A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Hangisi Yener

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 02 Aralık 2023 08:45:56

Küçük kardeşimi rahmetle anarım; aramızda çok büyük yaş farkı olduğundan, onun yaşına kimi zaman inemezdim. Beraber sinemaya, parklara gider, yolda sorularının cevabını vermeye çalışırdım. Aramızda 16 yaş fark vardı ve benim onunla müşterek oyun oynama zevkmiz olmazdı. Arkadaşlarımla futbol maçına gitmeye kalkardım. Anne ve babam kardeşimi de götürmemi isterlerdi. O kadar kalabalık içinde nasıl ona sahip çıkabilirdim diye itiraz ederdim.



Yaşıtlarımla nereye gitmeye kalksam, Mehmet’i de yanımda götürmem istenirdi. Ben kızardım, ama söyleyemezdim. Çocukluk yaşlarımın büyük bölümünü yatılı okulda geçirdiğim için, kendime buyruk biriydim. Kimsenin beni yapmayı düşündüğümden alıkoymasını kabul edemezdim. Buna anne ve babam da dahildi. Kardeşimin bana bağlanmasına kimi zaman sevinirdim, kimi zaman ise hürriyetimin kısıtlanması olarak görürdüm. Onun çocuk bahçesine gitmesi gerektiği yaşta, ben arkadaşlarımla sinemaya gitmek isterdim. Bazen danslı çaylar olurdu, onu götürmem mümkün olmazdı. Bana evde herkes kızardı. Bu çelişki makası, yaşlarımız ilerledikçe hiç kapanmamıştı. Yahut ben kapatamadım. Onun dünyasına inememenin hep bir ezikliğini yaşadım.

Aslında evlendikten sonra çocuklarım olduğu günlerde onlarla boş zamanlarda parklarda çok zaman geçirip, aradaki farkın nereden geldiğini anlamaya çalıştım. Ben kardeşime baba olamadım, ağabey de olamadığımı çok geç anladım. Birçok kez sorardı kardeşim, ‘Fil mi daha kuvvetli, yoksa balina mı? Kavga etseler hangisi yener?’ diye. İşte burada çuvallardım. Birisi karada yaşayan hayvanların en büyüğü, diğeri ise denizlerde yaşayan hayvanların en büyüğü. Nasıl olur da ikisi bir kavgaya tutuşabilir konusunu kardeşime anlatmam çok zordu.

Çünkü onun çocuk dünyasında bu sorunun bir nedeni ve de neticesi olması gerekti. O da, benim gibi, sinemada oynayan filmlerde kavga sahnelerinde elleriyle gözlerini kapatıp, kimi zaman parmaklarının arasından kavganın neticesini izlerdi. Bende de aynı bu korku vardı. Yatılı okulda, çok güzel filmler Amerika’dan Kayseri Askeri Havaalanına, oradan da bizim okula gelirdi. Bu filmlerdeki kavga sahnelerinde, hep ellerimle gözlerimi, baş parmağımla kulağımı kapatırdım.

Film karanlık bir salonda, mütalaa salonunda oynatıldığı için, kimse benim gözlerimle kulaklarımı kapattığımı görmezdi. Kavgaya tutuşanlardan kötü adam rolündeki mi, yoksa iyi adam rolündeki mi galip gelirdi pek hatırlamazdım. Ama gelen her filmi hepimiz seyrederdik. Ben ise taksitle seyreder, sonucunda iyi adamın galebe çalmasına sevinirdim.

Zaten hep öyle olurdu, hikayelerin sonunda iyiler hep kazanırdı. Ancak bunu hayvanlara uyarlamamız uygun olmayabilir. Çünkü fil mi iyidir yoksa balina mı iyiyi temsil eder bilinmez. Bütün hayvanların iki hedefi vardır. Biri açlığını gidermek için avlanmak, diğeri ise, üremek içgüdüsü. Üremek içgüdüsü için erkek hayvanlar, rekabete dayalı dünyalarında hayatı pahasına mücadele ederler. Burada erkek hayvanlardaki üreme içgüdüsünde kendi neslinin devamını sağlamak yatar.

Ne balina ne de filler doymak adına bir mücadeleye giremezler. Filler nebatat tükettikleri için yeşil ne varsa yerler. Balinalar ise koloni halinde dolaşan ve denizlerdeki en küçük canlılar olan planktonları yiyerek beslenen bir canlıdır.

Şimdi nasıl anlatırım kardeşime planktonu. O tarihte bilgisayar yok, televizyon kanalları da yok. Sadece radyo ve kütüphanelerdeki ansiklopediler var. Bu konular, bilgimin dışında olduğundan ve anlatım üslubum da uygun olmadığından kardeşime ‘Fil mi ya da balina’ mı yener sorusuna bir cevap bulamazdım. Bazen kardeşim bana sorduğu soruları evirip çevirip aynı düzeye getirip ‘Ayı mı yener yoksa aslan mı?’ gibi alternatiflere yöneltmesinde de çaresiz kalırdım.

Ülkemde çok önemli iki yargı organının, salahiyet ve yetki konusunda, karşı karşıya geldiğini hepimiz biliyoruz. Bunların en üst kademesinde Anayasa Mahkemesinin bulunduğu da aşikar. Hatta Anayasamızda çok önemli bir madde bulunmakta.

Madde 11: Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.

Madde 138: Hakimler görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler.

Vicdani kanaatler konusunun ucunun açık olduğunu düşünmekteyim. Madde 138 şöyle devam etmekte; “Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.”

Bu cümlede tarif edilenden başka tanımlanmayan bir mercii olabilir mi? Mesela Beş Tepe bu kapsam içinde midir? Bilmiyorum. Çok açıklayıcı bir başka cümle şöyle söylemekte madde 138 de; “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.”  Burada da izah edilmeyen bir başka organ veya idare olabilir mi?

İşte burada, iki güçlü kurum üzerinden, yek diğeri üzerinde güç ve yetki tartışması yaratabilecek bir durum çıkmakta ortaya. Hani rahmetli kardeşim Mehmet’in sorusu gibi bu kavgada ‘fil mi yener yoksa balina mı yener’ diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.
Türkiye Yüzyılı Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi’nde yükselen o çığlık

Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi

Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel
Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım
2025 Hazar Türk-Musevi Hakanlığı: Tarih Yeniden Yazılsaydı Dünya Nasıl Görünürdü?
Sürgün Devrim girdabında Isaac Deutscher ve Avraham İşcen

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git