cumhuriyetin 75. yılını kutladınız. size göre coşku, sevinç ve onurla. sokaklara döküldünüz binlerceniz daha üç gün önceden.. ellerinizde bayraklar
sırtlarınızda, bundan elli sene önce amerikanlaşmaya başladığınız bir dönemde adını “t-shirt” e çevirdiğiniz “beyaz iç fanilaları” ve üzerinde kırmızı türkiye haritaları ile… ve ağızlarınızda anlamlarını bilmediğiniz; belki beyinlerinizin bir yerlerinde okul ezberlerinden kalan ve fakat bir türlü kalplerinize doğru dürüst koyamadığınız, devrim sloganları ile..
ve gazi’nin size, gençlere emanet edip verdiği, kalplerinize koyamadığınız, sahip çıkamadığınız,aptal bezirgan gibi bir bir elden çıkardığınız, ona buna peşkeş çektiğiniz altı umdeden, sizi (kelimenin tam manası ile) “bir bez parçası ile kıskıvrak burnunuzdan yakaladığı için” yalnızca o bir tek tanesine sığınarak ve onu sokaklarda avaz avaz haykırarak kendinizi savunmak zorunda kaldınız..
ayın yirmidokuzunda dalgakıranları aşarak, sahillerde, caddelerde, sokaklarda patlayan devasa dalga, ayın otuzunda hafif çırpıntılara dönüştü; otuzbirinden sonra ise deniz süt liman…
aynen senede yalnızca bir hafta veya bir gün kutlanan sonra bir ömür boyu unutulan “kadın günü, sigara haftası, orman haftası, kanser haftası, anneler günü” falan gibi..
ve bir coşkuyu, bir sevinci ve bir onuru üç gün içersinde bayraklarla, rozeltlerle, t-shirtlerle, flamalarla trilyonlarca lira paraya tahvil etmesini bilen becererikli, kurnaz, köşedönücü bir zihniyet…
üç gün boyunca ekranlarının bir köşesini, farkedilir bir sıkıntı ile minik bir bayrakla süslemek zorunda kalan medyamız…
en acısı ve en kötüsü:
gazetelerde, fırsattan istifade,gömleklerinin, pantalonlarının, bankalarının, buzdolaplarının, boyalarının, hırdavatlarının boy boy ilanlarının, reklamlarının arka planlarını; belkide hiçbir zaman haketmedikleri bayraklarla, gazinin en güzel resimleriyle süsleyip pazarlayan hayasızlar…
sizce bu mu cumhuriyet ?
sizce bu mu devrimcilik ?
bu mu gaziye olan sevgi, muhabbet, aşk ?
bu mu demokrasiye olan bağlılık ?
ve binlerce şehitin size armağan ettiği özgürlükleri ve bir güzel adamın - bin seneden beri unuttuğunuz uygarlık ve insanca yaşamın - size gösterdiği doğru yönü kutlamak, hatırlamak, tatbik etmek ve içlerinize sindirmek için daima bir panayır havası içinde on, yirmi, elli, yetmişbeş gibi yuvarlak rakamları mı seçmeniz lazım ?
75. 31.10.98
gunun her dakikasinda isyan edebilmeyi gerektirir devrimcilik ve gaziye saygi... ve gaziyle birlikte onun tum yol arkadaslarina saygi, kuresellesme adina bozulanlari hic yutmamayi gerektirirdi.... ki bu kadar gec olmasin!
ama ya yollara hic dokulmeselerdi...!