![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
|
Atatürk’ün ilkeleri devrimleriyle düşünce boyutumuza katkıları
Atatürk, tüm yaşamı, ilkeleri, devrimleri, söylevleri ile 57 yıllık bir ömre, bin ömürlük bir maneviyat sığdırdı. Büyük bir lider ve önder, devlet adamı, asker olmasının yanısıra büyük bir düşünce adamıydı. Söylediği sözler, verdiği nutuklar, düşünce boyutumuza, manevi boyutta katkılar sağlamıştır. ...Devamı.»Noel Ateşkesi: Askerler dünya barışını ilan ettiğinde…
Bu 25 Aralık’tan tam 101 sene önce, şafağın körpe ışığıyla birlikte, Belçika ve Fransa’nın Batı Cephesindeki Alman ve İngiliz askerleri, kazdıkları karşılıklı siperlerde kendi iradeleriyle bir ateşkes ilan ederek, üstlerine meydan okumuşlardı. Silahlarını bırakarak dünyanın savaş patronlarını dehşete düşürmüş ve Noel Ateşkesi’ni ilan ederek, rütbesiz ve ayrıcalıksız insanların kendi kaderlerini belirleyecek güce sahip olduğunu tüm dünyaya göstermişlerdi. ...Devamı.»Dinlere Neden Karşıyım (III)
İnanç, yalnızca dinlere özgü değil tabii. Kendisini “devrimci” olarak tanımlayanlar arasında Marksizmi bir inanç haline getirmiş olanlar da az değil. Oysa Marksizmin felsefî temelini oluşturan diyalektik materyalizm somut koşullar ve bunların değişkenliği üzerine inşa edilmiştir. “Ben devrime inanıyorum” demek bence “eşhedü en la ilâhe illâllah” demekten hiç de farklı değildir. ...Devamı.»Dinlere Neden Karşıyım (II)
Rasyonel yaklaşımla “inançlı” olanlara sorulanlara rasyonel yanıtlar verilemiyor. Daha binyıllar öncesinden Epikür’ün dediğine bakalım: “Tanrı, ya kötülükleri ortadan kaldırmak ister de, kaldıramaz; veya kaldırabilir, ama kaldırmak istemez; ya da ne kaldırmak ister ne de kaldırabilir, yahut da hem kaldırmayı ister hem de kaldırabilir. ...Devamı.»Dinlere Neden Karşıyım (I)
Eskilerde biraz özgürlük arayan kadınları cadı diye yaktıkları, bir etnik grubun kendilerini “seçilmiş” diye tanımlayıp diğerlerini aşağı gördüğü, kelle keserek ya da belli biçimde başını örterek cennete gideceklerine inananlar olduğu için değil. Bence bunların hepsi birer sonuçtur. Bunların ardında yatan gerçeği irdelemek gerekir. ...Devamı.»Sendikalar teknolojinin düşük ücretli işgücü içerisinde hızla yayılıyor
Gabriel Cárdenas, 27 yaşında, Google’ın aynı gün ve gece çevrimiçi alışveriş ve teslimat hizmeti olan Google Express’in depolarında, kamyonları yükleme ve boşaltma işinde çalışıyor. Kimi zamanlar bunaltıcı derecede sıcak olan Kaliforniya Palo Alto’daki depo, Google’ın Mountain View’deki, radyan soğutma sistemine sahip, güzelce belirlenmiş kampüsünden oldukça farklı. ...Devamı.»Türkçemize Bergüzar: BERGÜZAR NEFES
“Can Nefes”le başlıyor, “Dillence” ile sonlanıyor. 133 Nefes’i bir nefeslik letafet ve zerafette okuma ziyafetini yaşatıyor. (1) Her “Nefes”, insanın sayılı nefesleriyle kuşatıldığı duygu ve heyecan fırtınasında, hem bir dinginlik molası, hem de bir sonraki nefese kuvvet toplamak manasına geliyor. Durgunluktan savrulmaya, sükûnetten kıyamete, suskunluktan dilbazlığa, doğrusu, bir uçtan diğer bir uca rüzgârla tozup göğe ağan sözcüklere dönüşüyor nefesler. ...Devamı.»AYDIN
Aydının hem çok, pek çok tanımı vardır, hem de tanımlanması o kadar da kolay değildir. Çünkü epey tartışmalı, zaman zaman birbiriyle çelişkili yaklaşımlar söz konusudur. Aydını, akla öncelik veren, dinle felsefe arasında felsefeyi tercih eden, insanın en önemli varlık olduğuna inanan birey diye tanımlayanlar bulunuyor. ...Devamı.»İslam Rönesans’ı ya da Farabicilik Çağı’nı Açan Türk Filozofu: Farabi
Ortaçağ Latince metinlerde ve eserlerde “Alfarabius” ya da “Avennasar” diye bilinen meşhur Türk filozofu Farabi’nin tam adı, Ebu Nasr Muhammed bin Muhammed bin Tarhan bin Uzluk’tur. Farabi, İslam felsefesinin en güçlü filozoflarındandır. “İlk Muallim” (öğretici) Aristo’dan sonra, “İkinci Muallim” unvanıyla tanınmış; felsefe ve düşünce tarihinde bu unvanla anılmıştır.(1) ...Devamı.»Türkiye’nin Din İle İmtihanı
Maket Kabe etrafında dönenler, Kuran tasarımlı pasta kesenler, Alevileri dinsiz ilan eden sınav soruları… Son günlerde Türkiye’de ‘din’ kisvesi altında gerçekleşen olaylar ne anlam ifade ediyor? Hatırladığım kadarıyla ilköğretim yıllarında ‘din kültürü ve ahlak bilgisi’ dersini veren hocalarımız bizlere temel bilgiler olarak, İslam dininin güzelliklerini, ahlaki değerlerini, yüceliğini, muntazamlığını; Allah, peygamber, insan sevgisini, ilahı aşkı anlattılar. ...Devamı.»Türkiye’nin tek sorunu lakaytizm!
Lakayt, Arapça bir sözcük kayıtın olumsuz anlamını veriyor, ilgisiz, umursamaz demek. İzm eki ise bir siyasi sistemin modellenmesini içerir.. Anlayacağınız Lakaytizm, bugünkü Türkiye’nin sistemi ilgisizliklerin sistemleşmesinden dolayı benim uydurduğum bir kelime… Sanırım Türkiye’ye cuk oturuyor. Neden mi? ...Devamı.»İki sarhoş ve birkaç ayık adam.
Tüm dünyada eskiden değer verilen haysiyet, onur, saygı, göreve bağlılık, sorumluluk, zeka, nükte, zarafet, erdem ya değer yitiriyor ya da bazı ülkelerde baskı ile yok edilmeye çalışılıyor. Ama bu değer yitirme Türkiye`de diğer ülke ya da kültürlere göre çok daha hızlı. Bu konuyu inceleyip yazıya döktüğünüzde sanırım binlerce sayfalık bir araştırma elde edebilirsiniz. Biz bugün hedefi ve zamanı daraltarak iki makamda oluşan değer yitimlerine bakalım. ...Devamı.»Ermeni Sorunu | V. Gurko - Kryajin
Ermeni sorununa iki açıdan bakılabilir. Dış açıdan bakıldığında, büyük devletlerin Türkiye’de merkezkaç kuvvetleri destekleyerek, Türkiye’nin zayıflatılması ve daha kolay sömürgeleştirilmek istenmesi görülür. Bu sorunun içsel doğası, Ermeni burjuvazisinin öncülüğünde Ermeni ulusunun, ulusların kendi kaderlerini tayin etmesi ve bunun sonucunda Ermeni burjuvazisinin gelişmesi için bu sorun hayata geçirildi. ...Devamı.»Paul Joseph Goebbels
Bir Propaganda ile Kamuflaj Ustası – Paul Joseph Goebbels… ‘’Büyük Yıkımlar’’ ancak halkların ‘’Büyük Yalanlarla’’ kandırılmasıyla mümkün olur. Hitlerin Almanya ile birlikte Dünya’yı felakete sürükleyen süreçte üç önemli etken söz konusu olmuştur. Bunlar; Büyük Sermaye Desteği, Basın ve etkili bir Propaganda yöntemi. ...Devamı.»Cumhuriyet Türkü’nün kimlik sorunu mu var?
