Tarihte Hristiyan Türkler
Hristiyan Türk. Ne kadar kulağa yabancı bir kavram değil mi? Kimileri diyecek ki bir Türk ten Hristiyan olmaz. Fakat tarih aksini göstermektedir.
Çuvaşlar, Yakutlar, Batı Kumanlar, Peçenekler, Karamanlılar, Gagavuzlar tarihte İslamı ağırlıklı olarak reddedip
Hristiyanlığı benimseyen Türk kavimleri olarak yerlerini almışlardır.
Yaşam vermek
Herkes sağlıklı ve uzun yaşamak ister. Çok azımız her ikisini de başarabiliriz. Genetik özelliklerimiz, Çevre koşulları,
sağlığımıza gösterdiğimiz kişisel özen önemlidir. Yaşamaktan zevk almanın neredeyse ön koşuludur
sağlıklı olmak. İstediklerimizi başarabilmek, toplum iÇinde değer üreten
konumumuzu koruyabilmek için ...
Bir tren gördüm sanki...
Deniz Günal'ın İstasyon öyküleri adlı kitabını okuduktan sonra Melbourne artık eski Melbourne değil benim için:
?...her şeye gülümseyen Japon
turistler... birbirlerini ilk ve son kez görüyormuşçasına hayranlıkla seyredip öpüşen çiftler...bisikleti ile çevrende daireler
çizen, sepetinde
koca bir dosya ile boyalar taşıyan...
Laiklik ve Eğitim
Emile Zola'nın şu sözüyle başlayayım: İrtica, saltanatını bir ülkenin eğitim sistemini ele geÇirerek kurar ve
böylece kökleşir, kalır. Okullarda
beyinleri yıkanan genÇ kuşaklar yönetimde görev aldıkları zaman, ülke çıkarlarının değil,
kendilerini eğitenlerin sözcüleri olacaktır?. Aranızda
Emile Zola hangi futbol takımında...
Andy Warhol ve Ai Weiwei
Melbourne'daki National Gallery of Victoria, NGV (Viktorya Ulusal Galerisi), Any Warhol/Ai Weiwei sergisiyle, iki modern sanatçının birbirinden farklı
sanat serüvenlerindeki ortak unsurları öne Çıkarıyor. Amerikalı sanatçı Andy Warhol (1928-1987) 20. Yüzyılın en etkili
sanatÇılarından biri olmakla
kalmayıp ...
Özgürlük sorumlulukla - Zorunluluk sınırla
Doğa insanlar tarafından bilinip bilinmemesiyle ilgili değildir. O hep akışta dalgalanır, oluşta dönüşür, surette belirir.
İnsan dışında her şey kendinde
belirli, oluş-bozuluş akışıyla tutarlı ve açıktır; yasalılık altındadır, yasalılık doğanın
aklıdır. Doğada ki bu akıl, yani doğa kuvvetleri insanda Us olarak
tecelli eder; evrendeki kozmos...
Yahudiler ve Anadolu
Anadolu'da Yahudilerin ne zamandan beri yaşadıklarına dair kesin bir bilgi olmamakla birlikte, tarihçi Josephus anlatımlarında M.ö. 4. yüzyılda
Ege'de yaşamış
Yahudilerden bahseder. Ege Bölgesi kazılarında M.S. 3-4. yüzyıla ait Yahudi yerleşme merkezleri ve sinagog kalıntılarına rastlanmaktadır.
Orhan Bey Bursa'yı...
İstanbul'un 20 asırda 29 kuşatma hikayeleri
Çağlar boyunca, insanoğlu pek çok aşamadan geçti. Sahip olduğu aklı kullanabilmesi sayesinde
diğer canlıların önüne geçti. Ve bir medeniyet oluşturdu. Kültürel
ve teknolojik gelişmelerle bu medeniyeti perÇinledi. Artık 2000'li yıllara geldikten sonra, şöyle bir geçmişe baktığımızda
oldukça yol...
