![]()  | 
		
  | 
![]()  | 
	
![]()  | 
		![]()  | 
	
| 
 
 "GECE DÜŞÜŞÜ" Karanlıkta Kıvranan Aydınlık.
  Okumak insan için özel bir iç disiplindir. Özeldir çünkü hiç kimse sizi zorlamadan, herhangi bir görev gereği değil, sadece içinizden gelen bir itkiyle oturup saatlerce bir kitabın içine dalarsınız. Bir bilincin, insan hallerinin ve düşüncelerinin akışını izlerken kendi iç dünyanızla yüz yüze gelirsiniz. Okunan bir kitap ya da metinle hangi biçimde ilişki kurulursa kurulsun, size hangi duyguyu yaşatırsa yaşatsın sonunda her şey sizin içinizde dalgalanır. Okumak dolaylı bir biçimde yaşanan en sahici diyalogdur. Bunun sohbete dönüşmesin sizin onunla aranızda kurulan uyuma bağlıdır.  ...Devamı.»"O'yu BU YAPMAK"
  Yaşam eğimli bir yüzeyde mekan tutmaya benzer. Bu eğimli yüzeyde sabit bir noktada durmak mümkün olmaz; insan ya aşağı yuvarlanmak, ya da yukarı tırmanmak zorundadır.  Aşağısı; içgüdülerimiz, doğal arzularımız, alışkanlıklarımız vb. güçlerin çekim alanıdır. Bunlar kendiliğinden devinirler. İnsanın bu yönde hareketlenmesi için emek sarf etmesine gerek yoktur; özel bir yetenek, zeka keskinliği gibi şeylerde gerekmez. Çünkü bu güçler bizde verili olarak bulunurlar ve günlük yaşamın sıradanlığı içinde bilincimizin gözeneklerinden içimize sızıverirler.  ...Devamı.»DENİZDEN DAMLALAR; "EMİNE HATUN"
  Her şey kendi halince kendini ifade eder. Aslında her ifade bütünün kendini bir biçim altında tekil bir şeymiş gibi ortaya koymasıdır. Biz  "insanlar" her ne yaparsak yapalım bunu bir biçimde dile getirmekten uzak kalamayız. Bu dile getiriş sadece sözlü olmak zorunda değil; hal ile, dil ile, yazı ile, ... vd. olabilir.  ...Devamı.»Yürüyen kabir; Kibir
  Cennetten kovulma miti biz insanların hiç eskimeyen ve eskimeyecek olan varoluş öyküsüdür. İçinden bal, şarap, su ve süt ırmaklarının aktığı, ölümsüz yaşamın olduğu; deyim yerindeyse yan gelip yattığı bir bahçeden kovulmasının sembolik anlatımıdır. Anlatılan ana rahmidir. Her insan bu karanlık dünyada her şeyden habersiz yaşayıp giderken günü geldiğinde oradan çıkacaktır - (kovulacaktır.)  ...Devamı.»Üçlemenin Döngüsü
  Olgular ve olaylar tanımlanır, ama insan tanınır. Tanımlamak muhatabı bir nesne haline getirir, tanımak ise özne kılar...  Tanımlamak yöntem ve formalite oluşturup işlevli kılmayı ve onu kullanmayı gerektirir. Tanımaksa anlayışla olur, anlayış geliştirir ve iletişim doğurur; birincisi insan-nesne ilişki alanına ait, ikincisi ise insan - insan ilişki alanına. Ve insan ilişkilerinde, eğer sonsuza açılan iki kapı olarak bakarsak; bu iki uç arasında gezinip dururuz.  ...Devamı.»`Ben'de olan `sen'de de
  Hayat...  hiçbir yere gitmeyen bir sabah yürüyüşüdür (OSHO).... Kendi içimizde ne kadar derine inebilirsek o denli azaldığımızı görürüz: Bilincimizle varlığın hangi katmanına sızarsak sızalım orada donuk varlıkları değil, sadece "oluşları", "olmakta olanı" izleriz. Bu sınırsız 'yaratıcı-oluş' sürecinde kendimizin sadece bir geçit, "evrensel bir ortam",  her şeyin üzerinde kalan bir "Tanık" olduğumuzu deneyimleriz.  ...Devamı.»Masumsan Aynasın
