A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Çarpık Eğitim

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 07 Haziran 2024 09:58:22

Sabahleyin erken saatlerde iş yerinize gitmeye hazırlanıyorsanız, Ankara'da saatler 06:30’u gösterir. Ancak İstanbul’daysanız, sabah 06:00’da kalkmak zorundasınız. Kış sezonunda yaz saati uygulamasını sürdüren tek ülkenin Türkiye olduğuna inanıyorum. Bu uygulamanın, elektrik tüketimini artırarak ‘Yap-İşlet-Devret’ santrallerine olan devlet borcunu karşılamak amacıyla yapıldığını düşünüyorum. Fakir halkın sırtına bir yük daha koyarak, onların buna alışkın oldukları düşüncesiyle bu yükü de ödeyeceklerini varsayıyorlar.



Bugün sabah erkenden iş yerime gitmeye karar verdim ve yola çıkmak için bu erken saatlere uydum. Yollara baktığımda, minibüs olarak adlandırdığımız yüzlerce küçük otobüsle dolu okul çocuklarını gördüm; kimisi bir yöne, kimisi ters yöne gidiyordu. Çocukluğumuzda böyle manzaralarla karşılaşmazdık. Her çocuk kendi mahallesindeki okula gider ve yollarda kargaşa yaşanmazdı. Şimdi ise anne ve babalar, hangi okulun veya öğretmenin daha iyi olduğunu araştırarak, tüm maddi olanaklarını seferber edip çocuklarını o okullarda okutmaya çalışıyor.

Ankara’da Yenimahalle’de oturan bir aile, çocuklarının eğitim yarışında geri kalmaması için Çankaya’daki bir okula çocuğunu yazdırmaktan çekinmiyor. Yenimahalle’den kalkan okul servisi, sabahın kör karanlığında yola çıkıyor ve okul saatini kaçırmamak için trafik kazası riskini de göze alarak bu çocukları okullara getiriyor. Aynı kaos, okul bitiminde geri dönüşte de yaşanıyor. Bir düşünün, binlerce okul minibüsü yollarda çocukları taşırken, onların oyun oynama zamanlarını çalıyor. Bu çocuklar, çocukluklarını yaşayamıyor.

Çocukluğumuzda okula yürüyerek giderken, yolda arkadaşlarımızla sohbet eder, fikir alışverişinde bulunurduk. Sohbet, bir yerde sosyalleşmemizi sağlardı. Bugün yetiştirdiğimiz çocuklar ise bu sosyalleşmeden uzak büyüyor ve küçük bir ekrana mahkum yaşıyorlar. Ankara’da okula giden çocuklar, okula gidip gelirken kaybettikleri bu zamanları ya uykularından ya da hayatlarından çalıyorlar.

İstanbul’da ise durum daha vahim. İstanbul’daki öğrencilerin büyük bir bölümü okula servis araçlarıyla gidiyor. Kimi öğrenciler Anadolu yakasında oturup Avrupa yakasındaki okullara giderken, kimileri Avrupa yakasında oturup Anadolu yakasındaki okullara gidiyor. Bu gidişlerin dönüşleri de var ve bu durum yıllardır süregelen, içinden çıkılmaz bir sorun haline gelmiş ve kangren gibi büyüyen bir yarayı andırıyor.

İstanbul’da günde ortalama 20-30 km mesafe kat eden öğrenciler, ya yollarda uyuyor ya da akşam yemek yerken başları düşüp uyuyorlar. Ankara’da mesafeler biraz daha kısa olsa da yine de hatırı sayılır rakamlar söz konusu.

Düşünün, çocuklar kaç saati yollarda kaybediyor ve bu zaman heba oluyor. Biz bu değerleri çocukların hayatlarından çalıyoruz. Sarf edilen milli servet ise cabası. Yüzlerce aracın bu yollarda olması, trafiği içinden çıkılmaz bir kaosa dönüştürüyor. Sarf edilen yakıt ve insan gücünü eklersek, büyük bir serveti sokağa attığımızı kabul etmemiz gerekiyor.

İstanbul’da, Anadolu yakasından Avrupa yakasında saat 10.00’da bir iş toplantısına katılmak için en geç 06:45’te yola çıkmanız gerekir. Ancak yetişirsiniz. Yıllar önce Milli Eğitim Bakanlığı, semt okullarına kayıt yaptıracak çocuklardan ikametgah ilmuhaberi ile elektrik ve su faturaları gibi anlamsız belgeler istemişti. Bu aslında namuslu bir vatandaş için üstesinden gelinmeyecek bir sorun değildi. Kıvrak zekalı yurdum insanı, istediği okulun civarında mutlaka bir tanıdık bulup onun belgeleri ile çocuğunu okula yazdırmakta zorluk çekmezdi. Bu engeller çabuk aşıldığından okullar bu uygulamadan vazgeçti. Memleketimizin kıvrak zekalı bazı anne ve babaları, çocuklarını kaydettirmek istedikleri okullara yakın ev bile tutup bu belgeleri kullandıklarına şahit olmaktayız.

Tabii ki bu çapraz bulmaca, trafikteki keşmekeşi daha da artırıyor. Bu nedenle bu genelgeler, diğer genelgeler gibi işlevsiz kalmıştır.

Geçen gün gazeteler yazdı. Siz de okumuşsunuzdur diye düşünüyorum. Gazetelerin yalancısıyım. Türkiye’nin 2024 yılı Mart ayı verilerine göre %5.5 büyüdüğünü yazıyorlar. Bu veriler, TÜİK’in, Saray'dan yönetilen kurumun verilerine dayanarak söyleniyor. Ben de bu verileri, 2023 yılı verilerine bakarak orantılamaya çalıştım. Bu yalana daha ne kadar dayanacağız bilemiyorum. 2023 yılında %4 büyüme kaydedilmiş. Yine resmi rakamlarda kişi başına düşen milli gelir $12,804 olarak kaydedilmiş. Elinizi cebinize atın, $804 var mı?

Yine yakın tarihte ülkemiz için ilan edilen değer %5.5 büyüme. Kişi başına milli gelir, 2024 yılı için $12,849 olarak ilan edilmiş. Maliye Bakanı Şimşek’in sayfasında %5.7 büyüme gösteriliyor. Beyler, biz hangisine inanacağız?

Kanımca, Merkez Bankası’na verilen emanet paraları da milli gelir olarak kayda alıp 85 milyona böldüklerine inanıyorum. Yoksa halkın büyük bir bölümü yoksullukla mücadele ederken, beş müteahhit firmanın gelirlerini ülke nüfusuna bölüp kişi başına milli gelir demenin ne anlamı var ki?

Sizin anlayacağınız, holdingler büyürken, küçülen bir toplumun kâğıt üstünde milli gelirden payı $25,000 olsa ne olur olmasa ne olur diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git