Kış erken gelir Doğu'ya. Sıcak odalarımızda izleriz, karların kapattığı köy yolları haberlerini. Ulaşılamayan köylerde yaşam nasıldır? Kış tatlı bir beyaz mıdır yoksa soğuk bir karanlık mıdır? O ulaşılamayan köylerin kadınları bilir. Ayşe bilir, Hatice bilir. Refika'nın bakışlarında, Nurcan'ın ellerinde anlatır kış kendini.
Kış erken iner köyümüze.
Biz köylüler dağların konuğuysak, dağların da keçilerin de insanların da asıl sahibidir kış.
Sonbahar, kışın hırçın iç çekmesidir. O iç çekince, yorganını, yatağını alır erkeklerimiz, kar yolları kapamadan terkeder köyü. Şehirlerde amele olur hammal olur para kazanmaya uğraşırlar.
Anamla ben büyütürüm dokuz çocuğu. İneğe, keçilere, katıra, tavuklara anamla ben bakarım. Biz gitmeyiz bir yere. Gidecek yerimiz olmaz.
Biz, çocuklar, hayvanlarımız bu dağlardan başka bir yere nasıl sığarız?
Oralarda hayat rüzgarın önüne kattığı keçi kılı gibi sürüklenip gider.
Oysa bizim hayatımız, dağların tepeleri ile ha şu dere arasında kat kat kar altında, donar kalır. Biz kıpırdamayız bir yere.
Anam ne zaman yaşlandı?
Yoksa hep böyle miydi? Anımsamaz.
Ben ne zaman genç kız oldum? Oldum mu?
Bilmem.
Kış erken iner köyümüze. Erkeklerimizin yığdığı taze dalları kar altından çıkarır, vurur sırtımıza hayvanlarımıza getiririz. Dağların zoruna inat yeşil kalmış dalların kokusunu alınca burun delikleri kabarır, melemeye başlar ahırlarda koyunlar, keçiler.
Gece kar, toprak damın üstünde yükselir gider. Sabah olur anam çıkar, hiç vermeden ağırlığını kürer karları ahırın damından, odaların damından iteler. Ertesi gece kar yine yağar, yine yükselir dam üstünde. Sabah olur, ben çıkarım dama, kürerim karları. Anam evin uzağına sürer, yoksa kapıyı bacayı kapar kar, bırakmaz bizi evden dışarı. Çocuklarımız hasta olur yoksa.
Hasta da oluruz. Ateşler içinde yandığımız olur. Duaların dağların ötesine ulaşmadığını, bizi kar altında bırakan yaradanın bakışının başka yerlerde olduğunu biliriz. Karın zoruna inat ateşi ile kavrulup giden olur bazan ömrünü tamamlar bir yaşlı, ömrüne ece bile diyemez bir yeni doğan. Bizi ağıtlarımıza bırakıp giderler.
Kışı anamla ben bilirim.
İlkbahar kışın ıslak soluğudur. Gök demir gibi kurşuni, kızar, çakar, ağırlaşır iner üstümüze, çocuklarla sarılıp türküler okuruz. Çıldırır hayvanlarımız, salarız dağa. Sütün, peynirin, yoğurdun tadı gelir.
Yaz, tozlu yollardan çıkıp da gelmiş yorgun bir konuktur. Gurbetten döner erkeklerimiz. Analarına, karılarına kına kızlarına, yazmalar, boncuklar getirir. Ağaç kesmeye, arılarına bakmaya, evleri onarmaya girişirler. Babaları yokken haylazlaşmış oğlanları hizaya çekerler. Çok kalmaz yaz, yaşlıların romatizmalı kemikleri ısınmadan çeker gider.
Bu dağları anamla ben bilirim.
Anamla ben, dağ gibi, kış gibi... Kıpırdamayız.
Yaradanın bakışından uzak, çilemiz hiç bitmez.
Sonsuza dek buradayız.
ve sonsuza kadar hikayelerimiz yazılmayı bekleyecek....
nasıl demeli nasıl anlatmalı..aslına onurlu bir yaşam kavgasıdır hayatta kalma mücadelisidir kardeşlerimin,analarımın orda verdikleri mücadele...bende doğulu bir köy çocuğuyum nasipse bu yıl öğretmen olacağım.. sizleri anlayabiliyorum değerli meslekteşlarım.. her ne kadar birileri unutmuşsa biz unutmadık oradaki bacılarımızı,kardeşlerimizi.. hem ben buradan ne yazarsam yazayım dokunamam onların gözyaşlarına ... ama unutmadık onları ve en kısa zamanda her şeyimizle onlara elimizden gelen desteği vermek dileğiyle.. özelikle oradaki analarımın elerinden hürmetle,sevgiyle öperim.. çünkü biliriz BİR BAŞKADIR DOĞUDA ANA OLMAK bir anlamda hem çilenin hem de umudun yegane kahramanlarıdır onlar....
Cok guzel bir oyku bu Deniz'cim.
Bitlis'in, Bitlis gibi illerimizin, Hizan gibi koylerimizin var oldugunu hep biliriz. Olanaksizliklar icindeki koy okullarini, guc yasam kosullarini, kisin yollarin kapandigini duyariz, onlar uzerine yazilar oykuler okuruz. Ama ben Bitlis Hizan masallarindan sonra bir baska bakar oldum oralara, sanki bir arkadasim, bir yakinim oralarda yasiyormus gibi... Turkiye'ye kis geliyor. Kar gene yollari kapayacak. Karin ardindaki koyu, koyleri bir baska duyumsayacagim, koyun kizlarini cocuklarini, kadinlarini erkeklerini dedelerini gorur gibi olacagim.