|
|
BOTAN ÇAYI Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 6189 Okunma Her ülkede halk şarkıları bir öyküden yola çıkar. Bu türkülerde genellikle sevgi ve aşk temaları işlenir. Ülkemizdeki türkülerin çoğu da hikayeleri içinde barındırır. Bu hikayeleri türküyü söylerken değil, sözlerini okurken anlarız. Ancak türkünün sözlerini dikkatle incelediğimizde, hikaye anlamının daha belirgin hale geldiğini fark ederiz. Özellikle Karadeniz'deki türküler, köklerinden gelen kelimeleri ve ağızlarıyla dinlenirse hem hoş bir müzik deneyimi sunar hem de latif bir hikaye dinlemiş olursunuz. ...Devamı.» 7 Harika Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 7236 Okunma Dünyanın kaç harikası vardır? Aklınıza ilk olarak 7 rakamının geldiğine eminim. Şimdi bu harikaları hatırlamaya çalışalım desem, muhtemelen aklınıza Mısır'daki piramitler gelir. Mısır'ın Kahire şehrinde bulunan Gize Piramitleri, Keops, Kefren ve Mikerinos'un adlarıyla anılır ve Firavunlar döneminin önemli sembolleridir. Aslında Mısır, Yukarı Nil Vadisi'nde 700'den fazla piramit bulundurur. Bu muhteşem yapıları başka bir yerde görmedim. ...Devamı.» Bir Yabancı Gibi Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 6006 Okunma Anadolu, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve birçok kez işgal edilmiştir. Hepimiz tarih kitaplarında okuduk ki, Anadolu tarihi Hititlerle başlar ve hatta onlardan önce de çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Gaziantep yakınlarında yeni keşfedilen Göbekli Tepe de bunu göstermektedir. Anadolu, tarih boyunca birçok farklı kavim tarafından işgal edilmiştir, hatta Avrupa'dan gelen kavimler bu güzel topraklara yerleşmiştir. ...Devamı.» SOKRATES Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 6960 Okunma Milattan önce 469 veya 470 yılında doğduğu söylenen Sokrates yaşamının büyük bir bölümünü Atina’da geçirir. Bir taş ustası aynı zamanda bir heykeltıraş olan babası Sophronicus ve annesi ebe Phaenarete’nin oğlu olduğunu yazar tarihçiler. Sokrates’in hayat felsefesi Atina’da yaşayan genç nesil halkın ilgisini çeker. Sokrates yaşamı boyunca kendi felsefesini topluma yansıtmaya çalışır ama bu felsefenin kitabını, sonraki nesil için yazmamıştır. ...Devamı.» EFLATUN Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 7491 Okunma Çocukluğumda, Kurtuluş’ta oturduğumuz mahallenin bizden büyük delikanlıları vardı. Onlara saygı gösterirdik. İsimleri hala belleğimde. Ertan Gönen, Eflatun, Fahrettin, Korkut, Şahin, ve Doğan. Hepsi de, Ankara’da, Tıp eğitimi alarak çok değerli insanlar oldu. Bunların içinde Fahrettin, atletizm dalında 400 metre engelli rekorunu kırarak Avrupa'da madalya alan ilk Türk atleti oldu. Ertan ve Korkut, tıp fakültesi öğrenciliği yanında futbol oynayıp Hacettepe takımının önemli isimleri idi oldular. ...Devamı.» KÜSTÜM Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 5040 Okunma Ne ağırıma gidiyor biliyor musunuz? Aptal yerine konmayı ömrüm boyunca hiç kabul edemedim. Tek partili dönemi pek hatırlamamakla birlikte, 1950 yılında yapılan genel seçimi yaşadım. Hafızamda bir çok yaşanmışlıkların izi bulunmakta. 