Türkiye de Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD) bir basın açıklaması yaparak Boğaziçi Üniversitesi'nde türbanla ilgili yaşanan gelişmelere dikkat çekerken, türbanın örttüğü gericilikle gerçek bir mücadelenin ancak ödünsüz bir aydınlanmacılık, bağımsızlıkçılık ve kamuculukla mümkün olacağını kaydetti. İşte açıklama...
Boğaziçi Üniversitesi rektörünün önceki gün türbanı üniversiteye sokmama kararı, gerici-liberal ittifak tarafından ilkellik, baskıcılık, çağdışılık ve hatta faşizm suçlamalarıyla karşılanmıştır.
Tüm bu sıfatların sahibinin, Aydınlanma’dan bu yana dinci gericilik olduğunu unutmak için insanın ya amnezi ya da liberal olması gerekmektedir. Liberal destekli AKP-MHP ittifakının üniversiteye türbanı sokmak için anayasa değişikliği yapmak istediği sıradaki aldatmaca tekrar sahnelenmektedir. Kadınların “ait oldukları” erkekler dışında toplumsal ve siyasal yaşamlarında kapanmasını savunmanın gericilik olduğu unutturulmak istenmektedir. Türban, gerici hareketin siyasi simgesi ve siyasi istismar vesilesidir.
Gericiler utanmadan 12 Eylül faşizminden bahsetmektedirler. 12 Eylül faşizmi, liberalleri ya da dincileri değil ilericileri ve devrimcileri hedef almıştır. 12 Eylül Türkiye ilericiliğine şiddetle saldırırken gericiler semirecek zemin bulmuştur. İlerici gençler işkencelerden geçirilirken darbeci Kenan Evren mitinglerde dini propaganda yapmıştır. 12 Eylül’ün emekçi kazanımlarına saldırması ve piyasayı güçlendirmesinin yarattığı boşluğa cemaatler dolmuştur. Türkiye’de gericiliği büyüten, gericilerin dillerinden düşürmedikleri özgürlük değil 12 Eylül faşizmidir. Bu bakımdan Boğaziçi Üniversitesi’nde türban “özgürlükleri”ni savunanlar 12 Eylül’e haksızlık etmektedirler.
Gericiler güçlenmelerini 12 Eylül’le birlikte ABD’ye de borçludurlar. Onların özgürlük ve demokrasi söylemlerinin sahibi ABD’dir. ABD, işgallerini ve katliamlarını hep bu gerekçeyle yapmakta, bu gerekçeyle sömürgeleştirmektedir. Bu rastlantı değildir. Tarihi unutmamak gerekir. 12 Mart ve 12 Eylül’ün hedef aldığı ilericiler ABD’nin 6. Filo’sunu protesto ederken saldıranlar gericilerdir. O günkü “Yeşil Kuşak” projesinin sahibi ABD’dir. 1993’te Sivas’ta halkı aydınlatmak için çırpınan aydınlarımızı yakanlar gericilerdir. Ve 2008’de içki sattığı için insanlara dayak atanlar gericilerdir. Aynı gericiler Boğaziçi Üniversitesi’nde türbanı protesto eden yurtsever öğrencilerin “Karanlığa Kapalıyım!” afişlerine de saldırmışlardır. Bugün “ılımlı İslam” projesinin sahibi ABD, uygulayıcısı gericilerdir. Özgürlükçü gericiler, Amerikancı gericiler…
Bu nedenlerle türbanın örttüğü gericilikle gerçek bir mücadele ancak ödünsüz bir aydınlanmacılık, bağımsızlıkçılık ve kamuculukla mümkündür. Başta Boğaziçi Üniversitesi olmak üzere üniversite bileşenlerini bu çizgide uyanık olmaya ve örgütlü bir mücadele vermeye çağırıyoruz.
Üniversite Konseyleri Derneği
http://www.universitekonseyleri.org