A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

PALAVRA

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 29 Aralık 2025 06:01:28

Her konuda söylenecek o kadar çok söz var ki, neresinden başlasam daha doğru olur diye düşünmekteyim. Kimi sözler vardır, kişiler söylediğinde karşısında şapka çıkarılır. Kimi sözler vardır, dinlersiniz ama dikkate bile alınmaz. Aslında yalan söylemekten bugüne kadar kim idam edilmiş ki, diyebilirsiniz. Fyodor Dostoyevski bugün Suç ve Ceza romanını yazmaya kalksa, pek zorlanacağını zannetmiyorum. Hapishanelerin kapasitelerini aşan sayılarda şüpheli ya da hükümlüyü barındırması, pek hayra alamet değildir; bu aşikârdır.



Hapiste bu kadar insanın olması ve her gün bu sayının artarak insanların suç işleyip cezaevine girmesi sizce doğru bir yönetim tarzı mıdır? Bu kadar insanın hapiste ya da gözaltında olması sizce doğru bir hukuk mekanizması mıdır? Yakın tarihte kimse oturup “Bu doğru bir yönetim şekli değil, bunu bir araştıralım” dememekte ısrar etmektedir. “Türkiye bir hukuk devletidir” demekle, adaletin ve hukukun vicdani bir şekilde işlediğine inanabilir miyiz?

Bir zamanlar Ankara’da, 19 Mayıs Stadyumu’nda seyirciyi coşturan bir amigo vardı. Taraftarları coşturmak adına birçok slogan atardı. Esmer, uzun boylu, iri yapısıyla tribünlerde dolaşır, herkesle söyleşi yapardı. Herkes ona “Palavra” diye bir lakap takmıştı. Palavra aşağı, palavra yukarı tribünlerde gezer dururdu. Daha sonraları Sıhhiye’de bir meyhane açmış ve adına “Palavra’nın Meyhanesi” tabelasını asmıştı. Palavra’nın meyhanesi dolup taşardı; çünkü hem şehrin göbeğindeydi hem de masalarda bol miktarda muhabbet olurdu. Her masaya gelir, konuşulan konuya hemen dâhil olur, bol sözle katılırdı; ancak masadakiler Palavra’nın söylediklerine hiç inanmazdı. Palavra’nın gerçek adını kimse bilmezdi. Kimse ona ismiyle hitap etmezdi ve kendisi de bu durumdan hiç rahatsız olmazdı. Onu çağırırken “Palavra, bir bakar mısın?” derlerdi; hemen dönüp bakardı. Bu mekân her maç sonrası dolup taşardı. Bu durumdan Palavra da çok mutlu olurdu.

Havaalanına servis yapan otobüsler bu mekânın önünden kalkardı. Bu nedenle otobüsün kalkış saatine kadar bazı yolcular burada sohbete katılırdı. Palavra ciddi konulara girmez, yüzeysel meselelere de pek dokunmazdı; ancak futbol konusuna hiç dayanamaz, hemen sohbete dâhil olurdu.

Bir zamanlar “Bir Bilen” vardı. Ekranlara çıkar, ülkedeki tarımda kalem kalem üretim miktarlarını, hayvan sayılarını, ithalat rakamlarını, üretim değerlerini, gayrisafi millî hasılanın kişi başına düşen payını, yıllık büyüme oranlarını, enerji tüketim değerlerini ezbere bilirdi. Hatta bu değerlerin bir önceki yıl ne olduğunu ve takip eden iki yılın mukayesesini de ezbere yapardı. Kimse oturup bu rakamları yazıp sonra kontrol bile edemezdi. Her yeni yılın değerlerini ve karşılaştırmalarını, başka ülkelerle mukayeseyi dahi kafasından yapardı. Kürsüye çıktığında önünde bugünkü gibi bir prompter sistemi yoktu ve hiç kâğıttan okumazdı. Belâgati son derece güçlü bir “Bilen”di. Bir Bilen hiçbir zaman yanlış değer telaffuz etmezdi. Bu bilgilerde eksik ya da fazla beyan olmazdı. Olsa bile aksini nasıl bulup söyleyeceklerini bilemiyorum. Kütüphanesi ve çalışma masasının üstü kitap doluydu.