  Nesneler ve olaylar dışımızda, imgeler ve duyumsamalar içimizdedir. Başlangıçta bunlar tam bir uyum halinde bulunurlar, ama örtük olarak. Bu durum özdeşlik halidir, masumdur, saftır, doğaldır, ama kördür: Kördür çünkü fark yoktur, yani farkındalık ve bilinç yoktur. Varoluş farka, yani ayrıma gelmek zorundadır. Ayrımın olduğu yerde ise gerilim, çatışkı, akan bir süreç ve dönüşüm vardır.  ...Devamı.»Bir'de donmak birlik'te akmak
  Güvenlik ve özgürlük; bilincimizi sürekli gerilimlere sokan ve varoluşumuzdan fışkıran iki yaşamsal güçtür. Biri diğerinin hem karşıt kutbu hem de vazgeçilmez eşi. Güvenlik, kazanımları korumak eksenli davranır; biriktirmek ve biriktirdiklerini koruyup dokunulmaz kılmak onun temel eğilimidir, dolayısıyla tutucu, tedirgin, kapalı ve hesaplıdır; bağrında öfke ve saldırganlık tohumları taşır.  ...Devamı.»Kalabalğın içinde ya da içimizdeki kalabalık
  Hayatımızın içinde hiç kimsenin karışamadığı bir süreç var; polisin, hukukun, yönetmeliklerin, kısaca organize bir otoritenin ve bu anlamda dışsal hiçbir gücün elini dokunduramadığı... Aslında gerçek hayatımız bu alanda yaşanır ve duyumsanır. Burası insanın kendi kendisiyle ilişki alanıdır.  Genel olarak her bireyin ilişkilerini üç yoldan yaşadığını söyleriz; Doğayla, başkalarıyla ve kendi kendisiyle.  ...Devamı.»Kendin: Hak Olan
  "Kendi bilincine bağlı olarak yaşamak" insanın kendi onurunu inşa etmesidir. Onur; kendi yetilerini kendin için işlevli kılabilmektir.  Bireyin anlamı kendisinden ürettiği değerlerle yaratılır ve bu değerlere bağlılığı onun bütünlüğünü oluşturur. Bütünlük, bitmiş-tükenmiş durağan bir kütle değil, tersine kesintisiz bir eylemlilik sürecindeki şiirsellik, ya da müzikal bir armonidir.  ...Devamı.»Ata'dan kısa alıntılar.
  Tarihsel kişilikler zamana aşkın fikirler üretip hayata geçirdikleri için ölümsüzdürler. Aslında ölümsüz olan hakikatlerdir. Bunlar zamanın koşullarına göre uygulama alanı bularak yeniden yorumlanır ve zenginleşirler.  Ne yazık ki tarihin bir de olumsuz diyebileceğimiz bir yasası vardır; Bu eylemler ve fikirler birileri tarafından çıkara, politik amaçlara uygun olarak çarpıtılırlar  ...Devamı.»Ötekiyle beraber
  Zihnimiz sonsuz istek ve eğilimlerle doludur; ama eylem tektir, orada ikircim olamaz. Bu nokta kendimizi her an yaratıp-inşa ettiğimiz, hem de ağır endişeler ve çaresizlikler yaşadığımız bir andır. "An" aslında daimdir. Sözü edilen bu yaratma ve inşa etmenin aydınlığı ile belirsizliğin karanlığı birbirlerine bitişiktirler.  ...Devamı.»Saygıda Kendin Olmak - Yüceltmede Hiç Kimse
