Yeni aldığı kölesi ölen Yunanlı, köle satıcısına şikayette bulunur. Köle satıcısı hayretle karşılık verir; "Tanrılar adına, bu köle bende hiç böyle şeyler yapmazdı!" Eğer bu fıkrayı "bayat" bulduysanız, haklısınız. 1600 yıl önce antik Yunanlılar bu ve benzeri fıkralara gülüyordu.

İngiliz komedyen Jim Bowen, M.S. dördüncü yüzyılda yazılan, “Pilegelous: Bir fıkra tiryakisi” adlı antik fıkra kitabındaki fıkraları, küçük düzenlemelerle günümüz izleyicisiyle buluşturuyor.

Jim Bowmen’ın stand-up gösterisi, kitapta yer alan 265 adet fıkraya dayanıyor. Fıkralarda çok az değişiklik yapılmış, örneğin fıkradaki at arabası yerine gösteride otomobil deniyor. Genelde ise fıkraların özüne dokunulmamış. Kitabın yayıncısı Richard Stephanson gösteri için, “Bowen, bu esprilere yeniden can verdi, bu adeta komedinin Jurasic Park’ı’ değerlendirmesini yaptı.


En Eski Fıkralar
Seks, çirkin kadınlar ve aptal insanların konu edildiği fıkraların içeriği günümüz fıkralarına benziyor. ABD’li Antik Klasik Uzmanı William Berg tarafından İngilizce’ye çevrilen kitaba internet üzerinden ulaşmak mümkün.

İşte kitaptan bayat birkaç fıkra daha;

Adamın biri, zengin bir adama şöyle der: “Senin karınla yatıyorum, hem de tek kuruş ödemeden.”
Şaşıran zengin adam cevap verir: “Kocası olarak o hilkat garibesiyle birlikte olmak benim görevim ama sen neden bunu yapıyorsun ki?”

Temel fıkrasına benzer antik bir fıkra:
Hadım olduğu bilinen bir adamın, bir kadınla konuştuğunu gören Abderalı (Abdera, Antik Yunan’da bir kent) hadım adama sorar: “Konuştuğun karın mıydı?” Hadımların karısının olamayacağı cevabını aldıktan sonra tekrar tahmin yürütür: “Öyleyse kızın!”

Bir misojinist (misojinist: kadın düşmanı) yeni ölmüş karısını gömmektedir. Bunu gören bir kişi sorar: “Bu huzura kavuşan fani de kim?” Adam cevap verir: “En sonunda ben!”

Hasta, asabi doktora dert yanmaktadır: “Doktor bey, ayakta duramıyorum, yatamıyorum, oturamıyorum bile.” Asabi doktor cevap verir: “Öyleyse git kendini as!”

Yirmi basamaklı bir merdiven yapılmaktadır. Aptal öğrenci (fıkralarda aptallıkları ile espri konusu olanlar genellikle aptal öğrenci olarak adlandırılıyor) sorar: “Bunun aşağı ineninden de yapacak mıyız?”

Evini satmak isteyen bir adam elinde tuğlayla pazara iner. Tuğlayı soranlara, evinin neye benzediğini göstermek için tuğlayı taşıdığını söyler.

Aptal bir astrolog, bir adama geleceği hakkında kötü kehanette bulunur: “Senin soyun devam etmeyecek.” Adam şaşkınlıkla cevap verir: “Ama benim tam yedi tane oğlum var!” Astrolog durumu toparlamaya çalışır: “Onlara biraz daha yakından baksan iyi edersin.”