|
Aptallığıma verin: Utanma...Kategori: Aptallığıma verin | 1 Yorum | Yazan: A.Ulak | 14 Mart 2010 05:49:06 Bu hafta 2007 seçimlerinden Elazığ depremine, Mustafa Kemal'den Ankara Resim ve Heykel Müzesi'ne, gazeteci robottan köşe yazarlarına, Kadın ve Aileden sorumlu bakanımız Aliye hanımdan eşcinsellere teğet geçenler...
Dünyada başka bir ülke yoktur ki deprem sonrası resmi kayıplar gün geçtikçe yine resmi ağızdan azaltılsın. Son depremde, 57 ölü birgün sonra 51 oldu. Şimdi 41. 2007 seçimlerinde de önce bir nüfus sayımı yapılmış, nüfusumuz yaklaşık 70 milyon çıkmıştı. Tam seçimler yaklaşırken TUİK nüfusumuzun beş milyon arttığını açıklamıştı. Seçimden sonra yeniden indi mi, bilemiyorum. Elazığ depreminde ölenlerin sayısı iki gündür 51 olarak açıklanıyordu. İki gün sonra akşamüzeri Kovancılar Kaymakamlığı ölü sayısında kesin rakamı açıkladı: 41... Bu akıllara “ziyan” açıklama herkesi de şaşırttı doğal olarak. Kaymakam Selçuk Aslan’a göre; bunun nedeni köydekilerin isimlerinin farklı olmasından kaynaklandı. Aydınlatıcı açıklamayı da valiliğin yapacağı belirtildi. Daha da tuhaf olanı, öğle saatlerinde kanallardan bazıları, 51 sayısını 52’ye yükseltmişti. İş ölüm olunca, kuşkusuz herkes için sevindirici… Ama işe bir de ciddi açıdan bakmak gerek: İnsana sormazlar mı, sayı saymayı da mı bilmiyorsunuz, 41 rahmetliyi yan yana koyup da sayamıyor musunuz, diye. Unutmasın 41 kayıbı 51 sayanlar 70 milyonu idare ediyor. Sonuç ortada… *** Milli Mücadele'nin en zor günleri... Mustafa Kemal ve arkadaşları bir yanda Yunan ilerleyişini durdurmaya, bir yanda gerici ayaklanmaları bastırmaya ve diğer yanda da İngilizler, İtalyanlar, Fransızlarla savaşıyor. O zor günlerde... Kanın oluk oluk aktığı o günlerde... Kuvayı Milliye kahramanları bir yandan da yeni Türkiye'nin temellerini atıyor. Ne yapıyorlar biliyor musunuz; yeni öğretmenler yetiştirmeye çalışıyorlar. Okullar açıyorlar. Frengi hastalığıyla mücadele ediyorlar. Vs.vs. Ve... 1921 yılında... Ankara Anadolu Medeniyetler Müzesi'nin temelini atıyorlar. Sonra 1924'de... Ankara Etnografya Müzesi'ni kuruyorlar. Sonra... 1927'de... Ankara Resim ve Heykel Müzesi'ni kuruyorlar... Refet Paşa İstanbul'u İngilizlerden almak için yola çıkmadan önce Gazi Mustafa Kemal'in huzuruna çıkıyor. Gazi ne diyor biliyor musunuz: “Aman dikkat ediniz, İngilizler giderken bizim müzeleri soymasın!” Ah... Ah... Nasıl yüreğiniz yanmaz. Böylesine bir dahinin çocukları bugün müzelerine sahip çıkamıyor!!! Yıllardır Ankara müzelerinin soyulmasını sadece seyrediyor. Nasıl kan ağlamazsınız... Gidin Londra Ulusal Galeri'ye... İkinci Dünya Savaşı sırasında “müzedeki eserler zarar görmesin” diye hepsini nasıl toplayıp güvenlikli sığınaklara götürdüklerini anlatırlar, filmini gösterirler. Gidin St. Petersburg'daki Hermitage Müzesi'ne... Dünyanın en değerli eserlerinin Hitler'in eline geçmemesi için nasıl dağlara kaçırdıklarını anlatırlar, videosunu gösterirler. Uygarlık; tarihine sahip çıkmadır insanlığının ve kendi ülkesinin. Bizim tarihimize bakınız: Bir yanda Türkiye'ye ilk sanat galerisini açtıran, müzeler kurduran, eserlere