A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

DEVLETİN CİDDİYETİ

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 08 Mayıs 2024 10:49:28

Nerede o günler, o bayramlar denebilir, hatta o mutluluklar. Güzel bir şarkı bile olur HÜSEYNİ makamda. Bütün makamlarda mutlaka bir ahenk, anlam ve hissiyatın mevcut olmasını bekleriz. Hani olmasa ne olur? O zaman şarkı olmaz. Şarkı için bir hadise, bir ayrılık, bir hicran ve hüzün bulunması gerekir. Anlatımda yoksa kritik kelimeler, aşk hikayesi, acı ve elem, yahut hicranı ifade eden sözler, güfte oluşması imkansız gibi bir şey. Varsa cümlelerde bir özlem, bir hasret veya erişilmeyen bir hedef anlatımı, güfte hayat bulur. Bu anlatımlar, ne söyleyen insanı, ne de söyleten muhatabı zor duruma düşürür. Kimisi platonik aşkı sever, kimi ise karşısındakine sevdiğini söyleyemez, işte o zaman hikaye başlar.



Her konuda hikaye yazılabilir, önemli olan hikayenin bir başlangıcı, bir gelişmesi, bir de bitişi olmasıdır. Bazen de bitmeyen hikayeler vardır. Hikaye başlar, devam eder ancak sonucu olmaz. Bunlara yarım kalan hikayeler deriz. Bütün aşk hikayelerinin bir başlangıcı vardır, bir gelişmesi ve bir de bitişi. Yarım kalan aşkların hikayesine şiirler yazılmaz. Ya da güfte yazılmaz. Çünkü o aşk yarım kalmış, bitmemiştir.

Delikanlılık çağımda severek okuduğum bir gazete vardı, Milliyet. Hatta deneyimli gazeteci Mete Akyol’un yazılarını okurdum bu gazetede. Çok sevdiğim Bedri Koraman’ın karikatürlerine bayılırdım. Hatta Bedri ustanın yayınlanan karikatürlerinin toplandığı bir de kitabı var bende. Milliyet gazetesinde takip ettiğim bir de çizgi romanlar vardı, okuduğum. Güngörmüşler, Fatoş ile Basri ve en önemlisi Hoş Memo. Bu çizimlerin bazılarını da Bedri Koraman yapardı. Başka ülkelerde yayınlanan bu karakterleri adapte edip, güncel konulara bindirirlerdi. Bu karakterlerden Hoş Memo, bazen dipsiz vadiye düşer, düşerken kayalardaki dallara tutunur, bir türlü vadinin sonuna gelemezdi. Hangi konuyu bu çizgi romana adapte ederseniz edin, çok güzel mesajlar çıkar ortaya.

Son 25 senede yani çeyrek asırda, Türkiye’de eğitim sistemi tam 23 defa değişikliğe uğradı. Şimdi konuyu ciddi olarak ele almamızda yarar olduğuna inanmaktayım. Çünkü eğitim sisteminin 25 yılda 23 defa değişmemesi gerekir. Her sene eğitimde değişikliğe uğrayan bir başka ülke gösterin bana. Bir ülkeyi çökertmek istiyorsanız, çocuk eğitimini devamlı değiştirin, genç beyinlerin verimini yok edersiniz. Sonunda ülke çöker.

Çocukluğumuzda 5+3+3 gibi bir düzen vardı. Genel kültüre dayalı ve bilhassa tarih ve fen ağırlıklı idi. Daha sonra 8+3 gibi düzen getirdiler çocukların eğitimine. Bu da pek tutmadı, çünkü toplum dini eğitim konusu tercih etmemekteydi. Bu nedenle bazı cemaatlerin baskısı ile 4+4+4 sistemine 2013 yılında geçildi. Bu da birçok cemaatleri kesmedi. Çünkü üniversite sınavlarında başarı oranının, İmam Hatip okulları mezunlarında çok düşük seviyede kalmıştı.

