A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Yepyeni

Kategori Kategori: Makale | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Berna Kayra | 10 Ocak 2023 13:13:00

İyi olmaya çalışmak bile değil; olmaya çalışmak mesele. Olduğunu izledikçe, izleyen olduğun, yüksüz, boş bir tamlık hissin açığa çıkacak. Realitede var olanlar olmayanları da hatırlatacak. Olmayanın olma imkanını gösterecek. Olmuşa da, olmasını istediğine de fazla takılmadan seyrini yapacaksın. Göreceksin ki; her şey senin düşüncen ile niyetin ile her an yeni baştan yazılıyor. Hücrelerin bile aldığı sinyale göre yapılanıyor. Hücrelerin her zerre ile titreşim halindeyken, duygularından, niyetlerinden, düşünce kalıplarından, algılarından, kabullerinden, bilgilerinden deneyim sandıklarından ötede bir yer var.

Tutunduklarını bırak. Neyin zaten elinde olduğunun, şükranı ile dol. Dünyada görev gördüklerini, seçtiklerini nasıl yapacağının araştırması ibadetin gibi olsun.



Varoluşuyla “yetindiğimiz” kişiler ve olayları fark et. Eskimiş dostluklar gibi, uzun soluklu aşklar gibi. “Hiç yoktan iyidir” dediğin eşyaları bile elden çıkar. Belki o, senin hiç yoktan iyidir diye yüz vermediğin şey, başkasının baş tacı olacak. Belki lazım olur diye saklamaya çalıştıklarından kurtul, hepsi seni gelecekte bir müşküle hazır kılıyor.

“Onu demek istememiştir” diye düşünüp kendince temize çıkardıklarını özgür bırak, demek istediklerine itimadın olsun ki, büyüdüklerini hissetsinler.

Bilerek kalbini kırmadığın ama kalbini kırdığını da bildiğin kişilerden özürün yükün olmasın, kabulün olsun. Kabul değişime ve onarmaya daha kolay alan açar.

Aklına her geleni söyleme, senin aklın her an olanı ya da olması gerekeni idrak etmiyor. Aklına geldi diye diline geldiği için yuttuklarını işkembende biriktirme, her düşünülen kayda değer, enerjiye dönüşecek bir besin değil, atılması gerekeni bırak, at.  Ama ağzından çıkanların sorumluluğunu al.

Duygularını yok sayma, ama çok da önemseme. Onlar seni sen yapan bir şey olarak değer taşımıyor. Düşüncelerin duygularını oluşturuyor, duyguların düşüncelerini besliyor. Bütün kısır döngülerin dışında bir var oluş mümkün. Mevlana neyi düşünürsen o olursun derken, gönlüne ters düşene düşüp de, öyle olma diyor bence. Diken düşünüp dikenlikte olma. Gül düşün gülistanda ol.

Gelene neden geldin, gidene nereye, diye sorma. Eskisinden yabancı bakan gözlere kendini hatırlatmaya çalışma. Annene babana bile ait olmadığını hatırla. Kimse kimseye ait değil, hiçbir şeye sahip değilsin. Eşya el değiştiren bir şey. Kolun bacağın bile kullanımında olan ama sana ait olmayan şeyler.

Yeni bir gün mü gelmiş, yeni bir yıl mı yazılacakmış, bir “Merhaba” de; genişlik, bolluk, ferahlık, rahatlık gelsin.

*****

Bu hislerin damağımdaki tadıyla yılbaşını karşıladım. Alttan alta gelen hüzne, seni de görüyorum, rahat ol, yok etmeye çalışmayacağım ama beni de darlayıp kısıtlama dedim. Anlayışlı davranıp dediğimi yaptı. Azıcık ağladım tabi oraya kadar getiren hayat planıma. Ama tadını çıkarmaktan da geri durmadım. Yanı başımda yeni sobamdan izlediğim ateş, sobamın üstündeki anne evimi hatırlatan çift ağızlı çaydanlığım, çaydanlıktaki tanıdık ağaçtan toplanmış ıhlamurum, müziğim, defterlerim ve içimden geleni kontrolsüzce yazma isteğimle fena da değildim. Zaten davetleri de ben geri çevirmiştim. Ferzan Özpetek ile Çağan Irmak filmlerindekine benzer kalabalık sofralardaki yılbaşı yemekleri geldi aklıma.   Aman yeni yıla yalnız girmişim, çocuklarımdan ayrı ilk -miş, beni kimler aradı sordu hesap kafası gelmiş, hayatta nasıl yalnız bırakılmışım, bütün duygu ve düşüncelerin geldikleri gibi gidişini de izledim.

“Hepsinin gelmesini bekleme bir kişi gelmeyecek” cümlesi bu yaşımda yeniden anladım ki; hiç de dramatik bir hatırlatma değilmiş. “Sen tam olasın diye dostum” diyordu şair.  Kendi başına dans etmekten zevk aldıkça, kendi başına dans etmekten zevk alan biriyle kozmik dansta bir buluşup bir uzaklaşmıyor muyuz?

Birinin alının al morunun mor olduğuna inandıktan sonra sorgulanmaz Mösyö. Dengemizden kendimiz sorumluyuz. Az mı uludu kurtlar “Ya sev ya terk et” diye. “Biz de böyle seviyoruz kardeş” diyen de oldu, “Sevmek zorunda mıyım ulan, gidecek yerim yok” diyen de. Hepsinin gelmesini beklemeden başka türlü sevmeye niyet ettim. Ne de olsa insan sayısı kadar da Tanrı vardı. Herkesin sevgisi de inancı da kendineydi.

Sabah yola koyulurken akşamdan kalan aya baktık üçümüz. Küçüğüm, “Dolunay varmış demek ondan uyuyamadım” dedi. Küçüğüme göre büyüğüm, “Ne alakası var dolunay ile uykunun be” diye tavır koydu. Her sabah yeni bir hayalimizin konusu olan arazinin kenarında peşlerinden yürürken, hayatımın farklı iki rengine gülümsedim. İyi ki geldiniz. Bir süre için de olsa akşama size ne yemek pişireceğimi düşünmek çok güzel, deyip şükrettim. Ama siz olmadığınızda da merak etmeyin, kendime özenerek yemek pişireceğim, diye söz verdim. Siz yeter ki kendi hayatlarınıza uçtuğunuzda fırtınalarına rağmen gökyüzünün tadını çıkaracak güçte kanatlarınız olsun.

Bir gün okuldan almaya gittiğimde “Herkesin annesi gibi normal olamaz mısın?” diyen büyüğüm, daha da büyüdükçe beni böyle olduğum için sevsin. “Senin annen rakçı gibi giyiniyor dediler anne, rakçı ne demek?” diyen küçüğüm, annem böyle olduğu için ben iki yaşımdan beri Barış Manço dinliyorum ve kreşteki ilk araştırma ödevimi onun hayatını araştırarak yaptım, desin. Bizden ne almak isterlerse alsınlar, hepsinden önemlisi kendilerini bulsunlar.

Benim yaşamım anlam kazandı onlarla. Birinin varlığı için yaşama bağlanmak güzelmiş. Tattığım için teşekkürler hayata. Ama artık kendi varlığım için yaşama bağlanmanın sabahının güzelliğine de “Günaydın”.

Not: Bu yazı Fazıl Say ve Senem Demircioğlu’ndan Adnan Saygun’un Yunus Emre Oratoryosu eşliğinde yazılmaya başlanıp, çok sevdiğim öğrencilerimden Doğanay’ın yıllar önce bana hediye ettiği Wax Poetic’in albümünden Angels eşiliğinde bitirildi. Okunurken dinlenmesi tavsiye edilir.


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü
DEVLET-ULUSTAN FEDERASYONA, ekitap

Türkiye destekli Suriyeli savaşçılar Nijer'de ne yapıyor?
GÜNEŞE YOLCULUK
Cumhurbaşkanlığı seçimini reformcu Pezeşkiyan kazandı.
EKŞİ, "ERİK" TADINDA
BİR TUR DAHA

Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı
Tayland esrarı yeniden yasaklıyor.
İstanbul kirada Avrupa’nın lideri
Türkiye AB’nin 6 milyar Euro mülteci yardımını nasıl harcadı, AB Sayıştayı’nın eleştirileri neler?
Yoksulluk sınırı bir yılda 24 bin TL arttı.

Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.
Franz Kolschitzky: Viyana Kuşatması'ndan Kalan Kahveleri Değerlendiren Girişimci
Kış güneşi arayan Britanyalıların adresi Türkiye

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI
TARİHSEL KİŞİLİK

Dünyanın ekolojik kaynakları haftaya tükeniyor.
Ormanlara yasal haklar verilebilir mi, tüzel kişiliği olan ormanlar var mı?
'Yeşil İslam' Endonezya'yı iklim çöküşünden kurtarabilir mi?
İsviçreli kadınlar AİHM'de görülen iklim değişikliği davasında zafer kazandı.
Yorgun dünya artık yavaş dönüyor

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

Kırık Camlar Teorisi
Dünyanın en eski şarabı 2000 yıllık Roma mezarında bulundu
Otizmin arkasından Neandertaller çıktı.
Beynimiz uykuda geleceği tahmin etmeye çalışıyor.
Bilim insanı Matthieu Juncker ekosistemi gözlemlemek için ıssız adada 8 ay tek başına kalacak.

Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor
Haberleri takip etmeyenlerin sayısı artıyor…
İstanbulluların %44'ü kıt kanaat geçiniyor

"RAHATI KAÇAN" ADAM
GÜZİN'LE
GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...
GENÇ BİR YAZARA BİRKAÇ TAVSİYE
DEĞİŞİYOR, YOKSULLAŞIYOR

DEVENİN BOYNU
Çarpık Eğitim
Ziyafet
Kim Aptal, Kim Akıllı
SİVAS

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git