A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Demokrasi ve Kişisel İktidar

Kategori Kategori: Ayorum Güncel | Yorumlar 0 Yorum | 10 Ekim 2008 09:03:09

Bugün büyük sermaye, çokuluslu şirketler, Yeni Dünya Düzeni'nin aktörleri emekçilere hak vermek gibi bir dert taşımıyorsa hiç kuşkusuz bundaki paylardan biri savaşla, krizle beslenen liberal anlayış ve merkez soldaki arayıştır.

1929 bunalımında ortaya sürülen Keynesyen sosyal politikalar, emekçilere ufak tefek haklar vererek fordist kitle tüketiminin devamını sağlayan kapitalizmin krizden çıkış için bulduğu bir çözüm, kapitalist sistemin kriz dönemindeki bir aşamaydı.

Sosyal refah devleti dediğimiz türden yaklaşımlar geçici bir liberal politika aracı olmaktan öte bir şey değildi. Günümüzde Post-Fordist üretime geçen kapitalist üretim ekonomisi çok uluslu şirketler kanalıyla geniş coğrafyaya yayılarak emeğin gücünü parçalamış, dağıtmıştır. Emek niteliksizleştirilmiş ve ucuzlaştırılmış, örgütlü emeğin gücünü ise yok etmeye çalışmaktadır.

Merkez sol ve işbirliği ise burjuvaziye karşı zafer kazanılacağını sanmak safdilliği idi. Birkaç fırsatçının, çıkarcının ekmeğine yağ sürmekten öte yapılanların tekrarını denemekten başka bir işe yaramayan fasit dairedir.

Emekçi hakimiyetinin bir biçimi olan halk demokrasisini yozlaştırmakta oportünist revizyonizminin katkısı ve işlevi açıktı: Burjuva toplumunun temellerini sağlamlaştırmak ve sürekli kılmak...

Dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi oportünizmin bilimsel sosyalizmi tahrif etmede başvurduğu yöntemleri ülkemizde etraflıca ilk ele alan 1968 önderlerinden Mahir Çayan’dı (Kesintisiz Devrim 1-2-3 tezleri). Çayan oportünistlerin başvurdukları başlıca iki yöntemi şöyle açıklıyordu: Ya marksist sözleri çarpıtmak ya da Marksist-Leninist tezleri zaman değişti diyerek yanlış yorumlayarak revize etmek. Türkiye Devrimci Hareketi’nin mirasını baz almayan ve proletaryanın konumuyla sınıfsal çelişkilerini görememek düzen solunun yanılgısıydı.

Dünya savaşı öncesi kapitalizmin dünyayı getirdiği nokta ortadaydı.  Hatırlayalım. Fransız şirketleri Fransa halkının varını yoğunu Almanya’nın tröstlerine peşkeş çekmişti. Bu tröstler Hitlerin hizmetine koşmakta hamarat davrandılar. Öte yandan Fransız burjuvaları işçi sınıfını sol burjuvazinin yedeğine aldılar ve kullandılar. Sol oylara gözünü diken Fransız burjuvazisi sosyalist Millerand’a hükümette yer vermiş ancak Millerrand’ın işçilerle ilgili hiçbir önerisini dikkate almamıştı. İşçilerin burjuvazi tarafından kullanılması ve Millerandcılık sosyalist enternasyonalde büyük tartışmalara yol açmıştır.

Fransız şirketlerinin ve Alman parababalarının desteklediği Hitler’in ilk hedefi komünistlerdi. Sonra da sosyal demokratlar oldu. Jacques Duclos’un 1962’de yayımlanan  “L’avenir De La Democratie (Demokrasinin Geleceği)”ndeki deyişiyle (Kerem Kurtgözü 1987’de Demokrasi ve Kişisel İktidar adıyla çevirmiş): “Tarih, ömürleri boyunca devrimden sözetmiş, ama onunla karşı karşıya kalınca da sırt çevirmiş olan sosyal demokratları hiç unutmayacaktır”.

Alman demokratlar daha ileri görüşlü olmayınca faşizmden ve Hitler’in yaltakçılığını yapanlar kazandı.  Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg’un sonunu ise Alman sosyal demokratlarının tutuculuğu hazırlamıştır.  Eğer sosyal demokratlar burjuvazi ile işbirliği yapmasaydı Almanya ve Dünya faşizm belasına bulaşmayacaktı.

Kapitalizmin özgürlük savına karşılık kapitalist düşünür Sismondi 1815’te kapitalist düzenin çelişkilerini dile getirmiştir. Serbest rekabetin, denge ve koşullarda eşitlik yaratmamış, servetin belli ellerde toplanmasına, tekellerin ortaya çıkmasına, bunun sonucunda aşırı tüketime, bunalımlara yol açtığını itiraf etmiştir.

1789 Fransız İhtilali feodaliteye karşı emekçi halkla birlikte düzenlenmesine karşılık, ihtilal sonrası emekçi kitleler kenara itilip burjuva sınıfı yanında feodalitede ezilen köylülerin durumuna sokulmuştu.  Oysa Fransız İhtilalinden yüz yıl önce İngiltere’de ortaya çıkan devrim monarşinin sınırlandırılmasına dönük burjuvaziyle küçük toprak sahiplerinin işbirliği ile gerçekleşmişti. İngiliz İşçi Partisi’nin sosyal demokrat lideri Blair’in sendikaları çağdaş olmamakla suçlayan ve monarşiye destek veren tutumunun ne kadar gerici olduğu görüldü. Sınıf mücadelesini inkar eden ama solculuktan sözeden dünün Fransız solcularının bugünün Avrupalı ırkçı “yeni sol”cularından farkı yoktu.

Lenin, “Halkın Dostları Kimlerdir ve Sosyal Demokratlara Karşı Nasıl Mücadele Ederler?” adlı kitabında başta Çernişevski olmak üzere bütün devrimciler için halk köylülerdi demektedir. Toprağı işleyen, toprağın gerçek sahibi köylüler...

Onlar Rus proleteryasının öncülüğünde gerçekleşen 1917 Ekim Devrimi’nin önemini kavrayamamışlar, kapitalist devletlerin eşitsiz gelişmesi ve emperyalistler arası rekabet koşullarında, emperyalist zincirin en zayıf halkasını koparmak olanağını daha sonra bundan doğacak tüm sonuçlarla birlikte farketmiş ve Marksizmi zenginleştirmiş olan Lenin’in gözüpekliğini anlayamamışlardır. 1917 Ekim Devrimi’ne kadar Rusya’da verilen mücadele, toprağa sahip olmayan köylüler dışındaki sınıftan toprağı almak ve toprağı gerçek sahibine yani toprağı işleyene, köylülere geri vermekti. Sosyalizme ve işçi sınıfına dünya mücadeleler tarihindeki yerini veren Marx’tan sonra, pratik duruşunu iade eden de Lenin’in düşünceleri olmuştur.

Ülkemizdeki duruma gelince... Türkiye’nin merkez solcu demokratları da gerici oportünizmin tuzağına düşmüşlerdir. İrili ufaklı birçok sosyal demokrat olarak kendini tanımlayan oluşum kuyrukçusu oldukları burjuva düzen partilerinin arkasından nal toplamaktadır. Bunlar taklit ettiklerini itiraf etmekten kaçınmayan oluşumlardır.

Halen çeşitli arayışlar içinde bulunan Deniz Baykal şöyle diyor; “CHP, 3.dünya solcusu konumunda değildir. Liberal ve serbest Pazar ekonomisinden yanayız. Biz çağdaş, ekonomik bir sosyal partiyiz. İngiltere’yi Hollanda’yı, Fransa’yı sosyal demokrat başbakanlar yönetmiyor mu?” Deniz Baykal 8 Eylül tarihli Milliyet gazetesinde sosyalist enternasyonale üye olduklarını hatırlatıyor ve Avrupa sosyal demokrat partilerinin yaşadığı demokratik açılımı yaşadıklarını söylüyor ve ekliyor; “Bir evrim geçiriyoruz. Türk toplumu da artık feodal, içine kapanık bir toplum olmaktan çıkıyor. Biz de değişiyoruz.”

Şimdiye kadar devrimcilere ve sosyalistlere karşı verilmiş en ödünsüz muhalif girişimlerde öne çıkan Ecevit’in partisi DSP’de ise ihraç edilen milletvekili Erdal Kesebir, DSP’nin ağaların, beylerin, varlıklıların partisi olduğunu ve parti üzerinde aile hegemonyasının bulunduğunu itiraf etmişti.

Cumhuriyet gazetesinin 19 Haziran 1997 tarihli yazısında Taner Berksoy sosyal demokratlarla ilgili gerçeğin altını çiziyor ve bir reçete sunuyordu: “Avrupa’da sosyal demokratların özellikle ekonomik çözümlerinde ve buna koşut olarak ürettikleri söylem ve eylemlerinde merkeze kayan bir anlayışı seslendirerek başarıya ulaştıkları biliniyor. Bu eğilimin dozu farklı ülkelerde farklılaşıyor kuşkusuz. Ama genel doğrultunun bu yönde olduğu konusunda önemli bir uzlaşmazlık yok. Avrupa’dan bir rüzgar geliyor, ama bunun solu, merkeze itici bir etki taşıdığının da ayrımında olmak gerekiyor.”...

Türkiye’nin kısaca merkez solunun içinde bulunduğu kriz ile çıkmaz işte budur.

 
TAMER UYSAL

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü
DEVLET-ULUSTAN FEDERASYONA, ekitap
Dünyada altın madenciliği nasıl yapılıyor, kazalar ne kadar yaygın?
Afganistan: Aktivistlerden kadınlar için online dergi

AB, Türkiye'ye verdiği mülteci fonunun nasıl harcandığını öğrenemiyor.
Avustralya Dışişleri Bakanı Wong: Filistin'i tanımaya hazırız.
İngiltere'de polis, silah ruhsatı almak isteyenlerin eşleriyle de mülakat yapmaya başladı.
Beterin beteri var!
Sağ popülistler ilk kez AB Parlamentosu'nun kontrolünü ele geçirebilir…

Yoksulluk sınırı bir yılda 24 bin TL arttı.
Türkiye son 20 yılda faize 563 milyar dolar ödedi
Uber Avustralya'da taksi şoförlerine 178 milyon ABD dolar tazminat ödeyecek
Çin 2024 ekonomi hedeflerini açıkladı
Almanya'daki Türk doktor sayısı 2 bin 600'ü geçti

Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.
Franz Kolschitzky: Viyana Kuşatması'ndan Kalan Kahveleri Değerlendiren Girişimci
Kış güneşi arayan Britanyalıların adresi Türkiye

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI
TARİHSEL KİŞİLİK
TARİHSEL İNSAN
SÜREÇ VE TARİHSEL ÖZNE

'Yeşil İslam' Endonezya'yı iklim çöküşünden kurtarabilir mi?
İsviçreli kadınlar AİHM'de görülen iklim değişikliği davasında zafer kazandı.
Yorgun dünya artık yavaş dönüyor
Avustralya’daki dev yosun ormanlarını yapay zekâ koruyor
2023'te sıcaklık rekoru kırıldı

Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar
Sanal Gerçeklik, Artırılmış Gerçeklik , Metaverse, Sanal Uzay Nedir?

Bilim insanı Matthieu Juncker ekosistemi gözlemlemek için ıssız adada 8 ay tek başına kalacak.
Beynine çip takılan kişinin düşünceleri 25 dakika boyunca okundu.
14 Mart Pi Günü, Günün Kutlu Olsun Pi !
Tüm canlılar için en ideal sıcak
Avustralya’da 350 kişinin konuştuğu yeni bir dil gelişti

2023'te 282 milyon insan açlık yaşadı.
Servet dağılımı adaletsizliği: Türkiye'de %1’lik kesim servetin %40’ını alıyor
BM Raporu: İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısında soykırım suçu iddiası
Doğurganlık oranında 'büyük düşüş': Ülkelerin % 97'sinde nüfusun azalması bekleniyor
Dünya Mutluluk Raporu yayınlandı: Avusturalya listenin 10., Türkiye 98. sırasında yer aldı.

GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...
GENÇ BİR YAZARA BİRKAÇ TAVSİYE
DEĞİŞİYOR, YOKSULLAŞIYOR
“KİRAZ ZAMANI” SERÇELER, KİRAZ AĞACIMIZ, RAZZİA
Enflasyon Rehberi

UCUZ ET
Hesap
---İST
SANDIK
TAKSİ DURAĞI

İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi
Dünyanın İlk Destan Kahramanı: Gılgamış


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git