Bu nedenle devlet dairelerine eleman almak için yapılan yazılı sınavlardan sonra, bir de mülakat eklenince, devletin kademelerinin yeteneksiz torpilli iktidar yandaşları ile dolmaya başlamasının önü açıldı. Böylelikle devletin kademeleri vasıfsız insanlarla dolmaya başladı. Ülkem, bu vasıfsız insanlardan, olmayan becerilerinden, gelecek için medet ummaya başladı. Kimi yerde bu adamları önemli mevkilere getirdiler. Ancak bunlardan karar verme yetkisini aldılar.

Konular hakkında sınırlı fikir beyan etme yetki varlığı, iplerin bir merkezden oynatıldığını gösterir. Adam eğitim sisteminin başında, ancak müfredat değişikliği saray tarafından, cemaatlere danışılarak hazırlanmakta. Sonunda, hazırlanan müfredat, beyzadeye verilmekte. ‘Al bunu tatbik et’ ya da ‘istemiyorsan bırak, başkasını oturtur, onu vazifelendiririz’ denilmekte.

Bu gerçeği Maliye Bakanlığı ve de Merkez Bankası başkanlığı atamalarında izlemedik mi? Ben ekonomistim, ekonomi benden sorulur, diyerek ekonomiyi karanlık bir tünele sokmasındaki beceriyi, şimdi eğitim sistemi içinde uygulamaya koymakta. Netice itibariyle saraydaki vasıfsız piyonların, ülkenin ve sistemin çökmesi için çalışmalarını izlerken, ümitsizliğe kapılmaktayım.

Bazen, 13 Kasım 1918'de Mustafa Kemal Paşa’nın, İtilaf Devletleri'nin savaş gemileri arasından Kartalistim botu ile geçerken yaşlı gözlerle seyrettiğini görünce, yaveri CEVAD ABBAS’a, ‘Üzülme, geldikleri gibi giderler’ deyişi gelir. Bu söz geniş zaman içinde geçerlidir.

Hani ülkemizi yönetenler iktidara gelirken birkaç konuyu düzeltme sözü ile seçmenine taahhütte bulunmuştu. İlki Adalet olacak diye söz verdiler. Ülkemizin kanun dışı çetelerin mekanı haline geldiğini seyrettik. Günümüzde adaletin de siyasallaşmasını seyretmekteyiz. Adalet olmayınca yabancı yatırımcı da ülkeye gelmemekte.

Bir de Kalkınma sözü verilmişti. Bu nedenle ‘Adalet ve Kalkınma Partisi’ adına sahip çıkma sözünü, halka telaffuz ettiler. Ancak Cumhuriyet tarihimizde edindiğimiz bütün varlıkları satarak, Şatafatlı Sarayların yapılmasını, beş tane firmanın kalkınmasını izledik, senelerdir. Bu nedenle gelecek için endişelerimiz tavan yaptı.

Hani rahmetle andığım SAKIP ağa’nın bir sözü vardır: ‘Üçün biri kaldı elimizde.’ İşte tam bu sözdeyiz bugün, üçün biri kaldı elimizde.

Halktan tasarruf etmesini isteyen devletin üst kademesinden birisinin, sarayın sözlerini dile getirerek, ekranlarda söylediklerini dinlediniz mi? ‘Kamuda, Sarayın talimatı ile, ciddi bir tasarruf çalışması başlatıldığını’ ifade etmekte. Tasarrufa gidilecek denmemekte, çalışma başlatıldığını söylemekte, bunun devlet ciddiyeti neresinde diye adama sormazlar mı? Diye bir sözüm geldi söyledim, hem nalına hem mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.
Türkiye Yüzyılı Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi’nde yükselen o çığlık

Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi

Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel
Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım
2025 Hazar Türk-Musevi Hakanlığı: Tarih Yeniden Yazılsaydı Dünya Nasıl Görünürdü?
Sürgün Devrim girdabında Isaac Deutscher ve Avraham İşcen

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git