|
Küçük bir köy devrimiKategori: Hizan Köy Masalları | 6 Yorum | Yazan: Deniz Günal | 21 Eylül 2008 14:11:25 Ağılözü, Cumhuriyet tarihinin ilk yıllarında coşkuyla yaşanan devrimler gibi, bir tatlı devrimi gözlerden uzak yaşıyor. Bu yıl Ağılözü'nden, dört kız çocuğu daha ortaokula başladı. Birini babası kendi elleriyle götürüp ortaokula yazdırdı. Diğerlerini Edip öğretmen, zorla aldı köyün elinden. Ağılözü'nün, mutlu kızlarının, mutlu babaların, mutlu ablalarının, atılan tohumları yeşertecek o güzel insanların küçük öyküsüdür.
yağmurlar yağmadan köyün toprak yolları balçık çamura durmadan şimşekler çakmadan dağlar kararmadan önce Pırıl pırıl bir sabahmış. Güneş insanın hem içini hem dışını ısıtıyormuş. Abdülgaffar tutmuş kızının elinden. Ablaları hazırlamış çantasını hevesle. Çok değil bir kaç yıl önce, Refika, Gülcan, Hanife küçük birer kızken, köyde okul açık olsaymış, öğretmen olsaymış, kızlar okusun diye çırpınan bir Edip öğretmen olsaymış, babaları onları da köyde bırakmazmış. İşte şimdi o fırsat var. Abdülgaffar tutmuş Nurten’inin elinden. Sabah erkenden binmişler köyün dolmuşuna. Çocuklarına düşkün iyi bir adam Abdülgaffar. Çocukları insan gibi yaşasınlar, mutlu olsunlar istiyor. Bu nasıl olacak? Köydeki yaşam koşulları belli. Ama okurlarsa... Okuyabilirlerse... O zaman her şey çok farklı olabilir. Nurten’inin küçük eli, Abdülgaffar’ın kocaman baba avcunda Merkez ortaokulunun kapısından girmişler içeri. Ayşe ile Meryem de geçen yıl burada başladı okula. Birlikte okursa köyün tüm kızları, birbirlerine destek olurlarsa annelerin babaların gözü de arkada kalmaz. Edip öğretmeni aramış bir yandan baba, haber vermiş. Hoce, biz şimdi kayıt yaptırıyoruz. Sevinç içinde fırlamış yerinden Edip öğretmen. Ağılözünün bir babası tutacak kızının elinden ortaokula götürecek, o da oturacak öğretmen evinde olur mu hiç? Koşmuş gitmiş Edip. Nurten’i, birlikte kaydettirmişler, okulu birlikte dolaşmış, güzel kızı yatakhaneye yerleştirmişler. Abdulgaffar, ayrılmadan önce, sarılmış kızına. Yedi tane de olsa sekiz tane de çocuğu, hepsinin yeri ayrı yüreğinde. İşte bu güzel gözlü kızı artık evinde yatağında yatmayacak ha! Bu akıllı çalışkan kız artık babasına su vermeyecek, çay yapmayacak ha! Okuyacak. Okumuş bir insan olacak. İnşallah Nurten’im inşallah. Saçlarını okşamış kızının. Nurten’in gözleri ışıl ışılmış arkalarından el sallarken. Edip yeni bir güçle tazelenmiş. Hemen atlamış dolmuşa, bir yandan çocuklara bağışlarla gelen okul çantalarını, ayakkabıları yüklenmiş. Kasırga gibi girmiş köye. Bütün köyü toplamış. Peri’nin, Pınar’ın, Hafize’nin babalarını almış karşısına. Kızlarınızı okula götürüyorum. Bir kavga bir gürültü. Olmaz hoce! Olacak. Elinizden geleni ardınıza koymayın. Babalardan biri yürümüş üstüne. Köylülerin bir kısmı babayı bir kısmı öğretmeni tutup ayırmış. Edip öğretmen biliyor aslında babalar da göndermeye gönüllü ama köyün yaşlılarından çekiniyorlar. Geçen yıl Ayşe ile Meryem okula başladığında güldüler ailelerle dalga geçtiler, şimdi kınadıkları duruma düşmek istemiyorlar o da başka. Kızlardan birini hemen yollamışlar dağa. Edip, önce gider keçilerin otladığı yükseklerden alıp gelir kızı. Birini saklamışlar. Kaç dam ki köy, kaç oda ki evler. Bulur kızı öğretmen, ama çıkaramaz dışarı. İki gözü iki çeşme ağlıyor kız. Öğretmenim ben nasıl gideyim, üstüme giyecek bir şeyim bile yok ki! Bak şimdi okula gitmezsen sonra bu köyden hiç çıkamayacaksın, hep yoksul, cahil mi kalmak istiyorsun! Hadi kızım. Üst baş düşünme, bana güven miyor musun? Çıkmış, karanlık odadan kız. Diğerini babası dövmüş eve göndermiş. Gider öğretmen onu da çekip alır. Arkada gözü yaşlı anneler, buruk ablalar, durgun abiler... Arabaya binip yola çıkarlar. Arabada kızlar nasıl da cıvıldaşıyor. Şen mutlu. İtişiyorlar, gülüşüyorlar, öğretmenin fotoğraf makinesiyle birbirlerini çekiyorlar. Önlerinde yepyeni bir hayat var artık. Öğretmen yol üstündeki köylerin okullarına uğruyor. Hafize, Peri ve Pınar... Öğretmenin melekleri, birlikte yardım paketlerini dağıtıyorlar diğer köylerin çocuklarına. Onlar bu dağların güçlü, çalışkan, şen kızları. Yalnızca bir şans istiyorlar. Çok şeyler yapacaklar. Onlar memleketimizin taze, temiz, gururlu kanı, güçlü ve şen akacaklar. Akşam öğretmen geri gelir köye. Babalar gizli saklı sokulurlar. Hoce n’oldu? Kaydettin mi bizim kızı? Gözleri ışıl ışıl, dudaklarında bıyık altı bir gülücük. İyi mi Pınar’ım? İyi mi Peri’m? Hafize nasıl hoce? Aslında babalar biliyor. Kızlarına yepyeni bir ufuk açıldı şimdi. Bu deli öğretmen bir okuma, gelişme, bambaşka olma aşkını içlerine attı ya... Biliyorlar. Baba yüreği sıcak mutlu. Sabah üstüne yürüyen baba, ayrılırken gözlerine bakıyor öğretmenin. Allah razı olsun hoce! * Dağa çıkmak kolay değil. Ama kız kısmına en zoru dağdan inmek. Ağılözü bir devrim yaşıyor. Akıl, sevgi, paylaşım, mutluluk yolunda. Ülkemizin her yanında Edip gibi öğretmenlerle böyle devrimler yaşanıyor. İnsanlık hep ileri gitsin, insanlar hep mutlu olsunlar, kadınlar güçlü onurlu bireyler olsun, güçlü, onurlu, akıllı çocuklar yetiştirsin diye. Ülkenin başındakiler birbirini yesin, pisleyip dursunlar. İnsanlık tarihini Edip’ler, Ayşe ve Meryem’ler, Abdulgaffar’lar yazıyor. Onlar yazacak insan olmanın tarihini. Ellerinizden, gözlerinizden öpüyorum sizi ülkemin ey güzel çocukları, ey güzel insanları.
Yorumlarsevilay ataibis
{ 06 Ekim 2008 05:34:49 }
İnsanlık hep ileri gitsin, insanlar hep mutlu olsunlar, kadınlar güçlü onurlu bireyler olsun, güçlü, onurlu, akıllı çocuklar yetiştirsin diye.
sevgimle edip öğretmen, yolun hep açık olsun, ülkemize nice edip öğretmenler yetiştirmen dileği ile.... Didem Carisimo
{ 02 Ekim 2008 18:09:24 }
Sizin hakkiniz odenmez.
ŞENGÜL YENİÇERİ
{ 29 Eylül 2008 10:53:27 }
meclise eğer ATATÜRK zamanındaki kadar kadın sokabilirsek,kadının merhamet duygusunu,vicdanını,dayanıklılığını,nezaketini,üretkenliğini biraz daha çalışan kesime yayabilirsek,çok şey değişecek canım ülkemde.sen de bu yolda meşale taşıyan bir nefersin edip hocam.o zaman kaderine razı olmayacak kadın.o zaman bazı erkekler kendine bakıp ben ne yapıyorum diyecek.yolun açık olsun edip hocam.
Pinar Ozkan
{ 25 Eylül 2008 01:57:43 }
Edip''ler...Ayse''ler..Meryem''ler..Abdulgaffar''lar...bir zamanlar cumhuriyet tarihimizi de yazan boyle guzel insanlar degil miydi?...
cömert yıldız
{ 24 Eylül 2008 07:46:48 }
Bu sürecin romanlaşması gerektiğine hala çok inanıyorum, bu cevherlerin işlenme süreci gelecek nesilleri daha çok ışıltmada herkes için daha kuvvetli yakıt olacaktır.
selamlar cömert aykut yazgan
{ 22 Eylül 2008 13:28:50 }
Ellerinizden, gözlerinizden öpüyorum sizi ülkemin ey güzel çocukları, ey güzel insanları.
Diğer Sayfalar: 1. gözyaşlarımla.. aykut
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|