![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
|
İşçiyi Bırak Kutlasın
Mutlaka bu konuyu okumuşsunuzdur. 1880’li yıllarda insan gücünün yoğun şekilde kullanıldığı dönemlerde çalışma şartlarının inanılmaz derecede kötü olduğunu bilmekteyiz. Çalışma saatlerinin 10 saati aştığı bu günlerde, işçiler bu ağır koşullara isyan etmesin diye işverenler işsizliği bir koz olarak kullanmışlardı. İnsanların geçimlerini sağlayabilmek için para kazanma imkânı oldukça sınırlıydı. Sanayi kuruluşlarının az olduğu bu yıllarda, iş güvenliği ve iş sağlığı gibi kavramlar önemsenmiyordu. Ekmek parası adeta aslanın ağzındaydı. Bu yüzden işçi, işveren tarafından çok ezilmekteydi. ...Devamı.»ŞEHR-İ İSTANBUL
İstanbul şehri ne zaman kurulmuştur diye sorarsanız, tarihsel olarak kesin bir kayıt olmamakla birlikte, M.Ö. 7. yüzyılda kurulduğu rivayet edilir. Sevgili İlber Hoca’nın bu kuruluşla ilgili ciddi açıklamaları vardır. Ancak bir efsaneye göre, Antik Yunan kolonilerinden biri olan Megara’nın kralı Byzas, yeni bir şehir devleti kurmak için Delphi’deki Apollon Tapınağı’na gider ve oradaki bilge kahinlere başvurur. Onlara, yeni koloniyi kurmak için en uygun yerin neresi olduğunu sorar. ...Devamı.»MECLİS PAKETİ
Osmanlı Devleti, İstanbul’un fethiyle meşgul olduğu yıllarda, 1451 yılında İtalya’nın bir kentinde - muhtemelen Cenova civarında - dünyaya gelen Kristof Kolomb, denize olan tutkusu sayesinde genç yaşta uzak denizlere açılmıştır. Britanya adalarına ve Afrika’nın kuzeyinden başlayarak Gana’ya kadar inmiş bir denizci olarak bilinir. En büyük hayali, baharat yollarını keşfetmekti ve bunun ancak batıya gidilerek mümkün olabileceğini düşünüyordu. ...Devamı.»Bir Fırtına Tuttu Beni
Türkiye’nin çok önemli bir ihracat kalemi olan fındık, Karadeniz’in ülkemize bir hediyesidir. Bu hediyenin değerini iyi bilmek gerekir. Nasıl ki Gaziantep fıstık üretimiyle öne çıkan bir yöreyse, fındık da Ordu ve Giresun için o kadar kıymetlidir. Ancak Doğu ve Güneydoğu illerimizde yetişen mercimek üretimine baktığımızda, örneğin Diyarbakır, Gaziantep, Urfa ve Mardin’de son 15 yılda ciddi bir gerileme yaşandığını görmekteyiz. Mercimek üretimi 2000’li yıllarda 1 milyon ton seviyesindeyken, 2015’te 360 bin tona, 2020’li yıllarda ise 263 bin tona kadar düşmüştür. Oysa bir zamanlar Türkiye’nin mercimek ambarı Gaziantep’ti. ...Devamı.»MAGNA CARTA
Yıllar önce, bir memlekette birileri ortaya çıkmış ve bir konuda bütün ülkelerin aynı düşüncede birleşmesine vesile olmaya çalışmış. İnsan yaşamına yönelik bir konuda fikir birliği oluşturmuşlar. Bu müşterek düşünceyi kaleme almışlar ve madde madde insan haklarını yazıya dökmüşler. İlk maddesinde insanın yaşama hürriyeti yer almış. Bu uzun metne de “Büyük Karne” anlamına gelen bir isim bulmuşlar: MAGNA CARTA LIBERTATUM. Siz de hatırladınız değil mi? ...Devamı.»KURBANIM BUGÜN
Bayramlar denince, aklıma hep çocukluğumdaki bayramlar gelir. Her biri ne kadar güzel ve değerli hatıralar barındırır… Her bayramda çocuklara yeni giysiler alınır, hatta yeni ayakkabım da genelde bayramlarda alınırdı. Hiç unutmam, yeni ayakkabımı yatağımın başucuna koyar, deri kokusuyla uykuya dalardım. Siz hiç deri kokusuyla uyudunuz mu? O ne muhteşem bir histir, yeni bir ayakkabıya sahip olmak… Bayram sabahı erkenden kalkılır, bayram namazı için camiye gidilirdi. Dini iki bayram, her yıl değişen aylarda kutlanırdı. Bahara denk gelen bir bayram, birkaç yıl sonra yaz mevsimine rastlardı. ...Devamı.»KAZ DAĞI
