A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

ATMA RECEP

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 25 Haziran 2025 22:48:42

Yaşamım boyunca bazı kimselerin sözlerine hiç mi hiç güvenmedim. Kimileri siyasetçi, kimileri arkadaş, kimileri mevki sahibi insanlar, kimileri ise büyük işçi sendikalarını yöneten, arkalarında kitleler olan kurumların yöneticileri. Onlarla sohbet ettiğim zaman neyi doğru söylediklerini, neyi söylemediklerini hemen anlardım. Aslında yalan söylemek de bir yerde beceri işidir, sanat işidir. Herkes yapamaz.

Yalan konuşulduğu zaman anlarsınız da, kişinin yüzüne vurmak istemezsiniz. Aldatıldığınızı anlarsınız, doğrusunu da bilirsiniz ama karşınızda yalan konuşan insanı incitmemek adına inanmış gibi görünürsünüz. Kimi zaman büyük kurumları, hatta dernekleri, bazen de vakıfları yöneten kişiler – bilhassa sendika yöneticileri – konuları saptırmak için okkalı yalana tevessül ederler. Hani, insanın yüzüne karşı haykırası gelir: “Beyefendi, söylediğiniz cümleler hakikatle bağdaşmamakta. Doğrusu başka bir değerde. Siz hangi ülkede yaşamaktasınız?” diye sormak geliyor içimden.



Yalan sözlerin de dereceleri olsa gerek. Yahut yalanın karakterini belli eden bazı tanımlar vardır: “Tumturaklı Yalan”, “Okkalı Yalan”, “Kuyruklu Yalan”, “Tatlı Yalan”... Hatta yalanın rengini bile belirttiğimiz örnekler vardır. Bu tür yalanlara “Pembe Yalanlar” diyerek rengini anlatırız.

Bir de “Yalancı Pehlivanlar” vardır. Edirne Kırkpınar’da, Sarayiçi’nde yapılan yağlı güreş müsabakaları öncesi, çayıra gerçek pehlivanlar çıkmadan evvel seyirciyi coşturmak için “yalancı pehlivanlar” çıkar.

Peşrev yaparak, “er meydanı” olarak tanımlanan güreş alanında yalancı pehlivanlar seyirciyi coştururlar. Onlar da yağlanırlar, kispet giyerler, bir köşeden diğerine gidip gelirler. Yalancı pehlivan, diğer yalancı pehlivanla karşılaştığında ellerle dokunuşlar yapar, sonra yine köşesine döner. Sonra tekrar gelip omuz çarptırırlar, el bağlarlar; velhasıl, gerçek pehlivanların yaptığı bütün hareketleri yaparlar… Ancak yalancı pehlivandırlar.

Yalan konusu bir aile içinde, bilhassa anne ve babaların evlatlarına karşı davranışlarında çok önem arz eder. Ebeveynler, evlatlarına karşı dürüst davranmalıdır. Yalan üzerine kurulan bağlar, çürük bir yapıya benzer; temeli olmayan bir yapı şeklindedir. En ufak bir sallantıda, inşa edilen bu aile bağı çöker. Çökmeye de mecburdur.

Hayat, aslında birçok konuda doğrudan etkilenen bir yapıya benzer. Hatta bir cam çubuğu andırır. Bu cam çubuk son derece kırılgan olduğu için çok dikkatli tutulması gerekir. En ufak bir esnemeyi kabul etmeyen bu çubuğun iki ucundaki destek, güven ve inanç desteğidir. Güven ise dürüstlük konusunda temel bir ögedir. Hiç esnemeye gelmeyen bu cam çubuğu esnetmeye kalkarsanız, cam çabucak kırılır. Kırıldıktan sonra bu camı tekrar eski haline getirmek mümkün değildir. Gerçek anlamda yapıştırmaya kalksanız bile, hiçbir zaman kırılan yerin izini yok edemezsiniz.

Ülkemizde geçtiğimiz son 15-20 yıl içinde insan hayatına doğrudan etki eden bir kurum vardır ki, bu kurum tarafından verilen piyasa verileri, 16 milyonu bulan işçi kesimini doğrudan etkilemektedir. TÜİK olarak tanımladığımız Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerini çok dikkatli izlemesi gereken tek kuruluş olduğuna inanmaktayım: İşçi sendikaları. Bu kurumun verilerinin doğru olup olmadığına dikkat etmeleri, hatta murakabe etmeleri gerekmektedir.

Sendikalar, halkın doğrudan etkilendiği verilerin doğruluğu konusunda gerçeği topluma söylemiyorlarsa, onlar da bu yalana ortak olmuş olurlar. Şatafatlı odalarda, lüks koltuklarda oturmak; bol keseden maaş alıp lüks arabalara binmek… Eğer doğruları araştırmıyorlarsa, işçi ve işçi emeklisinin haklarını ülkeyi yönetenlerin gözlerinin içine bakarak savunamıyorlarsa, temsil etmeye haklarının olmadığını düşünmekteyim. Ülkeyi yönetenlerle bir masada oturup süklüm püklüm davranıyorlarsa, yönetime methiyeler diziyorlarsa, işçi haklarını savunabildiklerine inanabilir misiniz?

İktidarda olan yöneticilerin bulunmadığı yerlerde yüksek perdeden konuşan sendikacıların, mangalda kül bırakmadıklarını ekranlarda seyretmekteyiz. Ne kadar güzel bir oyun oynanmakta! İktidarın bulunduğu ortamda kedi, tek kaldıklarında ise aslan kesilmelerini seyrederken, yıllardır sendikaların kullandıkları senaryoyu düşünürüm.

Bir de Edirne Sarayiçi Kırkpınar yağlı güreşlerinde çayırda dolaşan “Yalancı Pehlivan”lar gelir aklıma… diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







BİZİM RADYO
radyo.ayorum.com'a HOŞ GELDİNİZ
Erdoğan'ın tek hedefi iktidarını korumak…
İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı

Hayatta kalma mücadelesinden kesintisiz şiddetin itici gücüne.
Demokrasi Krizde mi? Gözden Kaçırmamanız Gereken 5 Sarsıcı Gerçek
10 soruda Trump'ın Gazze için sunduğu barış planı
İngiltere, Avustralya ve Kanada, BM Genel Kurulu öncesi tarihi adımla Filistin’i tanıdı.
Nepal, Bangladeş ve Sri Lanka’da halk liderleri devirdi.

Türkiye'de yoksulluk sınırı 88 bin liraya dayandı.
KKM'nin ülkeye maliyeti ne kadar oldu?
ABD'de gümrük gelirlerindeki artış, Temmuz'da rekor harcamalarla yükselen bütçe açığını frenleyemedi…
Çin yapay zekayla “yumuşak gücünü” artırıyor.
Avrupa nasıl Çin'le ABD'nin arasında kaldı?

Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.
Cilt kanseri oranında dünyada başı çeken Avustralya'da güneş kremi skandalı.
Dünya Sağlık Örgütü: '7 Ağustos'ta Türkiye'de maymun çiçeği tespit edildi'
Yeni Zelanda'dan yeni turist politikası…
Dünyanın en eğlenceli 40 ülkesi seçildi.

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…

Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

AKIL...
KISA KESİLMİŞLER, AĞUSTOS 2025
ÖZERK, FEDERAL, KONFEDERAL
MÜNİH, 30 EYLÜL
DİL DEMİŞKEN

HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum
BU VATAN

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git