Ussallık yasa altında özgürlüğün güvence altına alınması. Yani herkesçe onanması. Toplumu kuracak olan aile içindeki içgüdüsel birlik değildir, aileleri aşan hukuk aşamasına gelmek için hak kavramının yani insanların özgürlüklerinin haklarının karşılıklı onaylanmasının belgesi. Hukuk belgesine evirilmesi gerekir
Özgürlüğün olumlu özgürlük olabilmesi için hak olarak belirlenmesi gerekir. Kavramlar dirimlidir. Birbirleri ile ilişkilerinde özsel bir geçiş vardır. Yani ne demek istiyorum? Şimdi özgürlük dedi özgürlük özgür istençtir, dedi. Özgür istencin zorunlu ortamdaki seçimleridir dedi. İyi tamam. Şimdi özgürlüğün belirlenmesi haktır dedi, doğa tarafından belirlenmek değil, toplum tarafından belirlenmek haktır dedi.Evet, şimdi özgürlük hakka geçti.
Özgürlük artık özgürlük değil hak oldu. Bakın çok ilginç bir şey anlatıyor. Kavram özgürlüktü, ama özgürlüğün toplum tarafından onanıp bir yasa altında ussal olarak belirlenmesi demek özgürlüğün hak olarak gerçekliğe kavuşması demek. Başlangıçta özgürlük gerçeklik değil. Hak olduğunda gerçeklik. Özgürlük oldu hak. Şimdi hakiki özgür istenç yalnızca kendi özgürlüğünü istemez diye başlıyor cümleye hak kavramına geçerken. Özgürlükten, olumsuz özgürlükten, olumlu özgürlüğe yükselmek için düşüncemizin hakka evrilmesi gerekir; hakiki özgür istenç, hakiki lafı burada önemli, yalnızca kendi özgürlüğünü istemez, eğer hakiki anlamda özgür olacaksa öyle yapmak zorunda olduğunu bilir. Özgürlüğünü bir hak olarak istemenin özgürlük için ve kendi özgürlüğü için zorunlu olduğunu anlar diyor. Zorunluluk burada devreye giriyor. Hak devreye girdiği anda zorunluluk devreye girdi. İşte özgürlük ve zorunluluğun birliği Hegel'de hak kavramıdır. Hem özgürlük hem zorunluluk demek hak. Hem özgürlük demek, hem zorunluluk demek.
Bir kez daha söylüyorum; hakiki özgür istenç yalnızca kendi özgürlüğünü istemez. Eğer hakiki anlamda özgür olacaksa öyle yapmak zorunda olduğunun bilincine kavuşur. Bu nedenle özgürlüğün doğasında bir zorunluluğun varlığı ortaya çıkar ve kavranmış olur. Kendi öz özgürlüğünü istemek için onu gerektiren bir zorunluluk olarak hak kavramlaşır.
Hak düşüncesini oluşturan özgür istencin onayını ve tanımasını yani kabulünü gerektiren şey hak düşüncesinin hak olarak kavramının kabul edilmesidir. Hak kavramı kabul edilmeden özgürlük somut özgürlük değildir diyor. Somut değildir, soyuttur. Bu tinsel somutluktur. Tinsel somut ne demek? Doğanın sınırlamasıyla ortaya çıkan somut değil, toplumun sınırlamasıyla ortaya çıkan bir somut. Belirlenim burada toplumsal belirlenim. Doğal zorlanma belirlenimi değil. Yani kabul; karşılıklı kabul etmek. Ancak bu sonu gelmez ve sürekli diyalektik bir süreç olarak tarih boyunca edimselleşerek olagelmiş ve böyle de sürecektir.
(*) Metin Bobaroğlu'nun zoom konuşmalarından derlenmiştir.