|
|
YILMAZ GÜNEY'İ ANMAKKategori: Makale | 0 Yorum | Yazan: M. Şehmus Güzel | 05 Eylül 2024 17:39:43 Yılmaz Güney, yaşamını insanlık mücadelesinde, kalemi, sanatı ve militanlığıyla, insanlığa ait, insanlığın geleceği için ne kadar güzellik varsa ince ince işledi, dokudu, meraklılarına, okuyucularına ve giderek insanlığa sundu. Yılmaz Güney bir hazinedir. Güney'in hazinesinde devrimci sanatın çok yönlülüğü vardır. Bunu siyaset, sinema, yazar, yayın ve disiplinli yaratıcılığıyla sürekli gelişme yönündeki yaşam çatısının en yükseğine çıkardı.
Yaşamı, günü ve geceyi militanca kavradı. Değişikliği manyetik bir dalga gibi her alana yayarak tırmandı. Siverekli Zaza anne ve Muşlu Kurmanc babadan olan devrimci sanatçı, siyasetçi ve mücadele insanı Yılmaz Güney ortak hafızamıza yerleşti. Kültür ve siyaseti içiçe işleyen insan Yılmaz Güney'in katkılarından ürkmeye gerek yok. İşte minicik sokak çocukları bile ona saygı ve sevgi ve hayranlıkla bakıyor. Onlar ki açlıkla terbiye edilmek istenen çocuklar; beyaz perdede kaptıkları rolü Diyarbakır'ın, Muş'un, Dersim'in ve bütün memleket kuçelerinde oynarlarken, kendinden emin olmanın zanatını da öğrendiler. Devrimci tutumla haksızlığa karşı koymayı ve etik kılmayı bellediler. Onu kendine idol seçen o gencecik çocuklar, yaşama dört elle sarılmayı, öğrenmeyi ve üretmenin şifresini yakaladılar. Kendilerinden birinin dünyada nelere muktedir olabileceğinin mutluluğuyla, karşılarına aldıkları Yılmaz Güney'in portresinden gururla güç aldılar. Yılmaz Güney'in tutsağı olduğu yaşam, O'nu tutsaklığına rağmen başarılı kılmaktan alıkoyamadı. O'nu sevmeyenleri kahreden de bu değil mi? Yılmaz Güney'in, farklı özellik ve yeteneklerini birbirinden soyutlamak saygısızlık olur. Yılmaz Güney az bulunur sanatcılarımızdandır, yeri doldurulamazlardandır. Yılmaz Güney'e saygıda kusur olmamalı. Bütünlüklü olarak yaratıcılığının sırrını ve hazinesini hakkında yazılan birçok yapıtta bulmak mümkün. Derslerle dolu Güney'in yaşamı, yarattıkları, çalışkanlığı, kısacası Güney hazinesi her devrimciye, her sanatçıya, genç veya yaşlı, her kadın ve erkeğe, her çocuğa, her insana mutlaka yol gösterici olabilecek özellikler taşıyor. “Hem sanatçı olurum, hem siyasetçi” diyen Güney'in örnek alınacak yönleri ihmal edilmemeli. “Hurda bisikleti ve paslı film kutuları ile her gece yazlık sinemalara gösterilecek film bobinlerini taşıyan esmer, ince, uzun ve çok güzel gülen genç bir adam... Sinemaya gidecek parası olmayan yoksul mahalle çocukları, kendilerine arka kapıyı açan o genç adamı, her gece sabırla beklerdi. Derin ve etkileyici gözlemleriyle izlediği her filmden geleceğe dair ders çıkaran bir insan, günün birinde elbette çok büyük bir sinemacı olacaktı.” Adana’dan Fransa’ya, çocukluğundan ölümüne, senaryo yazarı, oyuncu, yönetmen, sinema ustası, şair, öykücü, romancı, eylem adamı Yılmaz Güney ile Torosların mevsimine göre değişen renklerine karışmış keskin bakışlar karşılayacak sizi. “İşte Yılmaz Güney... Toprağıyla, karakteriyle...” demekten alamayacaksınız kendinizi. Değişik kitaplarıyla ve hakkında yazdığımz kitaplarımız ve ekitaplarımızla Yılmaz Güney’in hayatını yansıtmaya çalışmamızın belirleyicisi. Bu çalışmalarda Güney’in devrimci yönünü, devrime bakış açısını, 68 kuşağı devrimci hareketinde Mahir Çayan, Deniz Gezmiş, Yusuf Küpeli, Ulaş Bardakçı ve diğerleri ile olan ilişkileri, vermiş olduğu desteği okuyacak, artı ve eksileri ve o yılların Türkiye’sinin tansiyonu yüksek politik ortamının analizini daha iyi bir biçimde yapabileceksiniz. Eksikleri, unutturulmak istenenleri anımsayarak. Hayatına öyle veya böyle girmiş olan bütün kadınlara verdiği değeri, onlara yazdığı mektuplarda okuyacaksınız. Yılmaz Güney’in doğup büyüdüğü topraklardan beslenen tükenmeyen bir güç olduğunu anlayacaksınız. Zorluklar karşısında gelişen mücadeleci yapısına, cezaevi duvarlarının bile onu asla yıldıramadığına tanık olacaksınız. Cezaevinden Cannes Film Festivali ve Altın Palmiye’ye uzanan taşlı yola ve “Yol” filminin serüvenine katılacaksınız. Türkiye’deki cezaevlerinin kanayan yarasını ve cezaevlerinde çocuk mahkûmların yaşadığı sıkıntıları beyaz perdeye taşıdığı “Duvar” filminin çekim aşamalarına dahil olacaksınız. Güney'in kitaplarını, hakında yazılan kitabları ve ayorum.com sitesinde karşılıksız sunduğumuz ekitaplarımızda usta yönetmen, yazar, öykücü, siyasi lider, eylem adamı, âşık, şair, dürüstlük, kabadayılık, yiğitlik örneği, sömürüye ve kötülere karşı başkaldırının sinemadaki temsilcisi, anasından dinlediği Kürtçe ağıtlarla büyümüş Yılmaz Güney'in Adana'dan Paris'e uzanan yaşam serüvenini bulacaksınız. Güney'in kitaplarını, hakında yazılan kitabları ve ayorum.com sitesinde karşılıksız sunduğumuz ekitaplarımızı okurken, Güney’in "Gerçek adım Yılmaz Hamitoğlu Pütün. Adım, zorluklar karşısında eğilmez, umutsuzluğa kapılmaz, yılgınlığa düşmez ve baş eğmez anlamına gelir. Soyadım Pütün ise bir dağ meyvesinin kırılmaz çekirdeğinin adıdır. Halktan, sanatımdan kaçamam. Ben artık halka aitim. Ben kendimi sınırlamam. Hem sanatçı hem siyasetçi olurum. İnsanlarımın beni de kendilerinden biri olarak kabul etmelerini istiyorum." sözleri ete kemiğe bürünüp can bulacak. Güney'in arzusu budur: Halkıyla bütünleşmek. Halkıyla ve halkında yaşamak.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|