A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

AD-SÖZCÜK NE ZAMAN KAVRAM OLUDU? (2)

Kategori Kategori: Felsefe | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Çoşkun Özdemir | 30 Mart 2023 09:55:45

Logos ’un keşfinden önce, düşünce yetisine sahip insan için, ‘ad’ vardı ama ‘kavram’ yoktu. Her sözcüğün işaret ettiği varlığın özünü- bilgisini tanımlayan ve sözcüğe bağlayan ünlü ek, loji yoktu. Aslında bu lojik, ek değil esastır, ama biz nesne ile duyularımız yolu ile ilişki kurduğumuz için ve duyular ve duyuların algısı salt nesnenin görünüşünün aracısı olduğu için, sözcük, temsil ettiği varlığın görünüşü ile bağlı ama özü ile bağsızdı. Sözcükle temsil ettiği varlığın özü arasındaki bağın kurulabilmesi için her varlıkta bulunan ve onun o varlık olmasına sebep olan evrensel öz, -logos ki-varlıkta vardı ve varlıktaki bu varlığı temsil eden varlıktı- keşfedilmeliydi.

Ad, loji ekini kazanınca kavram oldu. Loji ile kavram olmak ne demek? Logosa, kendi özüne bağlanmak.



Sosyal sözcüğü topluluk demektir ve bir addır. Sosyal sözcüğüne loji eklenirse – sosyoloji olur ve hangi topluluk olursa olsun o topluluğu bir arada tutan, topluluk olarak var eden, yasalar, ilişkiler bütününü temsil eden kavram olarak sosyoloji olur.  Şimdi sosyo, sosyoloji olmuştur… biyo- biyoloji olur, sözcükten kavram doğmuş olur, ya da tersi lojiden sözcük ve kavramın birliği doğmuş olur. Sözcüğün imlediği nesne kendini var edene yani köküne bağlanır.

Heraklitos tözü bulur, Töz, değişmeyen, ebedi olan logostur- us’tur. Heraklitos aynı zamanda değişeni, zamansalı bulur. Böylece kurgul olanı oluşturan ögeler ve bağları keşfedilmiş olur. Ontoloji ve epistemoloji belirmiştir. Varlığın özü ve parçaları ve bu parçaların birleşik bilgisi belirmiştir.  Her şey us ile açıklanabilir, çünkü her şey evrensel bir us tarafından oluşturulmuştur. Herakleitos kendinde Logos’u, evrendeki Logos’u ve insan kafasındaki logosun aynı şeyin değişik kipleri olduğunu bulur. Şimdi bunların ilişkisinin nasıl olduğunun anlaşılmasının önü açılmıştır.

Hakikatin hem kendisi hem de yargıcı logostur, çünkü yapıcısı, kurucusu kendisidir, ya da kendi kendisinin kurucusudur, NEDENİ KENDİNDEDİR. Burada oluş yoktur. DIR (oluştaki yüklem) ile özne arasında sonradan birliğe gelecek bir ayrım yoktur. Ya da Dır ile özne arasında dolayım yoktur, dolaysız birlik ve dolaysız ayrım vardır. Ya da birlik ve ayrım dolaysızdır. Sonsuzluk kavramı tam burada anlamına kavuşur ve kendini bize gösterir. Sonlu, varlığını yani Dır’ını başkasından alır, Dır’ı alamadığı zaman artık kendisi de yoktur. Dolayısı ile son bulur. Logosta nesne ve yüklem, ya da özne ve Dır ilişkisi olmadığı için onda bir son da yoktur.

Öyle ise; logosun bilgisinden pay aldığımız ölçüde gerçekliğin içendeyizdir, ya da sonsuzun içinde, böylece sonsuz ile sonsuz oluruz. Tersi durumda hakikatin dışındayız ve sonludayızdır.

HERAKLES SOYUNDAN BİR ADAM- HERAKLİTOS.

Herakleitos şeylerin ruhunun kâşifi, şeylerin tanrı ile bağlantılarını bulan, şeylerin canını kendi canı ile canlı-kanlı gören can adamdır.

Herakleitos, tarihin yetiştirdiği en etkili devrimci. Büyük demiyorum, çünkü Heraklitos’un dönüştürücülüğünü niceliksel bir derecelendirme ile anlatmak uygunsuzdur. Onun etkisi ile henüz yarı edilgin insan düşüncesi ve dolayısı ile insan, etkin Kip’e yükselme olanağına kavuşmuştur. Dolayısı ile Heraklitos’un etkisi, bir şey üzerine etki değil, erken üzerine etkidir. Bir başka deyişle bir şeyin düşüncesine etki değil, bir şeyin düşüncesini düşünen düşüncenin kendisine etki. İnsan düşüncesinin etkisizliğinin olumsuzlanması ve etkin düzeye çıkarılması. İnsan nesneler içinde bir yarı nesne iken, nesneler karşısında özne kipine yükselmesi.

Burada bir devrim olarak olumsuzlama, ilk nedenin, düşüncenin, fiildeki düşüncenin doğal kipinin olumsuzlanması ve düşüncenin kavramsal kipine yer açılmasıdır. Bu demektir ki, düşünme yetisi sahibi olarak insan soyu,  duyuları ile düşüncelerin karışımından meydana gelen doğal ve karışık kipte düşünen bir varlık olma durumundan, gerçekliği duygulardan arınık, kavramlarına uygun ve nesnel olarak düşünebilen bir varlık olma kipine yükselmiştir. Sıçrayış, bir düşünme kipinden bir başka düşünme kipine yapılmıştır. Böylece doğal düşünce kipinin kapsam alanı dışında bulunan, nesnellik-gerçeklik alanını aydınlatacak bir düşünme güneşi LOGOS- US ortaya çıkmıştır.

İmgesel kipte ifade edersek; düşüncenin kendi kendisi üzerindeki bu eylemi- bu işlem, kaba güç bakımından değil ama düşünsel güç bakımından, tanrısal bir güç, yarı tanrı Herkül düzeyinde bir güç gerektiriyordu ve ‘Heraklitos’ adı, Herakles (Herkül) soyundan anlamına geldiği için bu tanrısal güç, adına ithafen, güzel bir rastlantı olarak 0’na zaten verilmişti.

HERAKLİTOS BU DEVRİMİ NASIL YAPTI.

Evrensel BİR -logos, tanrı- ile tekil varlıklar arasındaki bağın, gerçekliği oluşturan bu zorunlu bağın, insan bilinci içindeki yeri, uzun bir dönem boş kalmıştır.  İnsan bilincinde bir nesnenin dışı ile içi arasında bu boşluk var olduğu ya da kapanmadığı süre içinde insan bilinci ile gerçeklik arasında boşluk devam edecek, uygun bir birleşme olamayacak ve bu iki karşıtlık bire indirgenerek kavram ya da  gerçek ideayı oluşturamayacaktı.  Bu durumda gerçeklik bir yanda, insan bilinci öte yanda iki yalıtık, soyutlanmış yan olarak kalmaya devam edecekti. Bu bağ kopukluğunun ve boşluğun üstesinden gelme kapasitesi olamayan, tekile ve görgüle koşullu, ya da tekil ve görgül ile sınırlandırılmış sonlu insan anlağı, bu çocuksu bilinç ve bilme biçimi ancak niteliğine   uygun sorunların üstesinden gelebilir ve zamansal uzamsal gereç üzerinde işleyebilirdi.

Gerçeklik kurgul olduğu için ve kurgul ancak kurgul tarafından bilinebileceğinden, düşüncenin kurgul biçiminin insan bilincinde inşası gerekli idi. Bu inşanın bilinçte gerçekleştirilebilmesi için ise, gerçek dünyanın oluşundaki oluşturucunun, aynı zamanda gerçek düşünceyi oluşturan oluşturucu olduğunun ve her şeyin bu oluşturucuya, bu sonsuz özneye bağlı ve bağlanmış olduğunun anlaşılması gerekli idi.

Heraklitos’un birinci fragmanı

“Bu her zaman mevcut olan Lagos’u insanlar yalnızca işitmeden önce değil, işittikten sonra da anlamıyorlar. Her şey bu Lagos’a göre olup bittiği ve ben her şeyi doğasına göre ayırt ettiğim ve nasıl olduğunu bildirip açıkladığım halde, söylediklerimle ve yaptıklarımla karşılaştıklarında acemi gibi davranıyorlar. Uykuda iken ne yaptığını unutan diğer insanlar gibi bunlarda uyanıkken ne yaptıklarının farkında değiller.”

Bu fragman nerede ise Heraklito’sun öteki bütün fragmanlarındaki düşüncelerin tümünü altına alır. Ya da öteki bütün düşünceleri bu fragmanda yer alırlar, açık ya da örtük ama mantıksal ve a priori kipte. Bu fragmanda her şey, LOGOS yolu ile töze ve öze kavuşur, çünkü mutlak olan, ‘olduğu gibi’ kendinden de ne ise, öylece keşfedilir ve görece olan ona doğru biçimde bağlanır, bu ikisinin bağı oluşta edimselleşir.  Evrensel-tikel ve tekil, gizden kopar, açığa çıkarlar ve doğalarında ne iseler aynı yol ve yöntemleri kavranır ve kavramsallaşmaya ulaşır. Böylece LOGOS, ussallığın temeli, her şeyin temeli olarak temellendirilir.

