A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

UKRAN(RUS)YA: TANSİYON YÜKSELİYOR

Kategori Kategori: Makale | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: M. Şehmus Güzel | 26 Şubat 2025 02:26:43

24 Şubat 2022’den bugüne üç yıl geçti. Rusya’nın saldırısıyla başlayan silahlı ve kanlı hesaplaşma Avrupa’da, Afrika’da, Amerika’larda, Asya’da ve bütün dünyada jeopolitik, jeostratejik değişimlere yol açtı, yol açmayı sürdürüyor; ekonomide hem olumsuz yönde hem olumlu yönde etkili oldu. Sonu kötü olmaya aday. ABD'nin yeni Başkanı'nın güya gelişigüzel, aslında planlı ve bilinçli bir biçimde jeostratejik ve cografik konularda kimi kez birbiriyle çelişkili gibi görünen laflar etmesi şaşırtıyor. Tansiyon yükseliyor evet.



Ekonomide şimdilik bir örnekle yetiniyorum: petrol ve gaz fiyatlarının yükseltilmesi ve bunun neredeyse tüm ürünlerin fiyatının artmasına ve sabit gelirlilerin satın alma güçünün düşmesine neden olması.

Başlanğıçta, ABD öncülüğündeki NATO destekli “Hür Batı” neredeyse ve enazından görünürde ve sadece sözde kalan bir “bütün” biçiminde Rusya Federasyonu’na karşı dikildi. Batı, en başta ABD ve Birleşik Krallık (İngiltere), Ukranya’yı hacmi ve çeşitliliği gittikçe artan silahlarla ve mali yardımlarla destekledi. Ama yeni başkan ABD musluğunu kısmak, geçmişteki giderlerin faturasını ödetmek veya karşılığında Ukranya'dan “elverişli, yararlı yeraltı zenginlikleriye ünlü topraklara el koymak istiyor. Şaşırmamak lazım: Çünkü ABD İkinci Kırım sonrasında örneğin Fransa'dan ayrılırken savaşta yitirilen herşeyin faturasını ödetmişti. ABD hiçbir şeyi beleşe vermiyor. Bilinmeli.

Saldırı üzerine Rusya’ya “yaptırım” niyetine, Avrupa Birliği üyesi devletler Rusya ile yıllardan beri süregelen hesaplı petrol ve ucuz gaz bağımlılığına son vermek zorunda kaldı. Örneğin Almanya Federal Cumhuriyeti ucuza aldığı rus gazı yerine daha pahalı amerikan gazı almaya başladı. Alman malı ürünlerin fiyatı ister istemez attı. Alman ekonomisi teklemeye başladı. Görünmemiş bir mesele. Bihassa otomobil işkolu sarpa sarıyor. Ünlü markaların işyerlerinde, fabrikalarında grevler artıyor...

Almanya ve İtalya gibi birkaç Avrupa devleti için ucuz rus gazı dönemi şimdilik sona ermiş gibi. Böylece “almanya malı” ürünlerin fiyatı biraz pahalılandı. Almanya bu işten kârlı çıkmıyor. Gerhard Schröder ve Angela Merkel’in epey ugraşarak inşa ettiği “Alman-Rus dostluğu” askıya alındı, petrol ve gaz “kanalları” kapatıldı. Şimdilik? Kalıcı mı? Zaman gösterecek.

Bu açıdan bakınca şimdilik kârlı çıkan ABD ve ABD ürünleri.
Rusya da kârlı çıkıyor. Çünkü Avrupalılar almayınca Rusya Federasyonu Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) ve Hindistan Birliği başta birçok başka ve yoğun nüfus sahibi devlete satıyor: Petrol ve gaz fiyatı göreceli olarak artsa bile Rusya yakın dostlarına hesaplı fatura çıkarıyor. Ucuza satıyor. Ama yine de her zamankinden daha çok para kazanıyor: Avrupa ve Rusya resmi rakamları bunu ispatlıyor. Kimi uzman “Rusya savaşını böyle finanse ediyor” sonucuna ulaşıyor.

“ Olası bir rus saldırısından” çekinen Finlandiya ve İsveç NATO’ya üye  oldu. Tarihi olarak genellikle devletlerarası kapışmalarda “nötr/tarafsız” kalmayı tercih eden, savaş karşıtı bu iki devletin NATO üyesi olunca silahlanma, savunma, istihbarat, iç ve dış güvenlik ve benzeri konularda ABD’ye bağımlılıkları biraz daha artacak. Kârlı çıkan kim? Silah üreticileri, örneğin Fransa.

Asıl önemli nokta, burada bilhassa vurgulamak istediğim nokta şudur: Üç yıl geçti aradan ama Avrupa Birliği (AB) toplu olarak veya en güçlü devletlerinden Almanya ya da Fransa tek başına veya ikili biçimde bu savaşı DURDURAMADI. Avrupa devletleri sırası gelince tek başlarına birer türkü söylüyor, iyi birer nutuk atıyorlar ama savaş da sürüyor. Hiçbiri tek başına lider konumuna da giremiyor. Kimi kez çıkarları çatışıyor...

Yeni silahlar gelince savaşta yeni bir ASKERİ TIRMANMA safhası daha yaşanıyor, yaşandı, yaşanacak.

 ABD ve Rusya temsilcilerinin söyledikleri bunu gösteriyor. Putin nükleer bombaları yine anımsattı.

Buna “ölçülü tırmanma” ismini takanlar var ama tırmanma sadece çatışmalarda ortaya çıkmayacak. Büyük olasılıkla ve maalesef daha çok çocuk, daha çok kadın, daha çok erkek öldürülecek. Daha çok köy, kasaba, kent yerle bir edilecek.

AB veya AB devletlerinden biri ya da ikisi barışı getiremeyince, soruna çare bulamayınca bir kez daha YAŞLI AVRUPA’NIN DERTLERİNİ ÇÖZMEK ÜZERE ABD müdahele etti. Öteden beri Rusya karşıtı her başkaldırıyı destekleyen ABD izlediği klasikleşmiş tırmanma politikasını (Vietnam’ı, Afganistan'ı, Somali'yi, Yakındoğu'yu unutmamalı) yeniden gündeme soktu.

Hele savaşçı Ukranya ordusunun ve baş komutanı Zelenski’nin bir ölçüde medyanın abarttığı “kahramanlığını” da görünce. ABD artık aracısı apaçık savaşkan bir devlete Avrupa’da Rusya’ya karşı kendi savaşını yaptırıyor. ABD elini cebine atıyor ve her seferinde birkaç milyar çıkarıyor, savaşın, kimi uzmanın, fransız ordusunun kimi emekli generalinin vurguladığı gibi tırmanarak sürmesini sağlıyor. Bugün Ukranya devleti bütçesini/kasasını ABD vergi ödeyenleri/vatandaşları dolduruyor. Ukranya devleti memurlarının maaşlarını ABD ödüyor... ABD'nin tek şartı Zelenski ve Ukranya'nın sadece kendi emirlerini aynen yerine getirmesi. Sağa sola sapmadan!

Evet yineliyorum Avrupa’nın altından kalkmak beçerisini gösteremediği bir derdini YİNE bizzat ABD çözmeye kalkıyor. Elbette kendi çıkarlarını koruyarak. ABD savaş veya barışın yönetiminde tek olmak istiyor. Ukranya'yı Zelenzki'siz ve Ukranyasız "çözmek" istiyor. Önce "24 saatte" dedi. Sonra altı ayda. Dün, 24 Şubat 2025'te, "birkaç haftada"...

ABD'nin "ustalığı" bunu “Ukranya’yı kurtarmak”, “demokrasi, özgürlük ve eşitlik” için yaptığını ileri sürmesi ve binbir yolla, bilhassa medyalarıyla, bütün kıtaları etkileyen bir biçimde ve milyonlarca insanı buna inandırmaya çalışması. Bu yöntem yürüyor.

Dahası da var: Emmaunel Macron’un “autonomie stratégique” (“özerk strateji”), “défense européenne” (“avrupai savunma”) veya “souveraineté européenne” (“avrupai eğemenlik”) adlarını taktığı tamamen “farfara” “reformlara” artık herkes katıla katıla gülüyor. Az da olsa ağlayanlar da var. Macron NATO içinde kalmak ama ABD’siz bir savunma mekanizması yaratmak için çok nutuk attı. Dinleyenleri ise kahkaha. Macron’un niyeti, aramızda kalsın, “ABD elini cebine atsın, itiraz etmeden ödemeleri yapsın, ben nutuk atayım, müttefiklerimiz fransız malı silah, tank, top, uçak, denizaltı vs satın alsın, barış aklına esince gelir” gibi garip bir yol. Çıkmaz sokak. Fransa öncelikle Ukranya'da bizzat Ukranya ile ortak kurduğu siah üretim fabrikalarının ve ek yatırımlarının geleceğini kurtarmak. Dün güya barış isteeyn Fransa bugün önce savaş yanlısı. Dün ABD'de Macron'un ABD Başkanı ile sahnelediği müsamerede göz yaşartıcı oyun saatlerce sürdü. Hakiki hiçbir şey söylenmedi.

Fransa Avrupa'nın lideri roünü oynamak niyetinde. Ama Avrupa ve  hele AB üyesi devletler ülkesinde kamuoyu yoklamalarında madara olan Cumhurbaşkanını bu konuda hiç tutmuyorlar. Herşey Macrons'suz olmalı diyorlar. Oysa Macron Trump ile dansa kalkıyor. Böyle bir ikili yürüyebilir mi?

Tarih ve 1945'ten bugünlere kadar olan-bitenler ABD’siz NATO mümkün değil diyor. Bütün silahlarını ABD’den satın alan Polonyalılar ile Estonya ve Lituanya başta Baltık devletleri Macron’u hiçbir zaman ciddiye almadılar. Bugün onlar haklı çıktılar. Macron’un müsamere havasında attığı komik ve temelsiz nutukları, son günlerde otuzdan çok devlet başkanını Saray'da özel olarak kabulü istenen sonucu vermedi, geçersiz kaldı.

