. Realitede var olanlar olmayanları da hatırlatacak. Olmayanın olma imkanını gösterecek. Olmuşa da, olmasını istediğine de fazla takılmadan seyrini yapacaksın. Göreceksin ki; her şey senin düşüncen ile niyetin ile her an yeni baştan yazılıyor. Hücrelerin bile aldığı sinyale göre yapılanıyor. Hücrelerin her zerre ile titreşim halindeyken, duygularından, niyetlerinden, düşünce kalıplarından, algılarından, kabullerinden, bilgilerinden deneyim sandıklarından ötede bir yer var. ...Devamı.» Gönül makamından Gülizar’a seyir Kategori: Makale | 0 Yorum | 12447 Okunma Tam şu anda Kayın ağacının altında oturmuş gölgesine güveniyor olsaydık neler hissederdik bilemediğimiz bir yer ve zaman içindeyiz. Her şey adı Can, bakışı candan bir çocuğun minik parmak uçlarından notalar dökülmesi ile mi başladı, yoksa akşamdan hazır mıydı gönül şarkılanmaya bilemiyorum. “Sizin adınız ne?” dedi çocuk, iznini isteyerek çalmayı bildiğim tek şarkıyı tuşlara acemice dokundurduktan sonra. “Sanatçıyı tanıyordum da bu şarkıyı bilmiyordum” dedi. ...Devamı.» O kadar da şey etmeyin yani Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 13416 Okunma İnsanın eski dostunun komşusu olması büyük bir lütuf. Altlı üstlü oturduğum yaklaşık otuz yıllık dostumun odunlarını birlikte dizerken fark ettim ki, Yunus, o odunların ateşi ile dervişan yemek yiyecek, ısınacak diye aşkla toplamış ormandan, aşkla kesmiş, aşkla istif etmiş. Bazıları ona ne anlamaz adammış, kırk yılını sadece bu işe harcamış diye alayla yaklaşabilir. Ben o “kırk yıl boyunca odun taşıma” metaforunu ne yalan söyleyeyim köye taşınıp odun taşımaya başladıktan sonra anladım. ...Devamı.» Bir film, bir kitap, bir anı Kategori: Makale | 2 Yorum | 23586 Okunma Bugün sosyal medyadan ustalık alanı ile ilgili paylaşımlarını zevkle takip edip, yazılarını çok severek okuduğum astroloğun sayfasında bir tartışmaya denk geldim. Mediha Hanım erkeklerle kadınlar hakkında espri olması niyetiyle, hafif bir yazı paylaşmış, bu paylaşımın üzerine birçok kadın bu latifeye kendince katıldığını belli eden sözcükler ve görsel karakterlerle destek vermişti. Aslında her yazının altındaki yorumları okumak adetim değildir. Ama uzun bir yazı gözüme çarptıysa, hele ona birçok yorum eklendiyse, merakımı cezbeder ve okurum. Yine böyle oldu ve gerilim dikkatimden kaçmadı.. ...Devamı.» Sandık Lekesi Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 15111 Okunma Birhan (Keskin) gibi, neşeyle yaptıklarımdan da, kederle durulan yerlerden de geçtim. Hiç de ince olmayan upuzun bir öfkenin sessiz (ender de olsa bazen haykıran) ipiyle, günün saf ışığının altına çömeldim. "Yendim -yenildim" davalarından da geçtim, unutuldum, hatırlandım ve üzgün de oldum, üzüntümü de unuttum inan. Ve çok haklıydı; ...Devamı.» Yenilenmek Kategori: Felsefe | 1 Yorum | 20505 Okunma Onbir yıl önce bu gün bir yola çıkmıştım.Şimdi yeni bir yolun başında durmuş, hiç hayalini bile kurmadığım bahçeye bakıyorum. Hayat yolculuğumda şükür ki bu dünyanın yollarını uykuda harcayanlardan olduğumuzu hatırlatanlar var. Nefsin sesi hesaplarla, takıntılarla, aslında hiç politik olmayan niyetlerle veya bazen de düpedüz tam da öyle stratejilerle, zihnin alışkanlıkları ile bilindik senaryolara tutunmakla oyaladığı için uyuyoruz. Bu bedende bu dünyanın oyunlarının dışına çıkabilmenin yolu katılımcı bir gözlemci gibi her an farkında kalmak. ...Devamı.» Injured Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 16032 Okunma Aynı yerden tekrar sakatlanmaya deniyormuş. Çok önemli bir konu hakkında tartışıyor gibi görünen kravatlı bir futbol yorumcusu söyledi. Kimseye diyeceğim yok gibi. Kendim için yazıyorum. Belki çocuklarım (Çocuklarım dedikçe Halil Cibran’dan utanırım. Onlar bizim değil elbet.) okuduğunu anlar yaşa geldiklerinde onlara hitap eden bir şeyler bulurlar. Umarım o zamana kadar kendimle biraz daha barışırım. ...Devamı.» "Ölüm, sınavın sonu: Dirimsiz hayata diriliş" Kategori: Makale | 0 Yorum | 19248 Okunma Meğer salı günlerini biraz da senin derslerin olduğu için sevmişim. On sekiz yaşımdan beri seninle her şeyi konuştum. Yıllarca ne zaman babamla konuşamadığım bir şey olsa, sana geldim sızlandım. Bazen senin de onun gibi duymaktan hoşlanmayacağım şeyleri söyleyeceğini bilsem de konuşmadan edemezdim. Ebeveyn veya otorite figürü olarak gördüğün ile tartışmak büyümeye çalışmanın doğal bir yoludur derler. Belki hem seninle tartışabildiğim için, hem de ne yaparsam yapayım, kim olursam olayım, beni olduğum gibi kabul edeceğini bildiğimden sana koşardım. ...Devamı.» Karantinadan Notlar Kategori: Korona Günlüğü | 0 Yorum | 14958 Okunma Sabah uykumdan oğlum Ali uyandırdı. Sağ yanağımın üzerine yatırdığım başıma eğilip sol kulağıma fısıldadı. “Anneeee biliyor musun nefes alıp verirken burnumuzun sadece tek deliğini kullanıyormuşuz.” Hay Allah, bu çocuklar bunları hangi kanallardan öğreniyor, diye düşündüm uyanırken. “Koy bak parmağını burun deliklerinin altına, anlayacaksın” dedi. Daha gözümü açamadan söylediği nefes testini yaptım. Çocuk haklı, tek kapıdan geçti nefesim. ...Devamı.»
|
| Tüm Yazarlar |
|