Ayrıca bu fragmanda doğal anlak bilinci ve onun geçerli olduğu görgül alem ile- rüya alemi- Logosun- usun geçerli olduğu uyanıklık alemi ortaya konur.

Şimdi Herakleitos’a bağlanan her düşünce artık bu fragman altında değerini bulur, bulmalıdır. Bu fragmanla uyumlu olan her düşünce ki ondan çıkmıştır- Herakleitos’a mal edilebilir, bu fragman ile çelişen her fragman Herakleitos tarafından yazıldığı kanıtlansa bile Herakleitos’un sistemi dışına atılmalıdır.

Bu fragmanın duyulması, okunması ve Herakleitos’un zamanında ve ondan sonra yaşayan insanların bilincine girerek orada oturması ve insan bilinci tarafından tanıdık bir düşünce haline gelmesi, üzerine düşünülmesi, daha iyi anlaşılması ve anlaşıldıkça içine girdiği yeri değiştirmesi nasıl ve kimlerin bilincinde olmuştur tam olarak bilmiyoruz. Ama bu düşüncenin Sokrates’in, Platon’un bilincinde yuvalanmış olması zorunludur. Başka türlü antik Yunan felsefesinde kavramsal düşüncenin olanağı imkansızdır. Çünkü kavram Logos ile işlemeye ve işlenmeye başlanmıştır

TANRISAL GÜÇ GEREKTİREN BİR İŞ VE TANRI SOYLU ADAM

Binlerce yıldır, olsa olsa derece, derece gelişen düşünme yetisinin birdenbire kendi kendini yararak yeni bir filiz vermesi, -benzetme yaparsak- kafa olarak Herkül düzeyinde bir güç gerektiriyordu. Ve Herakleitos, (Tanrı Herakles’ten) ismi gibi AKILCA da tanrı soyundan olduğu için bu ağırlığın altından kalkabilmiştir.

Yeni bulunanda yeni olan ne idi?

Bu buluşta bulunan, İLK NEDENDİR. İlk nedeni bulan ilk neden cinsinden olan düşüncedir. Şimdi artık ilk neden olan sonsuz düşünce ile sonlu düşünce arasındaki bilinmez sanılan alan, bilinç için karanlıktan aydınlığa dönüşmeye başlamıştır.

Bu bulaştan önce ilke ya maddi bir nesne ya da ilk neden değil de ikincil neden olabilecek tinsel bir nesne olarak aranıyordu. Bu buluştan sonra İlke, maddi ya da ikincil halkadan tinsel dolayısı ile sonlu bir nesne değil, sonsuz ve   düşünce olarak ele alınacaktı.

İlke, düşünce olarak alınmayıp görgül-maddi olarak alındığı zaman ortaya çıkan sorun ne?  İlke düşünce olarak alındığında bu sorun neden ve nasıl ortadan kalkıyor: Çünkü İlke düşünce değil de maddi ve reel bir varlık olarak alındığı zaman o varlığın nasıl başka varlıklara dönüştüğü ve onları içerdiği ilişkileri anlaşılamaz. Çünkü Bir’den öteki varlıklara geçiş için Bir, tümünü kapsamalı…reel bir varlık ise kendisi belirlenimlidir yani evrensel değil sonludur öyle ise öteki şeyleri kapsayamaz.  Oluş, evrensel ve tekil-tikelin birliği olarak diyalektiktir, reel varlık ilke alınırsa evrensel yan yokluğundan dolayı tek kutupluluk olur ve Zenon da evrensel nasıl oluşu dışlıyor tekili yok sayıyorsa ya da evrenseli tikelden soyutluyorsa, burada da tikel evrenselden soyutlanıyor. Böylece anlakta kalınıyor. Zenon’un soyut evrenselde kalıp tekile gidememesi gibi.

Bu soyutlamaları aşan ve dolayısı ile tikel ve evrensel ’in birliği olarak diyalektik kurgula ulaşan, nesnel idea kavramına kadar gidiş Herakleitos’un ilkesinde açığa çıkar. Bu yüzden EKSİKSİZ BİR BAŞLANGIÇTIR, AMA SADECE BAŞLANGIÇ. HENÜZ OLUŞTA-SÜREÇTE, SOKRATES’İN, PLATON’UN, SPİNOZA’NIN, HEGE’LİN KAFALARINDA AÇILACAK VE REEL TİN YA DA BİLİNÇ HALİNE GELECEK BİR AÇILMA.


Yazının Öncesi : “BİZİM HERAKLİTOS” DEĞERLENDİRMEMİZ (1)

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git