  Varolma kaygısı içimizdeki en güçlü dürtülerden birisi. Bu dürtü bizi sürekli olarak uyarır ve bu uyarının itkisiyle belirli etkinlikler, giderek eylemler yaparız. İnsanın kendini varetmesi fıtratında olan yetilerini açığa çıkarması, bu yetileri birer yetkinliğe dönüştürmesidir.  ...Devamı.»Hayat Yeşil - İnanç Gri
  Büyük sözler ya da zamana aşkın söylemler kendilerini tarihin her döneminde kanıtlamış düşüncelerdir. Bir söylemin evrensel düzeyde olması hayatın bütün değişimleri içinde kalıcı olanı açık etmesine bağlıdır.  ...Devamı.»Kendine kendini sormak
  Soru sormak ve sorgulamak; her ikisi de düşüncenin yol olma biçimleridir: Bilincimize konu olabilen her şey bu yolla kendimize açık hale gelir. Soru bize nesnelerin ne olduğunu verir, sorgulamak ise süreci. Sorgulama sorularla yol alır.  ...Devamı.»Aynadaki yalancı
  Yanılgıya düşmek ya da hata yapmak Akla ait bir edimdir. Çünkü sadece bilmeyle ilgili deneyimlerde yanlış ve doğrudan söz ederiz. Doğada yanlış-doğru diye bir şey yoktur, onlar kendilerinde nasılsa öyledirler; cansız nesneler fiziksel-kimyasal yasalılıklarına bağlı olarak varlıklarını sürdürürler, hayvan ve bitkiler ise biyolojik kurguları ne ise onu işleyip dururlar. Hatta bu anlamda doğanın tarihi yoktur. Eğer dış biçimin değişik görünümlerde ortaya çıkma silsilesini tarih olarak kabul etmezsek.  ...Devamı.»Bir Olan Bütündür
  En büyük sıra dışılık en küçük sıradanlıkla mümkündür. Varolan her şey varolduğu haliyle hem bir sır hem de eşsizdir. Evrende birbirinin tekrarı ne bir nesne, ne bir süreç vardır. Yaşamın güzelliği ve gizemi buradan kaynaklanıyor olsa gerek. Aslında varolmak varlığın sürekli yeni görünüşler ve formlar altında görünüp yok olma serüvenidir.  ...Devamı.»Sonuç belirli ise; Çatışma - Korku
  Feryadımızla çağrımız arasında kendimizi ararız. Teşekkürle özür arasında çiçek açarız. Hiçlikle sevgi arasında varoluruz. Bu salınımlar arasında sorular üretip yanıtlar ararız. Bütün içsel çatışkılarımız kendini sorularda gösterir, bütün yanıtlarımız bizi yeni boşlukların ortasına atar.  ...Devamı.»Başlangıç belirli ise
  Tanım yapmakla belirleme yapmak ayrı şeyler: Tanım; bilmek-anlamak üzere önümüze koyduğumuz şeyi Bir'e getirmektir, yani onu çevresinden ayırarak isimlendirmektir. "Bir şeyin ismi ise, o şeyin bilinmesinin tanınmasının aracıdır"  (İbni Arabî). Ele alınan olgu kesin sınırlarla çevresinden ayrılmadan onu bilmek olanaksızdır.  ...Devamı.»KURAL MI, İLKE Mİ?
  "Hep tespitte kalmak yakınmanın bir türüdür." Bu sözü bir sohbette duymuştum. O anda pek çok ilişki alanları ve kendilerine özgü söylemleri belleğimde canlanmaya başladı. "İfade" deneyimi yaşamın doruğudur. Çünkü tüm etkinliklerinizin, tasarımlarınızın ve eylemlerinizin içselleştirilip bir başka bilince sunacak olgunlukta ortaya konulması demektir.  ...Devamı.»
 | 
		
	
 | Tüm Yazarlar | 
 
 
		
 
 | 
		![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]()  | 
	
![]()  | 
		![]()  | 
		![]()  |