A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Sönmüş bir yıdız Elisabeth

Kategori Kategori: Sinema | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Berna Kayra | 04 Kasım 2024 15:16:49

Filmin başında herkesin ezip geçtiği, çatlamış ve eskimiş yüzeyine yiyecek dökülen, temizlenmeye çalışıldıkça daha da kirlenen "Parlayan Elisabeth"in yerdeki yıldızına odaklanırız. Üzerine solmuş bir çınar yaprağı düşer. Bu sahne, kadının baharının geçtiğini, ömrünün sonbaharına girdiğini simgeler. Kısa bir süre sonra mevsim değişir ve yıldızın üzerine karlar yağar. Bu, kadının hayatındaki mevsimsel döngülerini, yaşam - ölüm döngüsünü ve olgunlaşmayı anımsatır.

“Kumsalda kimse dev bir denizanası gibi hissetmek istemez elbette. O yüzden aerobik yaparken kendinizi bikinili hissedin” der.
Filmdeki otorite figürü, perde kumaşından yapılmış takım elbise giyen adam, pisuvara işerken telefondaki kişiye kadınların doğurganlığının yirmi beş yaşından sonra azaldığını, genç ve seksi yeni bir isim aradığını söyler. Adamın işemek ve yemek yemek gibi temel biyolojik ihtiyaçlarını giderirken yakın çekim görüntüleri adeta tiksinti uyandırır, zenginliğinin ambalajına rağmen iğrençliğini gözler önüne serer. 

Kapitalist politikalar, sürekli yenilenme ihtiyacını öne çıkarır. İnsanlar her zaman yeniyi ister. Adam, ama biten nedir, diye soran kadına, elinde erekte olamayan fallus simgesi gibi ıstakozu sallarken, cevap veremez. 

Kara sinek şampanyada boğulmaktadır. Zevkler geçicidir.
“Harikaydın ama solup gittin.”
Son zamanlardaki en doğru argümanlardan biridir kadın cinayetlerinin politik olduğu. Kadını meta olarak gören, şiddeti normalleştiren, fabrikadan eve, medyadan siyasete cinsiyet eşitsizliğini yaşatan, yeterli önlemler almayan devletin caydırıcı olmayan yasalarıyla, , eğitim anlayışına kadar politik bir sorundur kadınların bütün sorunları. Toplumsal yapıların içine işlemiş bu konular kuşaktan kuşağa aktarılır. 

Cevher (substans), yani töz, felsefi anlamda kendine dayanan ve varlığın özünü meydana getiren şeydir. Substans filminde tüm görsel ve sözel vurgular kadını neyin değerli yaptığına işaret eder. Bir zamanların medya yıldızı Elisabeth’in sarkmış poposu, gevşemiş karnı, kırışmış derisi ile işi bitmiştir. Yeni teknoloji ile ondan meydana getirilen yeni bedeni “kusursuz” güzellikte ve beklenen ölçülerde olsa da, bu sefer de gençliğin verdiği kendini bilmezlik, umursamazlık, bencillikle varlığını tehlikeye düşürür. Oysa kendini bilmezlik kendinden yeni ve taze bir ben daha yaratmak isteyen Elisabeth’in de özelliğidir. Anlamını güzelliğinin sağladığı başarının şöhretinde bulan elli yaşına gelmiş bir kadın, gençliğinin bitişi ile güzelliğinin gölgelendiğine (hatta bittiğine) inandırılır. Gençliğinin ve güzelliğinin ekmeğini yiyen birisi için işini kaybetmesi yaşamında elbette bir boşluk ve hatta yokluk doğurur. Bütün dünya ondan geçmiş gibi olsa da, kendisinin hala yürek çarpıntısı nedeni olduğunu söyleyen adam için şapşal bir tipleme çizilir, yazdığı telefon numarası sakarlığından çamura düşer, kadın kala kala bu adama mı kalacaktır? 

Kadim gelenekteki kutsal kadın arketipi, gençlere rehberlik eden, derin sezgileri ve tecrübesiyle bilge bir figürdür. Oysa modern çağ, kadınları yüzeysel güzellik standartlarına mahkum eder. Genç kızların reşit olmayı bile beklemeden ebeveyn izni ile estetik ameliyatı olmaları,  porno yıldızlarının vulvasına sahip olmak isteyen genç kadınları ameliyat edip ceplerini dolduran doktorların, “ne yapalım arz talep meselesi” anlayışı, çizgilerimi ve yaşanmışlıklarımı seviyorum diyenlerin bile günün sonunda iyi hissetmenin yolu olarak belli bir prototipe benzemeleri acıklı değil mi? Beni ben yapan, her şeyden bağımsız cevherim, takma tırnağımın jeli, saçımın kaynak teli, son kaburgası alınmış belimin santimetresi mi? 

Yönetmen hem Elisabeth hem Sue karakterine aynı sarı paltoyu giydirerek başarıyı ve parlamayı çağrıştırmak istemiş sanırım. Ama paltonun kerameti mutlu sona götürmez.

Bütün geçici tatlar sonunda kaybedilir. Gerçek özümüzü, evimizin neresi olduğunu, özlediğimizin ne olduğunu hatırlatan bir uyanış gelir. O zaman yeni bir sayfa açmak gerekir. Kalpte başkalarının yıkıcı görüşlerinden etkilenilmeyen,  yargılarından bağımsız bir yer uyanır. Bu esin, işine yaramayan öğrenilmişliklerinden soyunmanla gelir.

Filmin düşündürdükleri anlamlıydı. Beğendim mi? Bayıldığımı söyleyemem. Özellikle son kısmı tarzım değil. Ama yine de izlemeye değer. Filmin hem yönetmeni ve senaristi Coralie Forgeat’e kanayan bir yaraya parmak bastığı için müteşekkirim.



Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git