A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Gümüş İbrikler

Kategori Kategori: Ayorum Güncel | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 12 Ekim 2008 12:25:08

Gümüş ibrik idim kaynadım coştum | Kendi yağım ile kavruldum piştim | Kadrimi bilmezin eline düştüm | Eğil dağlar, eğil, kıymet bilinsin / Garip... Tam 100 yıl önce. İkinci Meşrutiyet, o zamanki söylemiyle "hürriyetin ilân edildiği" yıl. Bir yıl sonra, 1909'da ticanilerin "31 Mart Vakası"nı bastıran "Hareket Ordusu" komutanlarından birisi de Hüseyin Hüsnü Paşa.

Paşanın 6 ay önce Istanbul’da bir torunu olmuş:
 
Mehmet Ali.  Mehmet Ali Aybar Istanbul Üniversitesi hukuk bölümünden mezun oluyor, asistan, sonra uluslararası hukuk doçenti oluyor.  1928 Amsterdam Olimpiyatlarında 100 metre ve bayrak yarışlarına katılıyor.  1946’da yazdıkları yüzünden üniversiteden atılıyor, 1949’da “Milli Şef” İnönü’ye hakaret suçundan kuzeni Nazım Hikmet’le birlikte kısa bir süre hapis yatıyor.  1962’de TİP’in (Türkiye İşçi Partisi) kurucuları arasında yer alıp başkanı oluyor.  1965’te Ankara’da TİP genel merkezinde Aybar’ı tanıyorum.  Demokratik yoldan başa gelmeyen, halkın desteğinden yoksun bir sosyalist rejimin yaşayamayacağını savunuyor.  Daha sonra “Türkiye’nin beklemeye tahammülü yok” diyerek silahı alıp dağa çıkan genç kardeşlerime yapmayın, etmeyin diye yakarıyor.  1965 seçimlerinde 14 kişiyle birlikte milletvekili seçiliyor.  1968’de Sovyetlerin Çekoslovakya’yı işgâline karşı çıktığı ve Leninizm yoluyla sosyalizmin kurulamayacağını ve aynı Dubçek gibi “Türkiye’ye özgü, güleryüzlü sosyalizm”i savunduğu için kayıtsız şartsız Sovyet bağımlısı olanlarca eleştiriliyor, dışlanıyor.  Ünlü İngiliz düşünürü Bertrand Russell’ın kurduğu Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi üyesi oluyor ve ABD’nin Vietnam savaş suçlarının yargılanmasında yer alıyor. 12 Mart döneminde Meclis’teki tek sosyalist olan Aybar, dönemin baskılarına ve idamlara karşı tek başına mücadele ediyor.  Birçok kitap yazıyor ve 1995’te ölüyor.  Kadri bilinmemişlerden Aybar’ı saygıyla anıyorum.


Nazım’ın hapis arkadaşlarından birisi daha var: Nail V.  1930-1940′lı yılların edebiyat dünyasında daha çok “Nail V.” adını kullanmış olan Nail Çakırhan, daha lise 10. sınıftayken “Kervan Dergisi”ni, lise sonda ise arkadaşları ile birlikte “Halka Doğru Dergisi” ni çıkarır. Halka Doğru dergisinde yayımlanan “Alev Yağmuru” şiiri yüzünden Konya Emniyetince gözaltına alınır.  Tam da bakalorya sınavlarına hazırlandığı dönemdir.  Sorgulamalar sırasında Ankara’dan bir telefon gelir; “Bırakın çocuğu! Ayıptır…” diyen Atatürk’tür.  Daha 15 yaşındayken Atatürk’ün talimatı ile hapsedilmekten kurtulur.  1930’da, daha 20 yaşındayken Nail V. Nazım Hikmet’le ortak “1+1=Bir” adlı şiir kitabını çıkarır.  İki yıl sonra “komünist teşkilât kurma” suçlamasıyla içeri atılırlar.  Nail V şöyle diyor: “Cağaloğlu yokuşundaki polis teşkilatında bir ay boyunca işkence gördüm.  Sonra da otuz arkadaşla birlikte cezaevine düştük.  Bursa Cezaevi’nde Nazım’la aynı koğuştaydık.  İki buçuk yıl kaldık.  O bol bol şiir yazıp durdu”.  Sonra, 1946 yılında kurucuları arasında yer aldığı Türkiye Sosyalist Emekçi Partisinin kapatılması üzerine tutuklanır ve bu kez de 4 yıl hapis yatar.  Nail Çakırhan’ın 1941 tarihli bir şiiri:

 
Daha Çok Onlar Yaşamalıydı
Onları hep birer birer
                        Tanıyorum,
Onlarla yan yana,
Boyanamadığım diye kana
      Kendi kendimden utanıyorum.
Daha çok onlar yaşamalıydı,
Daha çok onlar haketmişlerdi bunu.
Daha çok onlar bilirlerdi
      Yaşamanın ne olduğunu.
Ben onlardan öğrendim
Sevmeyi sevilmeği,
Bana onlar öğrettiler
Dostu dost düşmanı düşman bilmeyi
Kafamı onlar yoğurdular.
Orada yepyeni
Taptaze
                        Gıcır gıcır bir alemi
                                    İlk önce onlar kurdular.
O topraklarda ayrı gayrı bilinmez.
O topraklarda hep el ele tutulmuştur,
O topraklarda dert unutulmuştur;
Burcu burcu ekmek kokan baharda,
            Ağız dolusu gülünür o topraklarda.
Daha çok onlar yaşamalıydı,
Daha çok onlar haketmişlerdi bunu;
Daha çok onlar bilirlerdi
                        Yaşamanın ne olduğunu.
Kavgam onların adıyla anılılır.
Onlar öyle aç,
            Öyle çıplak
                        sanılır
                                    Ama;
İlk önce onlar
                        altettiler yokluğu,
            Onlar tattılar,
            İlk önce asıl tokluğu.
Daha çok onlar yaşamalıydı.
Daha çok onlar haketmişlerdi bunu;
Daha çok onlar bilirlerdi
                                    Yaşamanın ne olduğunu.
 
Nail Çakırhan sonra şiiri bırakıyor, Türkiye’nin Mimar Sinan’dan sonra en ünlü “diplomasız” mimarı oluyor,  Geleneksel mimariyi korumak için uğraşıyor ve 1983’te dünyanın en saygın mimarlık ödüllerinden “Ağa Han Uluslararası Mimarlık ödülü”nü kazanıyor.  Sevgili dostu Ruhi Su sanki Gümüş İbrik türküsünü Nail için söylemiş.  Geçen hafta 98 yaşında ölen gümüş ibriklerden Nail Çakırhan’ı da saygıyla anıyorum.


Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümünde okuyan birçok arkadaşım vardı ve bu vesileyle oradaki hocaları tanıma fırsatım oldu.  Bunlardan birisi, sessiz sâkin “halim selim” bir araştırmacıydı.  Evet, Metin And da geçenlerde 81 yaşında aramızdan ayrıldı.  Bir dostu şöyle yazmış: “Dionisos ve Arlecchino'nun sırdaşı, Karagöz ve Hacivat'ın dostu, Meddah ve Kavuklu'nun yoldaşı bir bilim adamını yitirdik... Metin And, Anadolu yollarında Hitit ve Sümer'e uzanırken, Avrupa sahnelerinde Doğu'nun, Osmanlı'da Batı'nın izlerini sürer.  Kerbelâ'da İmam Hüseyin'i anarken Antik Yunan korosuyla buluşur.  Avuç içi büyüklüğünde bir minyatürde tüm İslâm mitolojisini özetleyebilir; bir ayağı Anadolu'da, öteki ayağı Çin, Japonya, Endonezya'da... Kollarını kocaman açtı mı, aynı anda hem Dionisos'u, hem Kathakali'yi kucaklayabilir.  Karagöz ve Hacivat'ın dostu olduğu gibi, Arlecchino ve Scaramouch'un sırdaşı, Meddah'ın ve Kavuklu'nun yoldaşı olabilir.  Coğrafyada sınır tanımaz.  Hele tarihte hiç tanımaz.  Anadolu'nun tozlu yollarında, Hitit ve Sümer'e uzanırken; Osmanlı saraylarının tozunu, Avrupa sahnelerinde alır. Herkesten önce kültürler arası köprüler kuran oydu. Her kavşaktaki buluşmalara dikkatimizi çeken de o”.

Metin And’ı da saygıyla anıyorum.



Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

deniz { 12 Ekim 2008 12:54:47 }
uc degerli insani andiniz, bize huzunlu bir yaziyla animsattiniz. tesekkurler sevgili gundogdu.

Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git