|
Çarpık Eğitim Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 3822 Okunma Sabahleyin erken saatlerde iş yerinize gitmeye hazırlanıyorsanız, Ankara'da saatler 06:30’u gösterir. Ancak İstanbul’daysanız, sabah 06:00’da kalkmak zorundasınız. Kış sezonunda yaz saati uygulamasını sürdüren tek ülkenin Türkiye olduğuna inanıyorum. Bu uygulamanın, elektrik tüketimini artırarak ‘Yap-İşlet-Devret’ santrallerine olan devlet borcunu karşılamak amacıyla yapıldığını düşünüyorum. Fakir halkın sırtına bir yük daha koyarak, onların buna alışkın oldukları düşüncesiyle bu yükü de ödeyeceklerini varsayıyorlar. ...Devamı.» Ziyafet Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 4578 Okunma Yerel seçim diye konuşulanları hafife almamak gerektiğine inanmaktayım. Hani derler ya ‘Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır’ diye. Şimdi düşünüyorum da neden yoğurt demişler de başka bir yiyecek telaffuz etmemişler. Yoğurdun toplumda mutlaka bir değeri olması gerek. Değişik yörelerde, değişik tarihlerde yemek ritüellerine katılmıştım. Bir tarihte Sivas'ta bir düğün yemeğine katılmış, sofradan kalkmak için çok gayret etmiştim. Ancak bu gayretlerimden hiç sonuç alamamıştım. Her seferinde ‘Daha ikramlarımız bitmedi, çabalamayın, bırakmayız’ diye beni oturmak zorunda bırakmışlardı. ...Devamı.» Kim Aptal, Kim Akıllı Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 5124 Okunma Ne ağırıma gidiyor biliyor musunuz? Aptal yerine konmak. Hiç kabul edemeyeceğim bir durum, aptal yerine konmak. Saygı duyduğunuz bir makamı işgal eden birisinin, doğrusunu bildiğiniz bir konuda size yanlışı doğru olarak kabul etmeniz için ısrarcı olduğunda, isyan etmek istiyorum. Tarihsel açıdan birçok iktidar gördüm. Çocukluğumda dinlediğim siyasal gerçek dışı konuları bir kenara bırakırsak, 27 Mayıs’tan önce halk arasında yayılmak istenen Harp Okulu talebelerinin mevcut iktidar tarafından katledilmesi konusundaki dedikodunun cahil halk tarafından kabul gördüğünü yaşadık. Kim tarafından çıkarıldığını bilmemekle beraber, yayılan bu asılsız haberin toplumda kabul görmesi üzücüydü. ...Devamı.» SİVAS Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 4809 Okunma İnsanın hatıralarını tekrar yaşaması kadar güzel ne olabilir ki? Hani bir sene ya da iki sene değil de, aradan 60 sene geçtikten sonra hatıralarını tekrar yaşamak nasıl bir duygudur bilir misiniz? Yıllar önce vatani vazifemi yapmak için Anadolu’nun göbeğine, hem de Selçuklu Devleti'nin kültür hazinesini inşa ettiği önemli bir merkezine gelmiştim. Aklımda kalan bu tarihi şehirde nelerin hala yaşadığını, nelerin yok olduğunu görmek kimi zaman cesaret ister diye düşünmekteyim. ...Devamı.» SAMSUN Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 4200 Okunma Kurtuluş Savaşı'nın ilk temelinin atıldığı bir şehirden bahsetmek isterim bugün. Cumhuriyet tarihimizde, demokrasi ve bağımsızlık konularının ilk kez ele alındığı şehirdir Samsun. Milattan önce 350 yıllarında burada kurulduğu tahmin edilen bir kent olan Amisos’un, tarihsel adının nereden geldiği pek bilinmemekle beraber, Pontus Krallığı'na kadar dayandığı muhakkak. Sisli bir bahar sabahında, 16 Mayıs 1919'da İstanbul'da Kız Kulesi açıklarında bekleyen bir vapurda hummalı bir telaş vardır. Çok