|
|
Bilge Kağan'ın heykeli bulundu.Kategori: Ayorum Güncel | 0 Yorum | Yazan: Haberci | 25 Eylül 2008 04:34:57 Orhun Anıtları'nın bulunduğu bölgedeki bir kurganda kazı çalışmalarını sürdüren Moğol bilim adamları, Bilge Kağan'ın heykelini bulduklarını öne sürüyor. Kazı izni bulunan Kül Tigin Derneği'ne bağlı kazı ekipleri, araştırmalarından birini, başkent Ulan Bator'un 365 kilometre kuzeybatısında, Orhun Anıtları'nın bulunduğu Orhun Vadisi'nde sürdürüyor.
Kazı çalışmaları, başkanlığını, ülkenin önemli bankalarından Anod Bank’ın yönetim kurulu başkanı Davaa Myamaa’nın yürüttüğü Kül Tigin Derneğince finanse ediliyor. Moğolistan Milli Üniversitesi Arkeoloji-Antropoloji Bölümü’nden 30 kişinin katıldığı, aralarında ülkenin tanınmış arkeologlarından Prof. Dr. Batsaikhan Zagd’ın da yer aldığı kazı ekibine, yine tanınmış Moğol arkeolog Prof. Dr. Bor Cugder başkanlık ediyor. Prof. Dr. Bor Cugder, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Orhun Irmağı yakınlarındaki Bilge Kağan ve Kül Tigin anıtlarının batısında, anıtlara yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaki bir kurganda kazı çalışmalarını sürdürdükleri anlattı. Ekibin, Arhangai vilayeti Haşat ilçesi sınırları içindeki Şevit kurganında kazılara 18 Haziranda başladığını belirten Moğol bilim adamı, kurganın iç içe iki bölümden oluştuğunu söyledi. Dış duvarların bir kenarının uzunluğunun 36 metre, iç duvarların bir kenarının uzunluğunun 24 metre olduğunu açıklayan Prof. Dr. Cugder, "Şevit kurganı, şimdiye kadar dünyada bulunan en büyük kurgan" dedi. Kazı çalışmaları için hükümetten izinlerin alınmasının ardından önce çevre çalışması yaptıklarını belirten Prof. Dr. Cugder, arkasından jeofizik araştırmaları tamamladıklarını, bunların olumlu sonuçlanması üzerine de haziran ayında kazı çalışmalarına başladıklarını anlattı. Prof. Dr. Bor Cugder, Şevit kurganında süren çalışmalar sırasında buldukları heykelin Bilge Kağan’a ait olduğunu öne sürdü. Kazı çalışmaları sürerken, kurganın ana duvarlarının açılmasının ardından önce heykelin ayak kısmını bulduklarını anlatan Moğol bilim adamı, ilk aşamada, bulunan bu parçadan, heykelin kime ve hangi döneme ait olduğu konusunda bir sonuca varamadıklarını dile getirdi. Kısa bir süre sonra heykelin diğer parçalarını bulan kazı ekibinin başkanı Prof. Dr. Cugder, "Diğer parçaları da birleştirince, heykelin Bilge Kağan’ın heykeli olduğu sonucuna vardık" dedi. Prof. Dr. Cugder, bu sonuca nasıl vardıkları konusunda ise şöyle konuştu: "Öncelikle Orhun Vadisi, Göktürklerin anayurdu. Bulduğumuz heykel, Bilge Kağan ve Kül Tigin anıtlarına çok yakın mesafede. Kazı yaptığımız Şevit kurganı ile anıtlar arasında sadece 2 kilometrelik bir mesafe var. Heykelde, Tabgaç işçiliği de görünüyor. Buradan, heykelin yapımında, bir başka Türk soyu olan Tabgaçların da yardımının olduğu ortaya çıkıyor. Heykelin Bilge Kağan’a ait olduğu sonucuna varmamızın bir başka sebebi de heykelde şapka olmamasıdır." Prof. Dr. Cugder, Bilge Kağan heykelinin bulunduğuna yönelik ilk kez açıklama yaptıklarını da kaydetti. Öte yandan, Moğol arkeoloji ekibinin bulduğu heykel 3 parça halinde. Ayaklarının olduğu kısım halen kazı alanında bulunuyor. Baş ve gövdesi ise kazı alanına yakın kampta muhafaza ediliyor. Heykelin boyu ise yaklaşık 140 santimetre. Kazı çalışmalarını organize eden Kül Tigin Derneği Başkanı Davaa Nyamaa ise AA muhabirine yaptığı açıklamada, "tarih araştırıldığında Türk ve Moğolların birlikteliğinin, aynılığının görüldüğünü" söyledi. "Hun, Türk ve Moğol imparatorluklarını kuranlar aynı kökten geliyor" diyen Nyamaa, gerek daha önce ortaya çıkarılan buluntuların, gerekse yeni bulunan Bilge Kağan heykelinin, bu durumu kesinleştirdiğini vurguladı. "Moğolistan, kapalı bir mücevher kutusudur" diyen Davaa Nyamaa, bu kutunun açılmasında Moğolistan ve Türkiye’nin elbirliği içinde olması gerektiğini, bunun da sadece tarihi ve kültürel alanlarda değil, tüm alanlarda gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkati çekti. Bilge Kağan, 683 yılında doğdu. Babası, Göktürk Devleti’ni yeniden kuran İlteriş Kutlug Kağan, annesi İlbilge Hatun’dur. 8 yaşında babasını kaybeden Bilge Kağan, 24 yıl boyunca Göktürk Kağanlığı yapan amcası Kapagan Kağan’ın elinde büyüdü. Amcası öldüğünde yerine geçen oğlu İnal’ı devirerek 32 yaşında Göktürklerin başına geçti. Devletin yönetimine alan Bilge Kağan, önce iyi bir yönetim oluşturmayı hedefledi. Bu amaçla ordunun başına, 31 yaşındaki kardeşi Kül Tigin’i, vezirliğe de Tonyukuk’u getirdi. Gerek milletini yerleşik hayata geçirme, gerekse Türkler arasında Budizm’i yayma düşüncelerinden, Tonyukuk’un, "yerleşik hayata geçen Türklerin güçlü Çin’e karşı güçsüz kalacağı ve yenilerek Çinlilere tutsak olacağı", "Budizmin de Türk insanındaki hükmetme ve iktidar duygusunu zayıflatacağını, bu dinin ve tapınaklarının ülkeye sokulması halinde Türk milletinin yaşamının sona ereceği" uyarıları üzerine vazgeçer. Kağanlığı döneminde Göktürk Devleti’nin sınırları Çin’in Şun-Tung Ovası’ndan İç Asya’da Karaşar bölgesine, kuzeyde Bayırku sahasından Ani Irmağı havalisi ve Batı Demir Kapı’ya ulaştı. Önce veziri Tonyukuk’u, ardından da kardeşi Kül Tigin’i kaybeden Bilge Kağan’ı, Çinlilerle iş birliği yapan bakanı Buyrak Cor zehirledi. Yatağında hasta yatarken, kendisini zehirleten bakan ve yardımcısını öldürten Bilge Kağan 25 Kasım 734’te öldü. Orhun anıtlarından biri olan Bilge Kağan anıtı, ölümünden sonra 735 yılında oğlu Tenri Kağan tarafından dikildi. Diğer anıt olan Kül Tigin anıtı ile aralarında bir kilometre mesafe bulunuyor. Göktürk yazısı kullanılan anıtın yüksekliği 3.80 metredir. Doğu yüzünde 41 satır, güney ve kuzey yüzlerinde 15’er satır yer almaktadır. Batı yüzünde ise Çince bir yazı bulunmaktadır. Anıttaki yazıların bazı bölümleri Kül Tigin anıtından aktarılmıştır. Kül Tigin anıtından farklı olarak Kül Tigin’in ölümünden sonraki olaylar da anlatılmaktadır. Yollug Tigin tarafından yazılmıştır. Anıttaki yazılarda, Bilge Kağan’ın, yönetimde olduğu süre içinde yaptıkları, halkına öğütleri, savaşları, Türk kültürü ve toplum hayatı yansıtılmaktadır. Moğol arkeologlarının heykelini bulduklarını öne sürdükleri Bilge Kağan’ın hazineleri de Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı’nın (TİKA) sürdürdüğü çalışmalar sonucunda, 2001 yılında bulunmuştu. Amerika’dan Japonya’ya dünyanın tüm arkeologlarının peşinden koştuğu Bilge Kağan hazinesini bulmak için Amerikalılar uyduları da devreye sokmuş ama bir sonuç alamamıştı. TİKA’nın desteğiyle 1997 yılında başlatılan "Moğolistan’daki Türk Anıtları Projesi" çalışmalarına katılan Türk arkeolog ve tarihçiler, 2001 yılında, Bilge Kağan külliyesindeki sunak civarında yaklaşık 4 bin 500 altın ve gümüş parçadan oluşan eserler ortaya çıkarmıştı. Eserler arasında Bilge Kağan’ın anka kuşu motifleriyle süslü tacı da bulunuyor. Tek parçasına bile değer biçilemeyen hazine "dünya mirasları" listesinde yer alıyor. (aa)
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|