![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
|
Camilere eli değen ilk kadın...
Makbule Yalkılday, Türkiye'nin ilk kadın mimarı. Şimdi 97 yaşında. İstanbul'daki pek çok yapıda, özellikle de camilerde onun emeği, imzası var. Cumhuriyet'in ilk yıllarında kadın olmak, kadın bir mimar olmaktan onur duyuyor. Ama günümüzde bu ülkede kadın olmanın zor olduğunu söylüyor. Geçmişteki hoşgörü ve özgürlüklerin, bağnazlığa dönüşmesine üzülüyor. Geçenlerde bir camiye gittiğini anlatıyor, 'Çok önceden restore ettiğim bir camiydi bu. İçeride tarikat vardı sanırım. Korumalar, güvenlikler bilmem ne? Yadırgadım çok. Ben şeyh, şıh istemiyordum ki ben bir din adamı arıyordum, hani bilge olanlarından.'Biraz dik başlı ama neşeli ve iyimser. ...Devamı.»Toplumuzda Tartışma Kültürü!
Melbourne'da yaşayan gençlerimizin oluşturduğu Melbourne Düşünce Grubu (MDG) 3. Buluşmasını 13 Ağustos 2011, Cumartesi günü Avustralya Türkiyeliler Kültür Merkezinde gerçekleştirdi. Türkçe konuşan toplum üyelerinin büyük ilgi gösterdiği toplantı, tartışmaların düşünsel içeriği, gençlerin entellektüel derinliği yanında Türkçeyi konuşmadaki yetkinlikleri ile doyurucu ve zenginleştirici bulundu. ...Devamı.»Uyuşturucuya "HAYIR" dedi 6 ay ceza yedi!
Mersin'de 2006 yılında bir lisenin karşı tarafında bulunan duvara "Uyuşturucuya Hayır, Dev-Lis" yazısı yazdığı gerekçesiyle hakkında yakalama kararı çıkarılan ve sonrasında çıkarıldığı mahkemece 6 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılan Çağdaş Doğan, Mersin Adliyesi'ne teslim oldu. ...Devamı.»Bu toplumun hemen hiçbir değeri kalmadı.
Tek değer, kişilerin ve/veya grupların hak etmedikleri şeylere uzanmak için olabilen her yolu denemesinin en makbul marifet sayılmasıdır. Türkiye rüşvet ve hırsızlıkta Avrupa birincisi, dünya dördüncüsüdür. Dünya ülkeleri arasında cahillik düzeyiyle en ön saflarda yer alıyor, dünya üniversiteleri arasında adı anılabilecek ilk 500 arasında hiçbir üniversitesi yoktur. Başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere devleti yönetenlerin hakkında bulunan suç dosyaları nedeniyle dünya birincisidir (Kemal Baytaş, Sözcü 13 Şubat 2011). ...Devamı.»İkinci Troya Kuşatması
Altınoluk Şiir Akşamları ve Kaz Dağları kitapçığı 12-13 Ocak 2008'de gerçekleştirilen etkinlikte okunan şiirler ve sunulan bildirilerden oluşuyor. Kaz Dağları'nın delik deşik edilerek altın aramasına karşı bir teki bu etkinlik. Belediye öncülük etmiş "Kaz Dağları'ndaki sömürüye ve doğal ortamımızın kirletilmesine karşı" yürütülen kapsamlı kampanyaya, karşı çıkışlara. ...Devamı.»İlke...
İlkeli davranışlara ömrümce saygı duymuşumdur. Yalnız insanoğlunun ilkeli davranışından söz edilmemesi gerekir. Hayvanların da bazı davranışlarına saygı gösteririm. Mesela bir arslan sürüsüne yeni giren dişi arslanın varsa yavrularının erkek arslan tarafından öldürülmesi ve buna dişi arslanın itiraz etmemesi bir bakıma ilkeli bir davranış olsa gerek. ...Devamı.»Çocuk yaşta kızlar satılıyor!!!
Türkiye'de binlerce kız çocuğu alınıp satılıyor... Evlenemeyen ya da dul kalan erkekler, Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki illerden çocuk yaşta kızları satın alarak evleniyor. Cumhuriyet gazetesinden Seyfettin Mete çarpıcı bir habere imza attı. Çorum, Amasya, Yozgat, Çankırı ve Tokat gibi İç Anadolu kentlerinde evlenemeyen veya dul kalan erkekler, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden çocuk yaştaki kız çocuklarını eş olarak "satın alıyor". ...Devamı.»Türkiye devrimci hareketi bir çınarını daha kaybetti.