Soykırım ya da Jenosit
Yeryüzünde bunlardan daha iyi bir ulus bulunmadığına Majestelerin önünde ant içebilirim. Komşularını
kendileri kadar seviyorlar, konuşmaları son derece tatlı ve kibar,
konuşurken hep gülümsüyorlar. Elli adamla bu halkın hepsini boyunduruk altına alabilir ve onlara her istediğimizi yaptırabiliriz.?
Kristof Kolomb'u...
Ne acıdır ki soğan, patates, domates gibi sebzeler, Türkiye’nin siyasi gündemine oturdu. Yıllardır Bay Kemal’e partisinin iktidar döneminde ekmeğin karneye bağlanmış olduğunu haykıran bir Parti başkanını, bütün mevcudiyetimle kınamaktayım. İkinci Dünya Savaşı döneminde Türkiye’de, yani yeni kurulmuş genç Cumhuriyetimizde, tek parti dönemi bulunmakta. Üretim nüfusa oranla az olduğundan, toprağı işleyecek insan gücünün eksikliğinden ve bütün olumsuzluklar Anadolu`nun etrafında dolanırken, gıda tüketiminin daha akıllıca kullanımı açısından ülke yönetiminin, bazı ana maddeleri karneye bağladığını bilmekteyiz. ...Devamı.»
Toplum her konuda bilgi edinmek için çok çalışır. Toplumun bazı kesimlerini bir konu fazla ilgilendirmez. O da ekonomidir. Beni çok ilgilendirir, çünkü her akşam, kimi zaman da her sabah haber izlerken birilerinin çıkıp rakamlarla beni aldatmasına çok üzülürüm. Hani Sayın Portakal’ın “Aklımla alay etmeyin” dediği gibi, ben de rakamlarda boğulup alay edilmekten hiç hoşlanmam. ...Devamı.»
İnsanlar genç yaşta bir çok konuda aşırı cesaretli olup macera yaşamayı sever. Konuların ince ayrıntılarını düşünmeden hareket ederler. Kimi zaman bu aşırı meraktan başları belaya girer. Daha sonra geriye baktıklarında ne kadar hatalı davrandıklarını anlarlar. Hani güzel bir deyiş vardır, zararın neresinden dönerseniz kardır denir ya, işte böyle zamanlar insana tecrübe kazandırır. ...Devamı.»
İlkokulda bir hocam vardı, YILDIZ öğretmen, ben ona hayrandım. O da beni çok severdi. Hatta beni severken dişlerini sıkar elleri ile yanaklarımı mıncıklardı. Canım acır fakat öğretmenim olduğu için benim hiç sesim çıkmazdı. Daha sonra yatılı gittiğim ortaokuldan her dönem tatiline eve geldiğimde, elini öpmek için evine giderdim. Her sene aynı muhabbetle yanaklarımı mıncıklar, severdi. Her karşılaştığımda ‘hayat sadece matematiktir, bunu asla unutma’ derdi. ...Devamı.»
Sizin de benim gibi her akşam haber saatinde ekranların başına geçip haberleri izlemeye başladığınızda, bir kavgacı suratı görüp ‘’Bay.... ‘’ diye kaşlarını çatarak konuşmaya başladığında kanal değiştirdiğiniz oluyor mu? Değiştirdiğinizde medya kartelinin BİR diğer kanalında da karşınıza çıktığında, hemen hızla bir başka kanala geçtiğiniz oluyor mu? Ben sıkça yapmaktayım. Kanallarda gezinmekten amacım doğru ve yorumsuz verilen bir haber arıyor oluşum. ...Devamı.»
Sanat ne zaman güzel olur, ne zaman çizgiden uzaklaşır diye hep kendime sormuşumdur. Sanatın dalları arasında bir genelleme yapılabilir mi? Bence yapılması gerekir. Hani çizgi sanatı icra eden büyük usta Bedri Koraman`ın çizgi ile anlattığı konular sözle anlatılsa aynı etkiyi yaratır mı? Yazın, resim, heykel ya da tiyatro her sanat dalının topluma bilgi, ders veya mesaj iletmek için yapıldığına inanırım. Bedri Koraman’ın külliyatının başında şu cümleler bulunur: ...Devamı.»
