21 Şubat 1937 doğumlu yazar ve çizer Aykut Yazgan son yolculuğuna 2 Ağustos 2023 Çarşamba günü, Teşvikiye Cami’nden uğurlanacaktır. Geride eşi Sevil Yazgan, oğulları Emre ve Kaan Yazgan’ı, torunlarını, biz dostlarını bırakan sevgili Aykut abimizi, çizgileri, şiirleri, öyküleri, sayısız anı ve derleme kitapları ile özlemle anacağız.
Büyük harf kullanmayı hiç de sevmeyen, kurallara, baskıya, eşitsizliğe tam bir inatla, her anında karşı olmuş Aykut abimize, onun Ölmek Zamanı adlı kitabından kendi sözleri ile veda edelim.
“acaba dedim kendi kendime. yaşın onsekiz ya da yirmi olsaydı neler yapardın? nelere heves ederdin? nerelerden başlardın? bu aklınla...
hep çocuklarla beraber olmak isterdim. küçük çocuklarla. hatta bebelerle. çocuklar benim tek sevgilim…
bana karşı hiçbir borçları olmayan kediler ve köpeklerim olsun isterdim. yemeklerini yesinler ve minnet duygusu olmadan çekip gidebilsinler.
ormanda usulca yaklaşıp bir geyiğe ya da bir ayıya sarılıp onları okşamak isterdim.
ve orman ağaçlarına daha çok ve daha sıkı sarılmak isterdim..
bir kargam olsun isterdim. sanırım bu “malik” olmak istediğim ender şeylerden bir tanesi.
teorik fiziği ve matematiği çok ama çok iyi bilmek isterdim.
bir virtüöz kadar değil ama evde kendi başıma notalardan piyano çalabilmeyi isterdim.
bir dağbaşında ya da bir deniz kenarında yapayalnız ve en kalabalık zamanında istiklal caddesinin orta yerinde yaşamak isterdim.
birisi bana resim yapmayı öğretsin isterdim. karakalem ya da yağlı boya.
en mutlu anımda birdenbire ölmek isterdim.
gencecik...”
Güle güle Aylut abi, geride bıraktığın kitapların, çizgilerin, sevecen şen bakışının, keskin zekanın ışıklarını saçacak. Sen de ışıklar içinde ol.
Kendi kaleminden AYKUT YAZGAN kimdir?
gülhane hastanesinde doğdum. 21 şubat 1937. 06.30
8. moda ilk okulunda üç sınıf okudum.
ikinci sınıfta gözlük taktım.
daha sonra galatasaray.
aşağıda, yani kabataş’ta iki sene..
yukarıda, beyoğlu’nda bir sene. hep yatılı....
1949’da isviçre’ye.
orada yedi sene.. orta ve lise..
istanbul’a dönüşte iki sene de sen jorj...
- ne lüzum varsa?... -
vesikalık resimde gravat görünmüyor münakaşası yüzünden yüksek ticarete girmekten
vazgeçtim.
babamın yanında önce iç çamaşırı imalatında ayak işleri..
daha sonra ayni çamaşırları anadolu’da pazarlama gezileri.
askerlik....
yirmi defa firar..
bes gün katıksız, onbes gün göz hapisi, on gün katıklı hapis..
nişanlandım ayrıldım..
olmadı yani.. sirkeci’de fotoğraf işi.
amcamla beraber... altmış ihtilalinden bir ay sonra evlendim.
nişan yüzüklerimizi çıkartıp askeriyeye hediye ettik...
o zamanlar adetti...
onlar da daha sonra alyans-lojmanları yaptılar.
emre doğdu..
almanya’ya hicret...
frankfurt’ta birahane işi..
tam iyi giderken....
isviçre’ye transfer...
bir çorap fabrikasında prokurist...
kaan doğdu...
fabrika iflas etti..
almanya’ya geri dönüş...
meşhur foto koch firmasının havaalanı şubesinde ‘sales manager’.
sonra yeniden istanbul. otomatik nakış makinası işleri imalatı ve satışı..
aile ile beraber..
işler karıştı..
ben ayrıldım..
harbiye’de perakende çeyiz mağazası..
tek başıma.. ooh rahat...
sonra yürümedi..
bir arkadaşımın teklifi ile mağazayı perakende saatçi dükkanına çevirdik..
o da olmadı... yeniden çeyiz işi..
bu sefer pederle ortak.. peder öldü..
dükkanı kapattım..
sözde bilgisayar danışmanlığı...
kardeşimle ortağının yanında..
beş sene falan...
ve.. emekli oldum..
işte bu kadar...
Kitapları (kitap.ayorum.com)
http://ekitap.ayorum.com/aykutyazgankitaplar.html
Yazıları (ayorum.com)