1950 seçimlerinin sonuçlarını Ankara’da Mebus Evleri Süslü sokakta Denizli Millet vekili adayı olarak seçimlere giren bir aile dostumuzun evinde bekledik. İletişim bu günkü kadar gelişmiş olmadığından, telefonla şehirlerarası konuşmanın santral aracılığı ile yapıldığı günlerde, bilgi edinmek hiç de kolay değildi. Seçim sonucunu beklemek bir işkenceyi andırıyordu. ...Devamı.» BALIK Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 8277 Okunma İnsan yaş aldıkça eskileri daha fazla hatırlarmış. Eskiye ve yaşanmış güzel hatıralara bir özlem mi bilmiyorum. Genelde çocukluğum gelir hep aklıma. Ankara’da Kurtuluş semtinde bir evde otururduk. Mahallemizde kaloriferli ev olmadığını hatırlarım. Evimizde koridorda kurulu bir sobamız vardı, sobanın içinin ateş tuğlası ile örülü bir yapısı olduğunu hatırlıyorum. Kışları çok sert ve karlı geçerdi. Kasım ayında mutlaka Ankara’ya kar yağardı. Kar yağmadan önce kışlık odun ve kok kömürü alınırdı. Hiç unutmam İncesu deresinin Sıhhiye’de bulunan pazar yerine yakın bir yerinde, köprü bulunurdu. Köprünün başında da bir odun kömür ardiyesi yer alırdı. Bir kış yetecek kadar odun ve yaklaşık yarım ton kadar kok kömürü alırdık. ...Devamı.» Lausanne Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 7683 Okunma Seneler önce bir arkadaşımla Cenevre’de buluşmuştuk. Dünya İzci teşkilatının merkezi. Cenevre, Lack Leman yahut Le Leman gölünün batı bitiminde bulunan, son derece sade bir İsviçre şehri. Bu şehrin ilginç bazı özellikleri vardır. Mesela havaalanının terminal tarafı İsviçre sınırları içindedir, ama iniş ve kalkış pistlerinin bir bölümü Fransa sınırında kalır. Şehrin tam ortasında gölün içine otopark inşa etmişlerdi. Cenevre şehrinin güneyindeki Thonex bölgesinden yaya olarak, Fransa’nın Gaillard semtine yürüyerek geçebilirsiniz. ...Devamı.» Kime Halim Diyeyim Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 5754 Okunma Türk sanat musikisinde bir makam vardır ki, diğer makamlardan oldukça ayrı değerlendirilir. Bu makam genelde çargah beşlisine çargahta, çargah dörtlüsünün eklenmesi ile oluşur . Bu makamda sesler pesten tize doğru gider. Donanımına karar kalıbının ârızası olan kûrdî perdesi bemolü yazılır. Güçlüleri sırasıyla acem, çârgâh ve dügâh perdeleridir. Durağı ise acem-aşiran perdesidir. Meyan geçkileri genellikle sabâ makamına yapılır. Bu nedenle benim de çok sevdiğim bir makamdır. Saba makamı insanı dinlendiren bir makam olduğundan, genelde şifahanelerde bazı hastalara tedavi unsuru olarak bu makamda şarkılar dinlettirilirmiş. Bu makamda bir çok bestekar çok güzel eserler vermiş. ...Devamı.» MİHRİBAN Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 5691 Okunma Bir türkü var, sözleri Kahraman Maraş’lı Abdurrahim Karakoç adlı şairin, sevdiği kadına yazdığı bir şiirden. Mihriban. Aslında bu şairin sevdiği kişinin ismi Mihriban mı, kimse bilmemekte. Kendi akrabaları bile bilmemekte. Yörede yaşayan bir kadın mı yoksa başka bir ortamda gördüğü bir kadın mı? O da bilinmemekte.Kahraman Maraş’ı iyi bildiğimi düşünürüm. Kahraman Maraş’ta insanların tenleri esmer, saçları çoğunlukla siyah veya koyu kahve rengidir. Yalnız şiirin ilk satırında der ki ‘sarı saçlarına deli gönlümü, bağlamışım çözülmüyor MİHRİBAN‘. ...Devamı.» RAMAZAN BAYRAM RECEP Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 8634 Okunma Oldum olası bayramları hiç sevmedim. Ne Ramazan ismini, ne Bayram ismini ne de Recep ismini hiç mi hiç sevemedim. Ancak Ramazan isimli çok sevdiğim, Bayram isminde ise bir yakın dostum olduğunu itiraf etmem gerekir. Onlar bu sınıflandırmamın dışındadır. Kanlı bayram diye tanımladığım kurban bayramını da hiç sevmem. Biri bana Kuran’da ‘bir koyun alacaksın, tanrı için kurban edeceksin’ yazan bir yer göstersin. ...Devamı.» İLAHİ KOMEDYA Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 6924 Okunma Neden bilmiyorum ama bu iki kelimelik anlatıma hayranım. Yaşadığımız hayatın içinde öyle anlar var ki, tıpkı bir ilahi komedyayı andırıyor. Şimdi soracaksınız ilahi komedya nedir diye. Haklısınız, dilim döndükçe size anlatmaya çalışacağım. İtalyancada ‘Divina Commedia‘ olarak tanımlanan ve 1308 yılında önemli bir edebiyatçı olarak bilinen DANTE tarafından kaleme alınmaya başlanan bir manzum eser. Bu eseri 13 yılda tamamlar Dante. Edebiyat Dünyasında en önemli eser, diye tanımlanır bu yapıt. Eser, ölüm sonrası cennet ve cehennem diye adlandırdığımız,ve bunların arasında bulunan Araf diye tanımlanan yerde geçer. ...Devamı.» ÖNCE MULLA Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 7497 Okunma Bir konuyu itiraf etmeliyim, okuma alışkanlığımı ilkokulda değil, yatılı okula gittiğimde kazandım. Okulumuzda muhteşem bir kütüphane vardı. İlk okuduğum kitapları pek hatırlamıyorum, ancak Alice Geer Kelsey'nin yazdığı "Önce Mulla" adlı kitabı okurken büyük keyif aldım. Bu kitap, gerçekte yaşayıp yaşamadığını bilmediğimiz efsanevi bir insanın hikayelerini içeriyordu ve bana Akşehir'de yaşadığına inanılan Nasreddin Hoca'yı anımsatmıştı.. Hatta Azerbaycan'da, Molla Nasreddin adıyla aynı hikayelerle anılır. ...Devamı.» AT KOŞUMU Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 7020 Okunma Hayvanlar arasında en saygı duyduğum canlı atlardır. Atların, insanların hayatını kolaylaştırmak için yaratıldığına inanırım. Çok eskilerin dile getirdiği bir deyim vardır ve biz Türkler için bu deyim çok değerlidir.’ At, Avrat, Silah’ Türk erkekleri bu üçlüyü yanlarından ayırmamaya gayret eder, bunlar kutsal sayılır. Bugün medeniyetin geldiği noktada silah, bireysel olarak çok önem arz etmemekte. 19. yüzyıla kadar silah, bir adam için, namus meselesi idi. Hayatını bile verir, ama silahını vermezdi. ...Devamı.» MEVSİMLER Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 6006 Okunma Baharı kim sevmez ki? Hele ilkbaharı sevmeyen yoktur. Tabiat yeniden doğuşa hazırlanır. Yeryüzünde canlılık başlar, koyunlar kuzular, ağaçlar meyve için çiçek açmaya başlar. Bir telaş içinde olur insanlar. Hele toprakla uğraşan insanların toprağa atmış oldukları tohumlar ile sulama ve gübrelemeleri seyredilecek bir uğraşıdır. Bu insanlara hayranımdır. Alın terlerini bu toprağa dökerler. Toprak için ‘TOPRAK ANA‘ denir. Nedeni basittir. Tabiata canlı veren sadece ANA olarak anılır. Bu nedenle ‘ANA’ lara da saygım sonsuzdur. Nasıl bir devri-alemdir ki bir kış sonrası tabiat doğumla canlanır. ...Devamı.» HUKUK NEDİR? Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 6645 Okunma Birkaç yıl önce bir dostu bir vesile ile ziyarete gitmiştim. Kendisi hukuk tahsilini, eğitim enstitüsünden sonra tekamül etmişti. Aslında Çankırı’nın ELDİVAN köyünde doğmuş. İlkokulu köyde okumuş, iki derslik küçük bir okulda. Daha sonra orta ve lise tahsili için Yıldırım Beyazıt Lisesine devam etmiş. Gazi Eğitim Enstitüsünde İngilizce bölümünü bitirdikten sonra Hukuk tahsiline başlamış. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra, Yüksek Lisansı da yine Ankara Hukuk Fakültesinde yapmış. Gazi Üniversitesinde İş Hukuku üzerine doktora yapmış bir değerdi kendisi. İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik üzerinde Profesör unvanı almış, ülkemizin ender hukukçularından biri idi. ...Devamı.» GÜVENMEK Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 4956 Okunma Hayatımda yaptığım pek çok iyi iş var ve ben bunlarla gurur duymaktayım. Tabidir ki iyilikler söylenmez. Birisine kötülük olsun diye herhangi bir iş yaptığımı hatırlamamaktayım ancak yaptığım bir işin bir başkasına olumsuz yansıması olmuşsa bunu bilemem. Birisinin üstüne basıp yükselmeyi hele hiç kurgulamadığımı hatırlarım. Hani bir kişinin çıkıp da benim için, ‘ ben bu adamı tanıyorum, çok kötü bir adamdır’ diyeceğini düşünmüyorum. Tam tersine, sadece ülkem dahilinde değil, dünyanın bir çok noktalarında iyiliğimin dokunduğu insanlar olmuştur. ...Devamı.» Tanrının Arabası Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 6906 Okunma Kanımca insanın dünyada yaşamaya başladığı tarih ne olursa olsun Anadolu, bu medeniyetlerin bir parçası olmuştur. İnsan varoluşundan itibaren doğa güçlerine her zaman mağlup olmuş ve bu nedenle bu güçleri birer tanrı ile tanımlamış. Bütün kontrol edilemeyen güçler, fırtınalar, boralar, hortumlar ve depremler için, denizlere, yağmurlara, tarımsal verimliliğe, üretkenliğe tanrı veya tanrıçalar tanımlamış. Bu tanrıların hepsinin üzerinde bir tanrının varlığını da kabul etmiş. Yani tanrıların tanrısı olarak dillendirilen bu güce, bir dönem, ZEÜS denilmiş. ...Devamı.» FARELER Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 5028 Okunma İnanıyorum ki uzun zamandır sizin de dikkatinizi çekmekte. Yaklaşan 2023 yılı seçim neticesini tahmin etmek, pek d zor olmasa gerek. Ortada çok önemli gündemler bulunmakta. Tarım ve hayvancılıkta kırılma noktası, çarpık ekonomi, dış ticaret açığı, eğitimde yetersizlik, halk sağlığındaki derin problemler, dış siyasette yıkım, emniyetteki zaaflar saymakla bitmemekte. İktidar ise ucuz konulara sarılmaya çalışmakta. Nedenini araştırmak gerekir. Gençlik yıllarımızda bazı masa oyunlarına merakımız vardı. LANGIRT adı ile anılan tahtadan oyuncularla bir masanın içinde rakipli futbol maçı yapardık. Şimdi ise bu sanal bir ekranda oyuna dönüştü. ...Devamı.» Bir Günah Gibi Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 7008 Okunma Kimin yazdığını bilmiyorum, ancak çok duygusal bir kişinin yazdığına emin olduğum bir şarkı sözü vardır. Aslında şarkı bir Rus halk şarkısından gelmekte, ‘Oçi Çorniye’. Şarkının asıl ad ‘Siyah Gözler‘dir. Oçi göz demek ve çorniye de siyah demektir. Bu şarkıyı İspanyolca ‘NATHALİE’ olarak Julio Iglesias söylemişti. Biz de ise bu şarkının sözlerini Garo Mafyan Türkçe’ye uyarlamış. Ajda Pekkan ise söylerdi. Siz de hatırlarsınız; ‘Bir sayfa kopuyor zamandan, ayrılırken sen yanımdan, Bu aşkın daha en başından, korkuyordum ben sonundan, bir günah gibi gizledim seni, kimse görmedi seninle beni, ağlarken içim güldü gözlerim, bir günah gibi gizledim ...Devamı.»
|
| Tüm Yazarlar |
|