A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?

Kategori Kategori: Ayorum Güncel | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Avraham Zafer İşcen | 08 Aralık 2025 14:37:15

Türkiye son haftalarda, spor dünyasında benzeri az görülmüş bir bahis ve usulsüzlük dalgasıyla sarsıldı. Gözaltına alınan futbolcular, sorgulanan kulüp başkanları, hakemler, yorumcular ve federasyon yetkilileri derken mesele artık yalnızca bir “spor skandalı” olmaktan çıkıp, kamuoyunun hayatı boyunca karşılaştığı en geniş kapsamlı soruşturmalardan birine dönüşmüş durumda. Soruşturmanın merkezinde futbolun yer alması şaşırtıcı değil, zira Türkiye’de en büyük ekonomik hacme, en yoğun izleyici ilgisine ve en geniş bahis trafiğine sahip alan hep futbol oldu. Ancak bu kez ortaya çıkan tablo, yalnızca sahadaki oyuncuların değil, sahanın dışındaki finansal yapının da uzun süredir takip edilmediğini gösteriyor.



Son operasyonlarda, kendi maçlarına ya da başka karşılaşmalara bahis yaptığı tespit edilen 27 futbolcudan, bahis oynadığı iddia edilen üst düzey spor yorumcularına, kulüp yöneticilerinden eski hakemlere kadar geniş bir kesim soruşturmanın içine dahil edildi. Türkiye Futbol Federasyonu’nun 1.024 profesyonel futbolcuyu disiplin kuruluna sevk etmesi ise olayın bireysel hatalarla sınırlı olmadığını, aksine kronikleşmiş bir düzenle karşı karşıya olunduğunu gösteren en güçlü işaretlerden biri.

Burada dikkat çekici olan nokta, soruşturmaların büyük bölümünün futbol etrafında döndüğü gerçeğidir. Çünkü Türkiye’de bahis pazarının hem legal hem illegal kısmının  en yoğun akışı futbol üzerinden gerçekleşmektedir. Takımların finansal baskıları, futbolcuların yüksek gelir algısının altındaki düzensiz ödeme yapıları, sosyal medya çağında artan manipülasyon kanalları ve organize suç örgütlerinin bahis siteleri üzerinden yürüttüğü finansal faaliyetler bir araya gelince, futbol doğal bir hedefe dönüşüyor.

Ancak bu manzara tek bir soruyu daha güncel ve önemli kılıyor. Bu tür usulsüzlükler yalnızca futbolla mı sınırlıdır? Yoksa Türkiye’de genişleyen ve derinleşen yasa dışı bahis ağları, diğer spor dallarını da sessizce şekillendirmekte midir?

Bugün kamuoyuna yansıyan belgeler ve gözaltılar futbol üzerinden ilerliyor olsa da, soruşturmaların hedefinde aynı zamanda yasa dışı bahis sitelerinin finansal hatları, dijital ödeme sistemleri, kripto para transferleri ve örgütlü yapılar da bulunuyor. Bu da bahis akışının “tek bir spor dalına” bağlı olmadığını, aksine çok kanallı, çok aktörlü bir sistemin yalnızca en görünür yüzünün futbol olduğunu düşündürüyor.

Basketbolda, voleybolda, hentbolda ya da daha niş branşlarda bugüne kadar yüksek ölçekli bir soruşturma açılmamış olması, bu alanlarda hiçbir risk olmadığı anlamına gelmiyor. Aksine, düşük görünürlükleri nedeniyle manipülasyon ihtimalinin daha kolay olabileceği de zaman zaman uzman raporlarında dile getiriliyor. Uluslararası örneklere bakıldığında, özellikle tenis, masa tenisi, e-spor ve basketbol gibi branşlarda ciddi bahis manipülasyonları tespit edildiği biliniyor. Bu açıdan bakıldığında, Türkiye’deki soruşturmaların ilerleyen dönemde başka spor dallarına da sıçraması ihtimal dahilinde.

Dolayısıyla bugün futbolun merkezinde patlayan skandal, belki de daha büyük bir yapının yalnızca ilk katmanını ortaya çıkarıyor olabilir. Saha içi performanstan, federasyon idaresine, dijital para trafiğinden, hakem atamalarına kadar geniş bir ekosistemi etkileyen bu operasyonlar derinleştikçe, odak yalnızca futbol olmaktan çıkabilir.

Ve belki de kamuoyunun kendine sorması gereken en önemli soru tam da şudur.

Eğer futbolun bu kadar içi boşaltılabiliyorsa, daha düşük görünürlüklü diğer spor dallarında neler olup bitiyor olabilir?

Henüz kesin bir cevap yok. Fakat giderek büyüyen soru işareti yerinde duruyor.

Dünya spor kamuoyu yıllardır zaman zaman görünen, zaman zaman ise derinlere gizlenen bir gerçeğin etrafında dolaşıyor, bahis manipülasyonu ve şike, yalnızca futbolla sınırlı bir sorun değil, küresel spor ekosistemine yayılmış, çok katmanlı ve organize bir yapıdır. Türkiye’de son haftalarda geniş çaplı operasyonlarla görünür hale gelen futbol merkezli soruşturmalar, aslında buzdağının yalnızca en ışıklı kısmı olabilir. Zira uluslararası örnekler, hemen her spor dalının popularitesinden bağımsız olarak benzer riskler taşıdığını açık şekilde ortaya koyuyor.

Futbol elbette bahis hacmi en yüksek spor olduğu için skandallar en çok bu alanda patlak veriyor. İtalya’da 2006 Calciopoli skandalı hakem atamalarının manipüle edilmesi nedeniyle dünya futbol tarihine kazınmıştı, Juventus’un iki şampiyonluğunu kaybetmesi ve Serie B’ye düşürülmesi, olayın yalnızca sportif değil, sistemsel bir çöküş olduğunu göstermişti. Almanya’da 2005 Hoyzer skandalı, bir hakemin organize bahis çeteleri adına maçları yönlendirmesiyle hakemlik kurumunun köklerinden sarsılmasına yol açtı. Tenis dünyasında ise manipülasyon neredeyse “düşük seviye turnuvaların görünmez gerçeği” haline geldi, yüzlerce oyuncunun set satması, bilerek çift hata yapması veya maçı bırakması gerekçesiyle soruşturulduğu biliniyor. Belçika merkezli geniş bir ağın çökertilmesi, tenis endüstrisinin yapısal zayıflıklarını açıkça ortaya koymuştu.

Basketbol da benzer şekilde riskli alanlardan biri. NBA’in en büyük skandallarından Tim Donaghy olayı, bir hakemin maçları bahis çeteleriyle birlikte yönlendirdiğini ve bunun sadece faul sayısı gibi küçük nüanslarla bile sonuçları etkileyebildiğini gösterdi. Avrupa basketbolunda 2016 yılında farklı liglerde olağan dışı bahis hareketleri nedeniyle soruşturmalar açılmış, İspanya ve Yunanistan ligleri özellikle mercek altına alınmıştı.

Kriket ise özellikle Güney Asya’da bahis mafyalarının en yoğun çalıştığı alanlardan biri. 2013 IPL skandalında oyuncuların noktasal manipülasyonlar yaptığı, iki büyük kulübün ligden men edildiği ve bazı oyuncuların tutuklandığı biliniyor. Pakistan milli takımının 2010 yılında bilerek no-ball yaparak bahis çetelerine kazanç sağladığı ortaya çıkmış, oyuncular hem hapis cezası almış hem de spordan men edilmişti.

Yükselen bir alan olarak e-spor ise belki de en kırılgan yapılardan biri. Dijital sporların hızla büyümesi, kontrol mekanizmalarının yavaş büyümesiyle birleşince ciddi riskler ortaya çıktı. iBUYPOWER takımının bilerek maç kaybettiği gerekçesiyle tüm kadronun ömür boyu banlanması, e-spor sektörünün erken yaşta öğrendiği en sert derslerden biriydi. Güney Kore’de StarCraft II şike skandalında dünyanın en iyi oyuncularından biri bile tutuklanmış ve spordan tamamen uzaklaştırılmıştı.

Boks ve dövüş sporlarında da düşük görünürlük, yüksek manipülasyon riskine zemin hazırlıyor. ABD’de bazı organizasyonların FBI tarafından mercek altına alınması ve UFC’de koçların dövüşçüler üzerinden bahis oynadığı iddiaları, bu branşların da sanıldığı kadar “temiz” olmadığını gösteriyor. Hatta voleybol ve hentbol gibi daha az takip edilen spor dallarında bile zaman zaman olağan dışı bahis trafiği tespit edilmiş, İtalya ve Almanya gibi ülkelerde soruşturmalar açılmıştı.

Bu geniş yelpaze bize şunu net biçimde gösteriyor. Manipülasyon yalnızca büyük paranın döndüğü değil, denetimin zayıf olduğu her spor dalına sızabilir. Futbolun daha görünür olması, yalnızca ekonomik hacmin büyüklüğünden ve medya ilgisinden kaynaklanıyor. Bahis akışının globalleştiği, kripto paraların sınır ötesi işlem kolaylığı sağladığı, online bahis sitelerinin sayısız alternatif sunduğu bir dünyada, herhangi bir spor dalının “dokunulmaz” olduğunu varsaymak artık mümkün değil.

Bugün Türkiye’de soruşturmaların ağırlıklı olarak futbol etrafında görünmesi, diğer spor dallarında hiçbir risk olmadığı anlamına gelmiyor. Aksine uluslararası örnekler, basketboldan tenise, e-spordan krikete kadar hemen her branşın manipülasyona açık bir ekonomik alan hâline gelebildiğini gösteriyor. Bu nedenle asıl kritik soru belki de şudur.

Eğer dünya çapında neredeyse tüm spor dalları bu ağın etkisi altındaysa, Türkiye’de yalnızca futbolun mı risk altında olduğu düşünülmeli? 

Yoksa düşük görünürlüklü diğer alanlarda henüz açığa çıkmamış daha ince manipülasyonlar mı söz konusu?

Bugün futbol gündemde olabilir, fakat küresel örnekler, sporun bütün katmanlarının aslında aynı ağ tarafından çevrelendiğini ve sessiz kalmış branşların da gelecekte gündeme gelebileceğini güçlü biçimde düşündürüyor.

Dünyanın birçok ülkesinde görüldüğü gibi, soruşturma derinleştikçe sporun görünmeyen yüzleri de birer birer ortaya çıkabilir.


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.
Türkiye Yüzyılı Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi’nde yükselen o çığlık

Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi
Çin'in 'Salam Dilimleme' Stratejisi: Pekin, Güney Çin Denizi'nin Haritasını Nasıl Yeniden Çiziyor?

Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel
Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım
2025 Hazar Türk-Musevi Hakanlığı: Tarih Yeniden Yazılsaydı Dünya Nasıl Görünürdü?
Sürgün Devrim girdabında Isaac Deutscher ve Avraham İşcen

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git