A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Sarıkamış ağıtı...

Kategori Kategori: Yaşam | Yorumlar 6 Yorum | 04 Ocak 2008 02:26:56

Ölüm yerim Sarıkamış! Koptum onları arkamda bırakarak; önce savruldum Yemen çöllerine; sonra dönüp geldim kavruk Anadolu topraklarına yeniden. Sırtımdaki giysiler eskimişti. Silahımın kabzası aşınmıştı. Ellerim çatlak çatlaktı. Bir tek yüreğim sağlamdı. Bir tek o aşınmamış, eskimemiş, yıpranmamıştı.


Sarıkamış dediler istikamet Sarıkamış... Sarıkamış nire ben bilmem... Bildiğim oydu ki memleketime.. Köyüme Sarıkamış'ı geri aldıktan sonra dönebilecektim..

Olsun evel Allah dönerdim. Savaşarak ölsem de dönerdim. Sağ kalsam da dönerdim.

Biz arkadaşlar hep inanıyor ve biliyoruz ki... Savaşarak ölen askerlerin ruhları dönerler sevdiklerinin yanlarına... Onun için ölümden savaşmaktan korkmuyorduk.

Küçük bir tepe gibi duran Allahuekber sıra dağlarına tırmandıkça dağ büyüyor üzerine bir başka dağ biniyor, onu aşıyorduk; bir başka dağ gürleyerek geliyordu.

Kar gürleyerek iniyordu üstümüze. Beyaz bir örtü gibiydi kar anamın döşek çarşafları gibi aktı.

Bir ara komutan geçti yanımızdan. Padişah efendinin damadıymış. Onun adına orduları vekâleten yönetiyormuş. Şık bir adamdı. Çalımlı çalımlı sürüyordu atını. Yanında bizlere yol göstermeye geldiğini söyleyen Almanlar vardı.

"Alman ne bilir Allahuekber'leri"? demişti bir köylü Erzurum’da bize. “Yazık olacak size.”

“Ama Enver var. İstanbul'da sultanın akrabası. O bilir” dedik.

"Bilmez” dediler "Allahuekber bilinmez. Paşanın aklı almaz onun derinliğini, büyüklüğünü, yüceliğini.“

İnanmadık. İnanmamıştık söylediğine köylünün. Sür ettik dağlara. Çamurun bittiği yerde kar, karın bittiği yerde tipi, tipinin bittiği yerde boran oluyor yağıyordu üstümüze doğa .Bize geri dönün der gibiydi. Gelmeyin der gibi iki yana sallanan dev ağaçlar. Bize dönün der gibiydi göğsümüze vuran boran.

Dönmedik. Çünkü bizim önümüzde yüreğimiz gidiyordu. İnancımız gidiyordu. Bizi bu dağlara süren birilerinin birseyler bildiğini sanıyorduk.

İşte orda yanılıyorduk.

16 sindeki Mehmet oğlu Mehmetçik -ki hepimizin adı oydu- soruyordu

“Neden Nisan değil amca neden Mayıs değil amca; neden karın benim boyumu aştığı bir ayda bu dağlara vurdular bizi. Biz düşmanı yenmeye mi mevsimleri değiştirmeye mi gidiyoruz?“

Çocuk haklıydı. Sanki mevsimleri değiştirmek üstümüze bir ölüm gibi çöktü. Karları püskürtüp baharı getirmek istiyorduk.

Bigalı Mehmet oğlu Mehmetçik " uykum geldi," dedi yattığı siperde, atın üstünde can verdi Maçkalı Mehmet oğlu Mehmetçik. Toprağa ekilen fideler gibi yan yana sırlı gömülüyorduk. Karlara bahara açan gelincikler gibi mahsun.

Ölünce insanin boynu düşerdi, kolları düşerdi. Biz insan değildik sanki ya da ölmüyorduk.

Siperde, ayakta, konuşurken, hayal ederken karılarımızı çocuklarımızı sevgililerimizi anamızı babamızı yani dünyanın en güzel düşünü kurarken göçüp gidiyorduk.

Yüreğimiz dışında her şey bırakıp gitti bizi.

Çaresizliğe isyan edip aklını yitirerek ölenler oldu.

Ne olduğunu anlamadan ölenler oldu...

Bizden geriye kalanlar geriye dönenler oldu mu bilmiyorum. Ben çamurlu dağın koyağında hayata dönmüş bir kuşburnuyum. Yüz yıllık bir yalnızlığın, ölüm döşeğimiz olan karların içinde gelip geçenleri görüyorum. Onlara el ediyorum, dallarımı sallıyorum. Beni görmüyorlar.

Ben onları görüyorum.

Ben biz Mehmet oğlu Mehmetçiklerin yüreğinin hala çarptığı yerlere gelip o yürek atışlarını dinlemek için gelenleri görüyoruz.