Bütün hikâye, Hern Korfmann ile tanışmamız sonrası başladı. Hern Korfmann, benim tanıdığım dönemde TROİA (Truva)’da yıllar süren bir kazı çalışması yürütmekteydi. Kazı sahasına kimse alınmıyordu. Yüksek çadırların altında kurulan uzun masaların üzerinde kazılarda çıkan her şey sergileniyordu. Her bir parçaya etiket yapıştırılıp isimlendiriliyor, bir haritanın üzerinde de hangi noktadan çıktığı işaretleniyordu. İlk kez böyle bir arkeolojik kazıyı ziyaret ediyordum. Korfmann, hem çok nüktedan hem de bilgili bir tarihçiydi. Amacımızı öğrenince gözleri parladı. Sit alanının içine girmemize izin verdi. Antik TROİA’yı bizzat kendisi bize gezdirdi. ...Devamı.»GÜNÜN HABERİ
Hemen hemen her gün gazetelerin manşetlerinde şu ifadeleri görmekteyiz: "Dahiliye Nazırlığından bildirilmiştir; 9 ayrı suç şebekesi eş zamanlı operasyonla çökertilmiş, örgüt mensubu 146 şüpheli yakalanmıştır." Bu tür haberleri yıl boyunca toplarsanız, yakalanan şüphelilerin yıllık toplamı yaklaşık 5000 kişiyi bulur. Bu kadar organize suç şebekesi bir günde oluşmamıştır. Hiç düşündünüz mü, bu çeteler Dahiliye Nazırlığı döneminde nasıl bu kadar örgütlenebildi? Bir saat ya da bir günde bu uyuşturucu baronları teşkilatlanamaz. En az 5-10 yıl süren bir yapılanma gerekir. Peki bu örgütlenmenin hesabını kimden sormalıyız? Tabii ki bir önceki görevli ve yöneticilerden. ...Devamı.»NE İSEN O
Türk sanat müziğini ve şarkı sözlerini çok severim. Hatta bir-iki koronun çalışmalarına düzenli olarak katılırım. Her koronun bir şefi, bir de koro başkanı vardır. Koroyu yöneten musiki üstatlarına biz "hocam" diye hitap ederiz. Sazendeler ve hanendeler bir bütünü oluşturur. Koro şefliğini genelde musikiyle iç içe yaşamış kişiler üstlenir. Koronun uyum içinde icra yapmasını sağlayan da yine şeftir. Her şarkının güftesinde mutlaka bir hikâye gizlidir. ...Devamı.»KILAVUZ KARGA
Bir süre önce, dostlarla birlikte Makedonya’nın başkenti Üsküp’e seyahat etmiştik. Vardar Nehri’nin iki yakasında kurulu olan bu şehir, eski şehir ve yeni şehir olarak ikiye ayrılmış durumda: Biri nehrin kuzeyinde, diğeri güneyinde yer alıyor. Eski şehri gezerken kendimi Ankara Kalesi'nde gibi hissettim. Küçük dükkanlar ve yapılar, Osmanlı dönemini anımsatıyordu. Üniversiteden bir tarih öğrencisini rehber olarak tuttuk, bizi bilgilendirsin diye. Ardından bir araçla Kosova’ya geçtik; zaten aradaki mesafe sadece 70–80 kilometre civarındaydı. ...Devamı.»HİTLER Diye Biri
Hayatının bir bölümünü bildiğimiz, fakat diğer bölümünü hiç bilmediğimiz tarihi bir karakter vardır ki, kimi zaman aklıma gelir, hayatını inceler, muhasebe yapmaya çalışırım. Gelin, bu karakterin doğumundan Almanya'nın başına geçinceye kadar olan hayatına kısaca bakalım. 20 Nisan 1889 yılında Avusturya'nın Braunau am Inn kasabasında dünyaya gelen Adolf Hitler'in incelenmeye değer bir yaşamı olduğuna inanıyorum. Deutsche Arbeiter Partei'nin kuruluşunda hizmeti geçen Alfred Rosenberg ve Baron Sebottendorf, partinin yeni, genç bir yüze ihtiyacı olduğunu düşünerek, Münih'e gelen Adolf Hitler'i 1919 yılında partiye üye yaparlar. ...Devamı.»ZAMANI VAR
Zaman zaman düşünüyorum da, bu ülkede yaşamak için ya dünyaya erken gelmişim ya da çok geç kalmışım. Yaşadığımız bu ülkeyi, insanlığın başladığı yer olarak görmekteyim. Her medeniyet bu topraklarda doğmuş. "On bin yıl bile az" söylemlerine doğrusu inanmaktayım. Yazılı tabletler, yapılan kazılar, bulunan eşyalar ve en sonunda, tesadüfen bir çoban tarafından bulunan Göbekli Tepe, bu düşüncemi doğrulamakta. Daha da geriye gidebilecek, mutlaka toprak altında keşfedilmeyi bekleyen bulgular olduğuna inanıyorum. Bu nedenle, gelişmiş birkaç ülkenin bu topraklarda gözü ve emelleri olduğuna adım gibi eminim. ...Devamı.»TASARRUF
DUR YOLCU
EMRİ HAK VAKİ
Hatalar Zinciri
Para...
Sarıkamış 1915
KIRIK
HANGİ İNANÇ?
|
| Tüm Yazarlar |
|
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |