|
|
Dinlere Neden Karşıyım (I)Kategori: Makale | 0 Yorum | Yazan: Gündoğdu Gencer | 10 Ekim 2015 02:08:48 Eskilerde biraz özgürlük arayan kadınları cadı diye yaktıkları, bir etnik grubun kendilerini “seçilmiş” diye tanımlayıp diğerlerini aşağı gördüğü, kelle keserek ya da belli biçimde başını örterek cennete gideceklerine inananlar olduğu için değil. Bence bunların hepsi birer sonuçtur. Bunların ardında yatan gerçeği irdelemek gerekir.
İnanç ya da “iman” kanıtlanması olası olmayan birşeye inanmak demektir. Ve her dinin temelinde yatan budur. İngiliz yazar Douglas Adams’ın bilimkurgu başyapıtı olan “Otostopçu için Evren Kılavuzu” kitabı önce radyo dizisi, sonra da televizyon dizisi ve filmi yapılmış bir eserdir. Evrenin bir yerlerinde çok gelişmiş bir canlı türü “evrenin ve herşeyin yanıtı”nı bulmak ister. Bunun için devasa bir bilgisayar yaparlar. Ama bu bilgisayar sorunun çok güç bir soru olduğunu söyleyerek kendinden binlerce kat daha güçlü “Deep Thought” (Derin Düşünce) adlı bir başka bilgisayar yapar. Soruyu ona yöneltirler. Bu da sorunun çok güç olduğunu ama yanıtını bulabileceğini, ancak bunu bulmasının yüzbinlerce yıl süreceğini söyler. Beklerler. Nihayet o gün gelip çatar. “Derin Düşünce” hazırdır. Herkes nefesini tutar, yanıtı sorarlar. “Derin Düşünce” “42” der. Büyük bir düş kırıklığı yaşanır. Yüzbinlerce yıl bekledikten sonra verilen bu yanıta bir anlam veremezler. "Derin Düşünce”: “ben size yanıtı verdim. Artık soruyu bulmak size kalmış” der. Neyse birçok olaydan sonra bizim uzay otostopçusu bir kalıntıyı incelerken şöyle bir şey görür: “6x9”. 6x9, hepimizin bildiği gibi 54’tür. Ancak unuttuğumuz bir nokta var. Bizim tüm matematik ve bilim sistemimiz ondalık sistem üzerine kurulmuştur. Yani 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9’dan sonra bir daha eklerseniz 10 olur. Sayılar ikinci basamağa atlar. Bir başka örnek ise bugün tüm bilgisayarların temelini oluşturan “binary” sistemdir. Yani herşey bir ve sıfır olarak ifade edilir. Bu ikili (binary) sistemde 1 sayısı 1’dir. 2 ise 10 olarak, 3 sayısı 11, 4 sayısı 100, 5 sayısı 101, 6 sayısı 110, 7 sayısı 111, 8 sayısı 1000 olarak yazılır. Özetle, aldığınız sonuç, hangi sistemi temel aldığınıza dayanır. “Derin Düşünce”nin verdiği “42” yanıtı ile 7x8’i bir araya getirdiğimizde sonucun 13 temelinde doğru olduğunu görürüz. Ondalık sistemde nasıl 9’a 1 eklediğimizde bir basamak atlıyorsak, 13’lü sistemde de 12’ye 1 eklediğimizde basamak atlanır. Ondalık sistemde 54 olan yanıtta kaç tane 13 olduğuna bakalım. 4x13=52, kalan 2. Ondalık system yerine 13 sistemini uygularsak 6x9=42 olur. “Derin Düşünce”nin verdiği yanıt şöyle özetlenebilir: “Sizin temel aldığınız sistem yanlış. Ondalık sistem yerine 13’lü sistem kullanmalıydınız. Her şeyin yanıtı işte budur”. Douglas Adams burada herkese çok ince bir mesaj veriyor. Başlangıç olarak temel aldığınız varsayım yanlışsa bundan doğru sonuç elde edemezsiniz. Şimdi 3 büyük İbrahim (Abraham) dinin temel varsayımlarına bakalım. Musevilikte Yahweh (Yehova) tek tanrıdır, Musa dağdayken kendisine gökten 10 emir indirmiştir ve İsrailoğulları Yehova’nın seçilmiş kavmidir. Hıristiyanlıkta ise İsa hem insan, hem tanrıdır, “Kutsal Ruh”un bakire Meryem’i hamile bırakması sonucu doğmuştur ve gelmiş geçmiş ve gelecek kuşakların günahlarının bedelini ödemek için çarmıha gerilip acılar içinde ölmüş, sonra da dirilip göğe çıkmıştır. Müslümanlıkta Muhammed Allah’ın elçisidir, Kuran Allah’ın kelamıdır ve gökten Cebrail vasıtasıyla Muhammed’e indirilmiştir (vahyedilmiştir). Bu temel varsayımlara inanmayan (iman etmeyen) kişi o dinden olduğunu iddia edemez. Elbet hepsinin başka bir dizi kuralı vardır ama bu temel varsayımlara inanmıyorsanız o dinden sayılmazsınız. Şimdi bakalım, bunların hangisinin kanıtı var? Musa dağda tek başınaydı, tanık yok, kanıt yok, yalnızca Musa’nın kendi sözü var. İsa zaten yeni bir din getirme iddiasında falan olmayan bir Yahudidir. Hıristiyanlığı icat edip yukarıda sözünü ettiğim temel inançları ortaya koyan havarileri, özellikle de Tarsus’lu sabık haham “Aziz” Paul’dur. Meryem’in bakire olduğunu ve diğer temel inançları da yayanlar onlardır. İsa ceberrut Roma yönetimin ve işbirlikçisi para babalarının hışmına uğradığı için öldürülmüştür. Muhammed Cebrail’in kendisine göründüğünü ve Kuran’ı dikte ettirdiğini ileri sürdüğü zaman yalnızmış. Fakat çok akıllıca “circular argument” denen yöntemi çok iyi kullanmıştır. “Muhammed Allah’ın elçisidir”. Peki bunu söyleyen kim? Kuran. Kuran’ı anlatan, nakleden kim? Muhammed. “Kuran Cebrail yoluyla Muhammed’e iletilmiş olan Allah kelamıdır”. Peki bunu yazan, söyleyen kim? Kuran. Kuran’ı anlatan, nakleden kim? Muhammed. Bir lise öğrencisi mantık dersinde böyle birşey söylese, bırakın çakmayı, dersten atılırdı. Bütün bu temel inançların akılcı bir temeli olmadığını yobaz olmayan din adamları bile kabul ediyor. “Zaten kanıtlanmadığı için inanç/iman gerekir” diyorlar. Şimdi geldik zurnanın zırt dediği yere. Kanıtı olmayan şeylere inançla bağlanmayı, iman etmeyi öğretilen bireylerin kafa yapısına. Bu birey namussuz politikacıların, üçkağıtçı medyanın, ya da kendilerini kandırmak isteyen başka herhangi bir bireyin karşısında savunmasız değil midir? Yani yukarıda sözünü ettiğim (10 veya 13 temelli matematik gibi) başlangıç noktası yanlışsa, buradan doğru sonuca nasıl ulaşılır? Ulaşılabilir mi? Yazının devamı... Dinlere Neden Karşıyım (II)
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|