A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Yasalar ve Demokrasi

Kategori Kategori: Ayorum Güncel | Yorumlar 2 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 14 Mart 2010 04:34:17

Hırsızlık özel mülkiyetin olduğu her toplumda, her kültürde kınanmış, cezalandırılmıştır. Marksist kurama göre özel mülkiyetin kendisi bizatihi hırsızlıktır. Ama bunu şimdilik bir kenara bırakalım. Özel mülkiyetin filizlendiği Mezopotamya'dan, Museviliğe, Hıristiyanlığa ve Müslümanlığa kadar hırsızlığa cezalar, çok kez de el, kol kesme gibi sert cezalar buyurulmuştur.

Bazı toplumlarda hırsızlık konusu olan mal o toplum için ne denli değerliyse cezası da o kadar ağır olmuştur. Örneğin Amerika’nın batıya açılma sürecinde at çok önemli bir yer işgâl ettiği için at hırsızları sorgusuz sualsiz asılmıştır.  İngiltere gibi başka toplumlarda hırsızlık konusu malın değerine bakılmaksızın, özel mülkiyetin “kutsallığı”nı korumak için, örneğin aç olduğu için ekmek çalan bir çocuk, ya da İngiltere’nin soğuğunda üşümemek için bir giysi çalan bir genç kız idama mahkûm edilmiş, sonra da “merhamet” gösterilerek idam cezası Avustralya’ya sürgün cezasına çevrilmiş ve genç kız buradaki erkek mahkûmlara fahişelik yapmakla ödüllendirilmişti.  Daha sonra ülkenin demokratikleşmesiyle yasalar her sınıftan kişiye uygulanmaya başladı.  En azından bu amaç hedeflendi.  İngiltere’de yayımlanan Daily Telegraph gazetesinin geçen gün birinci sayfasında boydan boya şöyle bir başlık vardı: “Kendilerini hukukun üstünde sayan hırsızlar!

Gazetenin hırsız dediği kişiler, yedi yıla kadar hapis istemiyle mahkeme huzuruna çıkarılan üç iktidar milletvekili idi.  Toplam 60,000 İngiliz lirası tutarındaki yolsuzluk iddiası ile mahkemedeydiler.  Avukatları onların salonun savunmaya ayrılan bölümünde oturtulmasını talep ettiler ama mahkeme “milletvekili de olsa hırsız hırsızdır” demeye gelen bir kararla onları sanık bölümünde oturttu.  Avukatlar müvekkillerinin dokunulmazlığa sahip olduklarından söz edecek oldu, yargıç onu da düzeltti: “Sahip oldukları ayrıcalık yargısal dokunulmazlık değil yasama dokunulmazlığıdır.  Hırsızlık Yasası’ndan yargılanacak milletvekilinin dokunulmazlığı olmaz!
 
Hırsızlıktan daha da vahim olan şey hırsızlığın, yolsuzluğun olağan sayılması, hırsızlık yapmayanın, dürüst olanın kerizlikle, saflıkla ya da enayilikle yaftalanmasıdır.
 
Adana’da geçenlerde şöyle bir olay olmuş: Belediye Başkanı Aytaç Durak, Belediye Meclisi Üyesi’ni rüşvet almakla suçlamış, sonra kendisine yöneltilen “Özel okula metrekaresi 30 liraya sattığınız arsanın tapudaki değerini 18 lira göstererek vergi kaçırdığınız iddia ediliyor? Ne diyeceksiniz?” sorusuna şöyle yanıt vermiş: “Bana değil, aile şirketimize ait bir arsaydı o... Muhasebeci öyle yapmış.  Atabildikleri tek suç bu.  Ne var bunda?  Ne olmuş yâni, büyütülecek bir şey mi?”
 
Yolsuzluklar, hırsızlık, rüşvet yalnızca Türkiye’de, ya da benzeri ülkelerde mi oluyor?  Elbette ki hayır.  Her ülkede mutlaka “çürük elmalar” bulunuyor.  Ama önemli olan, toplumun bu insanlara karşı olan tutumu.  Yıllar önce bir arkadaşımın kardeşi hapisteydi.  Arkadaşım rüşvet yedirerek kardeşini nasıl hapisten çıkarabileceğini düşünüyordu.  Bana sordu.  Benim yanıtım “Avustralya’da olmaz öyle şey” olmuştu.  Bundan birkaç yıl sonra NSW eyâletinde cezaevlerinden sorumlu bakan rüşvet yediği suçlamasıyla yargılandı, mahkûm edildi ve hapse atıldı.
 
Türkiye’de 1980 öncesi de rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık vardı elbet.  Ama bunu yapan kişi, yanlış bir iş yaptığını bilerek, gizli gizli, belki de utanarak bu işi yapıyordu.  12 Eylül’ün “benim memurum işini bilir” sözleriyle dillendirilen rüşvet ve kapkaç mentalitesi bunu olağan, normal, kabul edilir bir davranış haline getirmiştir.  “Anayasa bir kere delinmişse ne olmuş yâni?” sözleriyle çıkarların yasalardan önde geldiği mesajı topluma net bir biçimde verilmiştir.  
 