sahip çıkan Mustafa Kemal; diğer yanda yıllardır mirasını yiyerek bir türlü tüketemeyen asalaklar... Ne diyelim şimdi. Utanın...! (Yukardaki yazı Odatv.com dan alınmıştır) *** Doktorluktan öğretmenliğe kadar birçok mesleğe giren robotlar, şimdi de gazeteciliğe adım atmaya hazırlanıyor. ABD'nin Illinois Eyaletindeki Northwestern Üniversitesinin yapay zeka araştırma laboratuvarında görev yapan bilim adamları, gazeteci robot geliştirdi. Yapay zeka uzmanları Larry Birnbaum ve Kris Hammond'ın genç gazeteci John Templon (27) ve bilişim sistemleri mühendisi Nick Allen (25) ile birlikte geliştirdiği robot, gerekli veriler girildiğinde, spor haberi yazabiliyor. “Fazla mesaiden korkmayan” ve “maaşından şikayetçi olmayan” “Stats Monkey” adı verilen deneysel program, şu anda sadece beyzbol haberlerini yazabiliyor. Bu habere en çok Erdoğan sevinir sanırım. Üzülecek olanlar ise “yandaş” medyanın köşe yazarları… Yakın tarihte onlara ihtiyaç kalmayacak gibi görünüyor. *** Kadın ve aileden sorumlu bakanımız Aliye hanım kafayı taktı. Aman bir vitrin bakanı olarak birşey yapmıyor demesinler… Ebeveyn izleme kurulu, evlilik kredisi, ve eşcinsellere geldi sıra doğal olarak. Nede olsa vurucu bir konu. Eşcinsellik hastalıkmış ve de tedavisi gerekirmiş. Kim tutar seni, tutabilene türban taksın. *** Radikal Gazetesi Haber Başlığı; “İran'da taş atan öğrenciye idam “ Ya Türkiye’de: çocuklara 20 yıl Ne de olsa gelişmiş ülke… *** 8 yıldır ülkeyi Demokratlaştırdığını iddia eden AKP’nin Türkiye’sinde: Bir gösteride ellerin kirli, terliysin, taş atmışsın ki – “20 yıl !!” Tekel işçisi isen - “4C” Bir gizli tanık yada ihpar ile komutanına suikastında adın geçiyorsa - “Öl kurtul” İrtica ile mücadele ettiğin iddia mı ediliyor - “Silivri'ye” İdarecilerin karikatürünü mü çizdin - “Ver haracı” Eleştiren bir yayın kuruluşu musun - “Ver haracı” Dinliyor musun - “Afferin” Fişliyor musun - “Afferin” Bu milletin %70'nin kanı bozuk - “Afferin” Sanatın içine tükürürüm - “Afferin” Numaralı Cumhuriyetçi misin - “Afferin” Seçmene hakaret - “Afferin” Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği mahkeme kararı ile ispatlanan siyasi partiye –”para cezası ve iktidar”… *** Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ‘Ben de Kunta Kinte idim’ dedi… Roots romanının yazarı rahmetli Alex Haley mezarında dört dönüyordur …
YorumlarLevent Uzunlar
{ 13 Nisan 2010 05:01:07 }
Ferruh Dinçkal Bey; Anlaşılıyor ki,dikkatli ve seçici bir gazete okurusunuz!! Radikal Gazetesi,3.3.2010 tarihli -Oral Çalışlar'ın yazısına cevaben yazılan-"Organize İşler ve Suç Duyurusu Başlıklı yazımı okuduğunuz ve yazınızda kaynak olarak kullandığınız için size teşekkür ederim!! Şık olmuş!!
Diğer Sayfalar: 1. Ben bir Osmanlı torunu olarak,Batı standartları ve kaprislerine uzak durmayı yeğlemiş bir Atatürk'çü olarak sizinle de iftihar ediyorum!! Netlog-Levent Uzunlar adresinden beğendiğiniz yazılarım emrinize amadedir!! İsimler geçici,insanoğlu fanidir idraki ile size başarılı yazılar ve basın hayatınızda başarılar diliyorum!!
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|