Mihri Belli'yi kaybettik. Türkiye devrimci hareketinin çınarlarından biri, Mihri Belli yaşamını yitirdi. Türkiye devrimci hareketinin sembol isimlerinden biri olan, 96 yaşındaki Mihri Belli, bugün saat 16:00'da uzun süredir tedavi görmekte olduğu evinde yaşamını yitirdi. Belli, 1915 yılında Silivri'de dünyaya geldi. Babası, Kurtuluş Savaşı yıllarında Trakya'da direnişi yönetenlerden Urfalı Mahmut Hayrettin Bey'dir. ...Devamı.»Prof. Dr Celal Şengör : Yobaz - Liboş Ortaklığı
Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik yazarı Prof. Dr. Celal Şengör, "Günümüz Dünyasında En Büyük Tehlike: Yobaz - Liboş Ortaklığı" adlı yazısında Sam Harris'in "The Moral Landscape" (Ahlaki Peyzaj) adlı eserine yer verdi. Harris, 'çok yaygın bir yanlışı düzeltmek amacıyla ele aldığı bu eserinde insan değerlerini bilimin tayin edemeyeceği ve dolayısıyla dinlere gerek olduğu' konusuna vurgu yapıyor. Bu yanlışın günümüzde iki temel kaynaktan beslendiğini belgeleyen Harris'e göre; bu kaynaklardan biri tüm dünyada çok faal olan yobaz teşkilâtları, diğeri ise postmodernizmin zırvalarına kendini kaptırmış "solcu" liberaller. ...Devamı.»Ezan...
Henüz çocukken zaman zaman gittiğim ve oturduğumuz evin karşısında bulunan minaresi çift şerefeli bir cami vardı, bu camiyi her zaman hatırlarım. Bu caminin ilk şerefesine her namaz vaktinden evvel imam efendi Ali Hoca, oflaya puflaya çıkar, iyice soluklandıktan sonra bir eli ile şerefenin küpeştesini tutar diğer elinin başparmağını kulağının memesini bastırarak ezan okumaya başlardı. O yükseklikte belki insanın başı döneceği içindirmi neden bilmem, şerefenin kenarına sıkı sıkı tutunurdu. ...Devamı.»Pulbiber Mahallesi
Didem Madak'ı da kaybetmişiz. Hukukçu olduğunu bilmiyordum Pulbiber Mahallesi'nin şairinin. Kadının günlük dilini ve davranışını, dünyasını, sokağın benzersiz aksanını, hukukun katı, acımasız havasını... şiirlerinde yepyeni bir dille ele aldı Didem Madak. Onun yazdığı her şeyi okudum ve son kitabı üzerine de yazmıştım. Bu kaçıncı ölüm yurduma ruhen döneli beri? ...Devamı.»Alt yazı ile seyrettim kendi dilimde bir filmi
"kasabalarda hayat, bozkırın ortasında sürdürülen yolculuklara benzer. her tepenin ardında "'yeni ve farklı bir şey" çıkacakmış duygusu, ama her zaman birbirine benzeyen, incelen, kıvrılan, kaybolan veya uzayan tekdüze yollar..." Alt yazı ile seyrettim kendi dilimde bir filmi. Rüzgarı ve tepelerin eteklerinde kıvrılarak uzayan yolları çektim içime. Nuri Bilge Ceylan'ın sinematografi dilinde belgesel gibi seyrettim ülkemi. ...Devamı.»Bir zamanlar Melbourne'da
Şakır şakır yağmurda çıktım yola. Son anda günün yorgunluğu, hüznü uyku olmuş çökmüştü. İnsan bilet alınca, söz verince, haftalarca bekleyince yorgunluğa yenilmeyi sindiremiyor. Yollar ıslak, parlak, radyoda caz çalıyor. Olabildiğince yavaş gidiyorum. Bir yandan bereli omzumun ağrısını kapıya dayadım, taşıyacakmış gibi... ...Devamı.»İzlediklerim bizim çektiğimiz acıların çok uzağında...
66 yıl geçti... 6 Ağustos 1945'te sabah saat 8.15'de, Hiroşima Little Boy isimli atom bombasıyla sarsıldı. Hiroşima'da ve Nagasaki'de yaşananlar, bizim gördüklerimizin ve izlediklerimizin çok mu uzağında? Japonya'da , atom bombasının ardından sağkalanlara, hibakusha adı veriliyor. Anlamı ise, "patlamadan etkilenen insanlar"... Japonya'da gerçekleşen bir çalışma sonunda, hibakushalar, Hiroşima ve Nagasaki'de gördüklerini ve yaşadıklarını anlattılar. ...Devamı.»KABADAYI
Bilmem hatırlar mısınız çok kısa bir süre önce orta doğu ülkelerinde yaşayan genelde müslüman olan insanların "DAYI"lığına soyunmuştuk. Osmanlı döneminde mahalleler içinde ve o mahalleden sorumlu "DAYI" lar vardı . Mahallenin namusu , mahallenin asayişi, mahallenin üzüntüsü ve mahallenin sevincinden hep onlar sorumlu olurlardı. Bu mahallenin asayişini temin etmekle kendini görevli kılan insanlar yörede oturanların kendilerine temin ettikleri ayni ve nakti yardımlarla geçimlerini sağlarlardı. ...Devamı.»Yüreğim Pazar Yeri
İnsanımızın pis olduğu ortada. Kısa yoldan şöhret olma, haksız kazanç, çalıp çırpmayla zirveye tırmanan ne kadar çok insan varmış meğer. Yeni milli eğitim bakanının profluğu elinden alınmış çalıntıdan dolayı. YÖK bu zatın itibarını (neye dayanarak) geri vermiş. Bilimsel çalışma yapmaktan yoksun birisi, çalıntı yaptığı kanıtlanmış biri milli eğitim bakanı olabiliyor ülkemde. Vah o eğitime, vah o eğitim kurumlarında çalışanların haline! ...Devamı.»Fahri Petek Üzerine M. Şehmus Güzel ile Söyleşi
24 Aralık 2010'da Paris'te yitirdiğimiz Fahrettin Petek siyasi düşünceleri nedeniyle yurtdışında yaşamak zorunda kalan çok değerli bir bilim insanıydı. 1 Mart 1922'de İstanbul'da doğan Fahri ağabeyimiz yalnızca Fransa'daki duayenimiz değil, aynı zamanda ortalamanın çok üstünde insani erdemlere sahip bir kişilikti. Fahri Petek : Bir Hayat, Üç Can isimli 357 sayfalık bir kitap yayınlayan (TÜSTAV, "Sarı Defter" dizisi, İstanbul, 2009) M. Şehmus Güzel ile Petek'i konuştuk. Buyurun söyleşimize : ...Devamı.»Tek tuşla polis yerine imam
Dayak yersen imama git! Diyanet'in sendikası DİN-BİR-SEN, dayakçı kocaların polise şikâyet edilmesine karşı çıktı: "Aile içi meseleler aile içinde kalmalı. Polisten önce imama gidilsin... "Özerk Diyanet Vakıf Çalışanları Birliği Sendikası (DİN-BİR-SEN) Genel Başkanı Lütfi Şenocak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının şiddete uğrayan kadının tek tuşla polis çağırmasına ilişkin çalışmasına tepki gösterdi. ...Devamı.»Çok saçmalıyoruz ama hayatımız öyle
Kısa sürede fenomene dönüşen TRT'nin absürd dizisi 'Leyla ile Mecnun'un 25 yaşındaki senaristi Burak Aksak, "Dizide çok saçmalıyoruz ama hepimizin hayatı gibi komik, hüzünlü ve saçma. En azından benimki öyle" diyor. ...Devamı.»Yazdan Notlar - Bir yıl sonra yine Datça
İki eski dost, yaz dostları sabah yürüyüşünde karşılaştıklarında el sıkışıyorlar. Dile kolay, yirmi sekiz yıldır her yaz... Gitmek mi zor kalmak mı zor, o sabahı gel bana sor, diyor neşeyle uzunca boylu, iri yapılı olanı. Öteki, gözlüklü tıknaz olan gülüyor gevrek gevrek. Sormamışsın hiç kimseden, pek üzgünmüşsün giderken, arayıp durmuşsun beni, kimseye belli etmeden... Belli ki bir şakayı paylaşıyorlar sabah yedide deniz masmavi ve öylesine dinginken. Biri bir yana öteki öbür yana yürüyor sonra denize paralel yolda. Hep bir giden var, bir de kalan... ...Devamı.»
|
| Tüm Yazarlar |
|
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |