|
|
Kötüsün Sen Kötüsün!Kategori: Ayorum Güncel | 0 Yorum | Yazan: Neslihan Acu | 18 Mayıs 2008 16:23:01 Dünyanın en baba yazarlarından Kurt Vonnegut, iyiler ve kötüler hakkında şu özlü sözü söylemiştir: "İyi'nin kötü'ye karşı zafer kazanmaması için hiçbir sebep yok. Yeter ki melekler mafya kurallarına göre örgütlenebilsin."
Hani bazen olur ya, bir sabah uyanırsınız, camdan dışarı bakarsınız, martılar o bet sesleriyle çığlık çığlığa uçuyor, kargalar gaklıyor, karıncalar rutin nakliye işlerini yürütüyor, ağustos böcekleri saz çalıp oynuyorlardır. Balkondaki bitkiler güneşi görünce coşmuşlar, çiçek falan açmışlardır. Yani tüm canlılar mutlu mesut yaşayıp gitmektedirler. İnsan hariç. İnsanlar her zamanki gibi birbirlerinin gözünü oyarak yaşayıp gitmektedirler. Gelişmiş ülkeler, gelişmiş olmayan ülke vatandaşlarının ciğerini sökmektedir. Gelişmemiş ülke vatandaşları, bu ciğer sökümü işinde gelişmiş ülkelere birbirlerinin gırtlaklarını sıkarak yardımcı olmaktadırlar. Aslında insan denen yaratığın neden böyle olduğunu anlamak için çoook gerilere gitmemiz gerekir. Biliyorsunuz atalarımız Homo Saphiens lakabıyla tanınıyordu mahallede. Bu Homo Saphien, kalleş biriydi. Güçlü, heybetli, kalıbı yerinde Neandertal adamı yakın dövüşte alt edemeyeceğini anladığında, “uzaktan nallama” yöntemini geliştirmişti. Yani uzaktan atılan silahlar icat etti Homo Sapiens. İlk silah, kemikten bozma yamru yumru bir baltamsıydı ama olsun. İş sonunda geldi, bilmem ne füzelerine kadar dayandı, görüyorsunuz. Dünyanın her yerine akıllı füzelerle demokrasi götürülüyor artık biliyorsunuz. Neandertal insan ise, sizden iyi olmasın, çok iyi biriydi. (Aklıma Okan Bayülgen geldi şimdi. Geçtiğimiz aylarda verdiği bir röportajda neandertal olduğunu iddia etmişti. Bir heves olduğunu varsaysak bile, hoş bir şeydi bu) Neandertaller Avrupa’nın batısında yaşadılar (gözümle görmedim gerçi..). Lafı cimi yok, gerçekten çok çirkindiler ama sağlam ve dayanıklı bir ırktılar. Bir de, konuşamazlardı. Arghh marghh, hırggg mırgg efektleriyle, gül gibi anlaşır giderlerdi aralarında. Zaten düşünecek olursanız, o günlerde konuşacak pek bir şey de yoktu, medya oluşmamıştı henüz. Neandertaller sadece avlanırlar, karınlarını doyururlar, mağara duvarlarına resimler çiziktirirler ve birbirlerini sevip korurlardı. Barışçıydılar. Savaşmaktan ve kan dövmekten hoşlanmazlardı. Derken, (burada bir dehşet müziği efekti verelim) bilinmeyen bir sebepten, dünyanın bir yerlerinde Homo Sapiens denilen tür ortaya çıktı. Bu Homo Sapiens vücut yapısı olarak Neandertal gibi sağlam ve dayanıklı olmadığı için kalleşçe bir yola başvurdu, yani ZEKASINI GELİŞTİRDİ. Konuşmayı bile becerdi Homo Sapiens yahu! Düşünebiliyor musunuz? Zaten her türlü kötülük konuşmayla başladı. Konuşabiliyorsan dedikodu ve geyik yaparsın. Dedikodu ve geyiğin ise, sonu bellidir. Reality şovlara kadar gider iş. Nitekim gitmiştir de. Homo Sapiens’in zalimliğine maruz kalan zavallı Neandertaller ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Homo Sapiens’le başa çıkmaları mümkün değildi. Östaki boruları çok küçük olduğundan dengede kolay duramıyorlardı, bacakları kısaydı, hızlı hareket edemiyorlardı. Açıkçası Neanderthaller göç etme özürlüydüler. Vücutları göçe uygun değildi. Durdukları yerde durmak için yaratılmışlardı. Şimdi diyeceksiniz ki, “E durum böyle ise neden bu bastıbacak Neandertalleri övüyorsun bize? Baksana adamlar konuşmaktan bile aciz! Aslında bunlar insan değil, daha çok maymunmuş.” Ben de size diyeceğim ki: Homo Sapiens denilen tür –evrimin bir defosu olarak- türemeseydi, dünyada hala Neandertaller olacaktı ve dünya –bir ihtimal- ilk günkü kadar el değmemiş olacaktı. Tertemiz okyanuslar, deliksiz bir ozon tabakası, el ayak değmemiş yağmur ormanları vs vs. Ama Homo Sapiens “zekası” yüzünden dur durak bilmedi. Dünyanın çivisini yerinden söktü çıkardı, şimdi yeniden takmaya çalışıyor ama geçmiş ola! Önce şu konuda anlaşalım sevgili okur: ZEKA iyi bir şey değildir, bir genetik sapmadır, bir anomalidir. Bir tür kanserdir. ZEKA bir yanda ise, KALP öte yandadır. Zeka geliştikçe, kalp küçülür. (kas anlamında söylemiyorum) Yani, insan zeki bir yaratık haline geldikçe, kalpsizleşti. Merhamet duygusunu, sezgi gücünü ve içgüdülerini yitirdi. Zekası ile doğayı alt edebileceğini sandı. Bu kadar da psikopattı yani. Oysa şu haliyle insan denen yaratık, doğa’nın içinde “bir adet naylon torba” gibidir bence. O kadar gereksiz, zararlı ve kanserojen... Şimdi kendi kendime ben bu yazıyı neden yazdım diye soruyorum. İki nedeni var. Birincisi, bir takım kendini bilmezlerin “neandertal” sözcüğünü “maganda” niyetine kullandıklarını görüyorum. Bu vesileyle onları kınıyor ve cehaletleriyle yüzleşmeye çağırıyorum. İkincisi…. Sanıyorum, Cumhurbaşkanlığınca taze onaylanan “ormanlık alanlara ve kıyılara turizm tesisi olanağı veren kanun değişikliği”, bende hafif bir bunalım yarattı. Homo Sapiens köklerimi reddediyor, kendimi fahri Neandertal ilan ediyorum.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|