kıymetli bir yolcusunu bekler bu vapur; Bandırma Vapuru. Vapura işgal kuvvetleri gece boyunca gelerek arama yaparlar, ama bir şey bulamazlar. ...Devamı.» DEVLETİN CİDDİYETİ Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 4326 Okunma Nerede o günler, o bayramlar denebilir, hatta o mutluluklar. Güzel bir şarkı bile olur HÜSEYNİ makamda. Bütün makamlarda mutlaka bir ahenk, anlam ve hissiyatın mevcut olmasını bekleriz. Hani olmasa ne olur? O zaman şarkı olmaz. Şarkı için bir hadise, bir ayrılık, bir hicran ve hüzün bulunması gerekir. Anlatımda yoksa kritik kelimeler, aşk hikayesi, acı ve elem, yahut hicranı ifade eden sözler, güfte oluşması imkansız gibi bir şey. Varsa cümlelerde bir özlem, bir hasret veya erişilmeyen bir hedef anlatımı, güfte hayat bulur. Bu anlatımlar, ne söyleyen insanı, ne de söyleten muhatabı zor duruma düşürür. Kimisi platonik aşkı sever, kimi ise karşısındakine sevdiğini söyleyemez, işte o zaman hikaye başlar. ...Devamı.» UCUZ ET Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 5061 Okunma Dikkat ettiniz mi? Günlerdir ekranlarda asgari ücretle çalışan emekliler ve dar gelirlilerin genelde bir iki gıda maddesinin ucuza satıldığı yerlerde sabah ezanı okunmadan sıraya girip, saatlerce bekleyip gıda maddelerini alıp evlerine gittiklerini izledik. Seneler önce ilk Moskova’ya gittiğim günleri hatırlarım. Komünist idarenin Gorbaçov ile yeni bir döneme değiştiği yıllardı bu seyahatlerim. Moskova’nın soğuk kış günlerinde kar günlerce yağar, soğuk insanın içine işlerdi. ...Devamı.» Hesap Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 4809 Okunma Çok değerli bir ilkokul hocam vardı, Nurlar içinde olsun. Adı Yıldız idi. Bu isim benim hayatımın her evresinde önemli olmuştur. İlk okula Ankara‘nın Zir kasabasındaki iki odalı ilkokulda başlamıştım. Validem 1948 yılında bu okula ilkokul öğretmeni olarak atandığı için, ben de ilkokula onunla beraber orada başladım. Her gün sabah erkenden bir taksi ile Zirköyüne gider, akşam da aynı taksi ile geri dönerdik. İlkokul kaydım orada oluşmuştu, ancak okulun iki odası vardı. Bu nedenle 1-2-3 üncü sınıf talebeleri bir odada, 4-5 inci sınıf talebeleri diğer odada müşterek ders görürlerdi. Ne kadar tuhaf değil mi? Ancak ben bu okul düzeninde ne öğrendim ne öğrenmedim, bilmiyorum. ...Devamı.» ---İST Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 4788 Okunma Ne kadar enteresan bir ek. Hayranım konuştuğumuz dilimizeç Türkçe diye bir dilimiz vardı seneler önce. Zaman içinde birçok dilden etkilendiğini hepimiz yaşadık. Bir de Atatürk'ün emri ile kurulan Türk Dil Kurumu adlı önemli bir kurum vardı, ülkemizde. Bu kuruma Genel Sekreter olarak hizmet etmiş çok önemli insanların başında AGOP MARTAYAN gelir. Daha sonraları AGOP bey, 1934 yılında soyadı kanunu çıkınca Atatürk’ün kendisine teklif ettiği DİLAÇAR soyadını almıştır. ...Devamı.» SANDIK Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 5061 Okunma Anadolu’nun tarihinde sandık önemli bir yer işgal eder. Sandık yapılırken mutlaka özen gösterilmesi gerekir. Aslında Türk toplumunun geleneklerinde sandık vazgeçilmez bir eşyadır. Evlenmeye karar verdiğimizde eşimle bir ev kiralamıştık. Ankara’da, Tandoğan Meydanı'na yakın Kubilay Sokağı'nda bir çatı katıydı. Eve ilk