Her kim ki Türklerin kimlik sorunundan söz eder, her kim ki Türklerin Doğu ile Batı arasında iki arada bir derede kaldığını bir silah gibi kullanmaya kalkışır, ben o ona kuşkuyla bakarım. Ama ben size kuşkulu bakışımı açıklamadan, daha önce de yazılarımdan birinde mutlaka yazmış olduğumu sandığım birkaç anımdan söz edeceğim: ...Devamı.»Kaplumbağa sevmeyen adamların ülkesi
İnsan gerçekten okuyunca gözlerine, işitince kulaklarına inanamıyor. Bu ülkeyi seçimle teslim ettiğimiz insanlar nasıl yüklendikleri sorumlulukları hiç anlamıyor, görevlerini yapmıyor ve emanete ya bilerek, ya da gafletle ihanet ediyorlar!... ...Devamı.»Ziya Gökalp’in Küçük Mecmua’daki Yazılarında Türk Felsefesinin izleri
Ziya Gökalp Küçük Mecmua’da sistematik bir Türk felsefesinden söz etmez. Çünkü Türk felsefesi tarihsel süreç içinde oluşmuş bir gerçeklik değildir. Birikim ve kültürel miras bakımından çok zengin bir maziye sahip olmak bakımından bir Türk felsefesinden söz edebilecek imkânlarımızın olduğunu Gökalp’ın yer verdiğimiz derinlikli yazılarından öğreniyoruz. Ancak bu yazılar, hâlihazırda bir Türk felsefesini kastetmez; aksine nasıl bir Türk felsefesi olması gerektiğine ilişkin öneriler tarzındadır. Gökalp’ın felsefi yazıları, bu hazırlık aşamasını işaret ettiği için, bazı çelişkileri de içinde barındırmaktadır. ...Devamı.»Marx’in selami var (iki)
Yeni yıl Paris’e SDF’lerden (sans domicile fixe-yertsiz yurtuz) birkaçının, 1 Ocak 2015’teki rakamlara göre, yedisinin, soğuktan öldükleri haberiyle birlikte geldi. Paris’in pek ünlü caddesinde eğlenen ve şampanya patlatan yerli ve “yersiz” (=turist)lerin tantanasını gösteren (buna özel olarak bir itirazım da yoktur hani), “eğlenen Paris”in tv kameraları onların biraz ötesinde, kimi kez yanıbaşında, ağaç diplerinde, ünlü bir moda evinin sergi salonunun minik bahçesinde ve nihayet Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na iki adımlık bir mesafede, yerlerde sürünen, yataksız yorgansız uyumaya çalışan, dilenen, içen, sızan, bağırıp çağıran, küfreden, sıçmayı ve işemeyi alenen icra eden SDF’leri, kadın ve erkekleri ve çocukları asla yansıtmadı. ...Devamı.»Bir Geziden Kalanlar
Eşimin yıllardır ısrarla istediği Akdeniz’de bir gemi seyahatini senelerdir ertelemekteydim. Bu itirazımın bir nedeni vardı benim için. Bir yerde, bir mekanda uzun zaman oturmak beni ziyadesi ile sıkar. Mutlaka dolaşıp mekan değiştirmeyi çok severim. Gemi seyahatini de kendimi metal bir konserve kutusunun içinde hapis edilmiş hissetmemden olsa gerek, hiç sevmiyordum. İstanbul’da adada eve giderken ve adadan Bostancı`ya gelirken sıkıntıdan patlardım. Gazetelerin reklamlarını bile okuyup bitirince elime tespihimi alıp sabır çekmeye başlardım. ...Devamı.»Kültürde Muhafazakârlaşma, Dilde Fukaralaşma
12 Eylül 1980 ihtilali öncesinden beri var olan, sonradan da bu ihtilalle birlikte iyice keskinleşen ideolojik ayırımlar, Türk kültürü üzerinde onulması güç yıkımlar yaratmıştır. Toplumun en küçük birimi olan ailelerden başlayan parçalanma, toplumsal katmanların tümünü çepeçevre sarmakla kalmamış; Türk toplumunun kültürel dokusunu da gittikçe yoğunlaşarak bu günlere dek tarumar edegelmiştir. Sağ-sol ayırımın derinleşmesi, dilde kullanılan sözcüklere veya kelimelere kadar sirayet etmiş; insanlar gibi dilde de ideolojik kamplaşmalar belirginleşmiştir. ...Devamı.»
|
| Tüm Yazarlar |
|
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |