A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

KOPUŞUN BİÇİMİ

Kategori Kategori: Felsefe | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Çoşkun Özdemir | 08 Nisan 2023 08:59:17

Üzerinde işlem yapacağımız, ince-eleyeceğimiz, eleştireceğimiz nesne Marks-Engels’in felsefi tutumlarıdır. işlenecek nesnenin bizzat odağına yönelmek, onu oluşunda izlemek, veya oluşuna eşlik ederek oluşla birlikte ilerlemek doğru yöntem olmalıdır. Yoksa o nesne yerine kendi yarattığımız eklentilerle ya da eksiltmelerle başkalaştırdığımız bir nesneyi koymamak için, nesnemizin sınırlarını bizzat o nesneyi yapanların çizimine, sınırlamasına bırakmalıyız. Bu tutumun, yani nesnemizin sınırlarını bizzat kendilerinin belirlemelerinden almak için, bu nesnenin biçimlenişini, yani oluşunu Marks ve engelsin anlatımlarından ortaya koymayalım.



Marks ve Engels’in kendi felsefi tutumlarını belirleme sürecinin, biçimini ve gereçlerini açıklayan yazılı metinleri şöyle sıralayabiliriz:

1. Marks’ın el yazmaları.
2. Marks ve Engelsin birlikte kaleme aldıkları, “Alman ideolojisi” adlı ve yazıldığı zaman basılamayan, “Biz, görüşlerimizi açıklığa kavuşturmak olan başlıca amacımıza vardığınız için, elyazmasını [2] farelerin kemirici eleştirisine seve seve terk ettik” dediği ve Feurbach üzerine ünlü on iki(12) Tezin de bulunduğu çalışma.  
3. ‘Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı’ya Marks ve Engels tarafından ayrı ayrı yazılan özsözler.
4. Marks’ın, Kapital’in ikinci Almanca baskısına yazdığı sonsöz.
5. Engelsin yazdığı Ludwig Feuerbach ve Klâsik Alman Felsefesinin Sonu.
Söz konusu metinlerin her biri üzerine kısa irdelemelerden sonra tümünün ortak olarak taşıdığı zeminin açınımı ilerde yapılacaktır.

Bu beş esreden özellikle sonuncusu birkaç bakımdan daha önemlidir. Neden daha önemli olduğunun bir yanını Engels şöyle belirtiyor. “O dönemden beri,(felsefi tutumlarını belirledikleri gençlik yılları) kırk yıldan fazla bir zaman geçti ve ikimizden biri yeniden bu konuya dönme fırsatını bulamadan Marks öldü. Hegel ile olan ilişkilerimiz konusunda çeşitli nedenlerle düşüncelerimizi açıkladık, ama bu açıklamalar, hiçbir yerde sorunu tamamlayıp, konuyu kapatıcı nitelikte değildi. Hiçbir zaman Feuerbach konusuna yeniden değinmedik, bununla birlikte Feuerbach, pek çok bakımdan Hegelci felsefe ile bizim anlayışımız arasında bir ara halka idi.”  

a) Hegel ile olan ilişkilerimizin açıklanması eksik kadı.
b) “ Feurbach konusuna bile yeniden değinemedik”, bellikli aynı eksiklik burada da kabul ediliyor. Bu eksiklik giderilebilseydi, belki nedeni olan eksikliği de ortadan kaldırabilirdi. Yani tekrar Feurbach’a dönülebilseydi iyi niyetli bir beklenti ile bakarsak, zorunlu olarak Hegel’e dönülecek ve başlangıcı yeniden inşa etmek mümkün olacaktı.
c) ve en önemlisi; Hegel ile kurulan ilişkinin doğrudan bir ilişki değil, feurbach dolayısı ile bir ilişki olmasıdır.

Engels, bu çıkarımlarımızı başka bir yerde yeniden doğruluyor..

“Bu satırları baskıya yollamadan önce, eski 1845-1846 elyazmasını yeniden çıkardım ve bir kez daha baktım. Feuerbach üzerine olan bölüm bitirilmemiş. Kaleme alınan kısım, ancak bizim o zamanki ekonomi tarihi konusundaki bilgilerimizin ne kadar eksik olduğunu tanıtlayan bir materyalist tarih anlayışı açıklamasından ibaret. Burada Feuerbach öğretisinin bile eleştirisi bulunmadığı için, şimdiki amacım bakımından elyazmasından yararlanamazdım...

Marks ile Engels’in birlikte kaleme aldıkları bu basılmayan metin Alman ideolojisi isimli çalışmadır ki; felsefi kopuşla ilgili bir çalışmanın içinde felsefe ile ilgili -5-6 sayfa vardır ve gerisi ekonomi ile ilgilidir. Buradan ne anlaşılmalı, her ikisinin de felsefi bir tutum belirlemek amacıyla bir çalışmaya koyulmaları, ama bu çalışmanın içeriğinin esas olarak ekonomi üzerine olması- ki bunu Engelsin belirtmesi- ne anlama gelir? Hiç olmazsa konunun üzerinde yeterince yoğunlaşmadıklarını, bunun konu ile ilgili söyleyecekleri sözün azlığından veya olgunlaşmamış oluşundan da ileri gelebileceği, kendi olgunlaşmış olan düşüncelerinin ötesinde ciddi ile felsefeyi ciddiye almamalarından, ikincil ve önemsiz görmelerinden veya başka bir nedenden.

Ama her ne olursa olsun, bu eksik çalışmanın sonuçlarından hareket edilecektir ve hareket etmişlerdir. Bu yetersizlik Engels tarafından itiraf edilir, ama gene de basit bir hataymış gibi geçiştirilerek. Engels eksikliğin biçimsel olarak farkındadır, ama bu eksik biçimin oluşturacağı içeriğin, biçimin yansıması olarak ne kadar eksikliksizlikten uzak olacağı açıkta durur. Bu konuda suskunluk iyi niyetlidir ve bir yanlışı gizleme çabası değildir, ama yine de yanlış, yanlış olarak kalmaya devam eder ve peşi sıra gelecek her edimsellik bu yanlış tutumda türer.

Engels devam eder: “Feuerbach üzerine on iki tezi yeniden buldum. Bunlar, sonradan işlenmek üzere çabucak kâğıt üzerine çiziktirirmiş, hiç de baskı için hazırlanmış olmayan yalın notlardır, ama yenidünya anlayışının dâhiyane tohumunun atılmış olduğu ilk belge olarak ölçülemeyecek bir değer taşıyorlar”.  

Birincisi; Engels bu çalışma ile bütün ömrü boyunca hisselikleri eksikliği ortadan kaldırmak istiyor. Kuşkusuz bu eksiklik kendilerinin kopuşunun hikâyesinin eksikliği değil, bu kopuşta çözülmemiş sorunların olduğu kendileri tarafınsan da hissediyor Ve ilginçtir Engels’in gidermeye çalıştığı bu eksiklik onun bu çalışmasıyla kapatılmadığı gibi, bu çalışmadan sonra çok daha fazla açığa çıkmış görünüyor. Engels bu kopuşun içeriğine -özüne dair yeni hiçbir şey söylemiyor, eskiyi tekrar ediyor, ama hiç olmazsa bazı konularda yeni söylemiş oldukları, söylememiş olduklarından dolayı oluşan, boşluğun büyüklüğünü, vahametini göstermesi açısından daha fazla aydınlatıcı oluyor.

İlk kopuştaki eksiklik; Hegel’den kopuşta neyden kopulduğunun açıkta kalması, bir biçimde devam etmiştir. Kopulanın Hegel varsayılması,-kopuşun biçiminin böyle olduğunun sanılması, konunun üzerine tekrar gidilmesinin önüne geçen bir muğlâk alan oluşturmuştur. Oysa kopulmuş olan anlaşılmadan(Hegel felsfesi) kopuşun ve sonrasının anlaşılamayacağı, kopulanın Hegel olduğu sanısı, gerçekte ise Hegel yorumcusu Feuerbach’ın Hegel’inden kopuş ve ayrıca bir kez de, çarpık Hegelyen Feuerbach’ın kendisinden kopuş, kopuşlar sürecin karmaşası ve bu karmaşadan çıkacak nesnenin, netlikten ne kadar uzak olduğunu gösteriyor.

Kopuşun Hegel’den olmadığını Marks çok açık belirtir.”1845 ilkyazında o da (Engels) gelip Brüksel’e yerleştiği zaman, birlikte çalışmaya ve alman felsefesinin bakış açısı karşısında olan kendi bakış açımızı oluşturmaya karar verdik: bu gerçekte bizim geçmişteki felsefi bilincimizle hesaplaşmamızdı. Bu planımız, Hegel sonrası felsefenin bir eleştirisi biçiminde gerçekleşti.”  