Devlette çok önemli yerlerde bulunan ve söz sahibi olanların, son beş on senedir ekranlarda halka verdikleri rakamsal bilgilerde ciddi çelişkiler bulunmaktadır. Bu nedenle bu değerlerin toplumu yanılttığını görmekteyiz. Bir ay içinde enflasyonla ilgili verilen rakamın, aynı ayın sonunda değişmesi sizce doğal mıdır? Sade vatandaşın yaşadığı enflasyon ile ekrandan söylenen enflasyon değerleri birbirini hiç tutmamaktadır. Hele TÜİK diye anılan kurumun verdiği rakamları kimse kale almamaktadır. Çünkü sade vatandaşın ilgilendiği rakam ne TEFE’dir ne TÜFE’dir ne de enflasyon oranıdır. Vatandaş sadece çarşı pazarda satın almak istediği malın fiyat artışıyla ilgilenmektedir. Gerisi hep palavra. Vatandaş saf ve temizdi, ne söylense inanırdı; ama artık değil. Palavraya karnı tok.

2026 bütçesi Meclis’e geldi. Halktan tasarruf istenirken, devlette har vurup harman savrulmaktadır. Bu nasıl bir hazinedir; araştırın, sorgulayın. 2026 bütçesinde 8 trilyon 840 milyar liralık gelirin 2 trilyon 741 milyar lirasının faize gideceği ilan edilmektedir. Basında söylenen beşli çetenin bütün birikimlerinin İngiltere’ye gittiğini görüyoruz. Türkiye ise İngiltere’den faizle para almaktadır. Faizin nereye gideceği bellidir. Artık herkes ülkenin geleceğini dikkatle okumalıdır; çünkü hesap vermeyen bir hazinenin, halkı palavrayla uyutmaması gerekir, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.



Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Rusya, Kuzey Kore ve Ukrayna’nın Çalınan Nesli
Düşen İHA’lar, Yükselen Gölge Savaş: Türkiye Semalarında Rus İstihbaratının Sessiz İşgali ve Egemenlik Krizi
Yağmurlu Bir Bayrampaşa Sabahında Orta Asya’dan Uzakdoğu’ya Uzanan Bir Hat
Barınma Krizi Değil, Sınıf Savaşı, Türkiye’de Konut, Kira ve Kentsel Dönüşüm Üzerinden Yürütülen Sessiz Tasfiye
Karadeniz Alarm Veriyor, İHA Olayları, Tanker Patlamaları ve Sessizce Derinleşen Bir Güvenlik Krizi

Litvanya Parlamentosu’nda Çerkes Soykırımı Tartışmaları: Tarih, Hafıza ve Uluslararası Sorumluluk
Körfez Bölgesinin Küresel Güç Merkezi Olma Yarışının İç Yüzü
Trump'ın Ulusal Güvenlik Stratejisi: Tepki ve Gerçekleşme
İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti güvenlik işbirliğini derinleştiriyor.
Narva’da Sessiz İhlal, Rus Sınır Muhafızları Estonya Toprağında, Dünya Yine Seyirci

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

Avrupa’da en fazla Türk’ün yaşadığı ülkeler hangileri?
"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi

2025'in Türkiye’deki en önemli 10 arkeolojik keşfi
Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Masumiyet Pazarlanıyor mu Baby Dove’un Türkiye’ye Girişi, Bebek Bakımında Güven Söylemi ve Kapitalizmin En Hassas Alanı
Düşünmektan uyuyamayanlar ve uyumaktan düşünmeyenler : Türkiye çelişkisi
Seul’den Pulpit’e, Rabi (Haham) Angela Buchdahl’in Olağanüstü Hikayesi — Kimlik, Dahil Etme ve Bölünmüş Dünyada Yahudi Liderliği
Avatar’ın Ormanları, Betonun Gölgesi: Kadıköy ve Bayrampaşa Arasında Hayatın Gerçekliği Üzerine
Timsahın Yerine Çığlık: Ekoloji, Moda ve Kapitalizmin Yeni Masalı

PALAVRA
YARGI ÜLKESİ
BÜTÇE
UTANMA
Boydan Kısa

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git