ABD “yaşlı Avrupa’dan” elini ve ayağını çekmek istiyor. Afganistan’ı bildiğimiz biçimde terkeden ABD’nin yöneticilerinin o günlerde Ukranya temsilcilerine “savaşmak için” Avrupa’ya bir tek ABD askerini bile göndermeyeceğini söylediklerini anımsatmak isterim. Günümüzde ABD Ukranya'nın NATO üyesi olmasına kesinkes karşı. Şimdilik?

Rusya saldırısı başlayınca, Zelenski’ye bir uçak gönderip ABD’ye sığınması önerisini de yine ABD yaptı. O gün de bugün de ABD için öncelik Asya’da. Pasifik Okyanusu'nda, Tayvan’da. ÇHC ile derinlemesine ekonomik ve ticari rekabette birinciliği yitirmemek umuduyla ÇHC ile ticari mücadelede yeni yollar aramak niyetinde. ÇHC ise dünya boyutunda "rıhtımlar stratejisi"ni yürütüyor:  Yunasitan, Panama, Almanya ve daha nice devlette rıhtımları satın alıyor, kıtalararası deniz ticaretine eğemen olmak istiyor.

Geçen yıllarda ABD, Avrupa için Polonya ve Ukranya ile belki KENDİ ADINA SAVAŞACAK MÜCADELECİ VE KAHRAMAN BİR İKİLİ BULDUĞUNU UMDU. Elini cebine atması, hatta önceki Başkan döneminde ELİNİ CEBİNDEN HİÇ ÇIKARMAMASI bundandı. Sonrasını görüyoruz ve göreceğiz.

26 Haziran 1963’te Batı Berlin’i ziyaret eden ABD Başkanı Kennedy, “İch bin ein Berliner!” dediğinde bu cümlesiyle “etkimiz, etki alanımız Berlin’e kadar geliyor” anlamını da yüklemişti sanıyorum. Aradan geçen 60 yıl sonra yine bir ABD Başkanı, Joe Biden, Şubat 2023’te, Kiev’i ve hemen peşinden Varşova’yı ziyaret ederek, devletinin ve en birinci temsilcisi olduğunu iddia ettiği “Hür Dünya’nın” etki alanının Kiev ve Varşova’ya kadar geliştiğini vurguluyor gibiydi. Böylece sanki “Hür Dünya”nın yeni sınırlarını göstermiş oluyor. Bu süreç içinde coğrafyasını genişleten, kârlı çıkan kim?

Harcanan milyarlarca dolar boşuna değil. Kiev’de ve Varşova’da da artık ABD şurubu içiliyor, köftesi yeniyor. Trump için "savaştansa" ticaret yapılmalı.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında benimsenen uluslararası düzen, dünyasal çaptaki paylaşım, yeniden bir zelzeleye tutulmuş durumda. Birçok siyasi aşamadan bu arada bilhassa 1989’daki ve hele 1991’deki tufandan sonra yeni bir sarsıntı içinde olduğumuz kesin. Açık.

“Soğuk Savaş” sıçak savaşa dönüştü. Daha beter biçimler alması, savaş alanının genişlemesi olasılığı da var. Yazık!

Bu yeniden yapılanma sırasında minik devlet Moldavya bile var: Biden’in Varşova’daki nutkunu birinci sıradan izleyenler ve can kulağıyla dinleyenler arasında minik devlet Moldavya’nın cumhurbaşkanı Bayan Maia Sandu dikkatlerden kaçmadı.

Evet paçasını Avrupa'dan kurtarmak isteyen ABD ve NATO etksinin alanı gittikçe genişliyor. Küçük büyük farketmez. AB avucunu yalayabilir. Rusya bütün ordusunu savaşa sokabilir. Avrupa’nın doğusundaki unutulmuşlar hem AB ile hem ABD ve NATO ile dans etmeyi tercih ediyorlar, edebilirler. Polonya gibi. Haydi “polska”! (Sürecek.)

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

Değişen Küresel Düzende Avrupa'nın Korunma Stratejisi
Taliban yönetimi insan hakları felaketini tetikliyor.
Sudan soykırımı bir kabustur
Demokratlar kapanma konusunda ciddiler…
Trump eski KGB ajanı mıydı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN
Oxford Sözlüğü yılın kelimesini seçti: Beyin çürümesi
"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi
Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!
Türkiye OECD’de gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu 4. ülke
2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.

ANALAR(IMIZ) SİZLER ÇOK YAŞAYIN
Amerika dış yardım yumuşak gücünden vazgeçiyor mu?
Zelenski: Kolezyum Politikasının Kurbanı
UKRAN(RUS)YA (İKİ) BARIŞ, SAAT KAÇTA?
UKRAN(RUS)YA: TANSİYON YÜKSELİYOR

EMRİ HAK VAKİ
Hatalar Zinciri
Para...
Sarıkamış 1915
KIRIK

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git