Marks ve Engels’in birlikte kaleme aldıkları ama yayınlanmayan bu ünlü eserin başlığı şöyledir: “Alman ideolojisinin en son temsilcileri Feuerbach, B. Bauer ve Stirner’in kişiliğinde alman felsefesinin eleştirisi”

Neden ve kimden koptukları sorusunun yanıtını almış olmamıza karşın, bu çok önemli konuda Marjın söylediklerini bir kez daha okuyalım.

“Strauss’tan Stiner’e kadar bütün Alman felsefi eleştirisi dinsel tasarımların eleştirisi ile sınırlı kalır. Hakiki dinden ve tam deyimiyle tanrıbilimden yola çıkıldı. Dinsel bilinçle, dinsel tasarımlar ile söylenmek istenilen, daha sonra değişik belirlenimler aldı. Kaydedilen ilerleme, metafizik, siyasal, hukuki, ahlaki, ve başka alanlardaki tasarımları da üstün geldikleri iddia olunan dinsel yada tanrı bilimsel tasarımlar alanına bağlamaktan ibaretti; aynı biçimde siyasal, hukuki ve ahlaki bilincin dinsel ya da teolojik bir bilinç olduğu, ve siyasal, hukuki ve ahlaki insanın dinsel olduğu bildiriliyordu. dinin egemenliği postulat olarak kondu ve yavaş- yavaş her egemen ilişkinin dinsel ilişki olduğu ortaya atıldı ve sonra, bu, bir din haline, hukuk dini, devlet dini vb. haline getirildi. Her yanda artık dogmalarla ve dogmalarda inançla uğraşılıyordu...”  

Marks’ın “Hegel sonrası felsefenin bir eleştirisi” ifadesi biçimsel mantık açısından Hegel felsefesini de kapsar. Hatta Hegel’e kadar olan bütün felsefe tarihini. Ama Marks’ın anlatımının içeriğine bakarsak ki,-bu içerik o aşamada yaptıkları eleştirilerin içeriğidir- Hegel sonrası felsefeden öznel kastı ne olursa olsun, nesnel içerik; Feuerbach, Stiner, Bauer vb. aynı dönemin kötü yorumcuları olan adlardır. Bu adlar ve daha başkalarının hiç biri, kendilerinden önceki felsefenin ve felsefe tarihinin toparlanmış bir halini ortaya koyma gibi bir başarıdan çok uzak olmaları yanında Hegel’i de anlamakta da çok başarısız oldukları Marks ve Engels tarafından birçok kez ifade edilir. Ve en önemlisi yukarıdaki alıntıda Marks, adeta felsefi olarak kayışlarının neden maddeciliğe doğru olduğunun içgüdüsünü dışa vurur. Çünkü felsefe denilen şey kendileri için daha çok günün felsefesi idi ve yukarda marksın açığa koyduğu gibi bütünüyle soyut metafiziğe, dine batmış bir felsefe idi.

İkincisi Engels bu metni 1886’da yazmıştır. Bir arayış içinde oldukları gençlik yılları çok gerilerde kalmış, Marks öleli üç yıl olmuş ve Engels en olgun çağındadır, aradan geçen uzun yılların, düşüncesinde dinginleştirici ve olgunlaştırıcı etkisi olabilecek en üst noktaya varmış olmalıdır.

Üçüncü olarak Engels; Feuerbach’ın Hegel ile aralarında bir halka olduğunu, yani bir tür doğrudan doğruya Hegel’den kopmak yerine, Feuerbach yoluyla koptuklarını söylüyor ki, bu nokta kopuşta çok önemli sonuçlara yol açacaktır.

Hegel’den kopulacak yeri kendileri belirlememiştir, Feuerbach’ın belirlediklerinin bazı noktalarını doğru olarak kabullenmişlerdir. Bu sonuç Marks ve Engels’in Hegel sistemini doğru dürüst incelemediklerini gösteriyor ki, bu nedenle sistemin kendilerince bütünlüklü bir biçimde anlaşılamadığını da. Pek açık ki, her ikisinin de sonraki yapıtlarına baktığımızda Hegel sistemini kavramak konusunda Feuerbach’tan çok daha iyisini yapabilecekleri konusunda kuşku duymak imkânsızdır. Ama her ne olursa olsun Hegel’den kopuş, Hegel çapında bir filozofun sistemini anlayacak çaptan çok uzak bulunduğu bu gün daha iyi anlaşılan Feuerbach’tan ödünç alınmıştır. Kopuşla ilgili öteki eserlerde bulunan anlatımlar, zamanı geldikçe, yazının ilerleyen bölümlerinde ele alınacaktır.





Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git