Ülkemin bütün işletmelerinde sistemsizlikten hatalar oluşmakta. İşletmelerin en büyük sorunlarının, sistem kontrol kalemleri olmamasından kaynaklandığını düşünmekteyim. Bakınız, gelişmiş ülkelerde en basit bir işlem için bile, ellerinde bir kontrol listesi bulunur. Sistemdeki her işlem için yapılan kontrol listesinde işaretleme tamamlanmadan bir sonraki işleme geçiş izni verilmediğini bilirim. ...Devamı.»
Hatırlayın çok güzel bir film vardı 1993 senesinde yapılan. Ahlaksız Teklif. Filmin esas adı Indecent Proposal’dır . Baş kadın oyuncu Diana rolünde Demi Moore ve eşi David rolünde ise Woody Harrelson oynamıştı. Film Las Vegas’da başlar, yeni evlenen Woody Harrelson ile Demi Moore balayı için geldikleri bu kumar şehrinde birbirine delice aşık bir çifti canlandırırlar. Yaşlı milyarder John Gage rolündeki Robert Redford, bu genç mutlu çiftle kumarhanede tanışır. ...Devamı.»
Siyasetin temiz bir uğraşı olduğunu söylemek mümkün mü diye hep düşünürüm. Geçmişte hep muhalefet liderlerinin iktidarlar için, sofrada bile yutulmayacak kadar alçak profilde söz ettiğine şahit olurduk. Birbirlerine ekranlardan, mikrofonlardan lugatlarda söylenmedik söz bırakmaz, karşılıklı akla gelmeyecek tabirleri yakıştırırlardı. Daha sonra bir bakarsınız menfaatler ön plana çıktığında kol kola kuzu sarması olurlar, kişiyi ahlaksızlıkla itham ederler, daha sonra yanyana yürürler iki ayrı hedefe doğru. ...Devamı.»
Bestekar Avni Anıl ustayı 1980li senelerde Ankara`da tanıdım. O tarihte Türk Sanat Musikisi Vakfı kurma girişimlerinde bir kaç sanatçı arkadaşımla, bu sanat dalına merak salmıştım. İçimde bu musikiye karşı bir eğilim zaten vardı ve bu kurum içinde, bir çok sanatçı ile hem fikirdik. Bir gün bestekar Avni Anıl usta ile Yaşar Özel büromuza geldi. Avni beyi eserleri dışında yüz yüze görüşme imkanı bulmuştum. Bir tarih duruyordu yanımda. Cumhuriyetin kuruluşundan beş sene sonra 23 Nisan 1928’de İstanbul’da Üsküdar’da dünyaya gelmiş. ...Devamı.»
Ne doğan güne hükmüm geçer ne halden anlayan bulunur/Ah Aklımdan ölümüm geçer. Bu dizeler Münir Nurettin Selçuk’un bestesini yaptığı güzel bir eserden. Aslında güfte kendisine ait değil. Türk şiir dünyasının çok değerli bir kişisi bu şiirin sözlerini yazmış. Cahit Sıtkı Tarancı. Doğum tarihi ve çocukluk yıllarını geçirdiği süreç, Osmanlı’nın sonlarına rastlamakta. ...Devamı.»
“Trafikte yasaklar” denilince aklıma Metin Akpınar ve rahmetli Zeki Alasya’nın sahneye koyduğu oyun gelir. Yaşamdaki bazı konuları ne kadar da güzel sahneye koyarlardı. Seyredenleri hem güldürür hem de düşündürürlerdi. Konuları kendi mizah yetenekleri ile harmanlayıp sahnede işleyişlerini seyrederken doğruları ortaya nasıl da güzel koyduklarını izlerdik. ...Devamı.»