taşıdığımız eşya, eşimin çeyiz sandığı oldu. Sandığın içinde neler yoktu ki? Evin içinde kullanılan her eşyanın üzerine örtülecek bir örtü bulunmaktaydı. Sehpanın örtüsü, masanın örtüsü, mutfakta bulunan rafların örtüsü, hatta bir hamam tası ile sabunluk bile vardı, bu sandığın içinde. Sandık, masif ceviz ağacından yapılmış olduğundan oldukça ağırdı. Köşelerinde sarı metalden koruma amaçlı madeni köşelikler çakılmıştı. ...Devamı.» TAKSİ DURAĞI Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 5061 Okunma Ankara’nın belki de Türkiye’nin ilk kadın taksi şoförü Hacer Öçlü, Kızılırmak sokakta otururdu. Koyu renk, arkası yatık bagaj kısmı olan bir OPEL marka arabası vardı. Hem taksi olarak hem de dolmuş aracı olarak Ulus ile Kızılay arasında çalışırdı. Aracı ile çalıştığı saatler sabitti. Akşam olunca evininin önüne çekerdi arabasını. Kızılırmak sinemasının verev karşısında otururdu. Aynı caddenin ilerisinde ise Orhan Şeref Apak otururdu. Aynı binada Zeki Müren’in bir dairesi vardı. Zeki MürenAnkara’ya geldiğinde kimi zaman bu evde, kimi zaman da Şahap’ın evinde kalırdı. ...Devamı.» Emek, Ümit ve Para Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 4788 Okunma Her ülkede o ülkenin kaderine dokunmuş insanlar vardır. Ülke insanları zaman geçse de onları unutmaz. Hatta örnek olurlar insanlarımıza kimi zaman. Ülkemizin tarihinde bir Ulubatlı Hasan vardır, İstanbul’un fethinde destan yazmıştır. İstanbul’un surlarında savaş devam ederken Osmanlı Devletinin bayrağını surlara asmış ve orada şehit olmuş. Bursa ilinin Karacabey kazasına bağlı Ulubat veya Uluabadadı ile anılan bir köy ve bir de göl vardır. Hasan bu köyden katılmış İstanbul’un fethine. ...Devamı.» BABAM Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 5691 Okunma Bilir misiniz, her mart ayı geldiğinde beni derin bir hüzün sarar. Hatta bir Mart ayında, bu hüznü yerinde hissetmek için Çanakkale’ye de gitmiştim. Bir de kısa bir zaman evvel 30 Ağustos’ta Çanakkale yüzme maratonuna, bu hüznü daha katmerli duymak için katılmıştım. Her kulaç attığımda, Kilit Bahir tabyasının arkasında tepedeki dev ‘DUR YOLCU’ Asker Anıtına selam verdim. ...Devamı.» REKORLAR Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 5124 Okunma Ülkemizin rekorlar ülkesi olduğunu biliyor musunuz? Dünya üzerindeki gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler arasında hatta az gelişmiş ülkeler arasında birçok konuda rekor kırdığımızı sizlerle paylaşmak isterim. Ben de rekor kırdım, biliyor musunuz? Hem de gerçekten, yaptığım sporda geçtiğimiz 10 Kasım'da Atatürk Kupası'nda bir rekora imza koydum. Ancak ülkemin kırdığı rekorlara ulaşmam mümkün görünmemekte. ...Devamı.» Kadim dost Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 4557 Okunma Çok sevdiğim bir dostumdu Necdet Tokatlıoğlu, hani kardeşim kadar desem yalan söylememiş olurum. Necdet Tokatlıoğlu, İzmir ili Güzelbahçe beldesinde 1933 yılında doğmuş, çocukluk hayatı da İzmir’de geçmiş biriydi. Çok genç yaşta müzikle tanışmış, onbeş yaşında İzmir Musiki Cemiyeti'ne kaydolmuştu. Güzel sesi ve notaya olan yeteneğiyle Ahmet Aksoy ve İlyas Tonguç'tan özel nota ve usul dersleri almış, daha sonra ud dersleri de alarak Ankara Radyosu'na girmeyi başarmıştı. Radyoda Müzik Yayın