Demokratikleşme yasalar önünde herkesin eşitliğini de beraberinde getirmelidir.  Yine Avustralya’dan örnek verirsek, İngilizce bilmeyen bir kişi mahkeme önüne çıktığında devlet kendisine ücretsiz tercüman sağlar, özel avukat tutacak parası yoksa ücretsiz avukat sağlar.  Avustralya parlamentosu içinde söylenen hiçbir söz hakkında koğuşturma açılamaz.  Ama dokunulmazlık parlamento kapısından çıkıldığında biter.  Hele hele yolsuzluk iddialarını araştıran bir ICAC (Yolsuzlukla Mücadele Bağımsız Komisyonu) vardır ki, nice siyasetçinin başını yakmıştır.
 
Türkçe bilmeyen (ve Türkçe öğrenmemesinden devletin sorumlu olduğu) T.C. vatandaşı bir Kürde tercüman sağlandığını ben görmedim, duymadım.  Ücretsiz avukat mı?  Adama “nerede o yoğurdun bolluğu” derler Türkiye’de.  Bırakın ICAC benzeri bir kurumu, “hele bir milletvekili olayım da hakkımdaki yolsuzluk, hırsızlık iddialarına yanıt vermemek için, mahkeme önüne çıkmamak için dokunulmazlık zırhının ardına saklanayım” mentalitesi, hakkında birçok soruşturma dosyası bulunan birçok “sayın” milletvekilimizin tutunduğu kurtlu daldır.
 
Demokratikleşme, yargının devlet ya da hükûmet kontrolünde olması demek değildir.  Yalnızca en fazla milletvekili çıkaran partinin kotrolsüz, kayıtsız şartsız at oynatması değildir.  Demokratikleşme, bir terör örgütü üyelerinin kahramanlar gibi barış elçisi pozunda ellerini kollarını sallayarak yurda giriş yapması değildir.  Demokratikleşme türbanlı kızın üniverisiteye girebilme hakkının gasp edilmemesi olduğu kadar, Ramazan’da oruç tutmayan ya da içki içen insanın dışlanması ya da dövülmesi hiç değildir.  Demokratikleşme ordunun hükûmetin denetiminde olması ise de, olur olmaz, kanıtlanmamış iddialarla askerlerin içeri tıkılması hiç değildir.  Bir tarîkatın yasa dışı faaliyetlerinin soruşturmasını yapan savcı hakkında bir başka savcının hiç vakit geçirmeden takibata başlaması değildir.
 
Demokrasinin temel taşlarından biri olan laikliği din düşmanlığı olarak gösterip dindar olmayanları sindirmek, ihalelerde karısının başının bağlı olup olmadığına göre karar vermek demokrasi değildir.  Demokrasi halkın yüzde 9.99 oyunu alan bir partinin mecliste temsil edilememesi değildir.  Demokratikleşme tek tip insan yaratma değil, insanların farklılığına saygı duyma ve birlikte yaşama iradesine dayalı bir ülkede çoğunluğun diktası değil, azınlık haklarının güvence altına alındığı bir düzendir.  1946’dan bu yana geçen bir ömür boyu 64 yılda “bir de döndüm arkama baktım ki, bir arpa boyu yol gitmişim”.
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

aykut yazgan { 16 Mart 2010 01:57:51 }
sevgili gündoğdu,
yazın herzamanki gibi mükemmel.
doğru, aydınlatıcı ve heyecan verici.
bunun dışında...
ukalalık değil.. yalnızca zorunlu bir düzeltme.
mülkiyetin hırsızlık olduğunu söyleyen pierre joseph proudhon'dur.
bir anarşist...
kendisi marx usta'yı felsefenin sefaltini yapmakla itham etmesine karşılık, ustanın da onu sefaletin felsefesini yapmakla suçlamasından dolayı aralarında büyük bir düşünce ayrılığı vardır bence..
ayrıca mülkiyetin hırsızlık olabileceğine dair marx'ta herhangi bir belirti göremedim.
tekrar eline sağlık ve..
sevgiler
aykut
aykut
suat yilmaz { 14 Mart 2010 22:03:28 }
SEVGILI VE SAYGIDEGER GUNDOGDU,
Beynine,yuregine ve ellerine sagliklar olsun,OMRUN diledigin kadar COGALSIN...Senin yazdigin bu demokrasi ve yasalar icin,hep birlikte yasamak isterim...Ve isterimki Libarellerimiz ve bazi eski yol arkadaslarimiz da okusun, ve hatta Altan biraderler de OKUSUNLAR, Yana ya da karsi olan HERKES OKUSUN ,bir uctan bir uca savrulanlar,DINDARLAR,DINSIZLER,DINCILER,TARIKATCILAR da OKUSUNLAR...Cunku;DEMOKRASI yalniz sana bana degil,HERKESE LAZIM...Saglikla kal
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git