Torunlarımızı görmüyoruz

Mustafa Küpeli

-
İlgili haber : Sarıkamış'a dönüşü olamayan yolculuk


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 5.5 / 4 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

saba { 11 Ocak 2008 07:25:02 }
sarikamis agitini okuyup da duygulanmamak olasi degil. gecit vermeyen, karli allahuekber daglarini gorur gibi oldum, mehmetciklerin acisini icimde duydum. mustafa kupeli''nin diline, yuregine saglik...
Mustafa Küpeli { 10 Ocak 2008 18:22:03 }
Ah Sarıkamış; Kar altında neler kalmış

Sarıkamış, Sarıkamış,
Sende nice er yaşamış
Baktım yeşil dağlarına
Beden kar altında kalmış

Soğuk kırdı belimizi
Tipi kesti yolumuzu
Dağlar bilmez halimizi
Sarıkamış, Sarıkamış,
Dedem kar altında kalmış

Ay karanlık mesafe çok
Karnım açtır takatım yok
Aç halinden bilmedi tok
Sarıkamış, Sarıkamış,
Kar altında neler kalmış

Allaükber Soğanlıda
Tipide koştuk umuda
İşimiz neydi burada
Sarıkamış, Sarıkamış,
Umut kar altında kalmış

Tetiği çekmez parmağım
Donmuştu elim tırnağım
Düzde yoktur barınağım
Sarıkamış, Sarıkamış,
Sevdam kar altında kalmış

Doksan bin yiğidi yuttun
Kış oldu yolu kapattın
Bebemi yetim bıraktın
Sarıkamış, Sarıkamış,
Abim kar altında kalmış

Emir vermek kolay iştir
Bu iş ölüme gidiştir
Saray sıcak, dağlar kıştır
Sarıkamış, Sarıkamış,
Düşüm kar altında kalmış

Enver Paşa kıydın bize
Dönemedik evimize
Önde ne kalmıştı ki yaza
Sarıkamış, Sarıkamış,
Hırsın kar altında kalmış,

Mustafa Küpeli
mustafakupeli36@gmail.com
Umit Dagitan { 06 Ocak 2008 16:29:59 }
Ne mutlu ki Sarikamis tradejisini dusunup ici ezilen birileri var. Ici ezilmekle kalmayip hizla ruhsuzlasan bugunun dunyasinda dahi Sarikamisa agit yazmaya karar veren ve de bunu gerceklestiren ve de bunu en guzel sekilde gerceklestirmeyi basaran birileri var.

Mustafa Kupelinin sahsinda boyle insan oglu insanlara, yasama anlam, bizlere de yasama sevinci verdikleri icin minnettarim.

Keske padisah efendinin calimla atlarini suren cakali damatlarinin isimleri Ferit ve kendileri munferit hainler olmasaydi. Keske onlarin da torunlarinin isimleri Tayyip ve kendileri de Gul lalesi olmasaydi.

Keske Enver gibiler pasalik titrini salaklikla esdeger hale getirmeseydi.

Keske aziz Ataturk ulkesi icin yaptigi onca seyin arasinda kendinden sonra ulkeyi yonetecek kendi gibi insanlarin yetismesine de zaman ayirabilseydi.

Keske bir Mehmet oglu Mehmetcik ya da kendihalinde bir Turk vatandasi bu millete bas olabilseydi.

Umit
cemil eren { 04 Ocak 2008 15:17:55 }
cocuklugumda cok dinledim babamdan allahu ekber daglarinda mahvedilen ordunun oykusunu. oradan nasil kurtulup merzifona kadar
soguktan yanmıs ayaklari ustunde, yuruyerek, surunerek, yolda buldugu bir lesten artakalan
kaval kemigini torbasinda tasiyip arada bir kemirerek dort ayda evine donebildigini, ve ayaklari iyilesince anasinin onu tekrar savasmasi icin orduya geri gonderdigini, ve izmire kadar savasarak gittigini... bize kis gecelerinde masal gibi anlatirdi.
mustafa kupeli babamla birlikte savasanlardan birinin ya ogludur ya da torunu.
boyle siirsel ve de destansal anlatim o daglarda kısta kıyamette vatan icin can verenlere yazilmis
en guzel agit destandir.
orda olenlerden baska kurtulabilenler de gocup gittiler, hepsi isiklar icinde yatsinlar.
kucaklarim seni mustafa kupeli sagol
pars { 04 Ocak 2008 10:21:31 }
evet, mustafa kupeli'ye bin selam
bizden geriye kalanlar ,geriye donenler oldu mu bilmiyorum diye baslayan paragrafla ,huznu, hirsi,yalnizligi ve bir sarikamisi en guzel sozlerle anlatiyor, nazimdan sonra bu topraklarda kupeli`lerin de olmasi dunyanin en guzel seyi ,
kutluyorum ve yazilarinizi burada gormek beni hep sevindirecektir,
pars
nihat ziyalan { 04 Ocak 2008 09:06:33 }
KUTLARIM

mustafa kupeli`nin sarikamis`i bence

duzsiir

kendimi tutamayip agladim

kutlarim.

nihat





Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git