Şefi olarak görev alması sırasında tanışmıştık. ...Devamı.» MEDDAH Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 5586 Okunma Bilmiyorum kaçınızın hatıralarında ‘Hayali Küçük Ali’ vardır. Televizyon'un 1968 yılında ülkemize giriş yapması evvelinde bizim perdelerimiz vardı. Kimi zaman sinema, kimi zaman ise Karagöz ve Hacivat karakterlerinin bir çubuk marifetiyle oynatıldığı perde oyunları vardı. İlkokula gittiğimiz senelerde zaman zaman okulda Hayali Küçük Ali adıyla bilinen, asıl adı Mehmet Muhittin Sevilen olan kişi tarafından, perdede Karagöz ve Hacivat oyunu sergilenir, eğlenerek izlerdik. Mehmet Sevilen’in 1886 İstanbul doğumlu olduğu bilinir. ...Devamı.» SESİMİ DUYAN VAR MI? Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 5103 Okunma Benim güzel memleketimin güzel insanlarının ne kadar çok derdi var. Bazı televizyon programları, toplum meselelerini irdeliyor. Mesela kayıp genç kızların akıbetlerini araştıran bazı inançlı program yapımcıları var. Anne ve babalar çocuklarını arıyor. Sizlerin de izlerken, en az benim kadar üzüldüğünüze bütün mukaddesatımla inanmaktayım.Peki, kaybolan çocuklar için verilen Meclis araştırması önergesini neden iktidar partisi olumsuz oylarla ret eder? Siz anlıyor musunuz? Birilerinin bu konuları gündemde tutmak için haykırasım gelmekte. ...Devamı.» KUYRUKLU YILDIZ Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 3570 Okunma Küçükken, televizyonun olmadığı zamanlarda, ara sıra radyoda kuyruklu bir yıldızın dünyaya yakın geçeceği haberleri duyurulurdu. Çocukluk çağımda hayal ederdim; bir yıldız ve ardında uzanan bir kuyruk. Zamanla öğrendik ki kuyruklu yıldızlar, güneşe yakın geçerken ısınarak gaz açığa çıkaran buzlu, küçük güneş sistemi cisimleridir. Dünyadan görüldüğünde oluşan bu gaz kuyruğuna "kuyruklu yıldız" denir. Bu cisimler bazen birkaç yüz metreden onlarca kilometreye kadar uzanabilirler. ...Devamı.» BİR KAŞIK KAN Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 4053 Okunma Türk sanat müziğini sevdiğim kadar türkülere de aşırı düşkünlüğüm vardır. Türküler bir coğrafyanın ana kültürüdür. Bu türkülerde çeşitli konular işlenir. Kimi yanıktır, kimisi bozlaktır, kimisi koşmadır, kimisi kırıktır, kimisi de uzun havadır. Seslendirenin sesi de yanıksa işte dinlemeye doyum olmaz. Bir de aşıkların söylediği atışmalar vardır, bir kuralı veya kaidesi olmayan usuldendir bu türküler. Genelde Saz, Kopuz, Kabak Kemane, Kemençe, Zurna, Def, Davul ve Delbek enstrümanlarıdır bü türkülerin. ...Devamı.» VATAN MAHZUN Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | 5874 Okunma Çocukken şiir ve hikayeye olan merakımdan mı neden bilmem, şairlerin hayat hikayelerine büyük ilgi duydum. Vatan şairi olarak bilinen Namık Kemal’in hayatı beni çok etkilemişti. Kıbrıs’a ilk gittiğim seyahatte doğrudan Magosa'ya gitmiştim. Namık Kemal’in sürgün olarak kapatıldığı tek kişilik hücreyi ziyaret edip, neler hissettiğini düşünerek, yorumlar yapmıştım. Namık Kemal, 21 Aralık 1840’te Tekirdağ'da dünyaya gelmiş. Babası Mustafa Asım Bey, annesi ise Arnavut kökenli Fatma Zehra Hanım. Çocukluğunda Tokatlı Hafız Ali Rıza Bey'in tekkesinde eğitimine başlayan Namık Kemal’e, Tekke şeyhi tarafından Mehmet Kemal adı verilmiş. ...Devamı.»
|
| Tüm Yazarlar |
|