![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
|
BULUT ATLASI – BAĞ-LAN-TI
Birine acımak bazen kendine acımanın meşru yoludur. Bağlantı, bir gece baykuşların öttüğü sessizlikte, korkularımı savmaya çalışırken geldi. Hayallerini bile ele geçiren bir geçmişle yaşarken, satılan her şeyin rıza ile alındığına inandırıldığın bir pazar yerinde; hayal kurmanın kendisi bile hayal olabiliyor. Dibimdeki sahile “düzensiz göçmen” adını yakıştırdıkları ölü adamlar vurmuştu. Sabah servis beklerken, ambulans önümüzden, helikopter üstümüzden geçerken ne olduğunu anlayamadık. ...Devamı.»ANKARA CEBECİ, 30 EYLÜL
Kardeşim Mahmut Faysal yanımda otele girdik. Faysal benim için şişe suları, portakal suyu, adını anmak istemediğim amerikan marka şurup, birkaç paket kağıt mendil, birkaç şişe maden suyu almış. “Beypazarı Doğal Maden Suyu”nu anmadan geçmeyeyim. O gece bir şişe içtikten sonra bir daha vazgeçemedim. Fransa’nın pek ünlü maden sularını sollayan cinsten. Hemen şu tavsiyemi de burada sunayım: Ülkenin her yerinde bulunduğunu sandığım, bulunmasının çok yararlı olacağını tahmin ettiğim Beypazarı Doğal Maden Suyu’nu sakın ihmal etmeyin. Sağlık için harika. İlaç. Birebir ilaç: Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından üstlenilmesi gereken bir ilaç. ...Devamı.»AKIL...
Post-modern filozoflara göre, akıla, akıl-lan-ma çağına karşın savaşlar, katliamlar ve barbarlıklar sürdü. Sürüyor. İnsanın, insanoğlunun hayvanlıklarının önü alınamadı. Alınamıyor maalesef. Faşizmler ve nazizmler, ırkçılık ve kırımlar insanın yeniden "hayvanlaşması" değil se nedir? Doğru. Ama, savaşlar, katliamlar, barbarlıklar akıl-dan çıkmadı. Akıllanma çağı yaşandı, ama herkes bundan payını alamadı. Kötülüklerin yeniden ve yeniden sahnelenmesinin ardındaki neden akıl değil. Kimi kez milliyetçiliktir. Irkçılıktır. Kimi kez din(ler)dir. Hurafe(ler)dir, yobazlık(lar)dır. ...Devamı.»KISA KESİLMİŞLER, AĞUSTOS 2025
YAPRAK DÖKÜMÜ: Dikkatinizi çekmiştir mutlaka, bu yıl bu "mevsimde" (hangi mevsimde yaşadığımızı/bulunduğumuzu bilemiyoruz), yapraklar çok erken dökülmeye başladı. Kentlerde, kasabalarda, köylerde, kırlarda, heryerde. Gözümüzün önünde olup-bitiyor herşey: İşte örneğin Paris'te sararan yapraklar, kupkuru yapraklar, 14 Ağustostan itibaren ağaçları terkedip kaldırımlara, yollara, dar sokaklara, caddelere, meydanlara serildiler. Ağaçı olan her mekan ölü yaprak kilimlerine döndü. Hele parklarda. Hele plajlara yakın ağaçlı yollarda. Aşırı sıcaklar mutlaka sorumlu. Susuz kalan topraklar da. Tükenen yeraltı suları da. Kuruyan çay, ırmak, nehir ve göller de. ...Devamı.»ÖZERK, FEDERAL, KONFEDERAL
Özerklik, federal yapılı devletler, konfederal devletler ve onlara ilişkin konular yıllardan beri konuşuluyor. Bu hem doğal, hem çok önemli. Çünkü ülkemizdeki kimi sorunların üstesinden gelebilmek için bu meselelerin iyi bilinmesi gerekiyor. Özerklik, yerinden yönetim, federal devlet yapısı, federal devlet yapısına sahip devletlerde federe devletlerin ve merkezi karar mekanizmasının/federal devletin yetkileri ve bunlarla ilintili birçok konu daha gündemin sürekli birincil maddelerinden biri olmalı. Ülkemizdeki ve bölgemizdeki güncel siyasi ve genel gelişmeler sonucu da durum bunu gerektiriyor. ...Devamı.»MÜNİH, 30 EYLÜL
Uçakta yiyecek bir şeyler verdiler mi? Anımsamıyorum. Ama hakiki Belçika ya da Alman birasını hatırlıyorum: Wartheiner marka. Harbi, sert ve vurucu cinsinden. Münih’e vardık bile. Saat tam 16:35. “Aktarma” için indiğim noktadan aynı Havaalanı’nın “T2” bölümüne geçmem lazım, yürüyorum. Birara “T2” levhasını görüyorum, izliyorum. Sonra levha mevha kalmıyor. Birilerine sorayım diyorum. Görevliye benzeyen birine Fransızca sorumu yöneltiyorum. Adam aydan gelmişim gibi bakıyor bana. Fransızca değil görevli belki iyi Almanca bile (!) bilmiyor. Hadi evladım kendi göbeğini kendin kes deyip ilerliyorum. ...Devamı.»DİL DEMİŞKEN
Genel tahminlere göre Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unun ana dilinin Kürtçe olduğu belirtiliyor. Sonradan bir başka dil öğrense, konuşsa da herkesin ana dilinin gönlünde özel bir yeri vardır. Ne yazık ki Türkçe konuşan çoğunluğun büyük bir kısmı 300-500 sözcükle idare etmektedir. Sözcükler insanların kendilerini, düşündüklerini, hissettiklerini ifade aracı olsa da, aynı zamanda düşünmelerinin çapını da belirler. 300-500 sözcükle konuşan kişinin incelikleri, nüansları ne anlamasına, ne de ifade edebilmesine olanak vardır. ...Devamı.»BABAM
Göz alabildiğine bir genişlik. Sonsuzluk deryası içinde yeryüzü ve masmavi gökyüzü. Güneş tepede asılı altın bir tepsi. Güneşi çok seviyorum. Yer yarılmış. Karış karış. Toprak kupkuru. Su yok. İstediğin kadar, yapabildiğin kadar gözlerini aç ve uzaklara, çok uzaklara bak, tek ağaç yok gölgesinde oturabileceğin. Oturup bir nefes alabileceğin, tek kağıt cigara sarıp içebileceğin bir gölge de yok. Haritada minik, minicik bir nokta(da)sın ve bu noktada yalnızlık, tekbaşınalık ve yoksulluk ortasında unutulmuş beş altı evlik bir mekandasın. Sen de burada bir virgülsün. Belki bir virgül. Belki bir nokta. Belki hiçbir şey. Belki toz. Duman. ...Devamı.»YAZ-IN SÖZLÜ TARİHLE YAZ-IN SÖZLÜ TARİHLE YÜRÜMEK
Sözlü tarih, genel olarak tarihimiz ve hele öksüz bırakılmış olan toplumsal tarihimiz için birincil derecede öneme sahiptir. Sözlü tarihi bizzat oluşturmak, bizzat yaratmak olanağına sahibiz. Bu konuda analarımız en başta nenelerimiz ve diğer büyüklerimiz gerçek birer kaynaktır. Birinci elden. İşte bu bağlamda Anam’la uzun boylu, evet gerekirse günlerce sürebilecek kadar uzun boylu sohbetler yapmak istiyorum. Nenem sağ olsaydı onunla da upuzun konuşmak isterdim. Söyleşiler yapmak ve karşılıklı konuşmalarımızı sesimizle kayıt etmek. ...Devamı.»İKİ DİRENİŞ
Rumi dizisinin bir bölümünde, kilisede kandil yağı kalmadığı bahanesiyle, Mevlana’dan istemeye tebdil-i kıyafetle gelen Selçuklu Sultanı’nın eşi, “Hay hay” cevabıyla karşılaşınca şaşırır. “Neden kandil yağınızı paylaşıyorsunuz?” diye sorar. Mevlana şöyle cevap verir: “Burada murat, kandil yağı değil, onun vesile olacağı ateştir. Murat, ışık da değildir. Şems (Güneş) olmasa gündüz olur mu? Gündüz olmasa gecenin ne anlamı kalır? Görüyorsunuz ya, bunların hepsi birbirine muhkem bağlarla bağlıdır. Aradan ışığı çekip alırsanız, bu muhkemlik yok olur. Tıpkı kalp gibi… Kalbin içinde ışık yoktur ama ışık gibi parlayan bir şey vardır: Aşk. Cenab-ı Hakk’ın aşkıyla atar kalp. Tıpkı bu kandilin yaydığı ışık, taşıdığı ateş gibi.” ...Devamı.»Bu sistemdeki bir kusur değil, sistemin kendisi
Irkçılığın sadece birkaç izole olaydan ibaret olmadığı, günlük hayatımızı şekillendiren her büyük sistem ve kuruma nüfuz eden yaygın bir olgu olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Irkçılığın sadece izole olaylar dizisi olmadığı, günlük hayatımızı şekillendiren her büyük sistem ve kuruma örülmüş yaygın bir iplik olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Kanıtlar bizi çevreliyor, ancak çoğu kişi "onu göremiyor." Irkçılığın kökleri toplumun dokusuna derinden işlemiştir. Örneğin, finans kuruluşlarının ırka dayalı olarak belirli mahallelere kredi vermeyi reddettiği kırmızı çizgi gibi basit bir şey , ırkçılığın böyle bir aracıdır. ...Devamı.»Post-truth dünyada adalet nedir?
Gerçeğin peşindeki bir dünyada adalet artık bir terazinin üzerinde sertçe duran gözleri bağlı bir figür değil; gerçekler kisvesi altındaki aldatmacaların ve bilgi kisvesi altındaki gürültünün oluşturduğu dijital sisin arasından görmeye çalışan bir figürdür. Gerçeğin ardından gelen bir dünyada, adalet artık bir terazinin üzerinde sertçe duran gözleri bağlı bir figür değil; artık gerçekler olarak maskelenen aldatmacaların ve bilgi olarak maskelenen gürültünün dijital sisi arasından görmeye çalışıyor. Duyguların kanıtlardan daha önemli olduğu, kişinin kişisel inancının toplumsal gerçeklerden daha fazla etki sahibi olabileceği gerçeği, aynı adalet ülkesi evet, kaygan olduğunda, ancak buna ek olarak, kasıtlı olarak düzensiz bir şeye dönüştüğünde gerçekleşir. ...Devamı.»1919-1922'de Bir Mayıs’lar, Gösteriler, Yürüyüşler
Bir yandan işgal edilen Anadolu halkının tepkisi Kurtuluş Savaşı’na dönüşürken, öte yandan sosyalist ve işçi hareketinin ikinci canlılık dönemini yaşaması, 1919-1922 yıllarında Bir Mayıs’ın İşçi Bayramı olarak kutlanması, değişik konularda gösteri ve yürüyüşler düzenlenmesi bakımından oldukça yoğun geçmesi sonucunu doğurmuştur. İşte birkaç örnek: İşgali Protesto Mitingleri: 15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgali üzerine Anadolu’nun birçok kentinde ve özellikle İstanbul’da büyük mitingler düzenlendiğini, işçilerin bu gösterilere kitlesel olarak katıldıklarını biliyoruz. Örneğin 30 Mayıs 1919’da Sultanahmet Meydanı’ndaki mitingde binlerce işçi yer almıştır. ...Devamı.»Türkiye halkı otokrasiye direniyor. Sessizlikten daha fazlasını hak ediyorlar.
Amerika Birleşik Devletleri, bazen haklı sebeplerle, uzun zamandır tatsız yabancı hükümetlerle dost olmaya isteklidir. Tehlikeli bir dünyada, demokrasiler her demokratik olmayanı yabancılaştırmayı göze alamaz. Ancak otokratik bir rejimle herhangi bir ittifak, en azından takasların dikkatli bir şekilde tartılmasını gerektirir. İlişki, Amerikan çıkarları için ne kadar değerlidir? Ve rejimin davranışı ne kadar iğrençtir? ...Devamı.»Kakao Endüstrisinde Çocuk İşçiliği: Tadı Kadar Tatlı Değil
UNICEF ve ILO'nun açıkladığı verilere göre, dünya genelinde çocuk işçi sayısı 160 milyona ulaştı. Bu, çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılması yönündeki küresel ilerlemenin 20 yıl sonra ilk kez duraksadığı anlamına geliyor. Çocuk işçiliği tarım, madencilik ve üretim sektörlerinde yeni bir sorun değildir. UNICEF ve ILO tarafından 2021'de yayınlanan veriler, dünya çapında çocuk işçi sayısının 160 milyona ulaştığını ve bunun 20 yıldır çocuk işçiliğini ortadan kaldırma yolunda küresel ilerlemenin ilk duraklaması olduğunu ortaya koydu. Çocuk işçilerin önemli bir kısmı, özellikle Batı Afrika ve Güneydoğu Asya'da kakao endüstrisinde bulunmaktadır. ...Devamı.»Dan O’Dowd, Tesla’nın Zehirli Kültürü, Başarısız Abartı ve BYD’nin Yükselişi Üzerine
ANALAR(IMIZ) SİZLER ÇOK YAŞAYIN
Amerika dış yardım yumuşak gücünden vazgeçiyor mu?
Zelenski: Kolezyum Politikasının Kurbanı
UKRAN(RUS)YA (İKİ) BARIŞ, SAAT KAÇTA?
|
| Tüm Yazarlar |
|
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |