A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!

Kategori Kategori: Türkiye | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Haberci | 05 Kasım 2025 13:39:23

Tam Türkiye, uluslararası finans çevrelerindeki itibarını doğrudan etkileyen Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından 28 Haziran 2024'te "gri liste"den çıkarılmasını kutlarken, Avrupa Komisyonu'nun 2024 Türkiye Raporu bu iyimser havaya karşı daha karmaşık ve düşündürücü bir gerçeklik sunuyor. Dışarıdan bir gözle hazırlanan bu kapsamlı rapor, Türkiye'nin mevcut durumuna dair çoğu zaman şaşırtıcı ve birbiriyle çelişen tespitler içeriyor. Bu yazıda, raporun satır aralarında gizli kalan en çarpıcı dört çelişkiyi mercek altına alarak, bu iyimserliğin ne kadar temelli olduğunu sorguluyoruz.



Gri Liste Paradoksu: Finansal Aklanma, Devam Eden Endişeler

Olumlu gelişmeyle başlayalım: Türkiye, kara para aklama ve terör finansmanıyla mücadeledeki eksiklikleri nedeniyle 2021 yılında alındığı FATF gri listesinden 28 Haziran 2024'te resmen çıkarıldı. Avrupa Birliği Raporu da bu adımı "önemli bir ilerleme" olarak kaydediyor ve FATF Eylem Planı'ndaki eksikliklerin giderilmesinde kaydedilen önemli ilerlemeyi teyit ediyor. Bu, Türkiye'nin finansal sisteminin uluslararası normlara uyumu için atılmış teknik bir başarı olarak görülebilir.

Ancak madalyonun diğer yüzü, aynı raporda çok daha endişe verici bir tablo çiziyor. AB Raporu, Türkiye'nin yolsuzlukla mücadelede "erken bir hazırlık aşamasında" olduğunu ve raporlama döneminde bu alanda "hiçbir ilerleme kaydedilmediğini" net bir dille ifade ediyor. Bu durum, bir yanda kara para aklamayla mücadele için teknik düzenlemeler yapılırken, diğer yanda bu suçların temelini oluşturan yolsuzlukla mücadelenin neden yerinde saydığı sorusunu akla getiriyor.

Bu çelişki, Türkiye içindeki tartışmalarla daha da derinleşiyor. Gazeteci Timur Soykan'ın da dikkat çektiği gibi, "Varlık Barışı" gibi uygulamalar ve ucuza vatandaşlık satışı gibi politikaların ülkeyi bir "kara para cenneti" haline getirdiği yönündeki eleştiriler devam ediyor. Bu durum, bir "gri liste paradoksu" yaratarak, Türkiye'nin uluslararası mali sistemin semptomlarını tedavi ederken, yolsuzluk gibi temel bir hastalığı görmezden geldiği yönündeki endişeleri derinleştiriyor.

Demokrasinin İki Yüzü: Sandıkta Değişim Mümkün, Peki Ya Kurumlar?

AB Raporu'nun demokrasiyle ilgili bölümü, Türkiye'ye dair en net ikilemlerden birini gözler önüne seriyor. Rapor, Mart 2024 yerel seçimlerinin "genel olarak iyi organize edildiğini ve halkın iradesine saygı duyduğunu" belirtiyor. Ana muhalefet partisi CHP'nin elde ettiği zaferin, "siyasi partiler arasında güç değişiminin mümkün olduğunu gösterdiği" tespiti, Türkiye'de sandığın hala işlediğine dair önemli bir dış teyit niteliğinde.

Fakat bu olumlu gözlem, raporun devamındaki ciddi eleştirilerle gölgeleniyor. Rapor, mevcut başkanlık sisteminin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) "yasama ve denetim işlevlerini büyük ölçüde zayıflattığını" ve Meclis'in hükümeti sorumlu tutmak için gerekli araçlardan yoksun olduğunu vurguluyor. Muhalefet üzerindeki baskı da somut örneklerle ortaya konuyor. Hakkâri belediye başkanının görevden alınıp yerine kayyum atanmasının "yerel demokrasiyi baltaladığına" dair endişe dile getirilirken, HDP'li binlerce üye ve yetkilinin hala hapiste olduğu hatırlatılıyor. Rapor, bu durumu şu net ifadeyle özetliyor:
"Hükümetin muhalefet partilerinden belediye başkanları üzerindeki baskısı yerel demokrasiyi zayıflatmaya devam etti."

Bu tablo, Türkiye demokrasisinin iki yüzünü ortaya koyuyor: Bir yanda, halkın iradesini sandığa yansıtabildiği ve iktidarı değiştirebildiği canlı bir seçim mekanizması; diğer yanda ise yasama, yargı ve yerel yönetimler gibi demokrasinin temel direkleri olan kurumların giderek zayıfladığı bir yapı.

Stratejik Ortaklık mı, Stratejik Ayrı Düşme mi?

AB-Türkiye ilişkilerinin doğası, raporun dış politika bölümünde bir başka paradoks olarak karşımıza çıkıyor. Rapor, Türkiye'yi "Avrupa Birliği için kilit bir ortak" olarak tanımlıyor ve taraflar arasında yüksek düzeyli diyalog toplantılarının sürdüğünü, karşılıklı çıkar alanlarında yapıcı bir yeniden angajman sürecinin devam ettiğini belirtiyor.

Ancak bu "ortaklık" söylemi, dış politikadaki temel ayrılıklarla keskin bir tezat oluşturuyor. Rapor, Türkiye'nin dış politikasının "AB'nin öncelikleriyle çeliştiğini" açıkça ifade ediyor. Bu stratejik ayrı düşme üç somut alanda kendini gösteriyor:

1. Rusya: Türkiye, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaş nedeniyle uygulanan AB yaptırımlarına katılmadığı gibi, raporun ifadesiyle Rusya ile "ticari, ekonomik ve enerji bağlarını önemli ölçüde yoğunlaştırdı".

2. Hamas: AB'nin terör örgütü olarak listelediği Hamas'ı Türkiye'nin kınamayıp aksine destekleyici bir tutum alması, rapor tarafından "AB'nin pozisyonuyla tamamen çelişkili" olarak değerlendiriliyor.

3. Kıbrıs: Türkiye, ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarına aykırı olarak Kıbrıs'ta ısrarla "iki devletli çözümü" savunmaya devam ediyor.

Bu durum, AB-Türkiye ilişkilerinin ortak değerler ve stratejik vizyon temelinden uzaklaşarak, daha çok göç yönetimi ve ticaret gibi alanlarda pragmatik ve duruma göre şekillenen bir iş birliğine dönüştüğünü gösteriyor. İlişki "stratejik ortaklık" olarak tanımlansa da, temel dış politika meselelerinde yaşanan "stratejik ayrı düşme" giderek daha belirgin hale geliyor.

Sivil Toplum Alanı Daralırken: Uluslararası Standartlar Nasıl Bir Silaha Dönüşebilir?

AB Raporu, Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarının (STK) "daralan bir alanda faaliyet gösterdiğini ve birden fazla kısıtlamayla karşı karşıya kaldığını" tespit ediyor. Bu, uzun süredir bilinen bir sorunun tekrarı gibi görünse de, raporun farklı bölümleri bir araya getirildiğinde çok daha şaşırtıcı bir mekanizma ortaya çıkıyor.
Yazının ilk bölümünde bahsettiğimiz FATF süreci, bu noktada beklenmedik bir şekilde karşımıza çıkıyor. Sivil Toplum Geliştirme Merkezi'nin (STGM) de dikkat çektiği gibi, FATF'nin "terörün finansmanının önlenmesi" amacıyla hazırladığı 8 No'lu Tavsiye Kararı, Türkiye'de sivil toplum üzerindeki baskıyı artıran ulusal düzenlemeler için bir "gerekçe" olarak kullanılıyor. Yani, kara para aklamayla mücadele gibi meşru bir uluslararası standart, yerel düzeyde ifade ve örgütlenme özgürlüğünü kısıtlayan bir araca dönüşebiliyor. Bu durum, uluslararası normların nasıl bir silaha dönüşebileceğine dair ironik bir örnek teşkil ediyor.

Bu baskının en sembolik yansımalarından biri Osman Kavala davası. AB Raporu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) "derhal serbest bırakılması" yönündeki kararına rağmen insan hakları savunucusu Osman Kavala'nın hala hapiste tutulduğuna özellikle dikkat çekiyor. Sonuç olarak, sivil toplum üzerindeki baskının sadece keyfi siyasi kararlarla değil, bazen uluslararası normların tartışmalı yorumlarıyla meşrulaştırıldığı bir ortamda, Türkiye'deki sivil alanın geleceği daha da belirsiz hale geliyor.

Avrupa Komisyonu'nun 2024 Türkiye Raporu, tek bir kelimeyle özetlenemeyecek, adeta "evet, ama..." diye okunması gereken çelişkilerle dolu bir manzara sunuyor. Türkiye'nin FATF gri listesinden çıkması gibi kağıt üzerinde olumlu görünen adımlar, demokrasi, temel haklar, yolsuzlukla mücadele ve dış politika gibi alanlarda devam eden köklü ve yapısal sorunların gölgesinde kalıyor. Rapor, ilerleme ve gerilemenin, iş birliği ve çatışmanın aynı anda var olduğu karmaşık bir ilişkiyi belgeliyor. Bu durum, akıllara kaçınılmaz bir soruyu getiriyor: Peki, bu karmaşık tablo, AB-Türkiye ilişkilerinin geleceği hakkında bize ne anlatıyor: Zorluklara rağmen devam eden bir değerler yolculuğu mu, yoksa tamamen pragmatik çıkarlara dayalı bir ortaklık mı?

Kaynak: radyo.ayorum.com
 “Türkiye'de Kara Para Aklama ve FATF Süreci” başlıklı radyo programını dinleyebilirsiniz.


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







BİZİM RADYO
radyo.ayorum.com'a HOŞ GELDİNİZ
Erdoğan'ın tek hedefi iktidarını korumak…
İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı

679 Günlük Cehennem: Ukraynalı Kahraman Vladıslav Zadorin’in Esaret Günlüğü
Kırım’dan Evrensel Direnişe Musar, Anarşizm ve İçsel Devrim Manifestosu
Hayatta kalma mücadelesinden kesintisiz şiddetin itici gücüne.
Demokrasi Krizde mi? Gözden Kaçırmamanız Gereken 5 Sarsıcı Gerçek
10 soruda Trump'ın Gazze için sunduğu barış planı

Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!
Çin'in beş yıllık planları dünyayı nasıl değiştirdi?
Türkiye'de yoksulluk sınırı 88 bin liraya dayandı.
KKM'nin ülkeye maliyeti ne kadar oldu?
ABD'de gümrük gelirlerindeki artış, Temmuz'da rekor harcamalarla yükselen bütçe açığını frenleyemedi…

Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.
Cilt kanseri oranında dünyada başı çeken Avustralya'da güneş kremi skandalı.
Dünya Sağlık Örgütü: '7 Ağustos'ta Türkiye'de maymun çiçeği tespit edildi'
Yeni Zelanda'dan yeni turist politikası…
Dünyanın en eğlenceli 40 ülkesi seçildi.

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…

Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

BULUT ATLASI – BAĞ-LAN-TI
ANKARA CEBECİ, 30 EYLÜL
AKIL...
KISA KESİLMİŞLER, AĞUSTOS 2025
ÖZERK, FEDERAL, KONFEDERAL

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git