A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Tanrının Çocukları

Kategori Kategori: Çevre | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 03 Ağustos 2008 04:29:16

"Dört kitap yazıyor / Eşittir tanrının çocukları" Sezen Aksu "Tanrının gözyaşları". Her din (en azından kağıt üzerinde) insanların eşit olduğunu söyler. Velev ki (George Orwell'in Hayvan Çiftliği romanında domuzların diktatörlüğü altında "her hayvan eşittir, ama domuzlar daha eşittir" dogması gibi) her din o dinin dogmalarına inananların diğerlerinden üstün olduğunu söylese de!

Avustralya iklim değişikliği konusunda harekete geçti ve sera gazları salınımının, özellikle de karbondioksit salınımının azaltılması yolunda ilk adımı attı. Ne güzel!  Avustralya karbon dioksit (CO2) salınımında 17. sırada ve tüm dünya salınımının yüzde 1.2’sinden sorumlu.  Yâni Avustralya salınımını tamamen sıfırlasa dünyadaki sera gazları yüzde 1.2 azalacak.  Devede kulak!  Yapmasın mı?  Bu, Afrika’da açlıktan ölen bir çocuğa her ay bir miktar para göndermeye benziyor.  O çocuğun o duruma gelmesine yol açan nedenler ortadan kaldırılmıyor ama bir çocuk kurtarılmış oluyor, vicdanımız bir nebze olsun rahatlıyor.
 
 
Biliyorum rakamlar genellikle okuyucu sıkar.  Ama dünyanın bugünkü encamını anlayabilmek için biraz dişinizi sıkmanızı isteyeceğim.  1 Temmuz 2007’de dünya nüfusu 6 milyar 671 milyondu.  Avustralya 21 küsur milyon nüfusuyla dünya nüfusunun yüzde 0.32’sini oluşturuyor.  Sera gazları salınımı ise bunun neredeyse 4 katı.  Eğer “tanrının çocukları”nın eşit olduğuna inanıyorsak her Avustralyalı diğer dünyalılardan yaklaşık dört kat daha eşit.
 
 
Listenin başına bakalım.  Dünya nüfusunun yüzde 4.57’sini oluşturan Amerika CO2 salınımının yüzde 22.2’sinden sorumlu.  Yâni payına düşmesi gerekenin neredeyse 5 katı salınım yapıyor.  Dünyanın en kalabalık ülkesi Çin’in nüfusu dünya nüfusunun yüzde 19.87’si (Taiwan’ı da katarsak yüzde 20.21’si) ve CO2 salınımının yüzde 18.4’ünden sorumlu.  Çinliler atmosferi paylarına hakça düşenden daha az kirletiyorlar.  Listede üçüncü sırada Hindistan var.  Nüfusu dünya nüfusunun 17.03’ü ve dünyadaki tüm salınımın yüzde 4.9’undan sorumlu.  Eğer “tanrının çocukları” eşitse ortalama bir Hintli diğerlerinin dörtte biri kadar eşit; payına düşenin ancak dörtte biri kadar havayı kirletiyor.  Nüfusun yüzde 2.13’ünü oluşturan Rusya CO2’nin yüzde 5.6’sından, nüfusun yüzde 0.97’sini oluşturan Fransa salınımın yüzde 1.4’ünden, nüfusun yüzde 1.91’ini oluşturan Japonya salınımın yüzde 4.6’sından, nüfusun yüzde 1.23’ünü oluşturan Almanya salınımın yüzde 3.1’inden, nüfusun yüzde 0.91’ini oluşturan İngiltere salınımın yüzde 2.2’sinden,nüfusun yüzde 0.5’ini oluşturan Kanada salınımın yüzde 2.3’ünden (ABD gibi hakkı olanın 5 katı) sorumlu.  Dünya nüfusunun yüzde 1.06’sını oluşturan Türkiye ise salınımın yüzde 0.8’inden sorumlu.
 
 
Fosil yakıtların sanayi devriminin enerji kaynağı olması insanlık tarihinde oldukça yeni.  Sanayi devriminin itici gücü buhar makinesi (İ.Ö. 300’de İskenderiyeli Heron’un oyuncağını saymazsak) 1769’da İskoç mucit James Watt tarafından icat edilmiş ve İngiliz emperyalizminin lokomotifi olmuş.  Buhar makinesinin elektrik üretmek için kullanımı bunun hemen ardından gelmiş ve ilk büyük çapta termal (kömür yakıp, suyu buharlaştıran ve bununla türbin döndürüp elektrik üreten) santraller 1882’de Londra ve New York’ta kurulmuş.  1769’da Fransız Nicolas Joseph Cugnot buhar makineli ilk otomobili yapmış.  1885’te Alman Gottlieb Daimler ilk benzinle işleyen otomobili yapmış, bir yıl sonra da yine Alman Karl Benz (Mercedes Benz’i hatırlayalım) ilk benzinli otomobilin patentini almış.  İngiliz, Fransız ve Almanlar buna dayanarak I. Dünya Savaşına kadar dünyanın üç büyük gücü (superpower) olmayı sürdürmüşler, I. Dünya Savaşı sonrası bunlara bir de ABD eklenmiş.
 
 
Bugün dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 15’ini oluşturan sanayileşmiş ülkeler (ABD, AB, Japonya, Kanada ve Rusya) toplam CO2 salınımının yarısından sorumlu. Ve diğer “tanrının çocukları”na “biz dünyanın içine ettik, ve etmeye devam edeceğiz onun için aman sakın ha, siz sanayileşmeyin, yoksa dünya batacak” diyorlar.  Oysa bu ülkeler paylarını hak ettikleri düzeye indirseler CO2 salınımının yaklaşık üçte bir azalacağı besbelli.  Şimdi bu ülkeler ve başta ABD ve Kanada gibi kendi paylarına düşenin 5 katı salınım yapanlar yüzyıllar boyu sömürdükleri ve halâ sömürmeye devam ettikleri ülkeleri küresel ısınmadan, iklim değişikliğinden sorumlu tutunca yoksul ülkelerin buna “yoksulsak ta aptal değiliz” diye tepki göstermelerine şaşmamak gerek.
 
 
Bugün, özellikle ABD’nin haksız savaşları için harcadığı milyarlarca dolar yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirmeye harcansa bunun başarılamayacağını sanmıyorum.  Ama ülke yönetiminin ipleri bir yandan petrol şirketlerinin, öte yandan silâh üreticilerin elinde olunca elbette buna fırsat verilmiyor.  Yenilenebilir enerji kaynaklarının yakın bir gelecekte geliştirileceğine inanıyorum.  Ama bu olana kadar dünyamızın batmaması için tutulacak yol ne?
 
 
Diyelim önümüzdeki 10 yıl içinde her ülke nüfusu oranında CO2 salınımı yapabilmeli.  Örneğin ABD için bu, payını yüzde 22.2’den yüzde 4.57’ye (beşte bire), Avustralya için yüzde 1.2’den yüzde 0.32’ye (dörtte bire) düşürmek demek.  Eğer CO2 ticareti yapılacaksa bu, bir ülke içinde değil, ülkeler arasında olmalı.  Her ülke kendi âdil payına düşen kadar salınım yaptığında, diyelim 10 yıl sonra, bunun her ülke için aynı oranda azaltılması yoluna gidilmeli.  Böylelikle örneğin dünya nüfusunun yüzde 3.47’sini oluşturan Endonezya salınımını yüzde 1.4’ten yüzde 3.47’ye, 2.81’ini oluşturan Brezilya salınımını yüzde 1.2’den 2.81’e çıkarabilmeli.  Âdil bir dünya böyle olur.  İyi de dünya ekonomisini çekip çeviren sanayileşmiş ülkelerin buna yanaşmayacağı besbelli değil mi?  Ne yazık ki gariban ülkeler bir biçimde bir araya gelip bastırmadıkça bunun olacağı yok ve her Amerikalının ortalama dünya vatandaşından 5 kat daha eşit olması uğruna dünyamız elden gidecek.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı
Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı

Hint - Pasifik'teki Güç Oyunları: Dörtlü İttifak ve Deniz Hakimiyeti İçin Mücadele
Suriye, Irak ve İran'daki PKK uzantıları ne olacak?
Hindistan-Pakistan Savaşı Senaryosu
Hindistan - Yeni Zelanda: Sessiz ama Kritik Bir Ortaklık
Gazze'de gıda stokları tükendi: Açlık krizi derinleşiyor

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Avrupa gözünü ABD'li akademisyenlere dikti.
Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez
Af Örgütü: Türkiye'de yargıya müdahale derinleşti
"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!

İKİ DİRENİŞ
Bu sistemdeki bir kusur değil, sistemin kendisi
Post-truth dünyada adalet nedir?
1919-1922'de Bir Mayıs’lar, Gösteriler, Yürüyüşler
Türkiye halkı otokrasiye direniyor. Sessizlikten daha fazlasını hak ediyorlar.

ŞEHR-İ İSTANBUL
MECLİS PAKETİ
Bir Fırtına Tuttu Beni
MAGNA CARTA
KURBANIM BUGÜN

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git