Çok küçük yaşlarda başlar çocuğun kağıda kaleme olan ilgisi. İçindekileri doğru güzel çiziyorum endişesi taşımadan kağıda resmederler. İçindekileri diyoruz çünkü Tolga Akalın tarafından yapılan araştırma bunu gösteriyor. Çocuklar resim yaparken sözel olarak ifade edemediklerini kağıda yansıtıyorlar. Yani çocuğunuzun yaptığı resimler onları en iyi anlatan araç.
Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yusuf Baytekin Balcı, çocukların yaptıkları resimlerin bilinçaltını gözler önüne serdiğini bu nedenle de çok iyi tahlil edilmesi gerektiğini söyledi.
''Resim çocuğu en iyi tanıtan ve anlatan araçtır'' diyen Balcı, çocuğun, ''sanat yapıyorum'' düşüncesi içerisinde olmadan tamamen kendisini anlatmak için resim yaptığına işaret ederek, şunları söyledi: ''Çocuk sözel olarak ifade edemediklerini resim aracılığıyla ifade eder. Resimlerinde samimi itiraflarda bulunan çocuk, görsel gerçeklik dönemi, yani 9 yaşına kadar gördüklerinin değil, bildiklerin resimlerini yapar. Ne biliyorsa onu rahatlıkla resmine yansıtır. 'Doğru ve güzel çiziyorum' endişeleri yoktur. Çocuk ruhbilimcileri de çocuk resimlerinden yararlanırlar. Çocukla ilgilenen bütün eğitimcilerin, anne ve babalarının çocuk resimleriyle ilgili bilgi sahibi olmaları gerekir.''
Yapılan araştırma
Balcı, Tolga Akalın tarafından yapılan ve danışmanlığını üstlendiği ''İlköğretim 2. sınıf öğrencilerinin yaptıkları resimlerde aile içi yaşantılarının resimlerine yansıması'' konulu yüksek lisans tezinde, ilköğretim 2. sınıfta okuyan 8-9 yaş aralığındaki 30 öğrenciyi kapsayan araştırmayla, çocukların yaptıkları resimlerin önemini bir kere daha ortaya koyduklarını söyledi.
Çocukların, belli bir yaşa erişinceye kadar kendilerini sözle ifade etmede yeterli güce erişemediklerini, bu durumun yetişkinler tarafından 'içedönüklük' olarak değerlendirildiğini anlatan Balcı, şöyle devam etti: ''Aslında bu durum karşısında öğrencilere en yakın olan sınıf öğretmenleri veya resim öğretmenleri farklı bir yöntemle çocukların kendilerini ifade etmelerini ve içinde bulundukları ruhsal durumu dışa vurmalarını sağlamalıdır. Bu aşamada sessiz ama çok derinlere inebilen resim yöntemi uygulamaya sokulmalıdır. Çocuğun iç dünyasını dışa vurmada, duygu ve düşüncelerini ifade etmede, yalın bir ifade aracı olan resmin rolü çok önemlidir.''
Çocukları incitmeden, eğer varsa yaşadıkları sorunların kaynağına yaptıkları resimlerle inilebildiğini vurgulayan Balcı, şunları kaydetti: ''Eğitimciler bu süreç içinde, var olan sorunlara ulaşıp daha sonra oluşabilecek büyük sorunların önüne geçilmesini sağlayabilecektir. Eğitimcinin aileyi uyarması ve gerekli makamları harekete geçirmesi, aileyi bu konuda daha duyarlı olmaya itecektir. Çocuğun yanında yapılan tartışmalar veya daha büyük kavgaların 'o daha bir çocuk anlamaz' düşüncesi, çocuğun yaptığı resimlerle çürütülmüştür. Çocuğun yaşadığı tüm aile içi sorunların, resimlere yansıdığı bilinmektedir. Öğrencilerin resimlerinde iç dünyalarını renk, biçim veya şekillerle dışa vurduğu görülmüştür. Çocukların resimleri bir tanı belgesidir.''