Dijital televizyon kaydedicileri ve Internet üzerinden yapılan video ve TV yayınları sayesinde, insanlar ‘diledikleri yayını diledikleri saatte ve şekilde’ izleme özgürlüğüne kavuşuyor.
Amerika’daki her dört evden birinde artık dijital video kaydedici var. Bu cihazlar sayesinde siz evde olmadığınız zaman bile dilediğiniz televizyon yayınını kaydetmeniz, aradaki reklamları atlayarak sizin seçtiğiniz zaman diliminde seyretmeniz mümkün.
İzleyenlerin kazandığı bu özgürlük, yapımcıları ve reklamcıları kara kara düşündürmekte. Prime-Time’daki izleyici sayısı giderek azalıyor. Önümüzdeki yıllarda bu gidişatın devam edeceğine kuşku yok.
ABD’deki reklam sektörünün 9 milyar dolarlık cirosu var ve bunun aslan payını televizyon yayınları alıyor. Horizon Media adlı reklam ajansının araştırma müdürü Brad Adgate, reklamverenlerin bu değişimler karşısında yeni tavırlar ve staratejiler geliştirmesi gerektiğini düşünenlerden.
Medyanin Reklam ve Ticari İlkeleri Değişecek “Reklamverenlerin televizyonu tercih etmelerinin nedeni geri dönüşün derhal sağlanabilmesidir. Televizyon seyircileri ekran başında geçirdikleri saatleri başka zaman dilimine kaydırdıkça, televizyona reklam vermekle dergilere reklam vermek arasında pek de fark kalmıyor” diyen Adgate, her geçen yılla birlikte prime-time seyirci oranının düşeceğini belirtiyor.
Kablolu yayın yapan şebekelerin kayıtlarına göre, geçen sezon Amerika’daki ‘dijital olarak videoya kaydedilen’ televizyon yayınları yüzde 60 oranında arttı. Bu durum, reklam tarifeleri için esas alınan rating ölçümlerinde yeni yöntemlerin kullanılmasını gerektiriyor. Yayın şirketleri artık ‘üç günlük yayın sırasında en çok seyredilen TV programları’ gibi kategorizasyonlar üzerinden reklam tarifesi oluşturuyorlar.
NBC araştırma bölüm başkanı Alan Wurtzel “Dürüst olmak gerekirse, keşke bu dijital kaydediciler hiç olmasaydı diyorum. Ama bu teknolojiler var ve giderek de gelişecek” şeklindeki sözleriyle televizyon yayıncılığının karşılaştığı yeni zorlukların altını çiziyor.
Kablo TV yayıncılığında ‘reklam’ verilmesi sekteye uğradığı ölçüde kablolu yayınların maliyetlerinde bir artışa gidilmesi gerekecek mi? Bunu da piyasa kuralları ve yayıncılık ilkeleri belirleyecek herhalde...