Evvelden dolmuş olarak çalışan minibüslerde şoförler 9.15 olarak tabir edilen bir şekilde koltuklarına oturur, hem yola bakar hem de binen yolculardan ücret tahsil ederlerdi. O koltuğa oturan araç sürücüleri uzay aracı kullandıklarına inanır, önüne bakmadan araç kullanır, çeşitli acaip davranışlarda bulunur, halk bundan şikayet eder, ancak bu şikayetini nereye iletmesi gerektiğini bilemezdi. ...Devamı.»
Bu konuda söylenecek o kadar söz var ki neresinden başlasam diye düşünmekteyim. Aslında yalan söylemekten kimse ceza almamış, kimse hapse girmemiş, kimse hayatından olmamış. Aksi kanıtlanana dek söylenen yalan beyan geçerli olmakta. Kimse oturup ‘bu konu doğru değil, bunu bir araştırayım, doğrusunu bulayım’ dememekte. ...Devamı.»
Eğer roman seviyorsanız mutlaka yakın tarihte yayınlanan pek çok romanı okumuşsunuzdur. Bunlardan bir tanesinden bahsedeceğim. Romanya’nın Köstence limanında demir almak için hazırlık yapan bir gemidir konu. Aslında bu gemi hayvan taşımak için inşaa edilmiş bir tekne. 1867`de inşaa edilen geminin, eski bir mavnadan sökülüp, kendisine uydurulan derme çatma bir de motoru vardır. ...Devamı.»
Yaşamda her konuyu ciddiye almak gerekir. Hani komedi konuları işleyen tiyatro eserlerini seyrederken kahkaha ile güleriz ya, ancak bu eserlerin içinde bile ciddi ele alınacak konular vardır. Hem gülüp hem de konudan ders çıkartmamız gerekir. Çok evvelden bazı tiyatro sanatçıları vardı. Muzaffer Hepgüler, Muammer Karaca gibi, onların sahneye koydukları siyasi tuluat eserler çok seyirci toplardı. ...Devamı.»
Bazı spor dallarını ata sporumuz olarak görürüz. Bunlardan en başta geleni güreştir. Elbette biz güreş deyince, minderde kural ve kaidelerle tırpanlanmış bir spor dalını anlarız. Aslında güreş tarihe dayalı bir spor dalıdır. Hatta Tevrat’ta Yakup’un Tanrı Yehova ile güreş tuttuğu yazılır. Ancak bu doğru mudur, bunu bilmemekteyim. Bütün Türk boylarında güreş tutmanın, bir idman usulü olduğu söylenir. ...Devamı.»
Çocukluğumda bayram denildiği zaman başka duygulara kapılırdım. Bayramda evde hazırlıklar günlerce önce başlar, bilhassa mutfakta hummalı faaliyetler olurdu. Ev işlerinde validemize yardım etmek için Ayşe hanım vardı. Genelde hamurlu işleri o yapardı. Evlerde bu günkü gibi fırın olmadığından, mahalledeki ekmek fırınına tepsilerle yapılan börek ve tatlılar gider, orada pişerdi. ...Devamı.»
Gurbetten gelmişim yorgunum hancı, şuraya bir yatak ser yavaş yavaş; Aman karanlığı görmesin gözüm, beyaz perdeleri ger yavaş yavaş. Bekir Sıtkı Erdoğan`ı anarım hep bu dizelerde. Çok eskiden ticaret yollarında develerle ticaret yapılacak mallar taşınır, bu develerin dizisine kervan adı verilirdi. Bu kervanları kimi zaman bir veya iki fedai korur, en önde bir merkep üstünde giden ve yol gösteren bir de kervan başı bulunurmuş. ...Devamı.»
Ünlü vatan şairi Namık Kemal’in şiirlerini çok severim. Onun dizelerinde hep buram buram vatan sevgisi kokar. Tıpkı Nazım Hikmet Ran gibi. Namık Kemal`in şiirleri kimi zaman bestelere konu olur. Yaşadığı 1840`tan 1888`e kadar olan dönemde Namık Kemal, yazdığı şiirlerde ülkesini ne kadar sevdiğini haykırır. Asıl adı Mehmet Kemal olan Namık Kemal’in, Namık adı ona Şair Eşref Paşa tarafından verilir. ...Devamı.»