Adı Mevhibe Celalettin... Mustafa Kemal henüz Samsun'a çıkmamıştı. Şişli'deki bir davette tanıştılar, dost oldular. Hastalandığında Mustafa Kemal'e tam 17 gün baktı. Onun talimatıyla da İtalyanların verdiği baloya gidip, adını açıklamak istemediği bir kişinin kimlerle konuştuğunu izledi. Ardından Paşa'ya aktardı.
Mustafa Kemal Atatürk, Samsun’a çıkmadan önce İstanbul’da kaldığı 6 ay içinde Osmanlı Prensesi Mevhibe Celalettin’le yakın ilişki kurdu. Mustafa Kemal Paşa, rahatsızlandığında kendisine 17 gün bakan bu Prenses’e Anadolu’ya gelmesini de teklif etti. Ancak bunu kabul etmeyince ikili arasındaki ilişki de sona erdi.
Araştırmacı-Yazar Dr. Alev Coşkun’un yeni piyasaya çıkan "
Samsun’dan Önce Bilinmeyen 6 Ay" adlı kitabında, Mustafa Kemal’e Samsun’a çıkmadan önce İstanbul’da geçirdiği günlerde yardım eden Osmanlı Prensesi Mevhibe Celalettin’in hikáyesi de yer alıyor. Prenses Mevhibe Celalettin, Padişah İkinci Abdülhamid’in kız kardeşi Cemile Sultan ile 7 Mayıs 1884’te Taif Zindanı’nda boğdurulan kocası Mahmut Celalettin Paşa’nın torunuydu.
Birinci Dünya Savaşı sonrası İstanbul işgal edildiği günlerde, iki kocasından boşanmış, üç dil bilen, özgür yetişmiş bir prenses olarak davetlerde boy gösteriyordu. İşte bugünlerde, Müşir Kázım Paşa’nın damadı İsmail (Tokgöz) Bey’in Şişli’de Karlo Apartmanı’ndaki dairesinde verdiği davette Mustafa Kemal Paşa ile tanıştı. O gece, Mustafa Kemal Paşa, yaveri Cevat Abbas (Güner) ve diğer bazı dostlarıyla Mevhibe Celalettin’i evine bizzat bıraktı. Mevhibe Celalettin de Paşa’yı evine davet etti. Şafak sökene kadar süren sohbet, dostluğun tohumlarını da attı. Bir süre dostlukları o kadar ilerledi ki o dönemde şiddetli ve ateşli bir mide rahatsızlığı geçiren Mustafa Kemal Paşa’ya 17 gün bakan kişi de Mevhibe Celalettin’di.
Bir gün Mustafa Kemal, Prenses’e bir görev verdi. Mustafa Kemal’in Şişli’de oturduğu evin tam karşısında bir konak vardı. Bu konak, İtalyan işgal güçleri komutanı Albay Roletto tarafından karargah olarak kullanılıyordu. Bir gün Mustafa Kemal Paşa, Mevhibe Celalettin’e "Gelecek hafta Roletto’nun şu karşımızdaki evinde balo verilecek. Sizin bu baloya muhakkak gitmenizi istiyorum" dedi. Mevhibe Celalettin, paşaya davetli olmadığını, kimseyi tanımadığını söylediyse de, "Bu sizin için basit bir şeydir. Bunu halledebilirsiniz. Bunu sizden bekliyorum" yanıtını aldı. Mevhibe Celalettin, bundan sonra aralarında geçen diyaloğu şöyle anlatıyor:
"Bu adeta bir emirdi. Güldüm:
- Madem ki emrediyorsunuz, ne yapıp yapıp giderim, dedim.
Paşa gülümsedi ve:
- Emir değil, rica ediyorum, diye cevap verdi.
- Peki, gitme yolunu buldum ve baloya gittim. Orada ne yapacağım?
- Bu işi halledin, ondan sonra sizinle uzun boylu görüşürüz, diye cevap verdi."
Mevhibe Celalettin, çeşitli dostlarını araya koyduktan sonra baloya davet edilmeyi başardı. Buraya gittiğinde, Mustafa Kemal Paşa’nın talimatıyla, adını açıklamak istemediği bir kişinin kimlerle konuştuğunu izledi. İzlenimlerini de Mustafa Kemal Paşa’ya aktardı. Paşa, bir süre sonra Mevhibe Celalettin’e Anadolu’ya geçeceğini bildirdi ve kendisiyle gelmesini istedi. Ancak Mevhibe Celalettin, "Biraz düşünmek lazım ama Anadolu’ya geçeceğimi zannetmiyorum" diye yanıt verince, içtenlikli dostluk böylece sona erdi.