|
|
Yoksul halka iftar yemeği...Kategori: Ayorum Güncel | 0 Yorum | 02 Eylül 2008 18:35:06 Kimliğine kavuşmuş kentlerde yoksulluk ve yolsuzluk en az seviyededir. Kimlikli kentlerde insanlar toplu yaşar toplu hareket eder kente, verilen her hangi bir zarara birlikte tepki gösterip, sahip çıkar. Bu duruş sayesinde o bölgelerde imar yolsuzluğu, kaçak inşaatı kimse yapamaz.
Bahçeşehir ve Esenkent’in yoksul halkına iftar yemeği vermek Yoğun göç alan varoşlarda ise insanları bölüp parçalayıp yönetmek için önce kimliksizleştirirler. Daha sonra o kentin kimliğini bozarlar sonra yönetmeye çalışırlar. Eğer kent kimliğine kavuşma yolunda kentlinin verdiği mücadelede insan kimliği değişime uğramamışsa o kentin kimliği kolayca bozulmaz. Ayrıca kültürlerin yozlaştırıldığı halk kitlelerinin dağıtıldığı, halkın tepkisiz hale getirildiği bir kentte duyarlı insanın varlığından söz etmek de mümkün değildir. Anadolu mu İstanbul’u bozdu yoksa İstanbul’ mu Anadolu’yu bozdu Varoşlarda insanların kimliği ve şehrin kimliği hızlı bir şekilde bozulmuştur. Örneğin İstanbul’da Anadolu insanın en çok göç ettiği Sarıgazi Sultanbeyliği Sultançiftliği, Pendik gibi buna benzer yeni yerleşim bölgelerinin içende en fazla bozulan Esenyurt’tur. Kimliklerin hızla bozulduğu sorusuna gelince; Anadolu’mu İstanbul’u bozdu yoksa İstanbul’ mu Anadolu’yu bozdu? Anadolu insanı göç ederken berrak, temiz, emek kokan, toprak kokan, geleneklerini, göreneklerini ve kültürlerini de beraberinde getirmiştir. Mesela varoşlarda 20 yıl önce dolmuşta 60 yaşındaki anadolu insanı 20 yaşındaki genç kadına yer verirken, bu gün 20 yaşındaki genç kızlar anneleri yaşındaki kadınlara ve yaşlı dedelere yer vermez duruma gelmiştir. İstanbul Anadolu insanını bozdu Çünkü örf âdetiyle gelmiş, geldiği yörede senetle değil sözle alışveriş yapmış ama İstanbul’a gelince elini vermiş kolunu alamamış. Hâlbuki Anadolu’da o çocuklar Anadolu meclislerinde el pençe büyüklerine saygı içinde yetiştirilmiş. Ama Batılı gömleğiyle İstanbul’da bozulmuş baba, kızına oğluna söz geçiremez olmuş. Anadolu’da evini yaparken, seyyarcılık yaparken rüşvet vermemiş ama İstanbul’da bir yuva yaparken kaçak olduğu için rüşvet vermiş. En önemlisi İstanbul'lular kentin kimliği bozulurken de seyirci kalmışlar. Örneğin arsalarını ve paşa konuklarını satarken şartsız satmış, konakları yerine büyük inşaatlar yapılırken hiç kimse sesini çıkarmamış, kentine sahip çıkmamış. Onların duyarsızlıkları sonucu güzelim boğazı ve İstanbul’u betona çevirmişler. Açıkça görünüyor ki kentin kimliğinin bozulmasında da Anadolu insanı değil İstanbul'lu daha fazla rol oynamıştır. İnsanların kimliklerinin bozulmasında en büyük etken ekonomidir Varoşlarda süreklilik arz eden yoksulluk politikasından, halkı yoksullaştırıp kendine bağlayan AKP anlayışının yarattığı halk kitlesinden fazlada bir şey beklemek doğru olmaz. Bir söz var “Yoksuldan namusluluk beklemek en büyük namussuzluktur”. Düşünün bu ramazanda bir buçuk milyon insanın evine iftar yemeği verilecek. Bahçeşehir ve Esenkent’tin yoksul halkına Belediye sosyal tesislerinde (havana Parkında) iftar yemeği verilip onların da kimliklerinin bozulması için çaba gösterecek bu anlayış. Esenyurt, bütün Anadolu’yu ve kültürlerini kucaklamış bir bölge. Halk kitlelerinin en güçlü olduğu bölge Esenyurt bölgesi olduğu için bütün oyunlar orada dönmektedir. AK partili Belediye Başkanı Esenyurt’ta müthiş gerginlik yaratıyor İnsanların arasına fitne fesat sokmakta. Yanlışlara karşı çıkanları tehdit ettirip gerekirse dövdürmekte. Bazı olumsuzluklara karşı gelen kentin kimlikli insanlarını kimliksiz yapmak için yanındaki yalakaları kullanıp Esenyurt’ta komplolar kurdurup, iftiralar attırıp bu insanları yıpratılmasına çanak tutmakta. Örneğin yolsuzluk haberlerimizden ötürü Gazetemize yapılan tehditler... Esenyurt’ta Gazete büroları basılıp gazeteci dövülmeleri gibi önemli olaylara kentin ne belediye başkanının ne de kaymakamının ses çıkarmamaları düşündürücüdür. İnsanların karşı çıkmasına rağmen Cumhuriyet Meydanında Atatürk Büstünü gece saat 10.30’da aldırıyor, yerine Atatürk’e benzemeyen bir heykel koyuyor. Nazım Hikmet’in heykelini önce görünmez yere aldırıyor, sonra 400 kilo ağırlığındaki heykel çalınıyor. Cadde ve sokakların ismini değiştiriyor. Daha iyisini yaparız diye savuşturuyor. Bana göre Kadıoğlu toplumun tepkisini ölçüyor çünkü bizim haberimiz yok diyor Bu davranışıyla bilmeden Esenyurt halkını sürekli geriyor. Yolsuzluk, rüşvet, erk kimliklerin değişiminde büyük rol oynuyor Şimdi Ak partili Belediyelerden ihale alıp nemalanan bir gurup var. Bir gurup da nemalanmak için sözünü almış sırada bekliyor. Bir gurup da çıkar sağlamak için bin bir çeşit yol hayal ediyor. Bir gurup pirinç, bulgur, köprü, öğrenci bursu beklerken, bir gurup Ramazan yardımı için kuyrukta bekliyor. Bir gurup yaklaşmak için iyi partidir deyip mesaj gönderiyor. Esenyurt’un gelecekte en büyük trafik sorunu yaşanacağı ESKULE inşaatına karşı çıkanlar, sıkıştırılıyor tehdit ediliyor. Eskule’den çıkar sağlayanlar, sorumlular Eskule'nin önünden geçerken utanıyor ama Esenyurt halkına hesap vermiyor. Esenyurt’un kimlikli bir yapıya kavuşması için yol haritası olacak, bütün olumsuzluklara karşı çıkacak Esenyurt kent Konseyi Başkanı ve Belediye Başkan Yardımcısı İlhan Bölükbaşı da Belediye başkanıyla birlikte hareket edince, Esenyurt’ta kent kimliğinin, insanların kimliğinin her geçen gün bozulmasına çanak tutuluyor. Daha doğrusu Esenyurt’ta mevcut iktidar, kentin ve insanların kimliklerini değiştirtmek için her yolu deniyor. İstanbul’un bir sürü sıkıntısı varken, bu ramazanda bir buçuk milyon insanın evine iftar yemeği verilecek. Basın kent ve insan kimliğinin bozulmasında görevini yapmış mı AK partinin geliştirdiği yoksulluk politikasından Basın da nasibini almış durumda. Kendinden olmayanlara yaşama hakkı tanımadığı için Basın kimliğini değiştirmek zorunda kalmış. Şimdi bölgemizde bir gurup basın AK Partinin medyası olmuş. Bir gurup Basın Ak partinin medyası olmak için çaba gösteriyor ve belediye başkanlarının oluşturduğu Basın bürolarının gönderdiği haberleri değiştirmeden yayınlıyorlar. Bir gurup medya da AK partiden gelecek beklediği için yazı yazmıyor. Hal böyle olunca kentteki yolsuzluklar, olumsuzluklar, tehditler, şantajlar, komplolar, olaylar kamuya aktırılmıyor. AK partililerin bu kenti yönetmesi artık sıktı. Candan Erçetin, Başbakanın olduğu salonda sahne alıp ona şarkı söylemem, Atatürkçüyüm ilkelerim var demiş. Esenyurt halkının da Esenyurt’ta Cumhuriyete karşı gelenlere, Atatürk’e saldıranlara, Nazım Hikmet ismini silenlere, bozanlara, rüşvet alanlara, rüşvet verenlere, insan ayrımı yapanlara, halkın parasını peşkeş çekenlere, yolsuzluk yapanlara, işbirlikçilere, halkı gerenlere, bölge halkının haddini bildirmesi gerek. Onların elini tutmayıp tepkilerin göstermeleri gerek. Bütün olumsuzluklara rağmen toplum dengelerini bozan, psikolojik bunalım yaratan belediyeler karşısında, kentlerinin kimliğini bozanlar karşısında duyarsız kalmamalı... Mustafa KÜPELİ Avcılar Kent Konseyi Genel Sekreteri
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|